Elinde altın bulundurmayanların dizlerinin bağı çözülecek. Herkesin gözü fal taşı gibi açıldı. Son 27 yılın en yüksek seviyesi görüldü, yatırım için farklı araçları tercih edenler son yılların en büyük pişmanlığını yaşadı.
Elinde birikmişi bulunan birçok kişi farklı alanlara yatırım yapmayı tercih ederken altın dışında farklı bir aracı tercih edenler bu haberden Sonra pişman olacak. Küresel uluslararası rezervlere baktığımızda payını her geçen gün arttıran altın, konumunu 2. sıraya kadar taşıdı. İlk sırada yer alan dolar konumunu korusa dahi payına düşen azalma dolar yatırımcılarını da düşündürüyor.
2023 yılında altının küresel uluslararası rezervlerdeki payı yüzde 17.6'ya çıkarak son 27 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. 2016 yılından bu yana neredeyse iki katına çıkan bu oran, merkez bankalarının altın alımlarını hızlandırmasıyla gerçekleşti. Altın, artık küresel merkez bankalarının rezervlerinde Euro'yu geçerek en büyük ikinci varlık konumuna yükseldi. Birinci sıradaki varlık ise hala ABD doları, ancak dünya genelindeki payı 2017 yılında yaklaşık yüzde 60 iken, şimdi yüzde 48'e geriledi.
MERKEZ BANKALARININ ALTIN ALIMLARI REKOR KIRDI
2024 yılının ilk çeyreğinde merkez bankalarının net altın alımları 290 ton ile yeni bir rekora imza attı. Dünya genelindeki merkez bankaları, rezervlerine altın eklemeye devam ediyor.
ABD DOLARININ PAYI AZALIYOR
ABD doları, küresel rezervlerdeki en büyük varlık olma konumunu korurken, payı önemli ölçüde azaldı. 2017 yılında yaklaşık yüzde 60 olan ABD doları payı, 2023 yılında yüzde 48'e düştü. Bu düşüş, merkez bankalarının rezervlerini çeşitlendirme ve güvenli liman olarak görülen altına yönelme eğilimini yansıtıyor.
ALTININ YÜKSELİŞİ
Altının rezervlerdeki payının artması, merkez bankalarının ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik riskler karşısında güvenli liman arayışının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Özellikle 2016 yılından bu yana hızlanan altın alımları, merkez bankalarının stratejik rezerv yönetiminde altına verdikleri önemi ortaya koyuyor.
Merkez bankalarının altın alımları ve ABD dolarının payındaki düşüş, küresel ekonomik dengelerde önemli değişikliklere işaret ediyor. Bu gelişmeler, gelecekteki ekonomik ve finansal stratejiler açısından da dikkatle izlenmesi gereken bir trend olarak öne çıkıyor.
