Kahinler ve anketçiler
Bu sıralar ‘kehanet’le biraz meşgul oldum. Meşguliyetimin bir sebebi de birkaç yıl önce okuduğum Anabasis, On binlerin dönüşü kitabı. Yazarı, Yunan tarihçi, filozof ve asker Ksenofon.
Okumayan varsa okusun. Bir anı kitabı bu. Milattan önce 400 civarında yazılmış. Yunan ordusunun Perslerle savaşmak üzere geldiği İran’dan dönüşünü anlatıyor. 2 bin beş yüz yıl önceki Anadolu hakkında fikir edinmek isteyenlere faydalı olabilir.
Ksenofon, bir eyleme geçmeden önce her defasında kurbanlar kestiriyor. Kurbanların iç organlarına bakarak, bağırsaklarını, ciğerlerini inceleyerek ne yapmaları gerektiğine karar veriyorlar.
Kitapta kesilen kurbanların bağırsaklarında ne gibi işaretler gördükleri, hangi işareti nasıl yorumladıkları yazmıyor.
Bunu merak ettim.
Okumalarım devam etti. Kurbanın karaciğerindeki lobların sayısının eksik veya fazla olmasının, bağırsakların renklerinin, damarlarının görünüşlerinin, titreşimlerinin kehanette etkili olduğunu anladım. Fakat durumu tam olarak izah eden bir metne rastlamadım.
Doç. Dr. Ayşe Sina’nın bir makalesinde epeyce açıklama vardı. (Cedrus VII, Antik Yunan’da Ordu kahinleri.) Fakat o da sakatatın hangi halinin ne anlama geldiğini ayrıntılı bir biçimde anlatmıyordu.
Herodot’un tarihinde de ‘kahinler’ merkezi bir yer işgal ediyor.
Krallar, komutanlar, şöhretli tapınaklara mesela ‘Delfi’ tapınağına kehanet için başvuruyorlar.
Tapınaktaki kahinler manzum bir kehanet metni veriyor. Neredeyse şiir gibi. Metni yorumlamak kehaneti talep edene ait.
Persler benzer yöntemlerin yanı sıra astrolojiye de önem veriyor.
Tarih metinlerinde gördüğümüz kurumlar, usuller zaman içinde şekil değiştirseler de yeni formlarıyla varlıklarını sürdürüyor.
(Putlar, tanrılar, tabular, kutsallar, günahlar, sevaplar, köleler, cariyeler dahil.)
‘Kehanet’ de bugüne şekil değiştirerek intikal eden kurumlardan biri.
Falcılık, cincilik, üfürükçülük gibi versiyonları neredeyse aynıyla devam ediyor. Hele de astroloji. İnsanların gökyüzünü gözlemleme vasıtaları çoğalınca astrologların da söyleyecek şeyleri çoğaldı.
Bizim ilgi alanımız modernleşerek varlıklarını sürdüren kahinler.
Sosyologlar, siyasi analistler, ekonomistler, köşe yazarları, danışmanlar ve bilhassa anketçiler.
Krallar, komutanlar, kehanet talebinde bulundukları tapınaklara bağış yaparlarmış.
Şimdi de siyasi partiler, kurumlar, iş adamları geleceği okumaları için kamuoyu araştırma şirketlerine para ödüyorlar.
Bu şirketlerden bazıları alacağı paraya bakıyor. ‘Patron’u memnun etmek için bazen masum mesleki hileler yapıyor, mesela ‘örneklem’ tercihlerini almak istediği sonuca göre ayarlıyor veya kolaya kaçıyor, kalemiyle araştırmanın sonuçlarını düzeltiyor.
Kimi şirketler de eski kahinlerin şöhretlerine ve güvenilirliklerine bir leke bulaşmaması için ‘göklerden gelen işareti’ değiştirmeden söylemesi gibi, ‘patron’la bozuşmayı göze alarak araştırmanın can sıkıcı sonuçlarını arz ediyor.
Büyük İskender’in veya Ksenofon’un kahinlerle bozuştuğu vakalar var.
Bugün de kahinlerle ‘patron’ların bozuştuğu vakalar biliyoruz.
Eski komutanların gökyüzünden veya tanrılardan olumlu bir işaret temin edebilmek için tekrar tekrar kurban kestirerek bağırsaklara bakmaları gibi ‘patronlar’ da umdukları sonucu alabilmek için müteaddit anketler yaptırabiliyor.
Bazı anketler de kamuya açık ‘kehanet’ler gibi ortalıkta dolaşıyor.
Modern kahinlerin ellerindeki veriler antik kahinlerinkine nispetle daha ölçüye gelir şeyler. Sorular soruyorsun, cevaplar alıyorsun, alt alta topluyorsun, toplumun eğilimleri hakkında bir fikir ediniyorsun.
Fakat sonuçlar çeşit çeşit.
Kimisi Cumhur İttifakı’nın ‘bugün seçim olsa’ ortalığı silip süpüreceğini söylüyor. Ya da aynı şeyi Millet İttifakı lehine yapıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asla seçilemeyeceğini söyleyenler ve mutlaka seçileceğini söyleyenler.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun asla seçilemeyeceğini söyleyenler ve aday olursa kazanacağını söyleyenler.
Aslında en güçlü aday Meral Akşener diyenler.
Ekrem İmamoğlu’nun, Mansur Yavaş’ın mutlaka kazanacağını ve mutlaka kazanamayacağını söyleyenler.
“Bu anketlerin hepsi yalan” seçeneğinin de müşterisi var.
Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde modern kahinler etkili olacak gibi görünüyor.
Aslında hepsi önemli bir iş yapıyor. Seçimi konuşurken elimizdeki en somut verileri onlar sağlıyor.
Ama masal okur gibi okumayacaksın.
Nasıl okuyalım?
Tarih kitabı okur gibi.
Yüzde yüz doğru olması imkansız.
Biraz rakamları okuyacaksınız, biraz da yazanın zihnini.
Çünkü yazanın menşei, meşrebi, öykünün akışını etkileyebiliyor.
Doğruyu göstermek için ‘patron’la bozuşmayı göze alma hikayesi olanlara öncelik verilebilir.