İstanbul seçimleri için geri sayım başladı. Partiler ‘hemşehri harekatlarıyla’ seçmeni bire bir markaja alarak hassas oy dengesini kendi lehine çevirmeye çalışıyor. İki adayın da hedefi bir önceki seçimde sandığa gitmeyen ve hâlâ kararsız kalan seçmeni oy vermeye ikna etmek.
YSK’nın 6 Mayıs’taki iptal kararıyla 23 haziran’da tekrar seçime gitmeye hazırlanan İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimleri için artık geri sayım başladı. Pazartesi günü ekranda karşı karşıya gelen AK Parti adayı Binali Yıldırım ve CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun canlı yayın kapışması 17 yıl sonra bir ilk olurken partiler ağırlıklarını seçmeni bire bir markaja alan çalışmalara verdi.
İlk hedef ise 31 Mart’ta oy kullanmayan küskün seçmenler ve hala kararsız olanlar. İki aday da bu seçmenleri kendi tarafına çekmek için bütün güçlerini sergilerken kamuoyu araştırma şirketleri de bu seçmenlerin sonucu etkileyeceği konusunda hem fikir. Partilerin bütün çabalarına karşın anket firmaları seçmen katılımın yine de 31 Mart’ta düşük olabileceği uyarısını yapıyor. REMRES Kamuoyu Araştırma şirketi Emre Şişmanlar “Türkiye’de seçmen kitlesi büyük ölçü de kutuplaşmış durumda. Açık oturum sonrası sosyal medyaya baktığımızda bir tane bile kendi adayını eleştiren yok. Fark şundan kaynaklanacak; katılım biraz daha düşebilir.”
Seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır da iktidar seçmenleri arasında katılımın düşmesini beklediklerini söyledi. Ağırdır “Sandığa gitmeyen her 17 seçmenden 11’i siyasetle ilgisi olmayan, gazetelerin sadece spor sayfalarını okuyan ve siyasetteki hiçbir aktörü beğenmeyenler” yorumunu yaptı.
GENAR Araştırma Başkanı İhsan Aktaş ise canlı yayının AK Parti kitlesi açısında olumlu sonuçları olacağını bunun sandığa pozitif yansıyacağını düşündüğünü söyledi. Canlı yayın değerlendirmesi yapan bir diğer isim de ANAR Genel Müdürü İbrahim Uslu. Uslu, “Program seçmen tercihlerini etkiledi mi?” sorusuna “Etkilemedi. Çünkü kararsız seçmen yok. Adayların etkileyebilecekleri küçük gruplar vardı ama onlara mesaj veremediler.” şeklinde yanıt verdi.
Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir ise yanı soruya şu yanıtı verdi: “31 Mart’ta Binali Yıldırım’a oy verip 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’na oy verebilecek bir kitle vardı. Yıldırım’ın kendi tabanını konsolide etmesi açısından bir sonuç çıkabilir.”
