ABD merkezli aşırı sol görüşlü haber sitesi The Grayzone, İngiliz haber ajansı Reuters’ın, Mısır’ın demokratik yollarla seçilen ilk lideri Muhammed Mursi’yi devirmek isteyen İngiltere Dışişleri Bakanlığı ile yakından çalıştığını öne sürdü. İddialarını, “sızdırılmış belgelere” dayandıran haber sitesi, Mısır ordusunun Londra tarafından gizlice finanse edildiğini ve Reuters üzerinden bölgede dezenformasyon yaratacak bir çevrimiçi gazete kurulduğunu ileri sürdü.
Mısır ordu komutanı General Abdülfettah Sisi'nin Kahire'de iktidarı zorla ele geçirmesinin 10. yıl dönümü geride kaldı. Beş bin yıllık Mısır tarihinin demokratik olarak seçilmiş ilk lideri Muhammed Mursi görevden alınmış, destekçileri katledilmiş ve sonunda kendisi de hapishanede hayatını kaybetmişti. Grayzone’a göre, ABD ve İngiltere'nin desteğiyle Sisi, Mısır’ın uzun süredir Batı destekli otokrat lideri Hüsnü Mübarek'in yönetiminden kısa ve zor geçişi sırasında elde edilen geçici demokratik kazanımları hızla rafa kaldırdı.
Grayzone’da yer alan iddiada şu ifadelere yer verildi:
“Darbeden bu yana geçen on yılda Sisi hükümeti, onun yönetimine karşı muhalefeti sistematik olarak ezdi. Siyasi partiler ve eleştirel medya toplu olarak yasaklandı, aktivistler, gazeteciler ve sivil toplum aktörleri rahatsız edildi, ortadan kayboldu, işkence gördü ve hapse atıldı ve hapishaneler cinsel şiddet ve diğer korkunç istismarların yuvasına dönüştü”.
“MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN SEÇİLMESİ KAHİRENİN ESKİ SAHİBİNİ KORKUTTU”
Seçimlerden önce protestoların ve zaman zaman şiddettin artış gösterdiği Mısır’da, birçok vatandaş seçim sonuçlarını memnuniyetle karşılasa da Batı, “Müslüman Kardeşler'in galip gelip bağımsız bir yol izlemesi konusunda açıkça endişeliydiler.” Grayzone’a göre, “bu tür korkular özellikle Kahire'nin eski sahibi ve bugün en büyük yatırımcısı olan İngiltere'de belirgindi”.
Grayzone’a göre, Thomson Reuters küresel haber holdinginin "hayırsever" kolu olan Thomson Reuters Vakfı (TRV), görünüşte bağımsız bir medya kuruluşu olan Aswat Masriya'yı kurdu. Haber sitesi, tamamen İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edildi. Bu girişime Londra tarafından 2 milyon sterlin sağlandı.
Aswat Masriya, 2017’de, finansal desteği kesildikten kısa bir süre sonra yayın yapmayı durdurdu.
Sızdırılan bir TRV belgesine göre, Reuters verdiği desteği çekene kadar Aswat Masriya, Mısır'ın önde gelen bağımsız yerel medya kuruluşu oldu.
The Grayzone, Reuters’ın başkent Kahire’deki ofisleri, Aswat Masriya'ya "bordro, insan kaynakları ve güvenlik desteği sağladığını" iddia etti.
ABD merkezli aşırı sol haber sitesi The Grayzone tarafından öne sürülen iddialarda şu ifadeler yer aldı:
“Londra'nın Aswat Masriya'yı başlatma gerekçesi açıktı. Yerel bir haber platformu oluşturmak, Mısır'da hem yurt içinde hem de yurt dışında olaylar ortaya çıktıkça Dışişleri Bakanlığı'na yüksek derecede yerinde anlatı kontrolü sağladı. İngiliz istihbaratı, Reuters da dahil olmak üzere bu kesin amaç için denizaşırı haber kuruluşlarını finanse etme konusunda uzun bir kayıt oluşturdu”.
2012’de geçici olarak geniş yetkilerini kullanan Mursi, Anayasal Deklarasyonunu yürürlüğe koymuştu. İddiaya göre Aswat Masriya, Mursi’nin bu kararına karşı çıkarak, kararı “Müslüman Kardeşler’in Mısır’ın tüm devlet kademelerinde tam ve kalıcı olarak kontrol etme planı olarak” yorumladı.
Grayzone’a göre, “gerçekte Deklarasyonun sadece üç hafta sürmesi planlanmıştı ve Kahire'nin Mısır'ın demokratik geçişini defalarca engellemeye çalışan güçlü, ağır politize edilmiş yargısı nedeniyle yürürlüğe girmişti. O zamana kadar, hakimler ülkenin ilk anayasa meclisini çoktan görevden almış ve parlamentoyu bir kez seçmiş ve ülkenin yeni anayasa taslağı siyasette askeri gücü kesinlikle sınırladığı için bunu tekrar yapmakla tehdit etmişti. Ancak Aswat Masriya ve Batı medyası gibi kuruluşların yol açtıkları korku, gösterici kitlelerini tekrar sokaklara sürükledi”.
Sokağa çıkanların sayısı iddiaya göre 14 milyondu ve bu sayı dünya ve Mısır medyasında çeşitli şekillerde öne çıkartılarak ülkedeki kriz ‘şişirilmişti’. Grayzone’a göre bu sayı, Mursi’ye oy verenlerin sayısı göz önüne alındığında imkansızdı. Sonraki soruşturmalar, en fazla bir ila iki milyon protestocu olduğunu ortaya çıkardı.
İddiaya göre, darbenin ardından sızan kayıtlar, daha sonra isyanın bir başka eski İngiliz menşeli ülke olan Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edildiğini ortaya çıkardı.
“DARBECİLER MAĞDUR OLDU”
Aswat Masriya, Ağustos 2013'te Sisi'nin komutası altındaki Mısır güvenlik güçleri Kahire'deki Rabia Meydanı'nda en az 817 kişiyi katleten bir protestoyu vahşice ezdiğinde de büyük ölçüde sessiz kaldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, dökülen kanı "belki de modern tarihte tek bir günde protestocuların en büyük toplu katliamı" olarak nitelendirdi.
Bununla birlikte, Aswat Masriya, protestocuların güvenlik güçlerine yönelik saldırılar "başlattıklarını" iddia ederek, büyük ölü sayısını protestocuları hedef göstererek katliamla ilgili resmi bir soruşturma yayınladı.