Ege Denizi ve Akdeniz’de ardı ardına meydana gelen depremlere yorumlayan Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Övgün Ahmet Ercan, "Son yıllarda Afrika Anakarası, Anadolu ve Ege’yi kaktırma hızı yılda 2 ile 3 santim iken, bugün 4 ile 5 santimetreye çıktı" dedi.
Son günlerde Ege kıyılarının beşik gibi sallanmasının ardından dün gece de merkez üssü Fethiye açıkları olan Akdeniz'de 4.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Ege ve Akdeniz’de art arda meydana gelen depremler tedirginlik oluştururken, İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Övgün Ahmet Ercan’dan çarpıcı açıklamalar geldi.
Ege Denizi ile Fethiye açıklarında meydana gelen Akdeniz’deki depremlerin oluşumun farklı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ercan, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, her iki bölgenin de 6 ile 7,5 arasındaki büyüklükte sinsi bir depreme gebe olduğunu ifade etti.
"AFRİKA ANAKARASI EGE VE ANADOLU’YU İTTİRİYOR”
Fethiye, Marmaris, Bodrum, Kaş ve Antalya açıklarında olan depremlerin ana kaynağının güneydeki Afrika Anakarası’nın, Güney Ege yayı boyunca Anadolu Yarımadası’yla Ege Denizi’ni altına dalmasından kaynaklandığını dile getiren Prof. Dr. Ercan, bu dalış ve yaklaşmanın 10 milyon yıldır sürdüğünü ifade etti.
Afrika Anakarası’nın Ege Denizi ile Anadolu karasını itmesi, sıkıştırması, germesi ve yaklaşmasının sonucunda depremlerin oluştuğunu belirten Prof. Dr. Ercan, "Fethiye, Rodos, Girit yayı en derin depremlerin olduğu yerdir. Deprem derinlikleri 70-150 kilometreye kadar varabilir. Bu bölgenin deprem üretebilirliği 6 ile 7,5 arasında değişir. Bu Güney Ege yayı boyunca olan depremler, göçüntü bileşenlerinin büyük olduğu yerlerde süpürtü (tsunami) dalgaları oluşmasına neden olur. Geçmişteki süpürtü dalgalarının yüksekliği 3 ile 7 metreyi bulmuştur. Dolayısıyla son yıllarda Afrika Anakarası’nın Anadolu ve Ege’yi kaktırma hızı yılda 2 ile 3 santim iken, bugün 4 ile 5 santimetreye çıkmıştır. Bunun sonucunda da Girit, Rodos, Fethiye yayı boyunca depremler sıklaşmıştır. Bu yay boyunca özellikle bu Güney Ege yayının batı kısmı Girit, Mora ve İyon Denizi oldukça diri görünmektedir. Deprem üretebilirliği yüksek görünmektedir. Yunanistan sularında olan 6.8’lik deprem de bunun bir belirtisidir. Türkiye bu yayın doğusunda yer almaktadır. Şu gün için daha güvenli görünse de sinsi bir deprem beklentisi içine girildiği kanısındayım” diye konuştu.
“EGE’DE 6 İLE 7, 2 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM HER DAİM OLABİLİR”
Ege’de Batı Anadolu kabuğunun açılma ve yükselmesiyle ilişkili göçüntü türü ve yanal atımlı kırılmalarla deprem olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ercan, üç riskli bölgenin olduğunu kaydetti.
Batı Anadolu kabuğunun açıla ve yükselmesiyle oluşabilecek depremin yıkıcı deprem üretebilirliğinin 6 ile 7,2 büyüklüğünde oluşacağını dile getiren Prof. Dr. Ercan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Seferihisar Urla kırığı diridir. Bunun olası deprem üreteceği yer Sisam Adası’nın kuzeyidir. Türkiye kıyılarını etkileyebilecek 6 ile 7,2 büyüklüğündeki deprem her zaman her daim olabilir. Bunun her an olabilmesi şaşırtıcı olmaz. Bunun dışında İzmir'i etkileyecek deprem yönünün bir diğeri de Midilli Adası önüdür. Bu bölgede de 6,5- 6,8 depreme girebilir. Böyle bir depremden Ege kıyıları etkilenecektir. Karasal olarak da en duyarlı olan kesim Manisa-Akhisar arası da depreme gebedir. O bölgede de sancılı durum söz konusudur.”