Aşağı Saksonya eyaleti, İslami kuruluşlarla imzalanacak ve Müslümanlara yeni haklar getirecek sözleşmeleri yakında meclisten geçirmeyi hedefliyor.
Almanya’da Bremen ve Hamburg eyaletlerinden sonra ilk kez ülkenin en büyük eyaletlerinden Aşağı Saksonya, Müslümanlara yeni haklar getirecek “devlet sözleşmelerini” bu yıl mecliste onaylayarak hayata geçirmeyi hedefliyor.
Aşağı Saksonya Eğitim Bakanı Frauke Heiligenstadt, Müslümanların ibadet ve dini eğitim haklarını güvenceye alan, Müslümanları temsil eden kuruluşların toplumsal hayata daha güçlü katılımını sağlayacak sözleşmeler hakkında AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Müslümanlar toplumumuzun bir parçasıdır. Aşağı Saksonya toplumunun üyeleri olarak tanınma, eşit katılım hakkına sahip olma ve dinlerini açıkça yaşayabilme gibi meşru talepleri var” dedi.
"Göçmen yurttaşlarımızın toplumla bağlarını güçlendirmek büyük önem taşıyor"
Eyaletteki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Şura Birliği ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ile tamamlanan müzakerelerin ardından, bu kuruluşlarla imzalanacak devlet sözleşmelerini eyalet meclisine gönderdiklerini belirten Heiligenstadt, “Göçmen yurttaşlarımızın, yaşadıkları toplumla bağlarını güçlendirmek büyük önem taşıyor. Bu nedenle sözleşmelerin mecliste geniş mutabakatla desteklenmesini arzu ediyoruz. Bu yüzden olağan süreçler dışına çıkarak taslakları tüm siyasi gruplara gönderdik. Milletvekillerini bilgilendirme yoluyla yanlış anlaşılmaları da bertaraf etmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.
Bakan Heilgenstadt, İslami kuruluşların Aşağı Saksonya eyaletinin dini, kültürel ve toplumsal hayatına daha güçlü katılımını hedeflediklerini ifade ederek aynı zamanda cemaatleri toplumsal sorumluluk üstlenmeleri için de cesaretlendirmek istediklerini kaydetti.
İslam'a kuşkuyla bakanlara mesaj
Sözleşmelerle toplumda İslam’a kuşkuyla bakan, düşmanca tavır alanlara da mesaj verdiklerini vurgulayan Heilgenstadt, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Aşağı Saksonya’da uzun zamandır dini cemaatlerle iyi ilişkilerimiz var ve bunları geliştirmek istiyoruz. Sözleşmeler aynı zamanda terör ve şiddet yoluyla barışçı toplumsal yaşantımızı hedef almaya çalışanlara karşı açık bir duruş sergiliyor. Bizi birleştirenleri, ortak paydaları öne çıkartmak istiyoruz. Sözleşmelerde toplumumuzun üyeleri olan Müslümanların, Alevilerin toplumun diğer fertleriyle aynı haklardan yararlandıkları ve aynı yükümlülüklere tabi oldukları vurgulanıyor.”
Almanya için örnek
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Aşağı Saksonya Eyalet Birliği Başkanı Yılmaz Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sözleşmenin sembolik öneminin büyük olduğunu, bunun tüm Almanya için örnek teşkil edebileceğini söyledi.
Daha önce Bremen ve Hamburg eyaletlerinde benzer devlet sözleşmelerinin imzalandığını ancak ilk kez büyük bir eyalette böyle bir sözleşmenin onay aşamasına geldiğini belirten Kılıç, “İslamiyet’in, Müslümanların, Aşağı Saksonya’nın bir parçası olduğu kabul ve beyan ediliyor. Bize bu toplumun bir parçası olduğumuz mesajı veriliyor” dedi.
Almanya’da Müslümanları temsil eden kuruluşların, kiliselerin sahip olduğu “kamu tüzel kişiliği” statüsünü bugüne kadar elde edemediklerini hatırlatan Kılıç, devlet sözleşmelerinin ilk kez Müslüman kuruluşları dini cemaat olarak kabul ettiğini, bunun önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Kılıç, “300 bin Müslüman'ın yaşadığı bu eyalet için çok büyük bir adım. Bir sonraki hedefimiz kamu tüzel kişiliği alıp kiliseler statüsünde bir düzeye kavuşmaktır. Ama bunun için hem İslami cemaatlerin hem de Alman hükümetinin hazır olması lazım. Önümüzdeki 5-10 yılda bu aşamaya gelineceğine inanıyorum” ifadesini kullandı.
Karşılıklı bilinç ve kabul artıyor
Yılmaz Kılıç, sözleşme sayesinde Müslüman toplumun kendisini çok daha fazla Almanya toplumuna ait hissedeceğine dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Müslümanlar, ’Devlet bize sahip çıkıyor, bizi önemsiyor’ hissiyatıyla birçok alanda çok daha faal oluyor. Mesela mültecilere yardım konusunda camilerimiz etkinlikler düzenliyor, yardımlar yapıyor. Sözleşme görüşmeleriyle birçok cemaatimiz toplumsal meselelerde daha aktif hale geldi. Bizler de buranın bir parçası olduğumuzu hissediyoruz. Karşılıklı farkındalığı ve kabulü artırıyor.”
Aşağı Saksonya hükümeti, sözleşmeleri bu yıl onaylamayı hedefliyor. Ancak Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar Hareketi (PEGIDA) ve göçmen karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin, sözleşmeleri eylül ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde seçim malzemesi olarak kullanmasından kaygı duyuluyor.
DİTİB yöneticisi Yılmaz Kılıç, sözleşmelerin seçim malzemesi olarak kullanılmaması için birkaç ay içinde onaylanmasını istediklerini kaydetti.
Kılıç, sözleşmenin eyalet meclisinde sadece iktidar partilerinin değil muhalefet partilerinin de desteğiyle onaylanmasını arzu ettiklerini söyleyerek "Zaten iktidar partilerinin parlamentoda çoğunluğu var ancak biz bunun bir toplumsal uzlaşıyla genel bir mutabakat olarak kabul görmesi arzusunu taşıyoruz. Bunun için çabalıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki günlerde muhalefet liderleriyle görüşmeler gerçekleştireceğiz, ikna etmeye çalışıyoruz” dedi.
Din öğretmenlerinin iki branşta ders vermesi gerekiyor
Bazı siyasetçilerin, okullarda öğretmenlerin başörtüsüyle ders vermesi konusunda kuşkuları ve itirazları olduğunu belirten Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Din dersi öğretmenlerinin iki branşta ders vermesi gerekiyor. Mesela İslam dersi ve matematik ya da yine İslam dersi ve mesela Almanca. Din dersi sırasında öğretmenin başını örtmesi konusunda sıkıntı yok ama diğer derse başörtüsüyle girmesi istenmiyor. Öğretmenlerimizin hepsi burada doğmuş büyümüş, Alman kültürünü iyi bilen insanlar. Başörtüsü de tıpkı camilerimiz, mescitlerimiz gibi bu toplumun bir parçası, bir gerçeği. 60 yıldır buradayız. Ayrıca Anayasa Mahkemesi öğretmenlere başörtüsü yasağının din özgürlüğüyle bağdaşmadığına hükmetti. Bu nedenle artık bu bir sorun olmamalı.”
Müslümanlara yeni haklar
Aşağı Saksonya'da Müslümanlara yeni haklar getiren devlet sözleşmesiyle ilgili görüşmeler 10 yıl önce başladı. Görüşmeler, eski Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un eyalet başbakanı olduğu 2005 yılında başladıktan bir süre sonra tıkandı, Yeşiller ve Sosyal Demokratlardan oluşan koalisyon hükümetinin iktidara gelmesiyle 2013’te yeniden canlandı.
Müzakereler sonucunda eyalet hükümetiyle Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) ve Şura Birliği arasında, sözleşme taslağı üzerinde mutabakata varıldı. Aşağı Saksonya hükümeti, Alevilerin temsilcisi olarak muhatap aldığı Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ile de benzer bir sözleşme taslağı üzerinde anlaştı.
Bu sözleşmelerle İslami kuruluşlar eyalet hükümeti tarafından resmi muhatap olarak kabul edilirken, ibadet hakkı ve okullarda Müslüman öğrenciler için din derslerinin verilmesi güvence altına alınıyor.
Bu kuruluşların mal ve mülk edinmeleri, dini inançlara uygun defin işlemlerinin yapılabileceği mezarlıklar açabilmeleri ayrıca hastane, bakımevleri ve cezaevlerinde manevi destek hizmeti verebilmeleri de sözleşme hükümleriyle düzenleniyor.
Sözleşme, bugüne kadar yalnızca Hristiyan ve Yahudi cemaatlerinin temsil edildiği kamu radyo ve televizyon kurullarında, eyaletin gençlik ve aile birliği kurumlarında, bundan sonra İslami kuruluşların temsilcilerinin de yer almasını öngörüyor.
Sözleşmede Osnabrück Üniversitesi İslam İlahiyat Enstitüsüne eyalet hükümetinin kalıcı destekte bulunacağı taahhüdü yer alıyor.
Sözleşmede yer verilen bir diğer konu, Müslüman öğrencilerin ders saatleri dışında ibadetlerini yerine getirebilmeleri için kendilerine oda tahsis edilmesi. Sözleşmede, uygun koşulların olması ve okulda huzurun bozulmaması koşuluyla bu imkanın sağlanacağı kaydediliyor.
Sözleşme hükümlerinin öngördüğü şartları yerine getirebilmeleri için dini cemaatlerin gerekli kurumsal yapılanmalarını hayata geçirmesi gerekiyor. Sözleşme, bu yapılanma için de devlet sözleşmelerini imzalayan dini kuruluşlara, 5 yıl süreyle 100’er bin avro mali yardım yapılmasını öngörüyor.
BERLİN/AA