Almanya Hükümeti'nin Büyükada tutuklamaları ile ilgili açıklamalarına Cumhurbaşkanlığı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan peş peşe sert tepkiler geldi. Dışişleri Bakanlığı "Almanya kabul edilemez taleplerde bulunuyor" açıklaması yaptı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yaptığı açıklamada Almanya'nın FETÖ ve PKK'lıların sığınağı olduğunu dile getirerek "Almanya'nın Büyükada soruşturmasında tutuklanan Alman vatandaşlarının yarın bırakılmasını istediğini dile getirdi. Almanlar diplomatik nezakete yakışmayan bir talepte bulunuyor" diye konuştu.
Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Büyükada tutuklamalarıyal ilgili yaptığı açıklamalara Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın ardından Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ve Dışişleri Bakanlığı ve Dışişişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan da sert tepki geldi.
TERÖRE TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Almanya'ya çok sert tepki gösterdi. Almanya'nın PKK'lı ve FETÖ'cü teröristlerin sığınağı olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: "Türkiye olarak teröre terör örgütlerine karşı çok ciddi mücadele veriyoruz.Bu mücadelede taviz vermemiz mümkün değildir. İçeride ve dışarıda inlerine girdik. PKK ve FETÖ'nün sığındığı ülke Almanyaoldu. Almanya terör örgütü üyelerine kucak açıyor. Parlementomuzu bombalayan terörsleri onlar terörisit olarak görmüyorlar. Bazı ülkelerin sınır dışı ettiği teröristler de Almanya'ya sığınıyor.
Casusluk ile tutuklanan Alman vatandaşlarının bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyor. Hatta gün veriyorlar yarın diyorlar. Yani Türk yargısını hiçe sayan bir tavır sergiliyor. Hala yargı süreci devam ediyor. Biz söyleyince yargı tarafsız bize gelince derhal çıkartın. Bunu kabul etmiyoruz, doğru bulmuyoruz. Bunu karşılığında seyahat uyarısı yapılıyor. Bu konuları halen dostum diyen Gabriel ile Mart ayında görüştüm. 'Kesinlikle tehditte bulunamayız' dedi.
Türkiye'ye yönelik bu tür tehditleri olgun bir devlete yakıştıramıyoruz. Esasen Berlin Türkiye'yi en iyi bilen bir devlettir. Türkiye devletinin hiçbir şantaja boyun eğemediğini en iyi Almanya bilir. Bu tehditlerin Türkiye'de karşılık bulmayacağını bilmeleri gerekir. Sorun varsa konuşuruz bazen anlaşırız bazen anlaşamayız. Yargımızın gereğini yapacağı konusunda kimseye söz söyletmeyiz. Bunun karşılığını biliriz. Bakan Gabrile'in yaptığı hırçın açıklamalar iki ülkenin dostluğuna sığmaz.
ALMANYA TERÖRİSTLERE GÖZ YUMUYOR
Dışişleri Bakanlığı'ndan da yazılı açıklama yaplıdı Açıklamada Almanya'nın, Türkiye ile tarihi bağları bulunan dost ve müttefik bir ülke olmakla beraber, son dönemde iki ülke ilişkilerinde ciddi bir güven bunalımı yaşandığı vurgulandı. Söz konusu bunalımın ana sebebinin Almanya’nın Türkiye'ye yönelik çifte standartlara dayalı tutumu olduğu belirtildi. Açıklamada, "Almanya, bir yandan devletimizin bekasını hedef alan PKK ve FETÖ terör örgütleri üyelerinin kendi topraklarında rahatça dolaşmasına göz yummakta, diğer yandan da ülkemizde terör suçundan gözaltına alınan veya tutuklanan şahısların da yargıdan muaf tutularak serbest bırakılması gibi kabul edilemez taleplerde bulunuyor." ifadelerine yer verildi.
Alman makamlarının Türk milletvekilleri ve bakanlarının Almanya’da vatandaşlarla buluşmasına engel olurken, terör örgütüyle yakın duran Alman parlamenterlerin Türkiye'nin egemenliği altındaki askeri üsleri diledikleri zamanda ziyaret etmesini hak olarak göstermeye çalıştığı belirtilen açıklamada, "Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in bugünkü ifadeleri de söz konusu tek taraflı çarpık yaklaşımın son ve kabul edilemez örneğidir. Bakan Gabriel’in bu açıklamayla aramızdaki sorunları daha geniş platformlara taşıyarak, cepheyi genişletme gayreti de dikkat çekmektedir. Bunu Almanya’nın gerçek niyetinin tezahürü olarak görüyoruz. Bakan Gabriel'in, Türk yargısına müdahaleye izin vermediğimiz için Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısını sertleştirmek, Gümrük Birliği güncellemesine karşı çıkmak, yatırımları teşvik etmemek, AB’nin Türkiye'ye katılım fonlarını gözden geçirmek gibi tehditkar ifadeler kullanmaktadır" ifadeleri kullanıldı.
AB'NİN TUTARSIZ YAKLAŞIMI...
Açıklamada, Gümrük Birliği güncellemesinin Avrupa Birliği'nin (AB) kendi çıkarlarını da gözeterek getirdiği bir öneri olduğu hatırlatılarak, AB'nin, 18 Mart Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerini dahi bugüne kadar tam olarak karşılamamışken, AB fonlarından bahsedilmesinin tutarsız bir yaklaşım olduğu kaydedildi. Seyahat uyarısının ise hedefi kasıtlı olarak saptırılmış bir düzenleme olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Hakkında suç isnat edilen ve bu yüzden yargı önüne çıkan şahıslar ile ülkemize turist olarak gelen Alman misafirlerimizin aynı kefede olmadığı aşikardır. Ülkemiz yargının bağımsızlığından, terörle ve teröristle mücadelesinden kredi, fon tahsisi, Gümrük Birliği gibi maddi konular için taviz vermeyecek ve hayati çıkarlarına yönelik tehditlerle mücadeleyi maddi çıkarlarla karıştırmayacak kadar ciddi bir devlet anlayışına sahiptir. Türkiye kısa vadeli siyasi çıkarları, stratejik konularla karıştıran bu devlet anlayışını hiçbir şekilde benimsememektedir.
İç politika saikleriyle Türkiye ve Türk karşıtlığı üzerinden prim yapma çabalarının farklı platformlara taşınmasına da gereken tepki gösterilecektir. Almanya'yı müttefik ve dost bir ülke olarak görmeye devam etmek istiyoruz. Almanya’nın terörle mücadele ve Türkiye'nin güvenliği konusundaki haklı beklentilerimizi anlamasını ve ortak çıkarlarımızı stratejik bir vizyonla değerlendirmesini umuyoruz. İlişkilerimiz şantaj ve tehditle değil, uluslararası kabul görmüş norm ve ilkeler temelinde yürütülmelidir. Aynı anlayış, insan hakları, terörle mücadele ve güvenlik alanlarındaki hassasiyetlerde de karşılıklı olarak sergilenmelidir."