Almanya'da iktidar adaylarından biri olarak gösterilen Hristiyan Demokrat Birliği, iktidara gelmeleri durumunda bir uyarının ardından ikinci kez suç işleyen sığınmacıların Almanya’daki ikamet haklarını iptal edeceklerini açıkladı. Mülteci örgütlerinden açıklamaya tepki geldi.
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak erken genel seçimlerde iktidarı hedefleyen Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU/CSU), suç işleyen sığınmacıların sınır dışı edilmesi konusunda sert bir tutum sergileyeceklerini açıkladı.
CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann, Almanya merkezli Bild gazetesine verdiği demeçte, suç işleyen sığınmacıların sınır dışı edilmesine ilişkin yasal düzenlemelerin sıkılaştırılacağını belirtti. Linnemann, “Defalarca suç işleyen ve ceza alan kişilerin sınır dışı edilmemesi kabul edilemez. Bir uyarının ardından ikinci kez suç işleyenlerin Almanya’daki ikamet hakları iptal edilmelidir. Hırsızlık ve soygun gibi suçlar da sınır dışı sebebi olmalıdır” ifadelerini kullandı.
MARKUS SÖDER'DEN TAM DESTEK
CSU Genel Başkanı Markus Söder, suç işleyen sığınmacıların sınır dışı edilmesi konusuna tam destek verdiğini açıkladı. Bild’e konuşan Söder, ağır suç işlemiş olmasalar bile sığınmacıların sınır dışı edilmelerinin gerekliliğine işaret ederek CDU/CSU’nun bu konuda kararlı bir duruş sergileyeceğini ifade etti. Söder, Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz’u da eleştirerek 2023’te sığınma başvuruları kabul edilmeyenlerin sınır dışı edilme sürecini hızlandırma sözünü yerine getirmediğini söyledi.
Söder, Aralık 2024’e kadar yalnızca 17 bin 800 sığınmacının sınır dışı edildiğini ve bu rakamın geçen yıla göre yalnızca 1400 kişilik bir artış gösterdiğini belirtti.
MÜLTECİ ÖRGÜTLERİNDEN TEPKİ
CDU/CSU’nun sertleştirilmiş sınır dışı politikalarına tepki gösteren mülteci hakları savunucusu örgüt Pro Asyl, bu tür planların hukuk ilkeleriyle bağdaşmadığını savundu. Avrupa Adalet Divanı’nın, ağır suç işleyen sığınmacıların bile sınır dışı edilemeyeceği yönündeki kararını hatırlatan Pro Asyl, CDU/CSU’nun önerilerinin mevcut yasalara ve uluslararası insan hakları standartlarına aykırı olduğunu ifade etti.
