Türkiye, doğal gaz üretmese de çok önemli bir doğal gaz terminali olabilir. Böylece akıllara 'Türkiye yeni bir enerji merkezi olabilir mi?' sorusu gelmektedir. Putin'in açıklamaları dünya basınında büyük yankı uyandırdı. İşte ayrıntılar.
Türkiye, doğal gaz üreticisi olmasa da çok önemli bir doğal gaz terminali olabilir. Hatta 2000'li yılların sonlarında ivme kazanan ancak 'Arap Baharı' nedeniyle başarısız olan "Nabucco doğalgaz projesi "nin efsaneleri arasında Türkiye'nin özellikle Avrupa'ya özel bir doğalgaz terminali olacağı yorumları da var. Bugün, bu stratejik projenin yeniden canlandırılması için koşullar çok elverişli hale geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12-13 Ekim 2022 tarihlerinde Astana/Kazakistan'a yaptığı ziyarette, "Asya İşbirliği ve Güven Artırıcı Faaliyetler Konferansı" konferansına da katıldı. Bu zirve çerçevesinde Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ve Rusya Devlet Başkanı Putin de dahil olmak üzere birçok ülkenin devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler yapıldı. Bu temaslardan en ilginç olanı, Putin'in "Türkiye, Avrupa'ya doğalgaz tedariği konusunda diğer güzergahlara göre çok daha güvenli hale geldi" ve hemen ardından "Türkiye'de büyük bir tedarik merkezi kurabiliriz!" şeklindeki iddiasıdır. söylemek istedi.
Rus liderin Türkiye hakkındaki bu görüşü, iki hafta önce Rusya ile Almanya arasındaki Kuzey Akım boru hatlarının Baltık Denizi'nin dibinde sabote edilmesi ve gaz akışının durmasıyla doğdu. Bu nedenle Karadeniz'in dibinden Türkiye'ye ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden Türk Akım hattının Almanya ve o ülke üzerinden Avrupa'ya doğalgaz taşımaya devam etmek için kullanılabileceği düşünülüyordu.
Türkiye'nin 2020 yılında enerji hammaddesi olarak dışa bağımlı olan doğal gaz tüketimi 48,3 milyar metreküp iken, 2021 yılında önemli bir yükselme sonucunda yüzde 23,2 artış göstererek yaklaşık 62 milyar metreküp seviyesine ulaştı. Doğal gaza olan bu dışa bağımlılık, Türkiye ekonomisinin cari açığında petrolle birlikte en önemli faktör haline geldi. Boru hatlarına ek olarak Cezayir gibi birçok ülkeden sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal edilmektedir.
Bu bağımlılığı azaltmak için Türkiye'nin Soğuk Savaş'tan bu yana pek çok çaba gösterdiği görülmektedir. Komşu ülkelerden petrol ve doğalgazı Türkiye üzerinden dış dünyaya taşımaya çalıştılar. Bu bağlamda Irak petrolünü serbest piyasaya arz etmek için inşa edilen ilk boru hattı Kerkük-Yumurtalık hattı olmuştur. Soğuk Savaş bittikten sonra bu hatta yenileri eklendi. Türkiye, enerji ihtiyacını çeşitlendirmek ve sürdürmek için bir yanda Azerbaycan, diğer yanda Rusya ile boru hatları ve petrol ve doğal gaz güzergâhlarının inşaat projelerine başlamıştır. Sonuç olarak, Türkiye genelinde mevcut transit petrol ve doğal gaz boru hatları şunlardır: Kerkük-Yumurtalık Ham Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Boru Hattı (BTC), Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP), Türk Akım Doğal Gaz Boru Hattı, Gaz Boru Hattı .
Bunlara ek olarak Türkiye'ye doğrudan bağlı doğal gaz boru hatları da bulunmaktadır, bunlar: Rusya - Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı (Batı Hattı), Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı, Doğu Anadolu Doğal Gaz Ana İletim Hattı (İran - Türkiye), Bakü -Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE), Türkiye ile Yunanistan arasında doğalgaz boru hattı (TYE) bulunmaktadır.
PUTİN'İN AÇIKLAMALARI DÜNYA BASININDA
Euronews ajansı, "Putin, Türkiye'ye bir gaz santrali hayali satıyor" demesine rağmen Her ne kadar biraz alaycı bir ifade kullansa da "Putin Türkiye'yi gaz merkezi yapmayı önerdi" manşetlere çıktı. Basra Körfezi ülkelerinden Katar gazetesi Al Jazeera, bu haberi çok ciddiye almakta "Rusya Devlet Başkanı, Kuzey Akım boru hattının hasar görmesinden sonra Türkiye'nin AB'ye gaz göndermenin en iyi yolunu sunduğunu söylüyor." İlk sayfalarında bu habere yer verdi. Yunanistan'dan Kathimerini ve Voice of America gibi yayıncılar konuya dikkat çekenler arasındaydı.
Putin'in bu açıklaması Almanya'da da yankı buldu. Alman yayıncı Nachrichten24'de şunları söyledi; "Putin, Baltık Denizi'ndeki Kuzey Akım hatlarını kestikten sonra, Karadeniz ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya doğal gaz ulaştırmayı önerdi" yazdı. Bir başka Alman yayın kuruluşu Aus der Welt, Putin'in "Türkiye'de büyük bir gaz merkezi kurabiliriz" dediğini aktardı. Bir diğer Alman haber ajansı İztov, Putin'in sözlerine atıfta bulunarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Bunu ilk kez duyuyoruz. Ama teknik olarak mümkün" cümleyi ilk sayfalara taşıdı.
Bakan Dönmez 'in ardından Cumhurbaşkanı'nın Astana'ya dönmesinin ardından gazetecilere konuştu. Rusya Devlet Başkanı Putin ile Türkiye'de kurulacak doğalgaz santrali konusunda karara varıldığını ve söz konusu santralin bitmek üzere olduğunu açıklamıştı. Tartılmış uluslararası dağıtım merkezi ve merkez deponun muhtemelen Trakya'da kurulabileceğini söyledi.
AB, RUS GAZINA BAĞIMLILIĞI AZALTMAYA UĞRASŞIYOR
Putin'in Ukrayna'nın işgali nedeniyle uluslararası arenada çok engellendiği bir gerçek. Rusya'nın Türkiye'yi can simidi olarak görmesi şaşırtıcı değil. Putin'in teklifini ciddiye almak istemeyenler de var. Avrupa Birliği'nin (AB) ilk tepkisi de böyle düşünenleri destekledi. AB Sözcüsü Tim McPhie, AB Komisyonu'nun günlük basın toplantısında, bir muhabirin asıl sorunun Rusya'nın doğal gaz altyapısı değil, Rusya'nın enerjiyi bir silah olarak kullanması olduğu konusunu gündeme getirmesi üzerine, Rusya'nın silahı olan doğal Chi'nin Rusya tarafından alındığını söyledi. Rusya. gazla ilgili olarak, AB Komisyonu'nun satın alma fiyatını mümkün olan en kısa sürede indirmeye karar verdiğini söyledi.
YENİ NABUCCO MÜMKÜN OLABİLİR Mİ?
Putin'in teklifi, Avrupa'da son aylarda artan his nedeniyle reddedilebilir ve bu şu şekilde özetlenebilir: "En önemli konu Rusya'nın Kuzey Akım boru hatlarının altyapı sorunu değil, Rus doğalgazı alımının bitmesidir. Başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri yenilenebilir enerji yatırımlarını artırırken, doğalgaz arzını çeşitlendirmeye yönelik çalışmalar yapılıyor. Bu amaçla Azerbaycan ve Basra Körfezi ülkelerinin kapılarını çalmışlardır. Tabii bir de pahalı kaya gazını sıvılaştırılmış halde satmak isteyen Amerika Birleşik Devletleri var.
TANAP hattının kapasitesi Azerbaycan tarafından zorlanamaz ve doğal gaz Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı üzerinden ulaştırılabilir. Körfez ülkelerinden, özellikle Katar'dan doğal gaz temini mümkün görünse de, altyapı henüz yerinde değil. Katar'ın doğal gaz rezervleri Rusya ve İran'dan sonra dünyanın en büyük üçüncü ülkesidir, bu nedenle gazın neredeyse yüzde 80'i Uzak Doğu ülkelerine ihraç edilmektedir. Ayrıca Katar gazını Avrupa'ya taşıyan boru hattı da henüz inşa edilmedi.
Bölgede Türkmen gazının Avrupa'ya taşınması düşünülebilir. Bunun önünde iki büyük engel var. Biri, Türkmenistan gazının halen en büyük müşterisi olan Rusya'nın olası olumsuz ve hatta tehdit edici tavrı, diğeri ise Hazar Denizi tabanından Azerbaycan ve Ermenistan üzerinden Türkiye'ye en kısa yoldan ulaştırılmasının zorluğudur. ucuz yol. Maliyetlerin yanı sıra şartlardan biri de Ermenistan'ı ikna etmektir. Türkmenistan'ın gaz vanası açılsa bile Ermenistan'ın çıkarları örtüşen en güçlü iki müttefiki ABD ve Rusya'yı Avrupa'ya doğalgaz vermemeye ikna etmesi kolay olmayacaktır. Fransa ve diğer AB ülkeleri müdahale ederse mümkün olabilir.
Öte yandan, son yıllarda Doğu Akdeniz'in dibinden Avrupa'ya doğal gaz kaynaklarının transferinde bir gelişme yaşandı. Bu amaçla gaz üreten ülkeler İsrail, Mısır ve Kıbrıs Rum Yönetimi arasında Yunanistan ile birlikte Girit adasına ve oradan da Yunanistan'a "Eastmed" (Doğu Akdeniz) hattı projesini önerdiler. Anakara. . Bu doğal gaz rezervlerine ek olarak, Türkiye'nin önümüzdeki yıl üretime geçmesi planlanan Karadeniz doğal gaz rezervleri de bulunmaktadır. Ancak yenileri bulunmazsa maalesef bu gaz Türkiye'nin 7-8 yıllık rezerv kapasitesini karşılamaya yetiyor ve Avrupa'ya taşınması mümkün değil.
AVRUPAY'LA YENİDEN BİR TEMİZ SAYFA AÇMAK
Öncelikle Avrupa ülkeleri Rus doğalgazını taşıyan Türk Akım hattından gaz almaya devam etmeli. Bu amaçla söz konusu hattan doğalgaz alan Balkan ülkeleri ve Macaristan gibi ülkelerle dayanışmanın sürdürülmesi önem arz etmektedir. Azerbaycan'dan gelen doğalgazın Avrupa'ya ulaştırılması için yıllık kapasitesi 31,5 milyar metreküp olan TANAP'ın kapasitesinin artırılması gerekiyor. Ayrıca Bakü-Tiflis-Erzurum hattının kapasitesinin artırılmasının yanı sıra hattın Erzurum'dan Avrupa'ya uzatılmasının da yapılması gerekiyor.
Türkmen gazı Rusya üzerinden Avrupa'ya taşındı. Özellikle Türkmen gazını piyasa fiyatının altında alan Rusya, gazını Avrupa'ya uygun fiyatlarla pazarlamaktadır. Önümüzdeki günlerde bu gazın dağıtımında sorunlar olabilir. Bu durumda İran'a doğalgaz boru hattını inşa eden Türkmenistan'ın doğalgazının bir kısmı yeni doğalgaz boru hatlarıyla Avrupa'ya taşınabilir. Bu amaçla Hazar Denizi'nin dibine inşa edilen boru hattı ile Azerbaycan'a, buradan Bakü-Tiflis üzerinden Türkiye'ye veya daha kısa bir rota ile Ermenistan üzerinden Türkiye'ye ve oradan da Avrupa'ya ulaşmak mümkündür. Tiflis üzerinden planlanan hatlar, ya mevcut TANAP ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarının kapasitesinin artırılmasıyla ya da daha yüksek kapasiteli yeni hatlar inşa edilerek Avrupa'ya genişletilmesiyle mümkün olacak.
Doğu Akdeniz'den Avrupa'ya doğalgaz taşımanın en ucuz yolu, doğalgazı Türkiye'ye ve oradan da Kıbrıs üzerinden Avrupa'ya taşımaya devam etmektir. Kıbrıs-Girit-Yunanistan (Eastmed) hattının zaten çok pahalı olduğu ortaya çıktığı için hem Amerikan hükümeti Biden'ın desteğini kaybettiler hem de enerji şirketleri projeyi dondurdu. Türkiye, Doğu Akdeniz'de doğalgaz rezervleri bulursa, bu hattı uygulama imkanı daha da artacaktır. Bu hatların dışında en önemli çözüm Nabucco projesinin yeniden canlandırılmasıdır. Başka bir deyişle, ağırlıklı olarak Katar gazının Irak'a taşınması ve gerekirse İran ve hatta Suriye gazının Avrupa'ya taşınması. 2000'li yıllarda gündemdeyken, Nabucco projesinin Avrupa'ya yılda 60 milyar metreküp doğalgaz sağlaması planlanıyordu.
Aslında yıllık 385 milyar metreküp doğal gaz talebi olan Avrupa, bu projelerin dışında doğal gaz tedarik etmek zorunda. Ancak Nabucco'nun eski sahipleri olan Almanya ve Avusturya'nın ihtiyaçlarının önemli bir kısmı bu proje ile karşılanabilmektedir. Öte yandan Avrupa yenilenebilir enerjiye geçiş için büyük çaba gösterirken bazı ülkeler nükleer enerjiye geri dönmüştür. Bu durumda, yeni projelerle desteklenen Türkiye'den Avrupa'ya uzanan doğal gaz boru hatları Avrupa'nın birçok boşluğunu doldurabilir. Bu amaçla Trakya'da planlanan akaryakıt tankına ek olarak, Türkiye'nin hatların faaliyet gösterdiği diğer bölgelerde de akaryakıt tanklarının inşa edilmesi elbette önemlidir. Ancak o zaman Türkiye bir “enerji merkezi” haline gelebilir ve enerji hatlarının ana terminali olabilir. Tüm bu projeler, Türkiye-Avrupa ilişkilerinde yeni bir hafifletme ve yeni bir boş sayfa gerektirebilir. Türkiye'nin yeni inşa edilen nükleer santrallerden Avrupa'ya elektrik ihraç ederek büyük bir enerji terminali olarak beklenen statüsünü taçlandırması önemlidir.