Üretimin merkezinde olan tarlanın enflasyonu durmak bilmiyor. Yıllık enflasyon Türkiye’de yüzde 67 olurken, tarlanın enflasyonu yüzde 58’i aştı. Çiftçi üretmekten korkarken, belirsiz tarım politikaları da maliyetleri tırmandırıyor. Uzmanlar tarlada yaşanan bu maliyet artışı karşısında ne fiyatların düşeceğini ne de enflasyonun tek haneye ineceğini düşünüyor.
Enflasyon canavarının mesaisi Türkiye’de hız kesmiyor. Uzun bir süredir zirvede seyreden enflasyon karşısında son birkaç yıldır yüzde 5 hedefi veriliyor fakat düşüş bu kadar çabuk olacağa benzemiyor. Şubat ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yıllık enflasyon yüzde 67 oldu. Maliyetlerin sürekli arttığı bu veri ışığında tarladaki maliyetler de hız kesmiyor. TÜİK’in açıkladığı tarım ürünleri üretici fiyat endeksinde de tarladaki maliyetin durmadığı görüldü.
Tarım-ÜFE’de (2020=100), 2024 yılı şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 7,18 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 11,30 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,29 artış ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 60,28 artış gerçekleşti. Çiftçi üretmekten korkarken, belirsiz tarım politikaları da sorunu tırmandırıyor. Bakıldığında FAO verilerine göre bile tüm dünyada gıda fiyatları gerilerken Türkiye’de artış da hız kesmiyor. Türkiye 2023 yılında da OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonu şampiyonu olmuştu. G20 ülkeleri arasında ikinci olduk. Dünyada en yüksek gıda enflasyonuna sahip dördüncü ülke konumundayız. Uzmanlar, tarlada maliyetlerin kısılmadığı, çiftçinin üretmekten korkmadığı sürece tek haneli enflasyonun tek haneli bir hayal olduğunu paylaşıyor.
Sektörlerde bir önceki aya göre, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 7,28 artış, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 5,25 artış ve balık ve diğer balıkçılık ürünleri; su ürünleri, balıkçılık için destekleyici hizmetlerde yüzde 5,93 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre, tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde yüzde 8,98 artış, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yüzde 2,55 artış ve canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 6,02 artış gerçekleşti.
‘DESTEKLER YETERSİZ KALIYOR’
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yerel seçimler öncesi çiftçilerin belediyelerden beklentilerine ve taleplerine yönelik ziraat odaları aracılığıyla yapılan çalışmanın sonuçlarını paylaştı. Çalışma neticesinde, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde tarım alanlarının yeterince korunmadığı, desteklerin çiftçilerce yeterli bulunmadığının tespit edildiğini belirten Bayraktar, çiftçilerin belediyelerden beklentilerini aktardı.
Bayraktar, çiftçilerin tarım arazilerinin korunmasını istediklerine işaret ederek “Büyükşehir belediyeleri, kendilerine emanet edilen köylere ait arazilere sahip çıkmalıdır. Tüm belediyeler arazilerin amacı dışında kullanılmaması ve imara açılmaması konusunda her türlü tedbiri almalıdır. Her ilde oluşturulan Toprak Koruma Kurullarında ziraat odalarının yer almasına destek vermeli ve buraya gelen amaç dışı kullanım taleplerine yönelik de ziraat odalarıyla birlikte hareket etmelidir” değerlendirmesini yaptı.
BEKLENTİ SÜREKLİ YÜKSELİYOR
Merkez Bankası reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 70 katılımcıyla gerçekleştirdiği “2024 yılı Mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi”ni yayımladı. Ankete göre, cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi yüzde 42,96’den 44,19’a yükseldi. 12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 37,78 iken, bu anket döneminde yüzde 36,70 oldu. Yıl sonu dolar beklentisi ise 40,02 TL’den 40,53 TL’ye yükseldi. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 41,15 TL iken, bu anket döneminde 42,79 TL olarak belirlendi.
BİST Repo ve Ters-Repo Pazarı’nda oluşan cari ay sonu gecelik faiz oranı beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 45 iken, bu anket döneminde yüzde 45,82 oldu. TCMB bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı cari ay sonu beklentisi ise bir önceki anket döneminde olduğu gibi 45 olarak gerçekleşti. GSYH 2024 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket dönemindeki gibi yüzde 3,3 olarak gerçekleşti. GSYH 2025 yılı büyüme beklentisi ise yüzde 3,8 oldu.
BİR KATKI DA ET FİYATLARINDAN ‘ARTIŞ DEVAM EDECEK’
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) yönetimi, Et ve Süt Kurumu (ESK) Genel Müdürü Mustafa Kayhan ile yaklaşık 2 saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. TÜSEDAD tarafından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, “Üretici temsilcisi olarak aklımızdaki soruları kendisine yönelttik ve aldığımız cevapların özetini siz üreticilerimiz ile paylaşıyoruz” denildi. Açıklamada ise ESK ile ilgili görüşmelerde ortaya çıkan şu notlara yer verildi:
“Kesim fiyatları yükselecek diye besiciler hayvanlarını ellerinde tutuyorlar. Sosyal medya paylaşımları bu konuda çok etkili. Bu paylaşımlar her zaman vardı ancak aynı zamanda kırsalda bulunan küçük işletmelerin sayısı ciddi anlamda azalmasına karşın büyüklerin pazarda toplamdaki payı artmış. Bu fiyat konusunda bir kısır döngü oluşturuyor. Tabii pahalılığın özünde piyasada üretimin azalmış olması yatıyor. 2015 yılında körüklenen kontrolsüz hayvan ithalatı, içeride üreticinin zarar etmesine sebep verdi ve kırsaldaki üretim rekabet edemeyince yerli üretici üretimden çıktı.”
Gelinen noktada küçük aile işletmelerinin azaldığı ve tarımla uğraşan insanların bir daha üretime geri dönmek istemediğine dikkat çekilen açıklamada, “Bunun bir ispatı; 2009 yılında dahi, doğu illerimizden batıya et gönderilirken şimdi doğuda üretim o denli azaldı ki gelinen noktada doğu illerimize et yolluyoruz. O yıllardan beri TÜSEDAD, sürekli bu tehlikeye parmak basmış bir örgüt olarak hep siyasi algılandı. Ancak zaman bizim ne demek istediğimizi ispatladı. Ülkemiz için verilen hatalı ithalat kararlarının ne denli büyük bir tehdit olduğuna bugün hep beraber tanıklık ediyoruz” denildi.
‘KALICI HEDEF ZOR FEDAKÂRLIK ŞART’
Seçim sonrasında yeni sıkı politikaların geleceği artık aşikar. Hükümet mart sonrasında acı reçeteyi yeniden uygulamaya koyacak gibi. Uzmanlar ise bu konuda daha sıkı politikaların gerçekleşeceğini ifade ediyor. Hatta hükümete yakın kesimlerden de bu yönde görüşlerin gelmesi işin ciddiyetini ortaya koyuyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Avdagiç, genelde ekonomi yönetiminin ve özelde TCMB’nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar için kararlılıkla uyguladığı dezenflasyonist politikaların üretim ve ihracat tarafında baskı oluşturduğunu ve fedakarlıklar gerektirdiğini bildiklerini anlattı. Bu fedakarlıklara katlanılmaması durumunda enflasyonu düşürmenin çok zor olacağını vurgulayan Avdagiç, enflasyonla mücadelede, kamu ve özel tüm kesimlerin üzerine düşeni eksiksiz yapmak zorunda olduğunu bildirdi.
Avdagiç, “Enflasyonun kalıcı olarak tek haneye indirilmesi zor ama imkansız değildir. Öncelikle hepimizin buna inanması gerekiyor. Türkiye nasıl ki, enflasyonu 2002’deki yüzde 45 seviyesinden 2004’te yüzde 10’a ve sonra da yüzde 10’un altına indirdiyse, bugünkü yüksek enflasyonun da iki yıl içinde hedeflendiği şekilde tek haneye indirilmesi mümkündür” ifadelerini kullandı.