Hain darbe kalkışmasının üzerinden 1 yıl geçerken iş dünyası da değerlendirmelerde bulundu. Çarkların bir yıldır hiç durmadan daha istikrarlı döndüğünü söyleyen iş adamları, ekonominin darbe öncesinden de iyi olduğunu dile getirdiler.
Bir yıl önce Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yapmaya çalıştığı darbe girişimini tüm Türkiye geri püskürtmüştü. Üstünden geçen bir yılda, Türkiye ekonomisi bu hain girişimden etkilense de yaraları oldukça çabuk ve hızlı bir şekilde sardı. İş dünyası geçen 1 yılda darbe girişimiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan darbe girişiminin de olduğu dönemde dünyada ve Türkiye’de üst üste çok sayıda olumsuz gelişme yaşandığını, bu olumsuzlukların ekonomide tahribat yaratmamasının beklenemeyeceğini söyledi. Bahçıvan, “Bu beklenmedik olumsuz olaylar dünyanın en gelişmiş ülke ekonomilerinde yaşansaydı bu ülke ekonomilerinde bizim ekonomimizin yaşadığı tahribattan daha büyüğü yaşanırdı. Fakat Türkiye ekonomisi, Türkiye özel sektörü ve sanayimiz ekonomik aktivitesini, dinamizmini yitirmemiştir” diye konuştu. Bahçıvan, şunları kaydetti: “Kısacası, ekonomimizin ve sanayimizin çarkları durmamış ve durdurulamamıştır. Sanayi sektörümüz eski dönemlerden kalmış olan o güçlüklerle savaşma direncini 2016’da sürdürmüş ve yüzde 2,9 büyüyen ekonomimize yüzde 4,5’lik büyümesiyle en büyük katkıyı sunmuştur. Bu performans 2017’de de sürdü. İlk çeyrekte yaşanan yüzde 5’lik büyümeye sanayi yüzde 5,3 ile katkı verdi.”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi de 15 Temmuz 2016’da yaşanan hain darbe girişiminin, Türkiye ekonomisinde amaçlandığı çerçevede bir duraklamaya neden olamadığını, yıllar boyunca verdikleri çetin mücadeleler sayesinde kazandıkları demokrasi, hukukun üstünlüğü, ekonomik gelişmişlik gibi birikimleri yok etmeyi arzulayan bu girişimin, amaçladığı yıkıma ulaşamadığını söyledi. Ülke ihracatının darbe girişiminden Temmuz 2016’da kısmi olarak etkilense de daha sonra çok hızlı şekilde toparlanmaya başladığını ifade eden Büyükekşi, “Hain darbe girişiminden bu yana ihracatımızda değer bazında yüzde 4,5, miktar bazında yüzde 7,5’lik artış gördük. Bu yıl çok daha yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar ise ülke ekonomisinin tamamına vurulmak istenen bir darbe girişimi olduğunu söyledi. Çağlar, “Bu süreç ekonomimiz için büyük bir sınavdı. Ekonomiye olumsuz etkisi olmamasının en önemli nedeni hükümetin dirayetli tutumudur” şeklinde konuştu. Darbe girişimi ertesindeki pazartesi günü piyasalar açıldığında hiçbir sıkıntı doğmadığını ifade eden Çağlar, dolar ve euroda aşırı bir dalgalanma görülmediğini, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yerinde tedbirleriyle bankalardaki likit akışının gayet sağlıklı şekilde sürdürüldüğünü kaydetti. Yurt içinde insanların döviz yerine TL’ye yatırım yapmalarının da ekonomiye olan güveni açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Çağlar, Borsa İstanbul’un kısa sürede şoku üzerinden attığını ve bugünlerde rekor üstüne rekor kırdığını hatırlattı. Çağlar, mega projelerde takvimin işlemeye devam ettiğini, yabancı yatırımcılarda oluşan kısa süreli tedirginliğin hükümetin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla aşıldığını da söyledi.
EKONOMİ ŞİMDİ DAHA GÜÇLÜ
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Başkanı Mustafa Koca, 15 Temmuz’da halkın destansı bir mücadele verdiğini ve milli iradeye sahip çıkıldığını söyledi. Koca, “Moody’s’in 15 Temmuz sonrası ekonomimize zarar vermek adına yaptığı çıkışlar bile ters tepti. Hükümetimizin de atmış olduğu yerinde adımlar ve kararlar ile çok şükür, ekonomik anlamda da sağlam bir duruş sergiledik. Bugün hamdolsun ülkemiz yüzde 5 büyüme sağladı. Millette bu azim ve gayret olduğu, vatana sevdalı yöneticiler bulunduğu sürece ülkemizin sırtı asla yere gelmeyecek” dedi.
Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Yaşar Doğan da “Böylesine bir haince kalkışmayı bir başka devlet yaşasaydı bu kadar kısa sürede ve bu kadar kolay toparlanamazdı. Türkiye ise kalkışmadan hemen sonra ayakta durmayı bildi” ifadelerini kullandı. Doğan, “Bu ihanete karşı kazanılan bir başarı oldu. Bu başarı, ekonomik bağımsızlığımız yolunda kazanılmış büyük bir başarı olmakla birlikte daha nice başarılar açısından da ayrıca bir işarettir. Bu işgal teşebbüsü sonrası dahi ekonomimiz dimdik ayakta kalmıştır. Ekonomimiz, bu hain darbe girişimi öncesine göre çok daha güçlü ve istikrarlıdır” şeklinde konuştu.
TÜRK LİRASI’NA YATIRIM ATAĞI
İş Dünyası Konfederasyonu (BİRKONFED) Genel Başkanı Osman Ünsal ise 15 Temmuz’da aziz milletin, uluslararası şer güçler ittifakının planladığı işgal girişimini canını ortaya koyarak püskürttüğünü ve tarihi bir destana imza attığını söyledi. İhanetin bununla da kalmadığını, hemen akabinde direkt ekonominin hedef alındığını, bu süreçte TL’ye yatırım yapmak gibi adımlar attıklarını belirten Ünsal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın riskli süreci başarıyla yönetmesinin piyasalarda oluşabilecek olası kaygıları engellediğini de vurguladı. Ülke ekonomisinin darbe girişimi ve sonrasında gelen haksız not indirimleriyle zarara uğratılmaya çalışıldığını ifade etti.
MÜSİAD: ÜRETMEYE VE BÜYÜMEYE DEVAM
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD), 15 Temmuz’un yıldönümü ile ilgili yaptığı açıklamada, yıl dönümüne sayılı günler kala 15 Temmuz hain darbe girişiminin verdiği ekonomik zarara detaylı bir şekilde bakıldığında verilmeye çalışılan zararın ne denli büyük olduğunun, Türkiye’nin bu hamleye nasıl direndiğinin daha iyi anlaşılacağı belirtildi. Darbe girişimi öncesi 2,90 lira olan doların ilk gün yüzde 17 artışla 3,4 lira seviyesine yükseldiği hatırlatılarak, şu bilgilere yer verildi: “Borsada haftalık kayıp yüzde 13,4 oldu. Bu süreçte borsada işlem gören şirketlerin toplam piyasa değeri 78 milyar TL eridi. 2016 genelinde turizm sektöründe 9,4 milyar dolarlık kayıp gerçekleşti. Eğer hain darbe planı başarılı olsaydı, geçmişteki darbe dönemlerinde yapılan araştırmalardan yola çıktığımızda Türkiye ekonomisi yüzde 25 küçülmeye uğrayacaktı. Bu, Türkiye’nin 10 yıl geriye gitmesi, yani bu süreçte emek emek elde edilen bütün kazanımların kül olması anlamına geliyor. Hamdolsun ki hainler, darbe girişiminde de, Türkiye’yi zora sokma planlarında da başarısız oldu. Biz daha güçlü bir Türkiye için üretmeye ve büyümeye devam edeceğiz.”
İLETİŞİM SÜRDÜ HALK DİK DURDU
Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, 15 Temmuz 2016’yı “tarihin gördüğü en büyük ihanet hareketlerinden biri” olarak tanımladı. Terzioğlu, “Kimimiz alın teriyle, kimimiz el emeğiyle, kimimiz canı pahasına, kimimiz duasıyla bütün ekip canla başla çalışarak Türkiye’nin iletişiminin kesilmemesi için bu zorlu süreç boyunca görevimizi yaptık. Şunu gururla söyleyebilirim ki bu hain girişim karşısında en hızlı reaksiyonu gösteren şirket olduk” dedi. Terzioğlu, hain darbe bildirisinin yayınlandığı anlarda Turkcell TV+ platformunda bulunan ve darbecilerin işgal ederek propaganda mecrası haline getirdiği kanalları kapatarak seslerini duyurmalarını engellediklerini belirtti. Kuzu Grup CEO’su Özen Kuzu, “Son bir yılda ülke ekonomimiz büyümeye, gelişmeye devam etti. Ülkemizin üstüne oynanan böylesi kirli oyunları dünyada Türkiye’den başka hiçbir ülke kolay atlatamazdı. Demokratik ve laik düzene yapılan bu saldırıda vatanına, milletine ve yaşadığı topraklara ihanet edenler cezasını buldular” diye konuştu.
OLUMSUZ HAVANIN ETKİSİ KISA
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin yayımladığı ortak açıklamada, Türkiye’nin istikrarına, ekonomisine ve hukuk devletine yönelik hain darbe girişiminin kınandığı açıklamada, bu ve benzeri girişimlerin bir daha tekrarlanmaması temennisinde bulunuldu. Açıklamada, hukuk devletini ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik her türlü müdahalenin karşısında olunduğuna dikkat çekilerek, “Bugüne kadar hükümetin hızla aldığı tedbirler, uygulamaya koyduğu yasal-yönetsel düzenlemeler ve teşvikler, darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkiyi sınırlayarak iş ve yatırım ortamının sağlıklı şekilde devamına önemli katkı sağlamıştır” ifadesi kullanıldı. Ortak bildiri yayınlayan iki kuruluş, “Önümüzdeki dönemde hedefimiz, ekonomik ve yapısal reform gündemimize daha da odaklanarak ülkemizin küresel rekabet gücünü artırmak ve bir yatırım cazibe merkezi olarak konumlandırılmasını sağlamak olmalıdır” denildi.