‘Emin’ miyiz?

"Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz.

Kendisinden korkulmayan.”

“Kendine inanılan. İtimat edilen.”

“İnanan, güvenen.”

“Çok iyi bilen, şüphe etmeyen.”

“Güvenilir.”

“Kendisine güvenilen.”

Tırnak içindeki tanımları bir sözlükten olduğu gibi aldım.

Okurken içimi ferahlatıyordu tanımlar.

“Kendisine inanılan, itimat edilen.”

“Güvenilir.”

Hangi kelimenin tanımı olduğunu tahmin etmişsinizdir.

“Emin.”

Peygamberimizin lakabı.

Mekkelilerin Cahiliye devrinde Peygamberimizden bahsederken kullandıkları sıfat.

Mü’min kelimesi de, iman kelimesi de aynı kökten.

Yani, ‘mü’min olmak güvenilir olmaktır’ desek doğru bir şey söylemiş oluruz.

Hayatı boyunca ‘Muhammedü’l Emin’di o.

Güvenilir.

Birkaç gün önce Mevlid Kandiliydi.

Dinde var mıdır diye tartışmanın kimseye faydası yok.

Hicri takvime göre Peygamberimizin doğum günü işte.

Tarih ilmiyle günü gününe tespit edilebilir mi?

Zor.

Tespit edilebildiği kadarıyla Müslümanlar Peygamberimizin doğumunu kutluyor.

Buradan bir ‘itikat’ sorunu çıkartmak saçma!

Ben seviyorum ‘Mevlid’ geleneğini.

Müslümaların yazdıkları, okudukları Mevlid-i Şerif’leri de seviyorum.

İçeriklerinde sorun mu var?

Mübalağa?

Sevince bir miktar olur.

Mübalağaları da seviyorum.

İşin orasında değilim aslında. Sakıncalı bulan, bulsun, ona da karışmam.

‘Din’ lafı edildiğinde, ‘mezhep,’ ‘itikat’ lafı edildiğinde kuş uçurtmayan din zabitleriyle mesafeli olmak daha sağlıklı.

Mevlid’i hatırlıyoruz.

Yani, nübüvvetten önce dahi Kureyş’in ‘Emin’ olarak andığı Peygamberimiz’in doğuşunu.

Kutluyoruz.

Emin miyiz peki?

Yani, bizler, güvenilir miyiz?

Bizler, biz, yeryüzündeki mü’minler.

Mesela, insanlar bizim dilimizden selamette mi?

Tekfir etmemizden, iftira atmamızdan, linç etmemizden...

Trollüklerimizden, selamette mi?

Yoksa usül, bir twitle salavat getirip öteki twitle trollük etmek mi?

Twitleri katlayarak!

İnsanlar güvenebilir mi bize?

Ticarette, inşaatta, taahhütte, memuriyette, işçilikte, ziraatte...

Askerlikte, sivillikte... Gazetecilikte.

Siyasette... İktidarda veya muhalefette...

Temiz miyiz? Güvenilir miyiz?

Yoksa bize güvenen keriz midir?

Dekart’ın ‘düşünüyorum öyleyse varım’ına mukabil ‘aldatıyorum, öyleyse varım.’

Acaba...

Bütün birikimimizi, bütün ahlaki ve medeni mirasımızı, dinimizi imanımızı inşaat harcına mı kattık?

Böyle şeylerin bizi Peygamberimizden uzaklaştırdığını düşünür müyüz?

Peygamberimize Süreyya yıldızı kadar uzak...

Yeni bir ‘laiklik’ mi keşfettik?

‘Din devlet işlerini birbirinden ayıran laiklik’ yerine ‘cep ve din işlerini birbirinden ayıran laiklik.’

Cep sadece bir sembol.

Her türlü düzenbazlık buna dahil.

Eski rejim eski laiklikte nasıl hassassa, ‘yeni laiklik’te o derece hassas bir kuşak.

Mevlid Kandili’ni bir de böyle düşünmekte fayda var.

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
23 Yorum