Dışişleri Bakanlığı, Astana'daki anlaşmada 3 ülkeden gözlemcilerin kontrol ve gözlem noktalarına konuşlandırılacağını açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı'nca, 6'ncı Astana Toplantısı'nda, İdlib'de oluşturulacak 'çatışmasızlık bölgesi'nin sınırları konusunda taraflar arasında varılan anlaşmaya ilişkin "Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, söz konusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır" denildi.
Bakanlık tarafından konuya ilişkin yapılan yazılı açıklama, şöyle:
"Suriye ihtilafına siyasi çözüm bulma yolundaki gayretleri desteklemek üzere 30 Aralık 2016 tarihinde ülke genelinde ilan edilen ateşkesi tahkim etmek ve bu çerçevede Suriye'de çatışan taraflar arasında benimsenebilecek güven artırıcı önlemler geliştirmek üzere düzenlenen Astana toplantıları çerçevesinde 4 Mayıs tarihinde, Suriye'nin çeşitli noktalarında çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması kararlaştırılmıştı. Bu doğrultuda imzalanan muhtırada öngörülen İdlip vilayeti ve civarını kapsayan çatışmasızlık bölgesi, 14-15 Eylül 2017 tarihlerinde yapılan altıncı Astana toplantısında ilan edilmiştir.
Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, sözkonusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır. Gözlemci kuvvetlerin asli görevi, rejim ve muhalefet arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olabilecek ateşkes ihlallerini izlemek olarak tanımlanmıştır. Gözlemci kuvvetlerin faaliyetlerinin eşgüdümü, üç garantör ülke arasında oluşturulacak Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktır.
Türkiye, İdlip çatışmasızlık bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır. İdlip çatışmasızlık bölgesinin ilan edilmesi, Suriye'de sahada yaşanan gerginliğin azaltılması amacıyla Mayıs ayında imzalanan muhtıranın hayata geçirilmesindeki son aşamayı teşkil etmektedir. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle birlikte, BM arabuluculuğunda Cenevre'de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır. Suriye ihtilafının ancak siyasi çözümle sona erdirilebileceğine inanan Türkiye, Astana toplantıları sayesinde kaydedilen bu ilerlemenin sağladığı ivmeyi, Cenevre toplantılarıyla Suriye'de ilerletilmeye çalışılan siyasi geçiş sürecine verdiği güçlü destekle sürdürmeye kararlıdır."