Almanya ve Avusturya'nın Türkiye ile müzakereleri durdurma çağrısına karşın, Fransa, İngiltere, Finlandiya, Hollanda, Macaristan, İrlanda, Estonya ve Litvanya gibi ülkeler iplerin kopmamasını istedi. Avrupa Birliği'nin zirvesinden peş peşe açıklamalar gelirken, uluslararası örgütün yönetimi de Almanya'yı yalnız bıraktı.
Çalkantılı yarım yüzyılı çoktan geride bırakan Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri, bir dönüm noktasında. Ekim ayındaki liderler zirvesi öncesi Estonya'nın başkenti Tallin'de bir araya gelen AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in müzakereleri durdurma çağrısına destek vermedi. Fransa lideri Emmanuel Macron da dün yaptığı açıklamada ilişkilerin kopmasına karşı olduğunu ilan etmişti.
AB'den ayrılmaya hazırlanan İngiltere'nin Dışişleri Bakanı Boris Johnson, Ankara'nın AB'den uzaklaştırılmaması gerektiğini belirtti: "Türkiye çok büyük ve hepimiz için stratejik olarak çok önemli bir ülke."
İrlanda Dışişleri Bakanı Simon Coveney: "AB'nin Türkiye'ye yakın durması önemli. Ankara ile diyalog kanalı açık tutulmalı ve üyelik süreci devam etmeli."
MACERİSTAN: AB'NİN ÇIKARLARI ARASINDA YER ALIYOR
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto: "Türkiye ekonomisi çok hızlı bir şekilde güçleniyor. Türkiye'nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma yönünde büyük bir iradesi var. Türkiye ile stratejik bir ortaklık oluşturmak AB'nin temel çıkarları arasında yer alıyor."
Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders: "Almanya'nın Gümrük Birliği önerisine katılıyoruz ancak müzakereler konusunda Almanya'nın tutumunun genel seçimlerden sonra daha da netleşeceğini düşünüyorum. Bekleyip göreceğiz. Seçimlerden sonra bunu değerlendirecek zamanımız olacak."
'SÜRECİ DEVAM ETTİRMELİYİZ'
Finlandiya Dışişleri Bakanı Timo Soini: "Diyalog içerisinde olmak her zaman iyidir, şahsen müzakerelerin kesilmesinden yana değilim."
Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius: "Süreci ve ilişkiyi devam ettirmeliyiz. Kolay değil ama iletişimde olmaya önem vermeliyiz. Müzakereleri durdurarak, onları daha fazla uzaklaşmaya iteriz. Varmak istediğimiz sonucun aksini elde etme riskimiz var."
Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reynders: "İlişkiler zor bir süreçten geçiyor. Türkiye-AB arasında sadece sığınmacı sorunu ve terörle mücadele alanında iş birliği devam ediyor."
AB dönem başkanı Estonya'nın Dışişleri Bakanı Sven Mikser: "Bu konuyu çok dikkatli bir şekilde ele almamız gerekiyor. Türkiye'nin aday bir ülke olarak durumunu değerlendirirken, ilişkilerin geleceğini de her açıdan tartışmamız gerekiyor. AB'nin bu konuyla ilgili bu yıl içerisinde bir karar alacağını zannetmiyorum. Göç ve güvenlik konularında Ankara ile birlikte çalışmamız gerekiyor."
'İLERİ GİTMİŞ OLABİLİRİZ'
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron: "Türkiye, son aylarda Avrupa Birliği'nden uzaklaşmış ve endişe verici derecede ileri gitmiş olabilir. Ancak başta göç sıkıntısı ve terör tehdidi olmak üzere bugün karşı karşıya olduğumuz birçok krizde hayati bir ortağımız olmasından dolayı ilişkilerin kopmasına karşıyım."
İsveç Dışişleri Bakan Margot Wallström: "Bu toplantı Türk muhataplarımızı dinlemek için iyi bir fırsat. Türkiye'de ne olup bittiğini ve ilişkilerimizi onlarla görüşeceğiz."
'BU KAPIYI KAPATMAMALIYIZ'
Avrupa Parlamentosu Başkanı Antonio Tajani: "Türkiye'nin bugün Avrupa Birliği'ne katılması çok zor ancak bu kapayı kapatmamalıyız."
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini: "Müzakerelere devam edeceğiz. İlişkilerin geleceğinin nasıl tanımlanacağı ise hem kendi içimizde yapacağımız hem de hep birlikte yapacağımız değerlendirmeler sonucunda belirlenecek."
Türkiye-AB müzakereleri, 2005 yılında başladı. Bugüne kadar katılım müzakerelerinde 35 başlığın 16'sı açıldı ve yalnızca bir tanesi geçici olarak kapatıldı. En son Haziran 2016'da 33'üncü fasıl olan Mali ve Bütçesel Hükümler açılmıştı. Ancak AB, Aralık ayındaki toplantısında Türkiye ile katılım müzakerelerinde yeni başlık açmama kararı aldı.
Almanya Başbakanı Merkel, seçimlere haftalar kala Türkiye üzerinden kampanya yürütüyor. Merkel, geçtiğimiz günlerde "Gümrük Birliği'nin yenilenmesiyle ilgili müzakereler hiçbir koşul altında başlayamaz. Katılım müzakereleri söz konusu olduğunda ise Avrupalı ortaklarımızla daha iyi bir iletişim içinde olmalıyız. Eğer müzakerelerin durdurulması gerektiğini söylersek ve Avrupa'da çoğunluk bu fikrimize destek vermezse çok kötü olur. Türkiye'nin AB üyesi olacağını düşünmüyorum, hiçbir zaman da düşünmedim. Bu nedenle Türkiye'ye yapılan katılım öncesi mali yardımın da durdurulması gerektiğini savunuyorum" demişti.