Görüşler

Doç. Dr. Mesut Özcan yazdı: Haşdi Şabi ne ölçüde etkili bir aktör?

Doç. Dr. Mesut Özcan yazdı: Haşdi Şabi ne ölçüde etkili bir aktör?

Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Doç. Dr. Mesut Özcan, Musul operasyonu ve Haşdi Şabi’nin statüsünü kaleme aldı.

DOÇ. DR. MESUT ÖZCAN

Ekim ayının ortasında başlayan ve ilk başlarda hızlı ilerleyen Musul harekatının son dönemde yavaşladığı görülüyor. Bunda şehrin çevresindeki yerleşim birimlerinin ele geçirilmesinin ardından şehir merkezinde daha zor bir mücadelenin başlamış olmasının etkisi olduğu kadar, başlangıçta istenen ölçüde hazırlık yapılmamasının da etkisi olduğu söylenebilir. Bugün gelinen noktada, IŞİD’e karşı Musul merkezli harekatın bir muhasebesini yapmak ve sonrasına yönelik bir dizi değerlendirmede bulunmak faydalı olacaktır.

Harekatın başında yapılan değerlendirmelerde, ABD başkanlık seçimlerinden önce sürecin başlatılarak IŞİD’e karşı izlenen politikada son adımların da atıldığı mesajının verilmek istendiği sıklıkla dile getirilmişti. Bugüne kadar bir ilerleme kaydedilmiş olsa da, yapılan bazı tahminlerde sürecin 3 ayı bulabileceğine yönelik beklentiler söz konusudur. Bunda, IŞİD’in şehir merkezinde ciddi bir direniş göstermesi, Irak merkezi ordusunun ciddi kayıplar vermeye başlaması, şehir içine girildikçe doğal olarak ilerleme hızının yavaşlaması ve uluslararası koalisyonun sivil kayıp endişesi ile verdiği hava desteğini kısıtlaması gibi unsurlar etkili olmaktadır. Şehir içinde gösterdiği direnişin yanında, IŞİD ülkenin farklı yerlerinde asimetrik saldırılar yoluyla, teröre başvurmakta; zor durumda olmasına rağmen düşman gördüğü unsurlara zarar verebilecek gücünün hala var olduğunu göstermektedir. Ayrıca, şehirde sivillerin kaçışını engelleyerek, onları sivil kalkan olarak kullanmakta, buna rağmen kaçmaya çalışanları ise keskin nişancılar eliyle öldürmektedir. BM’nin son değerlendirmelerine göre yaklaşık 70 bin kişi Musul’u terk etmiş durumdadır.  Bu insanların önemli bir kısmı BM organları tarafından hazırlanan kamplarda korunma altına alınıyor. Bu kamplara gitmeden önce ise IŞİD ile işbirliği yapıp yapmadıklarının tespit edilmesi amacıyla güvenlik soruşturmasından geçiriliyorlar.

ETNİK VE MEZHEBİ HASSASİYETLER

Gösterdiği direnişe rağmen, IŞİD içinde de bir dizi görüş ayrılığı ortaya çıktığı ileri sürülüyor. Buna göre eski Baas kökenli bazı kişilerin, Irak güvenlik güçlerine ulaşarak kendilerine bazı garantiler verilmesi durumunda direnişi sona erdirebileceklerini ilettikleri söyleniyor. Ayrıca örgütün yurt dışından gelen mensupları arasında yenilgi sonrasında kendileri için Irak’ta veya geldikleri ülkede bir gelecek olamayacağından sonuna kadar mücadele etmek yönünde bir tutum var iken, Irak kökenli üyelerin ise ülke içerisinde kendi geleceklerini garanti edebilecek bir çözüme razı olabilmeleri söz konusu. Muhtemel bir mağlubiyetin ardından IŞİD’e destek veren ve vermeyen aşiretler arasında intikam saldırıları bundan sonra ortaya çıkması muhtemel gelişmeler arasında dikkat çekiyor. Tüm bu iddialara rağmen IŞİD’den şu ana kadar ciddi bir kopuş yaşanmış değil.

Musul operasyonu devam ederken Irak ve Suriye’de bundan sonra ortaya çıkması muhtemel gelişmeleri etkileyecek yeni düzenlemeler de yapılıyor. IŞİD ile mücadele adına kurulan Haşdi Şabi, Irak parlamentosunda alınan bir karar ile yasal bir çerçeve elde etmiş oldu. Musul harekâtı süresince yapacağı katkı dolayısıyla bir statü verilen Haşdi Şabi’ye verilen bu avantajın ardında İran’ın baskısının olduğu iddia ediliyor. Türkiye’de daha çok Telafer’in kurtarılması bağlamında gündeme gelen bu gücün geleceği aslında epey zamandır tartışılıyor. Bazı kişiler Musul’un kurtarılmasının ardından bu gücün lağvedilmesi gerektiğini ifade ederken, diğerleri ise bu gücün diğer güvenlik birimleri içinde eritilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Yapılan bu düzenleme ile Haşdi Şabi bir milis gücünden doğrudan Başbakan’a bağlı bir askeri güce dönüştürülüyor. Sayılarını azaltarak bu gücü ciddi manada devlet kontrolüne almak amaçlansa da uygulamada bunun nasıl gerçekleşeceğine dair bir dizi soru işareti var. Farklı kişilerin kontrolü altında olan bu gruplar sürekli maaş alacak şekilde düzenli bir yapıya kavuşturulabilirler ise bu Başbakan’a ciddi bir siyasi ve askeri güç sağlayacaktır. Ama kâğıt üzerinde Başbakan’a bağlı olmakla birlikte bu kişiler eskiden emir aldıkları kişilerden emir almaya devam ederler ise bir milis grubunun yasal zırh kazanması ve kendi siyasi amaçlarını gerçekleştirmeye devam etmelerinin önü açılmış olacaktır. Nitekim Haşdi Şabi içerisindeki bazı liderlerin kendi siyasi planlarının olduğu da Irak kamuoyu tarafından biliniyor.

Son yasal düzenleme ile kalıcı olma imkanı kazanan Haşdi Şabi’nin takınacağı tavır
Irak içinde ne ölçüde etkili bir aktör olacağını belirleyecektir.

Haşdi Şabi ile ilgili bu yasal düzenlemenin zamanlaması da oldukça dikkat çekicidir. Son günlerde Musul harekâtında yaşanan sıkışıklıklar, ilerlemenin yavaşlaması ve Irak ordusunun kayıplarının artmasının ardından alternatif güçlerin rolleri daha da önem kazanmaya başlamıştır. Geçmişte IŞİD’den kurtarılan bazı yerlerde Haşdi Şabi milislerinin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri bir dizi eleştiri konusu oldu ve gelen baskılar sonrasında etnik ve mezhebi hassasiyetin üst düzeyde olduğu Musul ve Telafer gibi yerlerde Haşdi Şabi’nin doğrudan bir çatışmanın tarafı olmaması kararlaştırıldı. Bu bağlamda uluslararası koalisyon Haşdi Şabi’nin operasyonlarına doğrudan hava harekâtı desteği vermedi ve bu milisler daha çok kırsal alanda bazı operasyonlar gerçekleştirdiler ve daha çok da Telafer’in çevrelenmesinde bir rol oynadılar. Haşdi Şabi liderlerinden bazıları mezhebi içerikler taşıyan söylemlerde bulunsa da Türkiye’den ve diğer bazı ülkelerden gelen uyarıların da etkisiyle Irak hükümeti bu grupların Musul ve Telafer operasyonları sırasında şehirlerin içine girmeyeceklerini açıkladı. Buna rağmen Telafer’i çevrelemiş olan bu grubun şehre girmesini engelleyecek bir askeri güç de şu an mevcut değildir. Öte yandan, Irak parlamentosundaki son düzenleme ile yasal bir konum da elde eden bu unsurlar başka askeri gücün olmaması, Irak ordusunun çok yıpranması, operasyonun uzaması gibi sebepler ileri sürülerek kolaylıkla Telafer ve Musul operasyonlarında daha aktif roller alabilir hale gelmiştir. Yeni şartlar altında bu milisler Irak askeri gücünün bir parçası olarak IŞİD karşıtı operasyonun resmi bir aktörü olarak fonksiyon icra edebilirler. Bu şekilde hem meşruiyetlerini pekiştirme hem de kazanımlarını artırma imkanına kavuşabilirler.

MUHTEMEL İNTİKAM EYLEMLERİ

Bu grubun gerek Musul gerekse Telafer’de ciddi bir askeri operasyona girişmesi durumunda nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını söylemek şu an için erken. Geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerinin aksine son dönemde gelen eleştirilerin de etkisiyle Haşdi Şabi unsurlarının daha dikkatli davrandıkları ve gelen şikâyetlerin azaldığı gözlemlenmekte. Buna rağmen halen geçerli olan endişe ise IŞİD’in en güçlü olduğu yerler olan Musul ve Telafer’de bu kişilerin girişmeleri, muhtemel intikam eylemleri ve bunun Irak içerisindeki hassas mezhep dengesinde ortaya çıkarabileceği sıkıntılardır. Geçmişte bazı Musulluların Irak askeri ve polisi yerine IŞİD militanlarının güvenliği sağlamasını tercih ettikleri dikkate alındığında bu noktada ister istemez bir dizi sorunun olacağını öngörmek mümkündür. Haşdi Şabi’nin şehri çevrelemesinin ardından sivillerin bir kısmının can güvenliği endişesi ile ilçeyi terk ettikleri basına yansıdı. Bu endişenin izale edilmesi için Başbakan Abadi hükümetine görev düşüyor. Geçtiğimiz aylara göre siyasi ve askeri olarak daha güçlü durumda olan Başbakan Abadi yapılan yasal düzenlemeleri de kullanarak burada önemli bir rol üstlenebilir. Haşdi Şabi yöneticilerinin de hem alanda hakimiyet kurma ve kurtardıkları bölgelerde kalıcı olma hem de meşru bir aktör olma amacını mümkün olduğu ölçüde beraber gerçekleştirecekleri bir tavır izlemeleri beklenebilir.

Haşdi Şabi milisleri Irak askeri gücünün bir parçası olarak IŞİD karşıtı operasyonun resmi  bir unsuru olarak fonksiyon icra edebilir.

Bugün gelinen noktada IŞİD’e karşı operasyonun aylar alacağı, bu süreç içerisinde Irak askeri birimlerinin başarı veya başarısızlığının Haşdi Şabi unsurlarının ülke nezdindeki askeri ve siyasi tutumlarını yakından etkileyeceği açıktır. Son yasal düzenleme ile kalıcı olma imkanı kazanan bu grupların bundan sonra takınacakları tavır Irak içerisinde ne ölçüde etkili bir aktör olacaklarını belirleyecektir. Ellerindeki askeri gücü siyasi güce tevil etmede ne kadar başarılı olacakları, gerek bölge ülkelerinden alacakları desteğe, gerekse Irak’ın bundan sonraki güvenlik yapısına bağlı olarak değişecektir.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir