Herkes bir miktar yanıldı
9 gün oldu Rusya Ukrayna’ya gireli ve 9 günde herkes bir miktar yanıldı.
Rusya’nın Ukrayna’ya girmeyeceğini, girse bile harekatını Donbas ve civarıyla sınırlı tutacağını düşünenler dahil.
Benim de yanıldığım yerler oldu, kendi payıma düşen kısmı aldım kabul ettim.
Fakat benim yanılmam o kadar önemli değil.
Koca koca devletler, devlet başkanları, uzmanlar, stratejistler, diplomatlar yanıldı.
Putin bile yanıldı.
Zelenski, alt tarafı eski bir komedyendi, olmuş armut gibiydi, Putin Ukrayna’yı biraz silkelese düşerdi.
Düşmedi adam. 9 gündür direniyor. Direnişi örgütlemeye devam ediyor.
“Şu anda Cumhurbaşkanı olmasaydım elime silah alıp ülkemi savunuyor olurdum” diyor.
Bir komedyenden bir kahraman çıktı.
Aslında komedyenlik kahramanlığı yakın bir sanattır. Bilmeyenler bunu da öğrenmiş oldu.
Ukraynalılar direnebilir miydi Rusya’ya?
Direnirdi belki. Fakat bu direniş sonucu değiştirmezdi.
Tamam, belki topyekun bir ‘sath-ı müdafaa’ haline geçmediler, Rus kuvvetlerine Ukrayna sınırında karşı koymadılar, huduttan geçen Ruslar Kiev önlerine kadar yürüyebildi, fakat Ukraynalılar şehirlerde örgütlendiler, silahlandılar, şehir savaşları için hazırlık yaptılar. Rusya kapıdan girer girmez teslim olmadılar.
Bugüne kadar kuvvetli bir ulusal bilinç oluşturamadıysalar da bu işgalden itibaren, eğer Rusya’yı durdurmayı veya Rusya’ya ‘nereden girdik şu Ukrayna’ya dedirtmeyi başarırlarsa bir ‘kurtuluş savaşı’ hikayesine sahip olabilirler.
İşgal sayesinde Ukrayna yeniden doğabilir.
ABD ve Avrupa ellerini taşın altına koyarlar mıydı Ukrayna için?
Koymazlardı. Ukrayna’yı Rus işgalinden korumak için ellerini asla silaha uzatmazlardı.
Burası doğru çıktı. Uzatmadılar.
Rusya’nın canını acıtacak bir yaptırım uygularlar mıydı?
Enerji konusunda Rusya’ya bağımlıydılar. Hele şu kış gününde Avrupalılar üşümek istemezlerdi. Ancak dostlar yaptırımda görsün kabilinden bir iktisadi ambargo uygulayabilirlerdi. Rusya bu kadarına alışıktı.
Herkesin tahmin ettiğinden fazlası oldu.
Oligarkların paraları, mal ve mülkleri, gemileri, yatları, uçakları, Rusya’nın Batı’daki mevduatları dahil her türkü iktisadi faaliyeti kapsayan bir yaptırıma başladılar.
Rus uçakları neredeyse hiçbir yere uçamıyor. Rus takımlarının müsabakaları yasaklandı. Avrupa limanlarında Rus yatlarına el konuluyor. 5 tane oligark teknesi şimdiden Maldivler’in yolunu tutmuş.
Swap kısıtlaması yaptırıma katılmayan ülkeleri bile etkiliyor.
Rusya’yla alışveriş yaptın. Paranı nasıl alacaksın?
Ruble olarak mı?
Turistler gelecek, sen turistlerden aldığın rubleyle Rusya’dan doğalgaz alacaksın.
Ya da barter.
Olabilir.
Rusya yaptırıma dayanıklı bir ülke fakat bu yaptırımlar Rusya’nın alışık olduklarından daha şiddetli.
Hadi İngiltere Rus gazına bağımlı değil.
Fakat Almanya da bütün kuvvetiyle yaptırıma katıldı.
Rus gazına bağımlılığı azaltmak için kömür madenlerini yeniden açıyor.
İşgalden önce dalga geçer gibi Ukrayna’ya 5 bin miğfer göndereceğini açıklayan ve Kiev belediye başkanı Klitscko’nun “Şaka gibi! Bundan sonra ne gönderecekler, yastık mı?” eleştirilerine sebep olan Almanya işgalden sonra 1000 tanksavar ve 500 Stinger füzesi gönderme kararı aldı.
Nazi geçmişinden dolayı 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın savaş kapasitesi neredeyse sıfıra indirilmişti.
Almanya’nın savunması ABD’ye ve NATO’ya emanetti.
İşgalden sonra Almanya Başbakanı Olaf Scholz 2022 bütçesinde savunma harcamalarını 100 milyar Euro’ya çıkaracaklarını açıkladı.
NATO’nun ABD’den sonra en büyük ordusuna sahip olan Türkiye’nin 17,7 milyar dolarlık harcamasıyla kıyaslandığında 100 milyar Euro çok büyük bir meblağ.
Savunma harcamaları bu seviyede devam ederse yakında Almanya Avrupa’nın en güçlü ordusu haline gelebilir.
Rusların Ukrayna’yı işgalinin Almanya’yı 2. Dünya Savaşı’nın bir kısıtlamasından daha kurtardığını düşünebilir miyiz?
Düşünebiliriz.
İşgalin en önemli sonuçlarından biri de Almanya’nın ordusunu güçlendirme kararıdır.