Diriliş Ertuğrul'a 4 yeni oyuncu katıldı. TRT 1 ekranlarının vazgeçilmez dizisi Diriliş Ertuğrul'a yeni katılan 4 oyuncunun isimlerini ve detayları haberimizde sizlerle paylaşıyoruz.
Diriliş Ertuğrul'a 4 yeni oyuncu katıldı. TRT'de Çarşamba günleri izlenme rekorları kıran Diriliş Ertuğrul dizisine yeni katılan oyuncuların isimlerini haberimizden görebilirsiniz.
TRT 1 ekranlarının reyting rekortmeni dizisi Diriliş Ertuğrul’un kadrosuna dört yeni oyuncu daha katıldı. Moğolların geri dönüşüyle dizinin 116. bölümünde oyuncu kadrosuna dahil olan isimler şöyle:
Şerif Bozkurt (Belgütay)
Barış Bağcı (Noyan)
BARIŞ BAĞCI KİMDİR?
Barış Bağcı, 27 Mayıs 1975 Karaman doğumludur. Konya’da Selçuk Üniversite’sinde Konservatuar ve Tiyatro Bölümü mezunudur. İlk olarak Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda yer aldıktan sonra oyunculuğuna İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda devam etmiştir.
KARİYERİ
2009 yılında ‘Nefes Vatan Sağolsun’ adlı sinema filminde bir üsteğmeni canlandırmıştır. 2011de ‘Küçük Hanımefendi’ dizisinde yer almıştır. 2012 yılındaysa baş rollerde Ezgi Mola’nın yer aldığı ‘Pazarları Hiç Sevmem’ adlı sinema filminde oynamıştır. Günümüzde ise TRT 1 ekranlarında yer alan ‘Diriliş Ertuğrul Gazi’ dizisinde ‘Baycu Noyan’ karakterini oynamaktadır.
BAĞCU NOYAN KİMDİR?
Baycu Noyan, Moğolların savaşçı özellikleriyle tanınan Besud kabilesine mensup bir ailenin çocuğuydu. Moğolların ilk istila hareketlerinden itibaren ordu içinde adı duyulan bir kimse olarak Cengiz Han’ın önemli komutanlarından Jebe’nin yeğeniydi. Baycu’nun adının ciddi anlamda ilk defa duyulması 1228 tarihidir. Bilindiği üzere Moğolların İran’ı istilası 1220 yılında başladı ve ilerleyen yıllarda da yayılarak devam etti. Bu seferlerin önemlilerinden birisi olarak kabul edilen 1228’deki İsfâhan seferine katıldı. Burada kabiliyetlerini gösteren Baycu Noyan, dönemin Anadolu ve Azerbaycan valisi olan Cormagon Noyan tarafından himaye edilmiş ve Kafkasya’nın zaptı ile görevlendirilmişti. Burada büyük başarılar elde ederek Kafkasya’nın Moğol hakimiyetine girmesini sağladı. Bu başarısı Moğol hükümdarı Ögedey’in takdirini kazanmasını sağladı. Bunun üzerine de takip eden yıllarda Moğolların Batı Kafkasya ve Azerbaycan valisi olarak atandı.
Baycu Noyan’ın Valiliğinin İlk Dönemi
1242 Ögedey Han’ın ölümü ile ülkede bir kargaşanın yaşanmasını engellemek amacıyla batı şehirlerine doğru kalabalık bir ordu ile ilerledi. Tam da Türkiye Selçukluları'nda baş gösteren Babaî isyanın Selçuklularca zor bastırıldığını gören Baycu Noyan bu fırsatı değerlendirerek Selçuklular üzerine de yürümüş 1242 yılında 30. 000 kişilik kalabalık bir ordu ile Türkiye topraklarına girerek Erzurum’a kadar ilerledi. Kafkasya’da ordusunun Ermeni ve Gürci askerleri ile de takviye eden Baycu Noyan 1242 sonbaharında Türkiye içinde Erzurum ve çevresinde büyük bir güç gösterisi yaptı. Yaklaşık 30 yıldır bütün Asya’yı tehdit eden Moğol tehlikesi artık Türkiye üzerinde hissedilmeye başlamıştı. Selçuklularla beraber büyük bir altın çağ yaşayan yarım ada, artık büyük bir tehlikenin arifesindeydi.
Baycu Türkiye’de Türkiye Moğol Tehlikesi Altında Kösedağ Faciası
Baycu Noyan'ın önünde iki hedef vardı. Bunlar henüz ele geçirilmemiş olan Bağdat Abbasi Halifeliği ile Türkiye Selçuklularıydı. Daha önceleri Halifelik üzerine birçok kere akınlar yapılmasına rağmen çevresinde güçlü müstahkemlerin olması sebebiyle şehre yaklaşamamışlardı. Bu sebeple oranın fethi İran üzerinden hemen hemen imkânsız gibiydi. Türkiye Selçukluları ülkesine ise şimdiye kadar birkaç ufak akın dışında ciddi bir hareket yapılmamıştı. Üstelik Anadolu’ya açılan yoldaki en büyük engeli teşkil eden Erzurum yolu da açılmıştı. İşte bütün bu sebepler sonucu Baycu öncelikli hedef olarak Anadolu'yu seçti. Ancak akla hemen şu soru geliyor. Türkiye Selçukluları Moğollara itaatini arz için elçi gönderdikleri halde Baycu Noyan Anadolu'ya niçin saldırdı? İbn Bibi'ye göre elçilik heyeti II. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yola çıkarıldı. Onlar Horasan'a ulaştıklarında İsmailîler tarafından yakalanarak hapsedildiler. Üç ay Girdkuh kalesinde kaldılar. Sonuçta Cormagun Noyan'ın emriyle kurtulup yollarına devamla Büyük Kaan'ın yanına vardılar. Orada hediyeleri sunup Selçukluların itaatini bildirdiler. Bu arada Sultan Alâeddin'in öldüğünü de arz etmeyi unutmadılar. Kaan b duruma üzülüp üç defa kıran kıran kıran (yazık) dedi. Kaan Selçukluların itaat teklifini kabul etti ve onları hoşlukla geri gönderdi. Heyet Irak’a ulaştığında ise Baycu Noyan'la Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev Kösedağ'da karşılaşmışlardı.
1242’de Baycu Noyan kumandasındaki otuz bin kişilik bir Moğol ordusu, Erzurum'a gelerek şehri aldılar. Halk kılıçtan geçirildi. Bunun üzerine, Kösedağı'na varan Selçuklu ordusu, Moğolların Erzincan’ın Akşehir beldesine gittiklerini haber aldılar. Tecrübeli kumandanlar, ordunun savunma durumunda kalması ve Moğolların üstüne gitmeme fikrindeydi. Fakat tecrübesizler veya şöhret sevgisine kapılanlar, Moğollara hücum etmek istiyorlardı. Sultan Gıyaseddîn de bu fikre uymuştu. 26 Haziran 1243 cuma günü (6 Muharrem 641) Selçuklu ordusu, Kösedağı’na vardı. İmparatorluğun akıbetini kesin olarak tayin eden savaş başladı. Selçuklu ordusu, korkunç bir bozguna uğradı. Gıyâseddîn, darmadağın olan ordunun içinde şaşkın bir hâle düşmüştü. Kıyafetini değiştirip Tokat'a kaçmak suretiyle ancak canını kurtarabildi. Moğollar, ellerine geçen sayısız ganimetleri paylaşarak Sivas'a geldiler. Sivas kadısı Kırşehirli Necmeddîn, daha öncesinden Hârezm'de bulunmuş ve Moğollardan bir payize ve yarlığ almıştı. Baycu'yu hediyelerle karşıladı ve bunları gösterdi. Bunun üzerine Moğollar, halka aman verdiler. Fakat şehri üç gün yağmaladılar. Oradan Kayseri'ye gittiler. Şehirdeki erkeklerin hepsini kılıçtan geçirdiler. Kadınlarla çocukları alıp yola çıkan Moğollar, yolda yaya yürüyemeyenleri öldürdüler. Moğollarla başa çıkamayacaklarını anlayan Selçuklular, yıldan yıla ağır bir vergi vermeye razı olarak uzlaştılar. Artık Anadolu Selçukluları, Moğollara tâbi bir devlet hâline gelmişti.
Kösedağ Savaşı’yla birlikte artık Türkiye Selçuklularının siyasî gücü dağılmış, Anadolu’da tam bir kargaşa ortamı hâkim olmuştu. Selçuklu ülkesi iç karışıklıklara gark oldu. Artık Anadolu’da hâkim güç Moğollardı. Bunu kabullenemeyen Türkmen Beyleri ise otoriteye karşı isyan etmeye başlamışlardı. Sadece otoriteye karşı isyan etmiyor münferid yerlerde kendi hâkimiyet alanlarını oluşturabilmek adına birbirleri ile de çatışıyorlardı. Kösedağ Savaşı’ndan sonra Baycu Noyan, Anadolu ile fazla ilgilenmemiş Azerbaycan’a geri çekilmişti. Aşağı-yukarı on yıl Anadolu’da Moğol varlığı çok yoğun bir biçimde hissedilmedi. Moğollar Selçuklu yöneticileri üzerinden hâkimiyetlerini devam ettirdiler.
Gönül Nagiyeva (Almıla)
Ali Buhara Mete (Mergen)