Kardiyoloji Uzmanı Dr. Serdar Güler, 40 yaşını geçmiş her iki kişiden birinde hipertansiyonun görüldüğünü ve baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık, kalp çarpıntısı, kolay yorulma gibi belirtilerin hastalığın habercisi olduğunu söyledi.
Denizli Acıpayam Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Güler, kalp ve damar hastalıklarının son 20 yılda büyük bir artış göstererek dünyadaki hastalık kaynaklı ölümlerin üçte birine neden olduğunu belirtti. Baş ağrısı, baş dönmesi, yüzde kızarıklık kalp çarpıntısı kolay yorulma gibi belirtilerin hipertansiyonun göstergesi olduğunu anlatan Güler, “Hiçbir belirti vermeyen hipertansiyonda hastada bu şikâyetler olmaz. Bu tip hipertansiyona sessiz katil diyoruz. Çünkü hastanın haberi olmadığı için yaşam tarzında değişikliğe gitmiyor sonuç olarak hipertansiyonun yapacağı zararlı şeylere çok daha açık bir şekilde maruz kalıyor” dedi.
ERKEN TEŞHİS ZARARI EN AZA İNDİREBİLİR
Türkiye’de hipertansiyon için tedavi gören hastaların ancak yüzde 54’ünde istenilen tansiyon değerine ulaşılabildiğinin altını çizen Güler, şunları söyledi:
“Kalbimiz kaslardan oluşan bir organdır ve hipertansiyon kalbimizi büyütmektedir. Kalp büyümesine rağmen kalbi besleyen damarlar büyümediği için, kalp kası yeterince beslenemez ve kalp zamanla genişlemeye ve kan pompalama görevini yerine getirememeye başlar. Bundan bütün organlar etkilenir. Kalp yeterli düzeyde çalışmayınca hastada kalp yetmezliği bulguları yani çok kolay yorulma, nefes darlığı, öksürük, vücutta sıvı toplanması gibi bulgular izlenir. Ayrıca hipertansiyon sonucu kan basıncının artması beyindeki damarların yırtılmasına, beyin kanamalarına neden olabilir.
Gözler ve böbreklerde de kalıcı hasar yaratabilir. Hipertansiyon tanısı maalesef ülkemizde geç olarak konulmaktadır. Tanı konulduğu anda hipertansiyon hastanın kalbi hâlihazırda büyümüş ve vücudundaki tüm damarlar etkilenmiş oluyor. Bu nedenle hipertansiyon organlara zarar vermeden tedaviye başlanabilmesi için erken teşhis edilmesi ve uygun şekilde tedavi edilmesi son derece önemlidir.”
DENİZLİ/İHA