Seçim bitti, önemli bir mesaj yok
Sandığa gittim tabii. Etraf kalabalık. Araba park edecek yer bulmakta zorlandım. Demek ki millet sandığa gidiyor. Bariz bir küskünlük durumundan, yani sandığa küsme durumundan söz edilemez. Bunu daha çok AK Parti için not etmemiz gerekiyor.
Nurettin Topçu İlkokulu’nun kapısında muhtar adaylarının elemanları var.
Birisi Fatih Yıldırım’ın pusulasını dağıtıyor. Birisi bir başka adayın. İkisi de 10’lu yaşlarında. Fatih Yıldırım’ı tanıyorum. Arkadaşım Yusuf Yıldırım’ın kardeşi. Herhalde üç dört dönemdir muhtar. Komşumuzdur, biz oyları Fatih’e veriyoruz ama, öteki aday kim?
Adını unuttum. Pusulayı dağıtan çocuk “Abi bu sefer değişiklik olsun, bize ver” dedi.
Hoşuma gitti çocuğun tavrı.
“Tanıyor musun bu muhtar adayını” diye sordum. “Evet tanıyorum, babam” dedi.
Güzel çocuk. Gönlümden geçti oy vermek. Ama Fatih’ten de şikayetimiz yok. Zaten muhtara bir dönemde bir iki defa işimiz düşüyor.
Okula girince Fatih’i de gördüm. “Bıkmadın mı muhtarlıktan” diye sordum.
“Abi n’apalım” dedi, “Başka bir kapı açılmadı bize.”
“Bak” dedim, “Bu benim sana vereceğim son oy. Bir dahaki seçime sağ olursak başkasına oy vereceğim.”
Bu nasıl bir seçmen havasıdır... Vereceğin bir oy. Vermek istemiyorsan verme, nedir yani!
Ama öyle işte. Seçimdir. Herkes vereceği oyu milimetrik ölçeklerle ölçer. Ondan sonra da, eğer eline fırsat geçerse söyler:
“Seçimde sana oy verdik.”
Sonra?
“Oyları aldın, seçildin. Sonra bizim tarafımıza bakmadın?”
Bu, seçimlerle ilgili basmakalıp bir cümledir. Haklı da olsa, haksız da olsa söylenir.
Oy verdiğin aday seçilmeyebilir de.
Neyse, oyları attık, kalktık geldik gazeteye.
Bakalım ne olacak.
Saat 18’e doğru ufak tefek sonuçlar gelmeye başladı.
Tabii sadece tadımlık.
Bir sandık sayılmış, iki sandık sayılmış. Bir fikir verir mi? Verir ama, önümüzdeki saatler verilen fikri çürütebilir.
Bazı kanallar sonuçları erken erken vermeye başladı. Biraz sonra YSK’dan bir kulak çekme açıklaması geldi. Seçim yasaklarını ihlal edenlere yasal işlem yapılacak.
***
Dikkat çeken ilk netice.
Tunceli’de Komünist Parti önde.
İlginç işler yapıyordu Ovacık’ın TKP’li başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu.
Köylüyle birlikte fasulye ziraati yapıyor. Belediyenin gelir gider durumunu belediye binası önüne astığı afişle şeffaf bir şekilde ilan ediyor. Organik bal üretiyor. Çok güzel. Yani insan, “keşke herkes öyle yapsa” diyor. Merak uyandırıyor. Gitsek mi Ovacık’a? Belki de gideriz.
Şimdi o başkan Tunceli’de önde gidiyor. Kazanırsa şaşmam.
Şimdi ben ‘komünizm güzellemesi’ mi yapmış oldum?
Hayır. Dürüstlük, çalışkanlık ve şeffaflık güzellemesi yapmış oldum.
Öteki başkanların elini kolunu bağlayan mı var? Onlar da yapsın böyle işler?
Tabii ki yapanlar var.
Bir başka dikkat çekici olay.
Daha önce HDP’nin kazandığı Ağrı’da Savcı Sayan açık ara önde gidiyor.
Savcı Sayan ‘çekirdekten yetişme’ diyebileceğimiz bir siyasetçidir. Enerjisi, insani ölçülere göre sınırsız sayılır. Demek ki insanların nabzını tutmayı başarmış. Muhtemelen kazanıyor. Kazansa da kazanmasa da performansı takdire şayan.
Şırnak’ta AK Parti önde. Bu da seçimin sürprizlerinden biri. Tabii benim için sürpriz.
Bu yazıyı yazdığım saatlerde, tahmin edileceği gibi, büyük şehirlerin çoğunda sonuçlar kesinleşmemişti.
Ankara’da Mansur Yavaş önde, Mehmet Özhaseki takipte. Eğer Yavaş kazanırsa, CHP’nin en önemli skoru bu olur.
İstanbul’da Binali Yıldırı Önde, Ekrem İmamoğlu yüzde üç civarında arayla takipte.
Antalya’da CHP önde. Bursa’da AK Parti önde, CHP yakından takip ediyor.
Balıkesir’de AK Parti-İyi Parti atbaşı.
Bir çok şehirde yarış başabaş.
Şu saatte, Cumhur İttifakı’nın 24 Haziran’daki oylarını az bir eksikle muhafaza ettiği anlaşılıyor.
Genel görünüm, ‘milliyetçilik’ olgusunun yükselişte olduğuna dair görüşleri teyit ediyor.
Tabii ki bütün partilerin ‘biz kazandık’ diyebileceği kadar malzeme çıkacak.
İlerleyen saatlerde bir iki başkanlık kazanamazsa, İyi Parti bu genellemenin dışında kalır.
İşin özeti şudur: Bu manzaradan, Türkiye’deki siyasi durumla ilgili yeni bir tartışma çıkmaz.
Evet mesajlar var mutlaka, ama belirgin, sarsıcı bir mesaj yok.
Bu saatte diyebileceklerim bu kadar.
Artık kazanılan, kaybedilen yerleri bilahare konuşuruz.
Memleketimiz için hayırlı olur inşallah.