Hangi millette para var?
"Millette para var” diyor adam, “Baksana yollardaki arabalara her biri bir milyon iki milyon.”
“Ev kiraları uçmuş, 40 bin 50 bin, almış başını gidiyor. Bizim mahalledeki evleri sordum 12 bin lira diyorlar, kim oturuyor abi bu evlerde?”
“Kedi ve köpek mamaları da çok yükselmiş, 5 kiloluk kedi maması 800 lira. Gerçi kilosu 50-60 lira olanlar da var ama bizim kedi yemiyor.”
Buraya kadarki kısım daha çok geçenlerde “Modifiye sosyete” diye tarif ettiğim mütegallibe sınıfıyla ilgili.
40-50 bin lira kirayı ya kendisi vermiyordur, birisine yüklüyordur ya da 40-50 bin lirayı çekirdek parası yapacak kadar çok kazanıyordur.
Ya kazanıyordur ya da yolunu buluyordur.
Kedisini, köpeğini memnun etmekte de zorluk çekmez.
Araba geçen sene iki milyon liraymış, bu sene 5 milyona çıkmış. Fakat bu sene mutlaka değiştirmesi lazım. Verir 5 milyonu, değiştirir.
Bir iki ay önce benzin istasyonlarının dijital göstergelerindeki hane sayısını arttırdılar.
Akaryakıt fiyatları 3 haneli rakamlarla yazılamaz hale geldi.
6, 7, 8 derken mazot da benzin de 10 lira duvarını aştı.
Her gün 60 kuruş, 90 kuruş zam gele gele bugün 20 lira duvarını da aştı. Listeye baktım, benzin 19,26, mazot 21,23 lira.
Eh, arabası var adamın, binmeyiversin, diyebilirsiniz.
Binmeyenler çoğaldı. İstanbul’un trafik yoğunluğunda fark edilir bir azalma var.
Bu da çaresizlik sayılmaz. Vatandaş konforundan feragat ediyor.
“Bu ay 24 bin lira elektrik faturası geldi, dükkânın kirası 16 bin lira.”
Bunun da çaresi bulunur. Esnaftır, bir kenarda zor günler için ayırdığı üç beş kuruşu veya kirada evi, satılacak arsası vardır.
‘Yolunu bulmak’ta ‘modifiye sosyete’ kadar mahir değildir ama Kriz çok uzun sürmezse atlatır.
1000 liralık doğalgaz faturasıyla, 800 liralık elektrik faturasıyla ekonomisi daha ayın başında çöken asgari ücretliler yapacak?
Yemek işini makarnayla, bulgurla idare etti diyelim, gerçi makarna da yağsız pişmiyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan şu savaş hengamesinde Putin’e söyledi de birkaç gemi yağ müjdesi aldı…
Ayçiçek yağının kilosu yüz liraya çıkmış. Daha da çıkacak. Ayda 1 kilo yağ yeter mi bir haneye? Yetmez, 3-4 kilo harcanır.
Yağı buldu diyelim, okula giden çocuğuna nasıl harçlık verecek?
Okula giden çocuğa kaç para harçlık verilir?
5 lira mı? 5 lirayla simit alsan ayran alamazsın. Bari 10 lira ver.
Okula giden 2 çocuğu varsa etti 20 lira. Ayda 600 lira.
Büyük para yoksul haneler için.
O hanelerdeki anneyle, babayla, çocukla empati kurabilir misiniz?
Bir çocuğun boyun büküşünü… Kendisine play station alınmadığı için değil, bunu belki kendi evinizde görmüşsünüzdür, görüp gereğini yapmışsınızdır, cebinde simit alacak harçlık olmadığı için boyun büküşünü anlayabilir misiniz?
Görmüyoruz ki onları, aramızda soğuk savaş zamanlarındaki demir perdeden daha kavi duvarlar var.
“Millette para var” dediğiniz zaman haklısınız. Ama galiba bu dediklerim başka milletten!
Bunlar hayatın gerçekleri.
Aynı zamanda siyasetin malzemesi.
Onların keselerine bir faydamız yok ama onlar üzerinden tartışıyoruz.
“Hayatın gerçekleri”nin siyaseti nasıl etkileyeceği konusunda kuvvetli verilere sahip değilim.
Seçmen, elektrik faturasına karşılık iktidara bir fatura keser mi?
Taraflar kendi tahminlerini yapıyor, haklı olup olmadıklarını seçim gününden önce anlamamız imkânsız.
Muhalefet vatandaşın dertlerini dillendiriyor.
Eh, lazım, siyaset bunu icap ettirir.
Mamafih zamlar, vergiler ekonomik krizin acı ilacı.
Muhalefet de bir gün iktidara gelirse acı ilaca müracaat edecek.
İktidar ise krize fail arıyor. Asla kendisi değil, dış güçler, ekonomik saldırı, karaborsacılar, marketler.
Fahiş fiyatla mücadele ettiğine vatandaşı ikna etmeye çalışıyor. Depo basıyor, ceza kesiyor.
İnanmak isteyen inanıyor, istemeyen inanmıyor.
“Doğalgazı, elektriği sübvanse ediyoruz, aslında elektrik faturasının yarısını biz ödüyoruz” diyor. (“Biz” dediği tabii ki yine vatandaş.)
“Onları enflasyona ezdirmeyiz, krizi biz çözeriz” diyor.
Burası çelişkili.
İtiraf edebilseydi… Yanlış yaptık diyebilseydi…
Paranın bol zamanında inşaata takılıp kaldık, katma değeri yüksek birkaç alana yatırım yapmayı ihmal ettik…
Eğitimi ihtiyaçlara uyumlu hale getirmedik, üretimi, ar-geyi, sanayii, tarımı akılcı politikalarla geliştiremedik… Merkez bankasıyla da fazla oynadık…
Ama krizden ders aldık bugünden itibaren yanlışlarımızı düzeltiyoruz diyebilseydi…
Daha inandırıcı olurdu.
Ama demez. Hiç öyle bir niyeti yok.