28 Şubat sürecinde meslekten atılan ya da hapis yatan mağdurlar, o dönem yaşadıklarını anlattı. Devlete hiçbir zaman küskün olmadıklarını belirtip “Haklılığımızın bir gün mutlaka ortaya çıkacağını biliyorduk” dedi.
İNSANIN İÇİ ACIYOR
Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş: (Gümüşhane’de iki yıllık yıllık öğretmenken) Okulda her gün muhabbet ettiğimiz meslektaşlarımız, sanki bir anda bambaşka insanlar oluverdi. İnanılmaz derecede hakaretlerle, her gün ‘Bugün bunu yaşayacak mıyım’ düşüncesiyle göreve gittim. O günü hiç unutmuyorum, hakikaten insanın içi acıyor. 15 yıl emek sarf ediyorsunuz, yapmak istediğiniz bir mesleği icra etmeye çalışıyorsunuz ve sistem buna izin vermiyor. Bir öğrencimin ‘Öğretmenim akşam kahvehanede sizi konuşuyorlardı. Yarın o da başını açtığı zaman göreceğiz dediler’ sözleri beni çok incitmişti. Bu andan itibaren istifa kararı aldım. 2006’da Şanlıurfa’ya atandım. Devletimize küsmedim, küsmeyeceğiz de. Çünkü bu ülke bizim.
HERKESİ ÇOK YIPRATTI
Din kültürü öğretmeni İsmail Çelik: Öğretmen olarak görev yaptığım dönemde bir operasyon yapıldı. Evimizden dini kitaplar alındı. Bunlar Milli Eğitim Bakanlığımıza ait tavsiyeli kitaplardı. Gözaltı sürecinin ardından DGM’de 15 yılla yargılandık. 17 ay boyunca cezaevinde kaldım. Tabii yaşadıklarım aileme ve evime de yansımıştı. O dönemlerde ailem Edirne’den sabaha karşı 05.00’te yola çıkarak beni görmek için İzmit’e Kandıra F Tipi Cezaevine’ne geliyordu. Eşim oğluma üzülmesin diye ‘Baban orada bir araba fabrikasında işe girdi’ diyor. 28 Şubat, psikolojik anlamda da herkesi çok yıprattı. 28 Şubat bizler için bir imtihandı. Biz hiçbir zaman vatanımıza küsmedik. Haklı olduğumuzun ortaya çıkacağını biliyorduk.
YENİ ADIMLAR ATILMALI
Erbakan Vakfı Genel Başkanı Fatih Erbakan: FETÖ’nün o dönemdeki tutumu, dış güçlerin bir maşası olarak Türkiye’ye, İslam alemine çok büyük hizmetler yapan REFAH-YOL Hükümeti’nin yıkılması ve 28 Şubat post-modern darbesinin amacına ulaşması için bir gayret içinde olduklarını gösteriyor. Zaten gazetelerindeki manşetler o dönemdeki birçok şeyi ortaya koyuyordu. (Necmettin Erbakan’ın D-8 adımı) 100 sene paramparça olan bir İslam aleminin Türkiye’nin öncülüğünde yeniden bir araya getirilmesi, İslam Birliği’nin kurulması yolunda resmi, somut bir adımın atılması dış güçleri çileden çıkarttı. ‘28 Şubat artık bitti, başarıya ulaşamadı’ diyebilmemiz için sadece inanç özgürlüğü alanındaki adımların atılması yeterli değildir. ‘Yeniden Büyük Türkiye’ yolundaki adımların atılması lazımdır.