15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında, sanıkların tavırları hem hakimi hem de şehit yakınları ve mağdurları çileden çıkardı. Mağdur ve şehit yakınlarının avukatları yargılamayı şova dönüştüren tavrı protesto etmek için son duruşmaya katılmadı.
Silivri’de 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında sanıkların tavırları mahkeme ortamını germeye devam ediyor. Uzun süreden beri savunma hakkını aşan tutumları nedeniyle duruşmayı şova çeviren sanıklar son oturumlarda şehit yakınları ve avukatlara saygısızca sözlerle saldırdı.
Mahkeme heyetine karşı da aynı tutumu sürdüren sanıkların bu tavrı nedeniyle şehit yakınlarının ve mağdurların avukatları durumu proteste ederek bugünkü duruşmaya çıkmadı. Avukatlar Mahkeme Başkanı’na sundukları dilekçe ile de salonda yaşanan saygısız davranışların önlenmesi çağrısında bulundu.
15 Temmuz darbe girişimi gecesi köprüde darbecilere karşı direnen siviller üzerine çılan ateş sırasında aralarında ünlü reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Olçok’un da bulunduğu 34 kişi şehit edilmişti.
Yaşananlarla ilgili davanın bugün 48. duruşması yapılıyor. 133'ü tutuklu 143 sanığın yargılandığı davada sanıkların ve avukatlarının esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmaları alınıyor.
İSTENEN CEZALAR
Mütalaada, 138 sanığın "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Davanın en rütbeli sanıkları eski Yarbay Turgay Ödemiş ve eski Binbaşı Ahmet Taştan'ın ayrıca "kasten öldürme" suçundan 34'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilen mütalaada, "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama", "mala zarar verme", "kamu malına zarar verme", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından Ödemiş'in 4 bin 131 yıldan 6 bin 526 yıla, Taştan'ın 4 bin 161 yıldan 6 bin 578 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Bazı sanıkların da "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama", "mala zarar verme", "kamu malına zarar verme", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından değişen oranlarda hapisle cezalandırılması öngörülen mütalaada, sanıklar Yunus Emre Köse, Mustafa Bulut, Cengiz Varol, Orhan Can Kayışbacak ve Halil Telli'nin darbe kastıyla hareket etmediğine vurgu yapılarak, bu sanıkların beraati yönünde karar verilmesi talep edildi.