Yunanistan, yüzyıllar öncesinin Avrupa’daki medeniyet merkezi. Demokrasinin, felsefenin, sanatın, mimarinin ve köklü bir kültürün tüm ev sahiplerinden biri… Belki de en önemlisi… Fakat bugün hem ülkesi içinde hem de dış ülkelere karşı çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Avrupa ise, medeniyet kaynağını paraya satıyor.
Eshilos, Aristofanes, Evripides, Sofokles, Aristo, Eflatun, Sokrates, Heredot… Demokrasiye, felsefeye, sanata, mimariye ilgisi olsun olmasın dünyada milyonlarca kişinin bildiği isimler bu isimler. Hepsinin de kökeni aynı… Yunanistan. Çünkü Yunanistan, Avrupa’da medeniyetin merkezi, ta eski yıllardan beri. Fakat ülke, bugün zor durumda, ciddi bir ekonomik krizle boğuşuyor ve 7,2 milyar euroluk krediye ulaşabilmek üzere kreditörleriyle anlaşması için verilen süre sona yaklaşıyor. Yunanistan’ın Avrupa Birliği ve IMF, Ocak ayından bu yana yaşadığı kriz de giderek derinleşiyor.
11 Haziran tarihinden Brüksel’de gerçekleşen müzakerede, anlaşmazlıkların çözülememesi nedeniyle IMF’in görüşmeyi terk ederek ABD’ye dönmesi krizin güçleneceğinin sinyallerini veriyordu. Konuyla ilgili açıklama yapan IMF Sözcüsü Gerry Rice, Yunanistan ile anlaşmadan çok uzak olduklarını belirterek, topun artık Yunanistan sahasında olduğunu dile getirmişti.
“Yunanistan’ın neredeyse hiçbir kozu yok”
Yunanistan görüşmelerini yakından izleyen Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu Ekonomi Profesörü Grigory Vilkov, Yunanistan'ın borç görüşmelerine ilişkin gelişmeleri olumlu gördüğünü ancak görüşmelerde Yunanistan'ın neredeyse hiçbir kozu olmadığını vurguladı.
Yunanistan’ın görüşmelerde fazla tercih hakkı olmadığını savunan Vilkov, "Yunanistan kreditörlerin neredeyse tüm taleplerine boyun eğmek zorunda kalacak ve ekonomide reformlara devam edecek. Bu ülke içinde bazı olumsuz siyasi sonuçlar doğuracaktır ancak Yunanistan açısından fazla bir seçenek de yok" dedi ve Yunanistan’ın eurodan çıkışa yaklaştığına inanmadığını belirtti.
12 Haziran günü Yunan medyası, Euro Bölgesi ülkelerinin temsilcilerinin, Brüksel’de bir araya geldiğini ve Atina hükümetine çözüm planı üzerine son tekliflerini sunmak için 24 saat süre tanıdıklarını dile getirdi. Bundan üç gün sonra, 15 Haziran’da, Brüksel’de taraflar arasında bir çözüm bulmak amacıyla gerçekleşen görüşmelerde yine bir sonuç alınamadığı ifade edildi ve Yunan hükümetinin sunduğu son tekliflerin kurumlar tarafından tatmin edici bulunmadığı kaydedildi. Bu görüşmelerden olumsuz sonuç alınmasının sebebi ise, kreditörlerin anlaşma sağlanması için memur ve emekli maaşlarında yeni kesintilerle birlikte kalıcı olarak yıllık bazda 2 milyar euroluk ek tedbir talebinde bulunmasıydı.
Avrupa uğraşıyor, Yunanistan sert çıkıyor
Konuyla ilgili açıklama yapan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Yunanistan’ın müzakerelere belgelenmiş tekliflerle geldiğini savunarak, Avrupa kurumlarının ısrarının ardında siyasi amaçların bulunduğunu iddia etti.
Aynı gün, Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Alman Hükümeti’nin Yunanistan ile anlaşma sağlanamamasından sonra duruşunun değişmediğini belirterek, “Sahip olduğumuz bütün siyasi araçlarımızla Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalabilmesine uğraşıyoruz” derken, Almanya Maliye Bakanlığı Sözcüsü Martin Jaeger, IMF gibi, topun artık Yunanistan sahasında olduğunu ifade etti. Jaeger, Yunanistan’ın önündeki anlaşma zamanıyla ilgili olarak, “Zaman çok daraldı. Fakat 18 Haziran’da düzenlenecek Maliye Bakanları toplantısında bakanların bir çözüm bulup bulamayacaklarını göreceğiz” diye konuştu.
Çipras: “IMF’nin cinayet derecesinde sorumlulukları var”
16 Haziran günü SYRIZA’nın meclis grup toplantısında konuşan Yunanistan Başbakanı Çipras, Avrupalı kurumların Yunanistan’dan mantık dışı taleplerde bulunarak hükümeti ve Yunan halkını küçük düşürmeye çalıştığını ileri sürdü. Çipras, IMF’nin sert önlemler talep ettiğini, AB’nin ise, borcun yeniden yapılandırılmasını kabul etmediğini ifade ederek, “IMF icadı programı meclis olarak kabul etmemiz mümkün değil. Bu ülkede kimin vergi vereceğine karar vermek hükümetin yetkisindedir. Krizi oligarşi ödeyecek. Yunanistan’ın bugünkü durumuyla ilgili IMF’nin cinayet derecesinde sorumlulukları var” dedi.
Bu arada, Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis’in, Çipras’ın konuşmasını yerde oturarak çaresiz halde izlemesi yerli ve yabancı basının dikkatini çekti. Öte yandan, Yunanistan Maliye Bakanı Yani Varoufakis, 18 Haziran’da düzenlenecek Eurogroup toplantısında yeni reform önerilerinde bulunmayı planlanmadığını dile getirdi. Böylece sürecin gerginliği biraz daha artmış oldu.
“Anlaşma için ciddi bir adım atılmalı”
Yunanistan ile yaşanan süreç hakkında açıklama yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan’ı Euro Bölgesi’nde tutmak için mümkün olan herşeyi yapmak istediğinin altını çizdi. “Bu göreve kendimi adadım” diyen Merkel’in ardından, 17 Haziran’da ABD yönetiminden Yunanistan’ı tekrar baskı altına alan bir uyarı geldi. ABD Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Hazine Bakanı Jack Lew, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile telefonla görüştü. Lew, Çipras’a Yunanistan’ın resmi kreditörleriyle anlaşamamasının, Yunan halkını zor duruma sokacağını ve küresel ekonomiye de zarar vereceğini belirtti. Bununla birlikte, açıklamada, “Lew, Yunanistan’ın kreditörleriyle şartlara uygun bir anlaşma sağlaması için ciddi bir adım atmasının aciliyetini vurguladı” sözlerine yer verildi.
“Yunanistan, Güney Avrupa’nın yoksul bir ülkesi olacak”
Öte yandan dün Yunanistan Merkez Bankası Müdürü Yannis Sturnaras, Yunan Parlamentosuna ve bakanlar kuruluna gönderdiği yıllık para politikası konulu raporunda, ülkenin içinde bulunduğu mali krize değinerek, Yunanistan’ın kreditörleriyle bir an önce anlaşması gerektiğini vurguladı. Söz konusu raporda, Sturnaras, “Görüşmeler sonuçsuz kalırsa, şu anda ortaklarımızın yardımıyla idare ettiğimiz kontrollü borç krizi, bankacılık sistemi ve finansal istikrar için büyük tehlikeler içeren kontrolsüz bir krize dönüşecek. Yunanistan Avrupa ülkelerinin merkezindeki eşit bir üyeden Güney Avrupa’nın yoksul bir ülkesine dönüşecek” dedi.
Bundan sonra topun Yunanistan’da olduğunu ifade eden bir açıklama da, dün, AB Komisyonu ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Pierre Moscovici’den geldi. Brüksel’de basın açıklaması yapan Moscovici, Yunanistan borç krizinin çözülmesi için “Atina’nın alternatif teklifler sunabileceğini” dile getirdi.
320 milyar euroluk borç
Yunanistan’ın mevcut mali programında kalan 7,2 milyar euroluk kredinin serbest bırakılması için Yunanistan’ın haziran sonuna kadar kreditörlerle anlaşması gerekiyor. Aksi takdirde, Yunanistan’ın gelecek haftalar ve aylarda IMF geri ödemesi başta olmak üzere borç yükümlülüklerinin altından kalkamayacağı belirtiliyor.
Avrupa Merkez Bankası ve IMF verilerine göre, Yunanistan’ın toplam borcu 320 milyar euro ve bu, milli gelirin yüzde 117’sine denk geliyor. Yunanistan’ın, kurtarma paketine ait 240 milyar euro, borçlarının en büyük bölümünü oluşturuyor. Ayrıca, ülkenin Almanya’ya 56 milyar euro borcu bulunuyor.
Yunanistan, haziranda IMF’ye 1,5 milyar euro ve 5,2 milyar euro da kısa dönemli borçlanma senetleri olmak üzere 6,7 milyar euro borç ödemesi gerekiyor. Ülkenin temmuzda IMF’ye 452 milyar euro, kısa dönem senetlere 2 milyar euro ve Avrupa Merkez Bankası’na 3,5 milyar euro olmak üzere 5,95 milyar euro borç ödemesi bulunuyor.
Gözler bugünkü Eurogroup toplantısında
Yunanistan’ın bütün bunları yapabilmesi için krediörleriyle anlaşması gerekiyor. Bunun için kritik tarihlerden biri de bugün, 18 Haziran.
Saat 16.00’da yapılacak Eurogroup toplantısı Yunanistan’ın, Avrupa Birliği’nin ve küresel ekonominin bundan sonraki seyri için büyük önem taşıyor. Eğer bugünkü toplantıdan da olumlu sonuç alınamazsa Yunanistan iflasa büyük bir adım daha yaklaşmış olacak.
“Euro, Avrupa’daki birliğin sembolü”
Almanya Başbakanı Angela Merkel, gelecek hafta Brüksel’de yapılacak AB Zirvesi öncesinde bugün Yunanistan ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Yunan hükümetinin 20 Şubat’ta Euro Grubu’na ülkesinde kapsamlı bir reform yapmak için taahhütte bulunduğuna işaret eden Merkel, Yunanistan'ın bu reformları kararlılıkla ele alması, AB Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası’nın da bu çabaları onaylaması gerektiğini anımsattı. Yunanistan’ı kreditörlerle anlaşmaya çağıran Merkel, “İradenin olduğu yerde yol da vardır. Yunanistan’daki siyasi sorumluların bu iradeyi göstermesi halinde 3 kurumla anlaşmaları hala mümkün” dedi.
Almanya’nın çabalarının Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nde kalması yönünde olduğunu yineleyen Merkel, Yunanistan’a son 5 yılda Avrupa’dan benzeri görülmemiş bir dayanışma gösterildiğine dikkat çekerek, Yunanistan’ın son 5 yılda Euro Bölgesi’nden destek alan tek ülke olmadığını vurguladı. Bununla birlikte, Merkel, Avrupa Birliği’nin krizlere karşı daha sağlam hale geldiğini belirterek, euronun sadece para birimi değil, Avrupa’daki birliğin sembolü olduğunu kaydetti.