Kriptolu telefonları dinleme soruşturması en tepeye ulaştı. Önceki gün başkanlık görevinden ayrılan Prof. Altunbaşak'ın gözaltına alınması dikkatlerin bir kaz daha TÜBİTAK'a çevrilmesine sebep oldu.
KARAR.COM
Kriptolu telefonların dinlenmesi soruşturmasında kilit kurum TÜBİTAK. Eski Başkan Yardımcısı Hasan Palaz'ın tutuklanmasının ardından geçtiğimiz günlerde istifa eden TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak da gözaltına alındı. TÜBİTAK ve TİB çalışanlarının aralarında bulunduğu 28 kişi müebbet hapis cezası talebi ile yargılanıyor. Soruşturmayı sürdüren savcılık, kriptolu telefonların dinlenmesi ile elde edilen bilgilerin nerelere servis edildiğini araştırıyor.
Peki bu noktaya nasıl gelindi? İşte soruşturmanın seyri:
Operasyon nasıl başladı?
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun 27 Mart 2014 tarihli raporu üzerine, görev esnasındaki suç isnatları nedeniyle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi. 8 Temmuz 2014 tarihinde verilen soruşturma izni kararına TİB yöneticileri tarafından Danıştay’da itirazda bulunuldu. Ancak Danıştay’ın itirazı reddetmesiyle soruşturmaya başlandı.
4 ilde eşzamanlı operasyon
Operasyon Ocak 2015'te başladı. 4 ilde eş zamanlı gerçekleşen operasyon kapsamında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve MGK üyelerine ait kriptolu telefonları usulsüz dinleme suçlamasıyla TİB ve TÜBİTAK çalışanı 28 kişi gözaltına alındı.
Casusluk iddialarına müebbet hapis istendi
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın "casusluk", "devletin birliğini bozmak" ve "kriptolu ve normal telefonların usulsüz dinlendiği" iddialarına ilişkin soruşturması Mart ayında tamamlandı. 5 Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) personelinin tutuklu olduğu soruşturmanın fezlekesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil devletin zirvesini dinlemekle suçlanan 28 şüpheli için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. TCK'nın "Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" başlıklı 302. maddesi, "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası öngörüyor.
Soruşturmada elde edilen deliller
76 telefon 304 işlem
Devletin zirvesi tarafından kullanılan 161 kriptolu telefondan 76'sının dinlendiği ve 304 kez işlem gördüğü kesinleştirildi. Kozmik görüşmelerin yasa dışı dinlenerek kayıt altına alındığı da somut delilerle netleştirildi.
Bilirkişi heyeti, Başbakanlığı döneminde Tayyip Erdoğan, 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın "özel" olarak dinlendiğini tespit etti.
Recep Tayyip Erdoğan’ın üç ayrı kriptolu telefonu 55, Başbakan Davutoğlu'nun 26, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel'in 28, Başbakan Yardımcılarından Babacan'ın 31, Arınç'ın 5, İçişleri Bakanı Ala'nın 6, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız'ın 14 ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ise 28 kez dinlendiği tespit edildi.
Silinen Log kayıtları geri getirildi
Savcılık, Erdoğan üzerine kayıtlı kriptolu üç telefonun 17-18-20 ve 26 Aralık tarihlerinde dinlendiğini, TİB'deki bazı 'log kayıtları'nın da silindiğini ortaya çıkardı. Toplamda 800 sunucu (server) üzerinde çalışma yapıldı. Soruşturma kapsamında 363 ses dosyasının incelendiği belirtiliyor.
Yapılan incelemede, Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Yıldız, Özel, Fidan ve bakanlara ait kriptolu telefonların belirli periyotlarla aylarca dinlendiği ortaya çıktı. Bu isimlerin kullandıkları telefonlarla birlikte 31 kriptolu telefona ait log kayıtlarının ve 363 görüşmenin ses kayıtlarının silindiği belirlendi. Özel bir programla, silinen kayıtlar geri getirildi. Savcılık bir numaralı soruşturmanın delili olarak ses kayıtlarını dosyaya kaydetti. Devlet gizliliği içeren görüşmelerin kayıtları savcılık tarafından özel bir kasada muhafaza altına alındı.
Savcılık soruşturmada sona gelirken, TİB'deki casusları da tespit etti. TİB'deki bilgisayarlardan kaç kez dinleme yapıldığı, kayıtların nasıl alındığı bilgilerine ulaşıldı.
Savcılık soruşturmasının diğer ayağında, bilgisayarlarda kayıt altına alınan ses kayıtlarının ağırlıklı olarak harici hafıza kartı ile aktarımının yapıldığı sonucuna varıldı. Bu bilgilerin kimlere aktarıldığı halen araştırılıyor. Kripto telefonlara ait IMEI numarasının da kimler tarafından verildiği yönünde incelemeler sürüyor.
