STK'larla buluşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, PKK ile yeniden silahlı mücadeleyi başlatan süreci anlattı. Davutoğlu, Demirtaş ile görüşürken Kandil'den gelen mesaja işaret etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen kahvaltılı toplantıda, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge illerinden bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Davutoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, hükümetin PKK'nın saldırıları yeniden başlatma sürecini özetledi.
Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Demirtaş ile görüşürken Kandil'den gelen mesaj
15 Temmuz, ben Demirtaş ile görüşürken, aynı saatlerde dikkat çekici, KCK sözde halk savaşını başlatma talimatını verdi. 19 Temmuz, Suruç’tan bir gün önce Cemil Bayık açıklama yaptı. "silahlanın ve halk savaşına hazır olun" diye. Kim adına, hangi savaşı başlatıyorsunuz? Size kim talimat verdi? Nereden talimat aldınız? Şimdi herkesin bu ortak akıl üretme anlamında, son 13 yıl içinde aldığımız mesafelere tekrar tekrar bakmasını rica ediyorum.
'HDP önce Kandil'e isyan etsin"
7 Haziran'dan beri eş başkanların, Sayın Demirtaş'ın, Yüksekdağ'ın yaptığı her açıklama yukarıdan bir yerlerden tekzip edildi, şu denmeye çalışıldı: 'Sen siyaset oyunu oynayabilirsin ama aklı ben üretirim, senin söz söyleme hakkın yok'. Her açıklama ertesi gün Kandil'den tekzip edildi. Şimdi önce akıllarına saygı duyanlar, vicdanlarına saygı duyan HDP'lilerin buna isyan etmesi lazım. Ha 12 Eylül rejimi partilere dönüp 'Hizaya girin' demiş, ha Kandil'den birileri HDP'ye dönüp 'Hizaya girin' demiş, aynı mantıktır, aynı zihniyettir, hiçbir farkı yok.
"2 polis için değer miydi dediler"
Barıştan bahsedenler, Ceylanpınar'da 2 askerimiz haince şehit edilirken, bir kınama bile yayınlamadılar. '2 polis için böyle bir operasyona değer miydi diyenler' o iki polisin annesinin bacısının çocuğunun acısına karşı vicdanlarını kapattılar.
"Mesele Kürt sorunu değil"
Çok efsaneleştirilmesi anlamında söylüyorum, Rojova, Kobani'de PKK'nın olduğu yerde başka bir Kürt hareketinin olmasına dahi izin vermediler. İlk mülteciler DEAŞ'tan kaçarak gelmedi, oradaki baskılardan kaçarak geldi. Bunu da Irak Kürt bölgesi yöneticilerine sorunuz. Mesele Kürt sorunu değil. Sadece ben bilirim diye, aynı 12 Eylül’de Türkler için en iyisini ben bilirim diyen paralelliktir.
"Devletin burada olduğunu gösterdik"
Hangi mesajı verdiğiniz, kullandığınız dilden daha önemlidir. Şimdi yeni bir takım şartlar öne sürenler bu milletin aklıyla alay ediyor. Silahların bırakılması için yeni yeni şartlar koşuyorlar. Verilen sözlerin hiçbiri tutulmamasına rağmen biz kendi felsefemizle süreci yürütmeye devam ettik, Meclis'te gerekli yasak düzenlemeyi yaptık. Yaptığımız her hamleden sonra bir provokasyon ile karşılaştık. Hiçbir şekilde çözüm sürecinden vazgeçmedik, yaklaşan tehlikeyi gördüğümüzden dolayı İç Güvenlik Paketi'ni Meclis'ten geçirdik.
Devletin burada olduğunu göstermemiz gerekiyordu, gösterdik.