ABD'den savaş ilanı gibi infaz

ABD'den savaş ilanı gibi infaz

ABD, Irak elçiliğinin kuşatılmasından 72 saat sonra İran’ın üçüncü adamı olan Kasım Süleymani’yi füze saldırısıyla öldürdü. Tahran’ın “Suçluları acı bir intikam bekliyor” tehdidine ise Trump “İran savaş kazanamadı ama hiç müzakere kaybetmedi” cevabını verdi. Dünyayı büyük tehlikeyle burun buruna getiren hamle karşısında başkentlerden ‘endişe’ mesajları geldi.

HÜSEYİN İSTEMİL

ABD ile İran arasında uzun süredir Irak üzerinden süren gerilimde kırmızı çizgi aşıldı. İran’da rejimin iki numaralı ismi, Tahran’ın bütün dünyadaki operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Bağdat’ta aracına düzenlenen bir hava saldırısı ile hayatını kaybetti. Saldırıda Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis’in ve bir yöneticinin daha öldürüldüğü bildirildi. Amerikan AP haber ajansına konuşan Iraklı üst düzey yetkililer de Haşdi Şabii’nin havalimanı protokol görevlisi Muhammed Rıza dahil 7 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. İran Devrim Muhfaızları’ndan yapılan açıklamada da aynı saldırad 4 subayın da öldüğünü açıkladı.  

20-01/04/mans.png

Iraklı yetkililer, el-Mühendis’in Bağdat Havaalanına Süleymani’yi karşılamak için bir konvoyla geldiğini ve saldırının ise havaalanının kargo kısmına İranlı komutanın karşılandığı yerde yapıldığını kaydetti.  

Saldırıyı dünyaya ilk duyuran ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) oldu.  

Pentagon, ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatı ile düzenlenen operasyonda İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’nin öldürüldüğünü açıkladı. Pentagon’dan yapılan yazılı açıklamada “ABD personelini korumak için kararlı ve savunma amaçlı bir adım atmıştır.” ifadeleri kullanıldı. Süleymani ve Kudüs Gücü’nün yüzlerce Amerikalının öldürülmesinden sorumlu olduğu ifade edilen açıklamada, “General Süleymani aktif olarak Irak ve bölgedeki Amerikan diplomat ve askerlerine yönelik saldırı planı yapıyordu” saptaması dikkati çekti.    

20-01/04/3.jpg   

Pentagon, Irak’ta olayların kontrole çıkmaya başladığı Kerkü’teki K-1 Üssü’ne düzenlenen saldırıdan da Kasimi’nin sorumlu olduğunu iddia etti. Söz konusu saldırıda ABD ordusu için çalışan sivil bir görevli hayatını kaybemişti. Bu olayın ardından ABD, Haşdi Şabii içinde 46 ve 47’in taburlar olarak Irak ordusuna bağlı görev yapan Irak Hizbullahı’na ait 5 ayrı üssü hava saldırıları ile vurmuştu. Çok sayıda milisin öldüğü saldırıların ardından binlerce Iraklı ABD’nin Bağdat büyükelçiliğini kuşatmış, duvarları yakmış elçilik binasına girmeye çalışmıştı.  

20-01/04/1.jpg

İKİ HELİKOPTER, PREDATÖR VE UÇAKLAR: Saldırının nasıl yapıldığı konusunda da tam bir kesinlik bulunmuyor. Görgü tanıkları saldırı esnasında havaalanı etrafında ABD’ye ait iki Apaçi tipi saldırı helikopteri ile Predatör tipi silahlı İHA ve savaş uçağı hareketliliğini bildiriyor. Yine görgü tanıklıklarının ifadesine göre Kasim’iy öldüren füzeler helikopterlerden ateşlendi.  

LÜBNAN’DAN GELİYORDU YÜZÜKTEN TESPİT: Lübnan’dan geldiği belirtilen Kasimi ile beraberindekileri havaalanında iki ayra araç bekliyordu. Muhandis ve Kasimi’nin bulunduğu araçların ikisi de vuruldu. İsimlerinin açıklanmasını istemeyen Iraklı yetkililer, Süleymani’nin cesedinin paramparça olduğunu ancak İranlı generalin yüzüğünden tespit edildiğini belirtti. 

IRAK MECLİS’İ ABD VARLIĞINI GÖRÜŞECEK: Saldırının duyulmasının ardından Bağdat ve Tahran’dan ABD’ye büyük öfke mesajları yağdı. Aylardır süren gösteriler nedeniyle görevinden istifa eden Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi, ülkesinin egemenliğini ihlal olduğunu belirterek, saldırıyla “Irak ve bölgede yıkıcı bir savaşın fitilinin ateşlendiğini savundu. Irak Meclisi’de ABD’nin ülkedeki varlığını görüşmek üzere bugün olağanüstü gündemle toplanacak.  

BEDİR TUGAYLARI YENİDEN AKTİF: Irak’ta Şiilerin en büyük dini temsilcisi büyük Ayetullah Ali Sistani saldırının Irak egemenliğinin ihlali olduğunu belirterek tepki gösterdi. Şiilerin en güçlü isimlerinden ve İran’a mesafeli duruşuyla bilinen Mukteda es Sadr’ın tepkisi ise daha sertti. Körfez saşaşı sırasında ABD birliklerine en büyük direnişi gösteren kendisine bağlı Mehdi Ordusu’nu yeniden aktive eden Sadr, ABD askerlerinin Irak’ı terk etmesi için ülkedeki tüm taraflara birlikte hareket etme çağrısı yaptı. Sadr, hem İran’ın hem Amerika’nın Irak’a müdahalesine tepki gösterdi ve “Irak’taki direnişin lideri olarak tüm mücahitlere özellikle Mehdi Ordusu’na, Vaad Edilen Gün Tugayı’na ve diğer tüm gruplara Irak’ı savunmaya hazır olmayı emrediyorum” dedi. 

İSTİHBARATI KİM VERDİ TARTIŞMASI: Saldırıya ilişkin bilinmeyenler ise oldukça fazla. İstihbaratı kimin verdiği konusunda taraflar birbirini suçluyor. Haşdi Şabi tarafından yapılan yazılı açıklamada, Suriye’nin başkenti Şam’dan gelen Süleymani’nin uçağının yerel saatle akşam 11’de Bağdat Uluslararası Havalimanı’na iniş yaptığı ifade edildi. Mühendis’in Süleymani ile aynı uçakta olmadığı ancak onu karşılamak için havalimanına gittiği aktarılan açıklamada, istihbarat bilgisinin Iraklı bazı taraflarca ABD’lilere sızdırıldığının tahmin edildiği belirtildi. Açıklamada, saldırının ABD’ye ait Silahlı İnsansız Hava Aracı ile gece yarısı gerçekleştirildiği, olayın tam olarak araçların hareket etmesi ve  havalimanın çıkış kapısına ulaşmasıyla vuku bulduğu vurgulandı.       

TAHRAN’DA İNTİKAM YEMİNLERİ: İran’da resmi sistemde üç numara ancak rejimin en güçlü adamı sıralamasında ise dini lider Hameny’in ardından iki numarada olan Kasimi’nin öldürülmesi Tahran’da büyük bir öfkeye neden oldu.  Saldırıyı ‘Zalimce ve korkakça” diye niteleyen İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani “İran ve bölgenin özgür ulusları, ABD’niin işlediği bu korkunç suçun intikamını kuşkusuz alacaktır” ifadelerini kullandı. Uzun yıllar sonra Ruhani başkanlığında toplanan Yüksek Güvenlik Konseyi’nden de sert bildiri çıktı Bildiride “Suikaste verilecek tepki tüm bölgeyi kapsayacak. İran’ın misillemesi ağır ve acı verici olacak. Washinngton en büyük stratejik hatasını yaptı. Uygun zaman ve mekanda sert bir intikam alınacak.” mesajları paylaşıldı. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif de suikaste ilişkin “ABD, haydutça maceracılığının tüm sonuçlarından sorumlu olacaktır” dedi.

20-01/04/c-1577075067.jpg

'ASLINDA YILLAR ÖNCE ÖLMELİYDİ'

Süleymani’nin infazının ardından ABD Başkanı Trump sosyal medya hesabından ABD Bayrağı paylaştı saatler sonra ise ilk açıklamasını yaptı. Trump, Twitter hesabından, İran’ın hiçbir zaman bir savaşı kazanmadığı, ama hiçbir müzakereyi kaybetmediği paylaşımını yaparak, İran’a müzakere için açık kapı bıraktı. Süleymani’nin öldürülmesiyle ilgili konuşan Trump General Kasım Süleymani uzun bir zaman diliminde binlerce Amerikalıyı öldürdü ya da kötü bir şekilde yaraladı ve daha birçoğunu öldürmek için de kumpas kuruyordu...ancak yakalandı. Yakın geçmişte İran’da ölen protestocular da dahil doğrudan ve dolaylı olarak milyonlarca kişinin ölmesinden sorumlu” ifadelerini kullandı. Sosyal medyada ise Trmp’ın başkan seçilmeden önce eski ABD Başkanı Obama hakkında yazdığı ‘Obama seçimi kazanmak içir İran’a savaş açacak’ mesajı hatırlatıldı. Öte yandan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise “İran ile gerilimi azaltmaya hala bağlıyız” dedi.

KÜRESEL ALARM

TÜRKİYE: (Dışişleri Bakanlığı) “Yükselen ABD-İran gerginliğinden derin endişe duyuyoruzb  Özellikle Irak’ın çatışma alanı haline getirilmesinin hem Irak’ın, hem de bölgemizin barış ve istikrarına zarar vereceği uyarısını kuvvetle tekrar vurguluyoruz.”  

ÇİN: (Dışişleri Bakanlığı)  “İlgili tüm tarafları özellikle ABD’yi soğukkanlılığı sürdürmeye ve gerilimi tırmandırmaktan kaçınmaya çağırıyoruz. Irak’ın egemenlik hakkı, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı.” 

RUSYA: (Dişişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova) “Süleymani’nin öldürülmesi gerginliği artıracak maceracı bir adım. Büyükelçiliklerine karşı saldırıların kınanması için devletler, açıklama metinleriyle BMGK’ya (Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi) gider. Washington ise Güvenlik Konseyi’ne başvurmadı. Yani dünyanın tepkisi onu ilgilendirmiyordu.” 

İNGİLTERE: (Dışişleri Bakanı Dominic Raab) “Süleymani’nin liderliğindeki Kudüs Gücü’nün teşkil ettiği saldırgan tehdidin daima fakındayız. Ölümünün ardından bütün tarafları gerilimi düşürmeye çağırıyoruz. Daha fazla çatışma hiçbirimizin çıkarına değil.”  

FRANSA: (Devlet Bakanı Amelie de Montchalin) “ABD ile İran arasındaki gerilimin artmasından korkuyoruz. Öncelik bölge istikrarı. Üst düzey Fransız yetkililerin bölgedeki üst düzey oyuncularla üst düzey temaslarda bulunacak.” 

ALMANYA: (Hükümet Sözcü Yardımcısı) ‘Saldırı, İran’ın sorumlu olduğu bir dizi askeri provokasyona bir tepki. İran’ın bölgesel faaliyetlerinden biz de büyük endişe duyuyoruz.  Soğukkanlı ve itidalli bir şekilde gerilimin düşürülmesine katkı sağlanması önemli.” 

İSRAİL: İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett, İsrailli üst düzey askeri yetkililerle acil durum değerlendirmesi yaptı. İsrail’e ait dış temsilciliklerdeki güvenlik önlemleri de üst düzeye çıkarıldı.  

20-01/04/c-1576211717.jpg
ABD’nin, 82’nci Hava İndirme Tümeni’nden 3 bin 500 askeri daha Orta Doğu’ya sevk ettiği öne sürüldü

ABD’NİN IRAK’TA 9 ÜSSÜ VAR

İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin ABD saldırısında öldürülmesinden sonra Tahran’ın misilleme yapma ihtimalinden dolayı dikkatler, ABD’nin Irak’taki askeri üslerine çevrildi. İran’a yakın Şii milis güçlerin, ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği baskını sonrası ABD’nin Irak’taki üslerini hedef alacakları iddia ediliyordu. Nitekim bazı milis taraflar, ABD’nin Irak’taki varlığını hedef alacaklarını açıkladı.       

Saddam Hüseyin rejimini devirmek için Mart 2003’te Irak’ı işgal eden ABD’nin, bu ülkede bilinen 9 askeri üssü var. ABD, 2011’de Irak’tan çekilse de buradaki varlığını söz konusu askeri üslerle güçlendirdi. ABD’nin Irak’ta halihazırda yaklaşık 5 bin askeri bulunuyor. 

ABD, başkent Bağdat’ta Uluslararası Bağdat Havalimanı’daki Victory Askeri Üssü’nün yanı sıra buranın Taci bölgesinde de eğitim amaçlı Taci Askeri Üssü’ne sahip. Ülkenin batısındaki Enbar’da Habaniyye ve Aynu’l Esed adlı iki askeri üssü daha bulunan ABD, özellikle 2014 yazında IŞİD saldırıları sırasında bu üsleri aktif şekilde kullanmaya başlamıştı. 

Amerikan askerleri, Salahaddin vilayetindeki Beled Hava Üssü’nü de kullanıyor. ABD, Kerkük’teki K1 Askeri Üssü’nün yanı sıra ülkenin ikinci büyük kenti Musul’da da askeri üslerle varlık gösteriyor. ABD güçlerinin Musul’da Kayarra (Geyyara) Askeri Üssü de mevcut.       

Erbil’deki Harir Hava Üssü de ABD güçlerinin bulunduğu üsler arasında yer alıyor.  

ABD’nin Uluslararası Erbil Havalimanı’nında da bir askeri üssü söz konusu. 

20-01/04/c-1578048379.jpg

KASIMİ’NİN HALEFİ İSMAİL GANİ 

ABD tarafından öldürülen Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin yerine Kudüs Gücü Komuntanı olarak Tuğgeneral İsmail Gani atandı. Tuğgeneral İsmail Gani’yi, İran’ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney’in atadığı açıklandı. Hamaney, Kudüs Gücü’nün programına Süleymani döneminde olduğu gibi devam edeceğini söyledi.

ADIM ADIM YÜKSELEN ATEŞ

ABD Başkanı Donald Trump, Mayıs 2018’de, İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekildi. 

12 Mayıs 2019’da BAE’nin Fuceyre emirliğinde dört tankerde patlamalar meydana geldi. Tankerlerin ikisi Suudi Arabistan, birisi Norveç, birisi de BAE bandıralıydı. ABD, patlamalardan İran’ı sorumlu tuttu ancak İran bu iddiaları reddetti. 

Olayı üzerinden yaklaşık bir ay geçtikten sonra Tahran, nükleer anlaşmada tarafların üzerinde mutabık kaldığı 300 kilogramlık zenginleştirilmiş uranyum limitini 27 Haziran 2019’da aşacağını duyurdu. 

Petrol tankerlerindeki patlamaların ardından ABD, bölgeye takviye 1000 asker göndereceğini açıkladı. 

20 Haziran’da ise İran Devrim Muhafızları, İran hava sahasına girdiğini iddia ettiği bir Amerikan insansız hava aracını düşürdüğünü duyurdu. İran’ın düşürdüğü insansız hava aracı, bir yolcu uçağı büyüklüğündeydi. 

ABD, buna yanıt olarak İran’a, dini lider Ali Hamaney’i de kapsayan yeni yaptırımları devreye soktu. 

Yaptırımlar açıklanırken Trump, hava aracının düşürülmesine misilleme olarak İran’daki 3 ayrı hedefi vurmayı planladıklarını, “ancak saldırıda 150 kişinin ölecek olması nedeniyle” bu plandan vazgeçtiğini söylemişti. 

14 Eylül’de, Suudi Arabistan’daki üç büyük petrol tesisine yönelik saldırılar düzenlendi, ülkenin petrol üretimi yarı yarıya düştü. Hem Riyad hem Washington, bu saldırılardan İran’ı sorumlu tuttu. Tahran ise saldırılarda sorumluluğu olmadığını ve kendisine yönelecek askeri bir saldırıya derhal ciddi misilleme yapacaklarını duyurdu. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Suudi petrol tesislerini Yemen’deki Husilerin bir uyarı olarak hedef aldıklarını söyledi. 

28 Aralık 2019’da Kerkük’te bulunan K1 Askeri Üssü’ne düzenlenen roket saldırısında ABD ordusu için çalıyan 1 sözleşmeli sivil personel hayatını kaybetti. Saldırıda, birçok ABD’li ve Iraklı asker yaralandı. 

ABD, saldırıdan sorumlu tuttuğu Irak ordusunun resmi grubu Haşdi Şabii içindeki 45 46’ıncı tugayları oluşturan Irak Hizbullahı’na ait 5 üssü vurdu.  

29 Aralık’ta Irak Hizbullah’ı ve İran yanlısı gruplar ABD’nin Bağdat büyükelçiliğin kuşattı. Göstericiler duvarları yakarken, ABD tüm personelini boşalttı. Güvenlik için 750 askerin gönderilirken ABD Başkanı Trump yaşananlardan İran’ı sorumlu tuttu. Gösterilerde Irak Başbakanlığı Güvenlik danışmanı Haşdi Şabii Komutanı Hadi el Amari ile dünkü saldırıda öldürülen al Mhunadsi’in de olduğu kamerelara yansıdı. ABD elçiliği duvarlarına da ‘Kasım Süleymani liderimiz’ yazılamaları yapılmıştı.

20-01/04/ana-manset-2-1578042952.jpg

İRAN'IN DÜNYADAKİ GÖLGESİ

Dünyada savaş çanlarının çalmasına neden olan kanlı infazın hedefindeki isim olan Kasım Süleymani İran’ın en etkili ismi olarak dikkat çekiyor. Resmi hiyerarşide İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü’nün komutanı olan Süleymani pratikte ise rejimin dini lider Hamaney’in ardından iki numaralı güçlü ismi olarak gösteriliyor. Sadece Hamaney’e karşı sorumlu olan Süleymani’nin hayatı da ölümü kadar çarpıcı süreçlerle dolu.  

Doğrudan İran lideri Hamaney’e bağlı hareket eden Süleymani, 1998’den bu yana İran’ın ülke dışındaki askeri-istihbari operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü’nün komutanlığını yürütüyordu. Kasım Süleymani, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2007’de getirilen uluslararası seyahat yasağına rağmen Suriye ve Irak başta olmak üzere bir çok noktada İran’ın askeri operasyonlarını yönetiyordu. Süleymani, Trump’ın Temmuz 2018’de İran’a yönelik savaş tehditlerine ilişkin yaptığı bir konuşmada, “Bizi dünyada ‘benzeri görülmemiş’ bir eylemle tehdit ediyorsunuz. Savaşı başlatabilirsiniz ancak onu bitirecek olan biziz” ifadelerini kullanmıştı.       

İran’da 1957’de güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hakim olduğu Rabord köyünde dünyaya gelen Süleymani, daha çocuk yaşta çiftçi olan babasının devlete olan borcunu ödeyebilmek için inşaatlarda çalışmaya başladı. 

İlkokulu bitirdiği yıl köyünü terk ederek Devrim Muhafızları Ordusuna katılan Süleymani’nin, sonra aldığı 45 günlük askeri eğitim sayılmazsa, bütün eğitim hayatı bu 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı.       

Askeri kariyerine 1979 İran Devrimi  sonrasında başlayan Süleymani, sadece 45 günlük bir eğitimle orduya kabul edildi. Süleymani, ilk askeri cephe deneyimini, İran’ın batısındaki Mahabad’da, İran devriminden sonra ayaklanan Kürt gruplara karşı yaşadı. 

AFGANİSTAN’DA KANLI GÖREV 

Devrimden sonra İran-Irak savaşında gösterdiği üstün çabalarla dikkatleri çeken Süleymani, cephe gerisinde birçok operasyonu başarıyla yönetti. Henüz 20 yaşındayken Teğmen rütbesiyle 41’inci Sarullah Birliği’nin komutanlığını üstlenen Süleymani’nin bu savaşta gösterdiği başarılarla askeri kariyerinin basamaklarını hızla tırmanmaya başladı. Süleymani, Taliban’ın 1998’de Mezar-ı Şerif kentinde İranlı 7 diplomatı ve 1 gazeteciyi öldürmesi üzerine doğrudan savaş yerine Taliban’a karşı mücadele eden Burhaneddin Rabbani’nin liderliğini yaptığı Kuzey İttifakı adlı gruba destek verilmesini sağladı. Süleymani, savaş sırasında Saddam Hüseyin’e karşı mücadele eden Iraklı Kürt liderlerle iyi ilişkiler kurdu. 1991’deki Körfez Savaşı’nda silahlı Şii gruplar ile ilişkiler geliştiren Süleymani, bu grupların ayaklanmalarını organize etti.       

HAŞDİ ŞABİİ’NİN FİKİR BABASI 

Saddam’ın 2003’te ABD’nin Irak’ı işgali sonucu devrilmesinden sonra ABD ordusuna karşı savaşan Şiileri perde arkasından yöneten Süleymani, bazı Sünni grupların da eğitim ve silahlandırılmasında rol üstlendi. Süleymani, bir yandan ABD ile savaşan grupları komuta ederken bir yandan da Irak’ta ABD ve İran arasındaki pazarlıklarda  en önemli söz sahiplerindendi. Bu nedenle Süleymani, askeri kimliğinin yanında diplomat kimliğine de sahip bir komutan olarak öne çıktı. Süleymani Irak’ta sadece Şiilerle değil Sünni liderlerle de iyi ilişkiler geliştirdi. Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani başta olmak üzere bir dizi siyasetçiyle yakın ilişkileri bulunan Süleymani, Şii lider Mukteda el Sadr’ın diğer siyasi gruplarla uzlaşmasına da yardımcı oldu. Lübnan’da Hizbullah ile çalışan Süleymani, 2006’da İsrail’in Hizbullah’ın bir İsrail askerini kaçırdığı gerekçesiyle Lübnan’a saldırmasıyla başlayan “33 Günlük Temmuz Savaşı’nda da Hizbullah’ın eğitim ve silahlandırılması sorumluluğunu yürüttü.        

SURİYE’DE SAHNEYE ÇIKTI 

Süleymani’nin ülke içerisinde bulunan Hizbullah ve diğer Şii milis güçlerine sağladığı askeri strateji sayesinde Esad güçlerinin takviye edilmesi sağlandı ve muhalifler tarafından ele geçirilen bazı şehirler ve kasabalar da yeniden rejimin kontrolüne geçti. Kasım Süleymani’nin yardımcısı Hüseyin Hemedani, Ekim 2015’te Halep’te terör örgütü IŞİD tarafından öldürüldü. Süleymani, Irak’ta terör örgütü IŞİD’e karşı mücadele için kurulan Haşdi Şabi örgütünün oluşturulmasında ve yönetilmesinde de ön plandaydı. ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan doğruya İran devletinin en üst otoritesi lider Hamaney’e bağlıydı.      

 20-01/04/4.jpg

HAŞDİ ŞABİİ’Nİ BAŞKAN YARDIMCISI MÜHENDİS  

Saldırıda hayatını kaybeden bir diğer isim de Irak’ta İran tarafından desteklenen Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis lakaplı Cemal Cafer İbrahim’di. Irak’ın en güneyindeki Basra kentinde dünyaya gelen ve Bağdat Teknoloji Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunu olan Mühendis, Irak’taki milis liderler arasında İran ve özellikle Süleymani’ye en yakın isim olarak biliniyordu. Mühendis, genç yaşlarda Şii İslami Dava Partisi’ne üye oldu ve Saddam Hüseyin döneminde yaptığı muhalefetten dolayı Irak’ı terketti. İran’da Iraklı Şii  Bedir Tugayları örgütünde komutanlık da yapan Mühendis, 2003 Irak işgaliyle  ülkeye geri dönerek, siyasete bir süre milletvekili olarak devam etti. Mühendis daha sonra 2014 yılında IŞİD’e karşı kurulan Haşdi Şabi Başkan Yardımcılığını görevini üstlendi. 

PETROL ŞİRKETLERİ BASRA'YI TAHLİYE EDİYOR

Kanlı infazın ardından Irak’ta görev yapan ABD ve Batılı görevliler için de alarm verildi. ABD tüm sivil personelin tahliye edildiğini belirtirken Irak’taki sivil ABD’lilerin de bir an önce ülkeyi terketmesi için çağrı yaptı. Basra ve güneydeki petrol sahalarında çalıyan enerji şirketleri de çalışanlarını tahliye etti. 

BEŞTEPE'DE 'İNFAZ' ZİRVESİ

Kanlı infazın ardından pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye de acil güvenli zirvesini topladı. Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisinde 3 saat süren bir güvenlik toplantısı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıya Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MİT Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın katıldı. Toplantıda bölgede yaşanan son gelişmeler ele alındı.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN