Irak ve Suriye’de Müslümanlar’a yönelik katliamlar yapan İran destekli terör örgütü Haşdi Şabi'nin, 16 ülkeden silah ve mühimmat desteği aldığı ve 100’den fazla farklı silah türü kullandığı Uluslararası Af Örgütü'nün raporlarına yansıdı.
Batı’nın Suriye ve Irak’ta sebep olduğu kaosu körüklemek isteyen İran eli kanlı Haşdi Şabi terör örgütünü sahaya sürdü. Enbar ve Tikrit’te Müslümanlar’a yönelik kan donduran katliamlara imza atan Haşdi Şabi terör örgütü zaman içerisinde Batı’dan da lojistik destek alarak küresel bir terör örgütü olma yolunda hızla ilerliyor.
16 ÜLKE SİLAH SAĞLIYOR
16 ülkeden silah ve mühimmat desteği alan Haşdi Şabi’nin 100’den fazla farklı silah türü kullandığı Uluslararası Af Örgütü'nün raporlarına yansıdı.
Diriliş Postası'nda yer alan habere göre; Perde arkasında İran’ın yer aldığı Haşdi Şabi ortaya çıktığı ilk günden bu yana işlediği cinayetlerle etrafına korku saçıyor. İran’ın dini lideri Ayetullah Sistani’nin çağrısı üzerine toplanan aşiretler ve onlara bağlı grupların oluşturduğu örgüt sistematik olarak Müslüman katliamı yapıyor. Bu katliamlarıyla mezhep ayrılıklarını körükleyen örgüt yaptığı sözde tutuklamalarla da alıkoyduğu binlerce insana vahşet boyutunda işkencelere maruz bırakıyor. Özellikle Irak’taki katliamlarıyla dehşet saçan Haşdi Şabi daha sonra kendi halkını gözünü kırpmadan katleden Esed’in davetiyle Suriye’de Halep’in işgalinde rol aldı. DEAŞ ile mücadele adı altında emperyalist Batı’nın da katliamlarına göz yumduğu Haşdi Şabi’nin yakın zamanda daha büyük katliamlar yapmasından endişe ediliyor…
Terör örgütü DEAŞ’ten sonra Ortadoğu’nun başına bir heyula gibi çullanan bir diğer kan emici terör örgütü Haşdi Şabi oldu. Haziran 2014’te DEAŞ’in Musul’u ele geçirmesi ve akabinde Enbar ve Tirkrit üzerinde hâkimiyet kurması üzerine hortladı bu durum…
İran dini otoritesi Ayetullah Ali Es-Sistani’nin “sözde cihat” çağrısının harekete geçirdiği Şii aşiret ve diğer grupların oluşturduğu terör örgütü, o günlerden sonra bölgede bulunan Müslümanlar’a karşı saldırılar düzenlemeye başladı.
MÜSLÜMANLARI KATLETTİLER
En başta Musul, Tikrit ve Enbar’ı kontrolü altına alan DEAŞ’e karşı direnç gösteremeyen ve ciddi kırılmalar yaşayan Irak güvenlik güçlerine karşı kurulan örgüt daha sonra mezhepçi ayrılıklar ekseninde Müslümanlara yönelik intihar saldırılarıyla katliamlar yapmaya başladı. Ev ve işyerlerini ateşe verme, yağmalama, tecavüz, işkence ve her türlü insan haklarını ihlal eylemleri gerçekleştiren örgüt günden güne daha fazla silahlanarak vahşi saldırılarını sürdürmeye devam etti.
RAPORDA BAĞDAT YÖNETİMİNE SUÇLAMA
Bölgede yaşananları mercek altına alan Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International veya Amnesty) İran destekli Haşdi Şabi terör örgütü üyelerinin Müslüman Araplar’ı sistematik olarak katlettiği tespitinde bulundu. Af Örgütü çarpıcı sonuçlar içeren raporda, Bağdat yönetimini, Haşdi Şabi’yi silahlandırmaya devam etmek ve insan hakları ihlallerine göz yummakla suçladı.
Mezhepçiliği körükleyen söz konusu ihlallerin devletin sağladığı silahlarla işlendiğini hatırlatan açıklamada yetkililere “ihlalleri durdurun” çağrısı da yer aldı.
Af örgütünün raporunda Haşdi Şabi’ye bağlı teröristlerin yargı dışı idam ve insan öldürme olaylarına karıştığı, binlerce genci kaçırarak onlara işkence etmelerine rağmen hiçbir şekilde hesaba çekilmediği vurgulandı.
HAŞDİ ŞABİ’NİN İNSAN HAKLARI İHLALLERİ
Af Örgütü raporuna göre Haşdi Şabi’nin ev, işyeri, sokak ve hatta sığınma kamplarında sözde tutukladığı insanların birçoğu daha sonra ölü olarak bulundu. Tutuklananların binlercesinin ise aradan geçen onca aya rağmen nerede oldukları bilinmiyor.
Ev ve işyerlerini ateşe verme, yağmalama, işkence ve her türlü insan haklarını ihlal eylemleri gerçekleştiren terör örgütü Haşdi Şabi, günden güne daha fazla silahlanarak vahşi saldırılarını sürdürüyor.
16 AYRI ÜLKEDEN 100'DEN FARKLI SİLAH
Haşdi Şabi’nin işlediği suçları belgelediklerini duyuran İnsan Hakları Örgütü’nün raporunda çarpıcı bilgiler de yer aldı.
Irak’ın içinde düşürüldüğü iç karışıklıkta yaşanan onca insan hakları ihlaline delil niteliğindeki saldırılarda kullanılan silahların ülke dışından geldiği tespit edildi. Raporda Haşdi Şabi teröristlerinin elindeki silahlarının aralarında ABD ve İran’ın da olduğu tam 16 ülkeden gelen 100’den fazla türde olduğu belirtildi. İncelemelerden çıkan bu sonuç üzerine Af Örgütü raporda, silah satıcı ülkelerin sattığı silahların bu tür terör gruplarının eline geçmesini önleyecek kısıtlamalar getirmeleri gerektiğinin de altını çizdi.
Uluslararası bir haber ajansına demeç veren Af Örgütü’nün silah uzmanı Patrick Wilcken, “ABD, Avrupa ülkeleri, Rusya ve İran gibi Irak’a silah sağlayan ülkeler silahların, insan hakları ihlâlleriyle ilgili uzun tarihe sahip bu unsurların eline geçme riskinin çok büyük olduğunu bilmeli” dedi. Bağdat yönetimini de eleştiren Wilcken “Iraklı yetkililer, DEAŞ’in ihlâlleriyle mücadele ettikleri gerekçesiyle kahraman ilân ettikleri bu unsurları alkışlamak ve dolayısıyla onları cesaretlendirmektense, bunların mezhepçiliği körükleyen sistematik ihlâllerine karşı göz yumma politikasından vazgeçmeli” sözleriyle eleştirdi.
2016 yılının Ekim ayında bir başka rapora imza atan Af Örgütü, Irak’ta DEAŞ’ten kaçan sivillerin Haşdi Şabi’nin insan hakları ihlâllerine maruz kaldığına dikkat çekmişti. Başta işkence olmak üzere keyfi tutuklama, gözaltındaki kayıplar ve yargısız infazların yaşattığı ihlâllerin işlendiğini vurgulayan raporda, bu ihlâllerin “savaş suçu” boyutuna geldiğini duyurmuştu.
HAŞDİ ŞABİ NASIL RESMİLEŞTİ
Haşdi Şabi’yi resmileştiren hamle 26 Kasım 2016 tarihinde Irak parlamentosundan geldi. Fiili olarak Haşdi Şabi’nin Irak Silahlı Kuvvetleri’nin çatısı altına alınmasını öngören tasarının parlamentoda kabul edilmesiyle DEAŞ’ten çok bir farkı olmayan terör örgütü resmileşmiş oldu.
Bu duruma Irak parlamentosundaki Sünni milletvekilleri boykotla karşı dursa da sonuç değişmemişti. Tasarının kabulünün ardından siyasetçiler Arap Sünni bölgelerinin kendi halklarından oluşturulan silahlı güçler tarafından korunmasını öngören Ulusal Muhafızlar tasarısı ise İranlı blok yüzünden reddedilmişti.