TFF Başkanı Yıldırım Demirören "Prim kavgası olmadı. Takım kaptanı, hocasıyla primle ilgili konuşabilir. Ancak konuştuğu yer yanlıştı, seyircilerin önünde, antrenman sahasında..." dedi.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören Milli takımda yaşananlarla ilgili "Prim kavgası olmadı. Takım kaptanı, hocasıyla primle ilgili konuşabilir. Ancak konuştuğu yer yanlıştı, seyircilerin önünde, antrenman sahasında..." açıklamasında bulundu.
Demirören'in açıklamaları şu şekilde:
Kamuoyunun kavga yaratma isteğinden çok, ben tamamen gerçekleri söyleyeceğim. Herkes bunu bilsin!
2012'de federasyon başkanı oldum. Futbolun idaresini çok iyi bilen ve acı tecrübelerden ders alan biriyim. Bana göre her dakika konuşmak çok büyük hata. Bizler konuşmak yerine iş yapmayı tercih ettik. Burada eksiğimiz oldu. 2 tane büyük gazetenin sahibi olmama rağmen iletişimi iyi sağlayamadık.
Federasyon başarısı denince, milli takım ve hakem performansına göre değerlendiriliyor. Sadece bu çok yanlış! Dünyanın en güzel tesislerinden birini, Riva'yı yaptık. Takımlarımızın hepsi, hocalarımız, UEFA yetkilileri herkes gelip burada kaldı.
Hakemlerin performansı çok önemli. Hakemlerimizi profesyonel hale getirdik. Cesaretle bunu yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.
'240 MİLYON LİRAYDI BUGÜN 620 MİLYON LİRA'
Biz devraldığımızda 240 milyon lira olan federasyon bütçesi bugün 602 milyon lira... Milli takımı aldığımızda 50. sıradaydı bugün 20'lerde... En iyi hocalardan birini getirdik. EURO 2016'ya gittik. Çok başarılıydık. Bu başarı bizim değil, hocamız ve oyuncuların. Biz idari işlere bakıyoruz, saha içerisine karışmayız.
Yarın saat 16.00'da 18 kulübümüzün yetkilileriyle bir araya gelip, federasyon olarak neler yaptığımızı paylaşacağız. İhale hakkında detayları konuşacağız. Naklen yayın ihalesiyle ilgili 600 milyon Dolar civarında bir beklentim var.
Türkiye'deki futbol kafasının özel idareye alışması lazım. Kulüpler Birliği ihaleyi alırsa kavga ortamı olmamalı. Kanun değişirse bir sonraki ihaleyi Kulüpler Birliği yapacak.
Hem milli takım hocamız Fatih Terim, hem de kulüplerimiz 14 yabancı sisteminden çok memnun görünüyor.
Bizim öncelikli hedefimiz, kulüplerimizin borçlarını azaltmak, gelirlerini artırmak. Çok toparlanan kulüplerimiz var ama takımlar arasında çok dengesizlik var. Bazısı %70 kombine satıyor, bazısı %10'da kalıyor.
Süper Lig takımlarından puan silme cezasından kıl payı kurtulanlar var. Mühim olan taraftara oynayıp transfer yapmak değil, mali durumu toparlamak. 'Gelir-Gider'i dengelemezlerse ummadığımız takımlarımız Avrupa'ya gitmeme durumuyla karşılaşabilir.
'ALGI OPERASYONU YAPILMAYA ÇALIŞILIYOR'
Algı operasyonu yapılmaya çalışılıyor. Ben ve hocam, kimin niye konuştuğunun, kimin niye algı operasyonu yaptığının farkındayız. Eleştirmek en kolay şey!
Biz gelmeden önce saha kapanıyordu. Saha kapatmayı kaldırdık. Tribünleri kapatık. Şimdi ise bölümleri kapatıyoruz.
Passolig'in asıl amacı cezayı kişiye indirmek ama bu zaman alır. Her yıl seyirci yüzdemiz artıyor. Verilen cezalar da giderek bölünüyor. Ama kişilere inemeyiz, kolluk kuvveti değiliz. Eksik yönler var, hukuk sistemimiz tam çalışmıyor bununla ilgili.
'BİZ HER ŞEYİN FARKINDAYIZ'
Bir şeyi bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Hepimizin ailesi var, herkesin ne yaşadığını ben biliyorum. Onu da inşallah ileride kitaplarımda anlatırım. Ailemle, hocamın ailesiyle alakalı konuşmayacaksınız! Biz her şeyin farkındayız.
Her takım şampiyon olmak ister. Tabii ki şampiyon olacak ama mali açıdan da şampiyon olması gerek. Yüzyıllık kulüpler var, onların borç batağına girmemesi gerekiyor. Başkanlar, 2 senedir bu algıyı yakalamaya başladı.
TFF 1. Lig takımlarımıza yayınlanmayan maçların yayın gelirlerini ödedik. Herkesin bunu bilmesi gerek.
Kulüp başkanlarının verdiği her demeç, taraftarları geriyor. Ben de o hataları yaptım. Yenikapı'da birlik ve beraberliği nasıl sağladıysak futbolda da bunu başarmalıyız.
Türkiye Kupası'nı finalini önümüzdeki sezon Avrupa'da oynatabiliriz. Türklerin yoğun olduğu bir yerde...
PRİM SİSTEMİ
Geçen Avrupa Şampiyonası'nda yüzde 30'unu maçlara bölüp dağıtıyorduk, yüzde 70'i havuza kalıyordu. O günün şartlarında biz 500 bin Euro verdik, bazılarına göre fazlaydı ama o gün bize yaşattıkları mutluluk bunun karşılığıydı.
2008'de federasyon bütçesinin yüzde 6-7'si prim diye dağıtıldı, bu kavga çıkmadı. Hiddink zamanında o günkü federasyon 15 milyon Euro harcadı.
Milli oyuncuya prim verilir mi? Hep beraber tartışalım. Uygun görülmezse vermeyelim. Ekim ayında primlerin kime ne kadar verildiği, miktarı belliyken, bugün primler neden tartışılıyor? Biz Avrupa Şampiyonası'na 3. kez katıldık. Prim vermiyor dediğiniz ülkeler her turnuvaya katılıyorlar!
15 Temmuz'dan sonra Türkiye, Yenikapı'yla birleşti. Şimdi nereden vuracaklar? Futbolla! Bunlar tehlikeli oyunlar, biz bu oyunları yapanları biliyoruz. Ben, hocam ve yönetim bunu biliyoruz. Herkes haddini bilecek. Algı operasyonuyla, belli bir oyunun içine girdiğin zaman karşında beni bulursun. - Futbolcular bu operasyona bilmeden dahil oldu. Bu oyunlara gelmeyin. Bugün olanlar yarın olmayabilir. Olmayanlar da yarın olabilir.
"BURAK YILMAZ 467 BİN LİRA PRİM ALDI"
Burak Yılmaz 467 bin Euro prim aldı. Oynadığı maçların primini aldı, son iki maçın primini almadı çünkü oynamadı. Dekontları da bizde var ama bunları konuşmayız çünkü yanlış yerlere gider.
Artık maç maç prim kesinlikle yok.
Avrupa Şampiyonası'na kaldık, 'Fatih hocanın şansı' dendi. Bu da yapıldı Türkiye'de. Bütün başarıyı Fatih Terim'in şansına bağlamak yanlıştı.
Biz EURO 2016'ya katılmayı başarı sayıyoruz bu yanlış ancak biz daha 'sürekli katılımcı ülke' olamadık. Biz 2 şampiyonluk adayı, Hırvatistan ve İspanya'ya yenildik. Başarısız dendi. Portekiz maç kazanmadan şampiyon oldu!
ARDA TURAN VE FATİH TERİM ARASINDA NELER OLDU?
Prim kavgası olmadı. elenmelerine rağmen ben primlerini ödedim. Antrenmandaki olay, prim kavgası olarak yansıtıldı. Takım kaptanımız teknik direktörümüze bir yanlış olduğunu hocasına söyledi. Hocamızla kaptanımız konuşabilir, tartışabilir. Sadece konuştuğu yer yanlıştı, halka açık antrenman sahasında olmaz.
FATİH TERİM'İN İSTİFA KONUSU
Fatih Terim'le ilgili istifa söz konusu olmadı. Fatih hoca çok nazik bir insan, yola beraber devam edip etmeme ile ilgili konuşmak istedi, biz de devam ettik. Biz bu hocayı 3 kez gönderdik, 4 kez geri getirdik. O kadar değerli! Hocamız turnuva sonrası Galatasaray iddialarının söylenti olduğunu söyledi. Terim'le geniş tabanlı bir yola çıktık, buna da aynen devam ediyoruz.
Ukrayna, Hırvatistan, İzlanda ve Türkiye... Bu üçlüyle ilk maçını oynayan tek takım biziz. Bundan sonra Kosova ve Finlandiya maçlarımız var. Bunlar da kendi aralarında oynayacak. Dünya Kupası'na gidemeyebiliriz. Ama bir durun ya... Gidemezsek, o zaman eleştirirsiniz... Umudu kaybetmek için bir sebep yok. Son maça kadar bekleyeceğiz...
ARDA TURAN'IN KADROYA ALINMAMASI
Bir futbolcunun oynayıp oynamaması başkanın işi değildir. Arda 6 ay oynamamışken, hocamız onu kadroya aldı. 'Niye aldın?' demedik. Arda kadroya alınmayınca bir tepkim olmadı. Hoca bana kadroyu sunduğu zaman 'hayırlı olsun' dedim.
Şu an öyle bir hale gelindi ki, Arda bir tarafta, milli takım bir tarafta. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok! Sadece Arda'yı konuşuyoruz ama Burak, Selçuk, Gökhan Gönül, Caner, Hakan Balta da alınmadı. Bunu konuşmak futbolcuları etkiliyor.
"Burada bir sorun yok ki, teknik olarak hocamız almak istemedi, karar hocamızın. Teknik olarak bizi ilgilendirmez ki. İdari bir şey olsa, hocamız bizimle paylaşırdı. Bizim işimiz değil hocanın kararlarına karışmak. Hocamız teknik olarak almak istemedi. Buna saygımız var. Hocamız bunun sorumluluğunu almıştır."