Bir nüfus sayımı nasıl kazanılır?

Kamyonların içinde dans ederek Bağdat Caddesi’nden geçenler, mehteran takımıyla Bahariye Caddesi’nde yürüyüş yapanlar, “Recep Tayyip Erdoğan” nakaratında kendini kaybedercesine baş sallayan teyzeler, sokak ortasında rap şarkılarına ritim tutan takkeli amcalar ve bir aracın üstünde Demet Akalın’ın şarkısıyla dans eden sarıklı cüppeli abi…

Erdoğan’ın seçim zaferi kutlamalarındaki bu görüntüler sadece mizah malzemesi oldu ama artan bu medeni cesaretin üzerinde düşünmek gerekiyor.

Güngören’de ciğercilik yapan, dans figürleri beğenilen ehl-i tarik abi daha sonra bir video yayınlayarak nefsine uyduğunu söyleyip, helallik istedi:

“Zafer kazandık kardeşim. Hak ile batılın mücadelesiydi bu. Onlar bize saldırdı, biz sustuk, sustuk, suttuk”

‘Hakkın batıl karşısındaki zaferi’ni Demet Akalın’ın şarkısı eşliğinde bir arabanın üstünde dans ederek kutlamanın ona neden bir an için helal geldiğini çok iyi anlatmış.

Seçimler artık Türkiye’de hak ile batıl, onlar ve biz arasındaki bir boy verme günü.

Öyle ki normal zamanlarda bir damla irin için cehennem yollarını gösteren bir tarikatın mensubu bile din-i mübini İslam için mücadele eden Reis adına sevinirken o hükümleri nefsine uyup esnetebiliyor.

Bir gün önce Eyüp Sultan’da İslam ve ümmetin kaderinin belirlendiği gün diye dualar edilen seçimin zafer kutlamasını araç üstünde Demet Akalın’la dans ederek yapmak o kadar da harammış gibi durmuyor.

Çünkü artık devlet, parti, din birbirinin içine geçti ve hangisinin sınırı nerede başlıyor, nerede bitiyor belirsiz.

Teyzeler, amcalar, sarıklı abiler bu sınırları karıştırabiliyor, medeni cesaretleri artıyor, kendilerini bu heyecana kaptırabiliyor, cezbe halleri yaşayabiliyor.

Çünkü bu artık bir siyasetçiyle, bir Cumhurbaşkanı ile kurulan ilişki değil.

Uzun zamandır din ve devlet Reis’in şahsına birleşti. Ve ortaya din, devlet ve Reis şeklinde bir teslis fikri çıktı.

Erdoğan’ın nasıl “Reis”leştiği, üzerinde az düşünülmüş bir mesele.

Belediye Başkanlığı yıllarından itibaren etrafındaki dar bir ekibin Erdoğan’ın arkasından böyle hitap ettiği biliniyor.

AK Parti iktidarında uzun yıllar Reis hitabı o dar kadronun dışında çıkamamıştı. Daha eşit ilişkilerin olduğu bir partide Reis olmak zaten zordu.

Ta ki Gezi olayları ve 17-25 Aralık sürecine kadar..

Doğrudan Erdoğan’ı hedef alan meydan okumalardı bunlar.

Erdoğan’ı koruma refleksi, Erdoğan’la kurulan ilişkiyi vatandaş-Başbakan’dan daha kişisel bir hale dönüştürdü.

Bunu ifade etmenin en kestirme yolu oldu Reis.

Reis, AK Parti ruhban sınıfına takılmadan doğrudan ve aracısız olarak Erdoğan’ın takipçisi olduğunu ifade etmenin bir yolu.

Ama Reis kavramının bu kadar çok tutmasının başka bir nedeni daha var.

Reis; Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genel Başkan, Başkan gibi resmi, kurumsal, meşruiyetini seçimlerden alan, elden gidebilir, değişebilir bir makamın adı değil.

Bir grubun, bir cemaatin, bir aşiretin, bir toplumsal kesimin doğal ve değişmez liderliğini ifade ediyor.

Davutoğlu’nun AK Parti Genel Başkanı seçilmesinden sonra Erdoğan’dan Reis diye bahsetmenin hızla popülerleşmesi de herhalde bu yüzdendi.

Çünkü ihtiyaç hasıl olmuştu.

Biri fani, değişebilir genel başkandı, diğeri değişmez Reis.

Tam olarak Erdoğan da artık Türkiye’deki büyük bir kitlenin değişmez Reis’i.

Reis’i olan bir topluluktan, aşiretten ayrılmak da o yüzden sadece oy tercihini değiştirmekten ibaret değil.

Çevreni, mahalleni değiştirmek, sürüyü, aşireti terk etmek demek.

Son dört seçimdir AK Parti, son bir haftada muhafazakar konsolidasyonu bu sürüden ayrılanı kurt kapar korkusuyla sağlıyor.

Bu korkuyu yaymaya Erdoğan’ın gidişinin şerefine kadeh kaldıran İzmirlilerin, bir AK Partili seçmeni aşağılayan laik teyzenin, sokakta başörtülü kadına Arabistan’a git diyen, metroda cüppeli adama saldıran fanatiklerin birkaç saniyelik videoları yetiyor.

O zaman seçim tekrar ülkenin sorunlarının masaya yatırıldığı bir hesaplaşma anı olmaktan çıkıyor.

Seçimler Reis’in çağrısıyla sandığa giden bir topluluğun kendini saydırdığı ve ötekilere karşı güçlü iradelerini temsil eden Reis’e vefasını gösterdiği bir nüfus sayımına dönüşüyor.

Son 10 yılın değişmeyen seçim sonuçları tablosu da aslında seçim adı altında Türkiye’de uzun süredir nüfus sayımı yapıldığını gösteriyor.

1-007.jpg

2014’den bu yana yapılan referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlarını gösteren tabloya göre iktidar ve muhalefet bloğunun oy oranları 9 yıldır değişmedi.

1-006.jpg

Aslında tablo biraz yanıltıcı. Çünkü iktidar ve muhalefet blokları her seçimde aynı değildi.

Belki 2010 referandumundan bu yana bakmak daha doğru olur.

2010 referandumunda “Evet” yüzde 58 almıştı. AK Parti’nin referandumda o kadar tek başınaydı ki, Erdoğan zafer konuşmasında DSİP’e, Genç Siviller’e, Bağımsız Ülkücülere teşekkür etmişti.

O günlerin HDP’si olan DTP hariç diğer tüm muhalefet partileri “Hayır”cıydı ve yüzde 42’de kalmışlardı.


2011 genel seçimlerinde yine AK Parti tek başına oyların yüzde 50’sini almıştı. Tablo daha da sararmıştı.

1-008.jpg

3-003.jpg

2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın arkasında sadece AK Parti vardı. CHP-MHP ortak aday çıkarmıştı. Ve HDP’nin adayı Demirtaş’tı. Sonuç: Erdoğan; yüzde 51,79, tüm muhalefet; yüzde 48,21

2-008.jpg

7 Haziran 2015’de çözüm süresi gibi radikal bir değişken nedeniyle yaşanan ve MHP ve HDP’ye kaptırılan oylar, beş ay sonra 1 Kasım 2015 seçimlerinde geri geldi ve yine tek başına Erdoğan ve AK Parti’yi yüzde 49,5 yaptı.


2017 referandumunda MHP ile ittifakla yüzde 51,41’e ulaşılabildi.

Bu kez MHP’siz ve Kürtlerin de içinde yer aldığı muhalefet yüzde 48,59 aldı.

1-009.jpg


2018 seçimleri AK Parti ve MHP ittifakıyla Erdoğan yüzde 52,59 ve bir araya gelemeyen muhalefetin dört adayı İnce, Demirtaş, Akşener ve Karamollaoğlu’nun toplamı yüzde 47, 81 oldu.

3-003.jpg

Ve son seçimler Erdoğan; AK Parti, MHP, YRP, HÜDA PAR, BBP ile yüzde 52, 16. İlk kez bir araya gelmeyi başaran muhalefet bloğunun adayı Kılıçdaroğlu yüzde 47, 84.

2-010.jpg


2010’dan itibaren seçim haritasında rengi değişen bizim “swing state’lerimizin sayısı 10’u geçmiyor; İstanbul, Ankara, Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Manisa, Denizli, Zonguldak, Balıkesir, Artvin.

Onun dışında sarı iller ve kırmızı iller artık sabit.

O kadar sabit ki Gaziantep, Kayseri, Konya, Sivas, Erzurum, Edirne, İzmir, Muğla gibi şehirlerde 65-35 dengesi bile bozulmuyor.

Milliyetçi İç Anadolu ve Karadeniz’de Erdoğan PKK ile görüşüp Öcalan’la protokol imzaladığında da, muhalefeti PKK’yla işbirliğiyle suçladığında da 65-35 dengesi bozulmuyor, aynı kalıyor.

Özetle; kitlelerin fikirleri Erdoğan ile birlikte değişiyor ama oylarının rengi değişmiyor.

Peki nasıl yapıyor da Erdoğan, farklı ittifaklar ve farklı ideolojik mesajlarla her seferinde yüzde 50’yi yanına çekebiliyor?

Cevabı basit: Çünkü her seferinde seçimi CHP ve CHP’li ittifaka karşı bir nüfus sayımına çeviriyor.

Bir nüfus sayımına dönmüş seçimlerde kazanacak mı kazanabilir mi diye aylarca tartışılmış, birileri tarafından karar verilmiş bir ‘aday’ ile, bir topluluğun doğal ve organik lideri olan bir Reis karşı karşıya geliyor.

Bir Reis’in seçimi bir referanduma çevirmesi ve topluluğunu sayıma taşıması daha kolay oluyor.

Birbirine benzemez kitleleri bir araya getirmiş, seçilmiş bir ‘Aday’a, bir Reis ile yarışmak bile en baştan yakıştırılmıyor.

Peki o zaman seçimlerdeki sonuç kaçınılmaz mı?

Ya da bir nüfus sayımında nasıl kazanılır?

Tabii ki çok çocuk yaparak değil. Ama nüfusunu artırarak…

Bununda tek bir yolu var:

Daha fazla insanı nüfus sayımında kendi tarafına çekmek.

Ama bu insanların oyunu kazanmakla aynı şey demek değil.

Çünkü insanlar oy vermiyorlar, kendilerini ait hissettikleri grubun içinde saydırıyorlar.

İnsanların aidiyetleri partilere ya da adaylara değil. Yani ortada seçim anında karar verilen oylar yok. İçinde doğulan ya da içine girilen aidiyetler var.

O yüzden oy kazanmakla nüfus kazanmak farklı. Nüfus sayımları sadece adaylarla, partilerle, siyasi kampanyayla kazanılmıyor.

Karşı taraftan nüfus çekmek seçimlerden önce girişilmesi gereken daha uzun soluklu bir iş.

Sivil toplumda, medyada ortak bir konuşma ve iş yapma alanı kurmak, birlikte yaşama pratiklerini artırmak, fikri sekterlikleri terk etmek, ortak değerleri artırmak, karşıklıklı güven için uğraşmak, kendinden tavizler vermek gerekiyor.

Yani sabır gerektiren, zor bir iş bu.

Kılıçdaroğlu, seçimlerim bir nüfus sayımına döndüğüne uyanan ilk CHP lideri oldu.

2017 referandumundan bu yana buna göre hareket ediyor.

Düşük profilli 2017 referandum kampanyasında muhafazakar kitleleri korkutmayarak ucu ucuna çıkan “Evet”, 2018’de kendi kitlesinin tüylerini diken etme pahasına Saadet Partisi ile birlikte Abdullah Gül’ü aday yapma denemesi, 2019’da yine kendi partisiyle kavga ederek İmamoğlu ve Yavaş gibi sağ profillerle seçime girip, İYİ Parti ile HDP’nin aynı anda desteğini alma başarısı bu farkındalığın bir sonucuydu.

Altılı Masa ve Millet İttifakı ise bu farkındalığın zirvesi oldu.

Altılı Masa, bugüne kadar muhalefetin nüfus sayımına dönen seçimlerdeki denklemi değiştirmeye dönük en radikal ve en cesur hamlesi.

Kılıçdaroğlu’nun kendi medyasına bile kabul ettiremediği helalleşme siyaseti, altına imza atılan metinlerle verilen güvenceler, büyüklüğüne bakmadan muhafazakar-sağ partilerle eşit olarak bir fotoğraf karesinin içinde kalma ısrarı, listelerini bonkörce açmak bu yolda atılmış güven verici adımlardı.

Bu adımların hepsinin muhatabı bu partiler ve liderler değildi, karşı taraftaki büyük havuzda duran insanlardı.

O yüzden aralarında benim de olduğum bir grup insan ittifakın adaydan daha önemli olduğunu düşündü.

İttifakı sağlayabilecek ve karşı tarafa güven mesajı verebilecek aday da en iyi ve kazanacak adaydı.

Güven verici bir ittifak kurmak, güvenli bir liman inşa etmek seçim sonucunu adayın mezhebinden, sağcı olup olmamasından daha fazla etkiyebilirdi.

Nüfus sayımına dönmüş bir seçimde tek kazanma formülünün “kazanacak aday” olmasına o yüzden itiraz ettik.

Bunu savunanlar kendilerinden hiç taviz vermeden, kimseyle helalleşmeden, karşı tarafa doğru bir adım dahi atmadan, karşı tarafı kandırıp oylarını alacak bir kestirme yol bulduklarını düşündüler.

Ama kazanacak bile olsa bir “aday”la girdikeri yarışta karşılarındaki organik lideri, bir kitlenin Reis’ini küçümsediler.


O Reis’in seçimi birkaç mağduriyet videosu, hatalı cümle, Kandil’den destek açıklaması, meydanda edilmiş bir zafer işareti, Ayasofya’daki Kuran tilavetiyle yeniden nüfus sayımına dönüştürmesinin ne kadar kolay olabileceğini ihmal ettiler.

Sonuçta ittifak da bunu engelleyemedi. İttifak yeterince ikna edici ve samimi bulunmadı. “CHP iktidara gelince bu bizimkileri atarlar” diyenler ikna edilemedi.

“Ama sonuç değişmedi” diyerek nüfus sayımına ittifakla girmek fikrinin yanlış olduğu sonucuna ulaşmak muhalefetin geleceğe dair yapabileceği en büyük hata olur.

Muhalefetin oylarının toplamı son dört seçimdir değişmiyor ama arada büyük bir fark var.

Daha önce muhalefet hiç biraraya gelip, tek bir aday üzerinde uzlaşmamıştı. Diğer rakamlar toplama işlemlerinin sonucuydu.

Son rakam ise ilk kez toplamasız bir seçim sonucu.

Birbirine hiç benzemeyen muhalif gruplar ilk kez bir adayın etrafında birleşip nüfus sayımına girdiler. Ve bu birliktelik ideolojik fireler vererek yüzde 48 oldu. Kemalist fireler İnce’ye, milliyetçi fireler Oğan’a gitti, muhafazakâr fireler Cumhur İttifakı içinde kaldı.

Sonucun yine yenilgi olması, seçimlerin nüfus sayımı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

O yüzden seçim yenilgisinin faturasını ittifaka çıkarmak, ittifaktan adam eksiltmeyi seçim analizi olarak sunmak en kibar tabirle hesap kitap bilmezlik olabilir.

Adayın hataları konuşulabilir. Ama adayın karşısında bir Reis olduğunu, seçim yerine yine nüfus sayımı yapıldığını unutmadan.

Önümüzdeki yerel seçimde hala yapılması gereken nüfus sayımında Reis’in kitlesinden daha fazla insanı muhalefet cephesine çekmek.

Yoksa muhafazakar cepheden muhalefete gelmiş olanları kovalamak ya da ittifak öncesi ideolojik doğa durumuna dönmek, seçim kazanmak yerine haklı çıkmak isteyenlerin süper haklılık saplantısına, ideolojik sekterliklerine tekrar teslim olmak değil.

Tam aksine muhalefetin önümüzdeki yılları sekterlikle, adam eksiltmeyle değil daha fazla yanyana durup, birlikte iş yapmak, medyalarda, sivil toplumda daha fazla karşılaşmak, güvenli bir liman inşa etmek, böylece daha fazla insanı muhalefetin nüfusuna geçirmek için kullanması gerekiyor.

İttifak bu seçimi kazanmaya yetmedi.

Ama seçim yenilgisinin faturasını ideolojik sekterlikleri ve kendi pozisyonlarını haklı çıkarmak için ittifaka ve ittifak ruhuna kesenler muhalefetin nüfus sayımı döngüsünü kırmasını tümden engelleyebilir.

YORUMLAR (82)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
82 Yorum
  • Ahmet / 02 Haziran 2023 20:06

    Yazılarının derinliğini ve detaylara önem vermesini takdir ettiğim ve kaçırmadan takip ettiğim bir yazar olan Yıldıray kardeşim, maalesef şu son seçim zarfında sıradan ve bir hayli objektiften uzak yazılar üretiyor. Şimdi bu son yazısında da muhalefetin kaybetmesinin nedenlerini çok büyük oranda karşı tarafta aramış. Neredeyse muhalefetin ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun her şeyi doğru yaptığını ama yine de Reis’e körü körüne bağlı halk yüzünden yenildiğini iddia ediyor. İşte bu bakış açısı m

    Yanıtla (3) (2)
  • Marnalı / 03 Ağustos 2023 09:24

    Yazar bazen gerçekten güzel analizler yapıyor. Bazı görüşlerine katılmasam bile yazısını takdir ediyorum. Sanırım muhalefet yoksa bile muhalefet vardır diyen muhalefetle ilgili ayrı bir yazı yazacaktır.

    Yanıtla (0) (0)
  • Maraşlı / 31 Mayıs 2023 13:01

    Boş bir yazı. Bazen çok iyi yazabilirken bazen fikirlerinin haklılığını savunmak için gereksiz teferruat üretiyorsun Yıldıray Bey. Kuvveden fiile çıkmak gerekir. Sürekli ama şöyleydi ama böyleydi. Artık rasyonel olmak gerekmiyor mu

    Yanıtla (5) (6)
  • Birisi / 31 Mayıs 2023 23:41

    Keşke, doğru şey nedir, birkaç tüyo versende, bizde bu yazarı okumaya boşverip, senin peşine takılsak, nasıl olur ?

    Yanıtla (6) (1)
  • Malatya / 01 Haziran 2023 17:24

    Maraşlı çok biliyorsan sen yaz

    Yanıtla (3) (1)
  • Mert Nuhoğlu / 01 Haziran 2023 12:36

    Acayip demogoji yapıyorsunuz. Sizi eleştirenleri nasıl ötekileştirdiğinizin hiç farkına varmadan, onları "süper haklılık saplantısı", "ideolojik sekterlik" gibi ifadelerle suçluyorsunuz. Ahlaktan ve demokrasiden bahsedip, ahlak ve demokrasinin tam zıttı şeyler söylüyorsunuz.

    Yanıtla (1) (5)
  • mcc / 01 Haziran 2023 11:58

    bu bir süreç ve süreç yönetimi prensipleri ile hareket etmek gerekir. Şu ana kadar başarı çok büyük

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 01 Haziran 2023 11:55

    Güzel ama eksik tespitler! Sizin vicdanınıza güvenirim. Ama muhalefetin esas problemlerini daha iyi analiz etmenizi beklerim. Çünkü Türkiye siyaseti-iktidar ve muhalefet olarak- siyasi rant kültüründen hala uzaklaşabilmiş değil. Ve sicili fazlasıyla bozuk bir chp benim gözümde Türkiye ye her zaman faydadan çok zarar verir. Yani ‘helalleştik’ deyip yakın tarihe dair ciddi bir özeleştiri yapmayanlar -Atatürk dönemi dahil- önce kendilerini sonra da kafası karışık bir kesimi kandırabilir.

    Yanıtla (2) (0)
  • JonBut / 01 Haziran 2023 10:02

    Bir seçimi kazanan ve kaybedenlere indirgemek doğru değil. Seçim kimin iktidar ve kimin muhalefet görevlerini üstleneceğini belirler, dolayısıyla seçim sonucu istesek de istemesek de hep beraber/likle biter. Asıl sorun verilen görevlere layık siyaset yapmak. Kemal Bey çok iyi bir muhalefet yaptı, o kadar ki, muhalefete devam etmesi için rey aldı. İktidar kendine çeki düzen vermezse, 5 seneye kalmaz muhalefet iktidar olur, bunu yazın bir kenara.

    Yanıtla (0) (0)
  • Sorgulayıcı / 31 Mayıs 2023 23:07

    Yazınız çelişkili. Karşı saftan adam devşirme düşüncesi doğru. Ancak bunun o kitleye en uzak adayla başarılabileceğini zannetmek tam bir paradoks.

    Yanıtla (2) (0)
  • Doğrucu / 01 Haziran 2023 09:44

    İttifakı adaydan çok önemsiyorum dedi ya..

    Yanıtla (1) (0)
  • fikri hür / 01 Haziran 2023 07:36

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ "Bu seçim şampanyayla kutlama yapacaklar ile şükür namazı kılacaklar arasında olacaktır." demişti. Kutlamalar sırasında İYİ Partili Erhan Kurt’u öldürdüğü gerekçesiyle gözaltına alınan AKP'li ifadesinde "Sonuçları kutlamak için birkaç kadeh viski içmiştik. Sonra dışarı çıktık." dedi.

    Yanıtla (2) (0)
  • Yolcu / 31 Mayıs 2023 14:46

    En çok dindarlara kırgınım.Bir tane hoca tarikat lideri çıkıp da siz napıyorsunuz demedi? Erdoğan kazanması adaletsizlikler hukuksuzluk liyakatsızlık lüks şatafat adam kayırmaca onaylanmış oldu.İslamcıların 150 yıllık fikir dünyaların bomboş olduğunu görmüş olduk. Bence islamcılar bu imtihanı kaybettiler.Kitaplarını okuduğum dindar kesimin aydınları gazetecileri hepsi gücün peşinde olduğunu gördüm. Bu beni dahada üzdü. Bu seçimin kaybedeni dindarlardır.

    Yanıtla (39) (5)
  • BB / 31 Mayıs 2023 15:45

    Dogru yazmissin , ama ben kirgin degilim gordugum zaman yolumu degistiriyorum.

    Yanıtla (3) (2)
  • Abidin / 31 Mayıs 2023 21:52

    Tüm müslümanlar nasıl birlik olup Erdoğan demediyse, tüm cemaatler de demedi. Bakmayın sesi çok çıkan, medyatik cemaatlere. Can sıkacak bir durum yok. Din 1400 yıldır devam ediyor, kıyamete kadar devam edecek. Siyasete partiye kalsaydı 20 yılda sönerdi...

    Yanıtla (2) (2)
  • Karar / 01 Haziran 2023 00:27

    Belki farkında değilsin, fakat sönmeye başladı bile.

    Yanıtla (0) (1)
  • Akademisyen / 31 Mayıs 2023 21:41

    Çok anlamlı ve yararlı bir analiz olmuş. Ancak bu sayımın doğru ve adil yapılmasını sağlamazsak sonuç değişmez. Aynı kellenin birden fazla sayılmasına engel olmak gerekiyor ki kritik kurumlarının hemen hepsi ya ele geçirilmiş veya etkisizleştirilmiş bir sistemde bunu yapmak kolay değil, çünkü parmak boyasını kabul etmezler. İstanbul'un merkezi sayılan ilçemizde, 46 dairelik binamızda bir daireye 6 seçmen kartı geldi, öyle birileri yaşamıyor Bir kişiye birden fazla seçmen kağıdı basmak kolay.

    Yanıtla (1) (0)
  • Özer / 31 Mayıs 2023 20:39

    Her seçimde üç dört puanla kaybetmenin sebepleri sorgulanır gereği yapılmalı. Örgütler her daim canlı ve diri olmalı.

    Yanıtla (1) (1)
  • 1932 / 31 Mayıs 2023 20:13

    28 şubat yıllarında gelip biri "sen 20 yıl sonra CHP genel başkanına oy vereceksin" deseydi muczup olduğunu düşürdüm. Bu gün (maalesef) CHP değil ama Kılıçdaroğlu ve kurduğu ittifak benim için bir anlam ifade ediyor. Kişisel kanaatim, Atatürk de dahil CHP nin başına gelmiş en kucaklayıcı insan Kılıçdaroğlu dur. CHP gerçekten Türkiye partisi olmak istiyorsa Kılıçdaroğluna ve söylemlerine sahip çıkmalıdır. Az olsun bizim olsun diyorsanız katı Kemalist CHP anlayışına hemen dönebilirsiniz.

    Yanıtla (8) (1)
  • Hüseyin Ergin / 31 Mayıs 2023 19:59

    Reis'in kuran tilaveti yetersiz, Ekrem daha iyi okuyor.

    Yanıtla (2) (1)
  • Boral / 31 Mayıs 2023 19:58

    Sayın editör, yazımdaki “başlıklar” kelimesi “ balıklar “ olmalı, anlam bozulmuş, pardon,,

    Yanıtla (0) (0)
  • Okur / 31 Mayıs 2023 19:37

    1990 da tkp lideri TV deki seçim konuşmasında şunu demişti. Türkiyede yeni bir islamlaşma süreci başlatıldı. Komünistlerin tek doğru tahliliydi. Bölgesel gelişmelere karşı devletin kararıydı. Bld. Yeler okullar akın akın Çanakkale gezileri düzenledi. Aç kalırız vatanı savunuruz bilinçaltına kazındı. Kemalizm ile bölgede etkin olunamazdı. Cemaatler ehlileştirilerek etkinleştirildi gecekondu larda. Muhtemel her sıkıntıya hazırlandı halk. Dizilerle bu atmosferi lehinde kullandı. Sembolleri kullandı

    Yanıtla (3) (3)
  • Boral / 31 Mayıs 2023 18:43

    Spartaküs kölelerle Roma’yı yendi, iktidarı ele geçirdi, RTE arada söylüyor biz bu ülkenin “zencileriydik” 1000 yol önce bu topraklarda yaşıyor olsaydık, köle “zenci “ iktidarı kuruldu derdik. Tabii ki kölelerin efendilerinden daha acımasız olacağını unutmadan. Ne demişler, “ sular yükseldiğinde başlıklar karıncaları yer “ Sular çekildiğinde ise “ karıncalar başlıkları yer “

    Yanıtla (2) (0)
  • Behiye / 31 Mayıs 2023 14:00

    Reis'e ve kitlesine yine iltimas geçmişsiniz yine. Bunun en basit örneği "hatalı cümle" yazmanız. "Yalan" yazamıyorsunuz bir türlü. Reis'in yalan söylediğini, kitlesinin bu yalanlarla hiçbir sorunu olmadığını, ahlaki çöküntülerini yazamıyorsunuz, eliniz gitmiyor bir türlü. Neden "yalan" değil de "hatalı cümle" gibi garip bir ifadeyi tercih ediyorsunuz? Dindarları eleştirmeye gönlünüz hala elvermiyor. Bu da bir okurunuz olarak size olan itimadımı zedeliyor.

    Yanıtla (20) (9)
  • Kararokuru / 31 Mayıs 2023 14:55

    Katilmiyorum. Ogur un eski yazarini okumus olsaniz dindarlari en cok elestirenlerden oldugunu gorurdunuz. Yapilan her turlu haksizliga ve ahlaksizliga analizleri ve delilleriyle karsi durmus biri Yildiray. Umarim cizgisini bozmaz.

    Yanıtla (7) (2)
  • Behiye / 31 Mayıs 2023 15:16

    Taraf'tan beri bütün yazılarını okuyorum. Haksızlıklara analizleri ve delilleriyle karşı durduğu doğru. Ama doğrudan Erdoğan'a ve dindarların/mütedeyyinlerin zihniyetine bağlı haksızlıklarda özne vermeden yapıyor bunu ve kelimelerini son derece seçerek kullanıyor. Bu çekingenliği de bir tarafı kolluyor hissi uyandırıyor okurda. En azından bende. "Hatalı cümle" ne demek mesela? Bir hatalı, bir hatasız cümleye örnek verebilir mi? Kime, neye göre hatalı, nereden anlayacağız?

    Yanıtla (5) (1)
  • kişi / 31 Mayıs 2023 15:07

    yalnız, yazıdaki hatalı cümle ibaresi, muhalefet bloğunun hatalı söylemleri, benim anladığım; Reis'in bir kaç hatalı ifade üzerinden bile muhalefeti haksızca tahkim ettiği eleştirisi var

    Yanıtla (0) (2)
  • Adamın biri / 31 Mayıs 2023 15:29

    Yazar dinbazlari eleştiriyor, aynı bizim gibi, gerçek müslümanlar üstlerine alinmiyorlar, çünkü müslümanların gocunacak yarası yok,milletin şikayeti santajciyla montajciyla yalanciyla,kesinlikle gerçek muslumanla değil..dinbazlara söyleyeceğim tek şey biraz müslüman olun be müslüman..meclisi bombalayanlarin da alnı secdeye gelenlerden olduğunu unutmayın

    Yanıtla (2) (1)
  • Karar / 01 Haziran 2023 00:37

    Bu olanları gören gerçek dindarların, dinlerini bu yıkımdan kurtarmak için laikliğin en önde gelen savunucuları ı olması gerektiğini düşünüyorum. Zira laiklik sayesinde siyasi bir silah olmaktan çıkacak olan din de din istismarcıları açısından cazibesini kaybederek ait olduğu yere yani vicdani alandaki temiz yerine kavuşacaktır.

    Yanıtla (1) (0)
  • Karar / 01 Haziran 2023 00:53

    Hanginizin gerçek müslüman olduğunu nereden anlayalım. Alnınızda mı yazıyor? Bunun için basit bir litmus testi var mı? Sokaktaki halka sorsanız ezici çoğunluk Tayyip Erdoğan'ın gerçek müslümanlığı temsil ettiğini söyler. O zaman gerek müslümanlık Erdoğanın uygulamalarıdır. Hiç boşuna bana Kuran'dan hadislerden pasajlar getirme. Müslüman olduğunu söyleyenlerin bile riayet etmediği metinleri ben ne yapayım.

    Yanıtla (1) (1)
  • Su / 31 Mayıs 2023 18:35

    Hatalı cümle ifadesi reis için değil muhalefet sözcüleri için kullanılmış. Bir nevi dil sürçmesi anlamında.

    Yanıtla (1) (1)
  • hüseyin adıyaman / 31 Mayıs 2023 18:32

    tebrikler yıldıray bey medyanın her iki tarafının da sözüm ona yazar çizer takımının tathi ve sübjektif yorumlarının yerine oldukça sahici ve yolgösterici bir analiz olmuş.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali Rıza / 31 Mayıs 2023 18:26

    Güzel irdelemiş doğruları dile getirmişsiniz Yıldıray bey. Gidilen istikamet hayra alamet değil, on beş yirmi yıl sonra milletin bu gün yaptığı hatanın ceremesini gelecek nesiller fazlasıyla ödeyecek.Şu an kazananlar seviniyor ama kaybeden ülkenin ta kendisidir. ABD ve İsrail BOP kazandı esas kazanan onlar…!

    Yanıtla (6) (1)
  • A.Derin / 31 Mayıs 2023 18:22

    Ayrıca da iktidar yanlılarının bu kutlama görüntüleri de ürkütüyor insanı. İster istemez, ya kaybetselerdi neler yaparlardı diye düşünüyor insan .

    Yanıtla (5) (1)
  • A.Derin / 31 Mayıs 2023 18:18

    Bu seçimde 6 Parti'nin ittifak yapması doğruydu ve sonuç olumlu oldu ancak seçim kazanmaya yetmedi. Seçim meydanlarında Kılıçdaroğlu ve iki yardimcisi olanca gücüyle çalıştı. Meral hanım da. Ancak diğer 4 partiyi de içine alan bir program yoktu. O partiler kendi secmenleriyle birebir görüşerek ikna edilmeliydi. Özellikle PKK ile iliski konusundaki yalan haber icin sağ secmenle daha yakın ilişki içinde olmaliydilar.

    Yanıtla (3) (2)
  • mimli duran / 31 Mayıs 2023 18:10

    İktidarın bozuk düzen yönetimini halk benimsememiş olmasaydı böyle bir seçim sonucu çıkar mıydı ortaya?! Fazla ayrıntıya gerekçe çıkarmak uzatmaları oynamaktır. Düzenin özeti bu işte.

    Yanıtla (1) (2)
  • Kavi Milli Görüşcü / 31 Mayıs 2023 17:50

    Yıldıray Bey tespitlerin doğru. ufkun geniş görüyorum. Fakat bana Ne kılıçdaroğlu nede onun partsisi zerre kadar itimat hissi vermedi. Ilk turdan sonra Demremzdeelre yapılan hakaretler halka yapılan hakaretler ve sakallıya cübbeliye başörtsüne yapılan saldırlar hiç bir şeyin iktdar için takiyyeden başka bir şey olmadığının gösteriyor. Bu yoruma yazan şahıs 80 li senlerde ortookul velis yıllarında lan gerici lan yobaz mürteci diye hakarete uğramış birisi. ben nasıl itimad edeyim KK ya

    Yanıtla (3) (2)
  • Necmettin / 31 Mayıs 2023 17:50

    Sünni kesimin oy kullanma usulünü hoyratça eleştiriyorsunuz ama alevi ve kürt nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yapılan onca hizmete rağmen yüzde doksan muhalefete oy çıkması nedir erdoğan hizmetlerini ortaya koyup oy istiyor bunu tamamen pas geçmişsiniz oysa ideolojik takıldıkları besbelli olan kesim muhalefet

    Yanıtla (1) (4)
  • Polken / 31 Mayıs 2023 16:23

    Sizin bu millet ve cumhur ittifakına en az bir hafta siyaset nedir nasıl yapılır dersi vermeniz çok iyi olur. Sizden daha doğru analiz yapabilen bir tane siyasetçi ya da gazeteci bilmiyorum. Vel hasılı kelam sizi ben kömür ocağında ki elmasa benzetiyorum...

    Yanıtla (4) (3)
  • Adnan Topuz / 31 Mayıs 2023 15:22

    AKP GB:nı Erdoğan%6 oy kaybetti. Bu kayba ait nüfusun sosyolojik yapısını incelemek gerek. Bu yapı muhafazakarın çevresi ve us ile tanışanı. Bu kopuşu Reis Erdoğan'a eklemlemeyecek lider, din, milli değerler, Alevi-Sünni gibi kriterler üzerinde politikalar gerçekleştirilmelidir. Ekonomi ile beka sorunu arasında bağın koparılması da gereklidir. Aidiyet ile jakoben ilişki de yönetilebilir hale getirilmelidir.

    Yanıtla (0) (1)
  • Adnan Topuz / 31 Mayıs 2023 15:05

    Yazınıza katılmakla birlikte bir noktaya vurgu yapmak gerekiyor. İttifak olgusu üzerinde durup diğer sosyolojik gerçeklikleri bir kenara bırakmamak lazım. Seçin sonucu üzerine yaptığınız özeleştirinizde önemli olanın ittifak demişsiniz. Halbuki %6 oy, AKP GB Erdoğan'dan giderken, Reis Erdoğan'dan gitmedi. Sosyolojik yapıda; muhafazakarlar için önemli olan lider kültü, Alevi-Sünni yapı, aidiyet, jakoben anlayış gibi unsurların değişik düzeyde etkileri oldu.İttifakı lider olarak gören kesim bu.

    Yanıtla (0) (1)
  • Erdinç Demiral / 31 Mayıs 2023 14:51

    Harika bir yazı olmuş. Tespitlerinizde çok güzel. Teşekkürler

    Yanıtla (1) (1)
  • karar okuru / 31 Mayıs 2023 14:36

    Medyanın Goebbels taktiği ile yönetilmesini unutmamak lazım. Öcalan ile sözleşme imzalayan Ak parti, bunu unutturup, Millet ittifakının Pkk ile işbirliği yaptığını, BOP eş başkanlığını, işgal tezkeresini unutturup, dış güçlerin muhalefet ile birlikte çalıştığını kendi kitlesine ikna edebildi. daha doğrusu ikna olamaya hazır kitle var. bu dönüşümü duygusal nedenlerde aramak lazım.

    Yanıtla (6) (1)
  • ÖZCAN ŞAHİN / 31 Mayıs 2023 14:01

    Siyasi devrini kapamış bir iktidarı AZİZ VE MUHTEREM HALKIMIZ tekrar iktidara devam etmesine yol verdi hemde mecliste büyük farkla öyle olunca CUMHURUN DA RTE TARAFINDAN DEVAM OLACAĞI BELLİ OLMUŞTU buda enflasyon ve pahalılıpı devam edeceğinin devam edeceğini gösterdi,

    Yanıtla (5) (0)
  • Serhat / 31 Mayıs 2023 13:57

    Saadet Deva ve Gelecek partisi liderleri ne kadar güvence verse de kendi seçmenlerini ikna edememiş görünüyor. Etrafımdaki saadet seçmeni sandığa gitmedi. Erdoğan en büyük itibarsızlaştırma işini muhafazakarlar içinde kendisine itiraz edenlere yapıyor. Kırsal kesimde halen dünya ile irtibat tvler üzerinden kuruluyor. Büyüklüğüne göre ilk otuz şehirde Kılıçdaroğlu önde. Vilayetler küçülüp kırsallık arttıkça Erdoğan öne geçiyor. Gerçek bu. Kimse "hakaret ettin" moduna girmesin lütfen.

    Yanıtla (8) (0)
  • karar okunur / 31 Mayıs 2023 13:52

    Seçim bitti. Ama bir şey var ki bitmedi. Bitirilmek de istenmiyor. Kılıçdaroğlu'nun yargılanması talebi, İmamoğlu'nun cezası onandığı iddiası ortaya atıldığına göre, terörist avcılığı mı başladı? Almanya dahil sokaklarda seçim zaferi kutlayanlar, kendinden gecmiş, kendinden olmayanlara, onlarla birlikte kutlamayanlara “PKK’lisiniz” diye bağrıştı. Nasıl olsa milletin yarısı bu damgayı yedi. Şimdi de gercekten PKK’li olmamak için bir neden söylesinler.

    Yanıtla (3) (1)
  • Gül / 31 Mayıs 2023 13:05

    Erdoğan'a oy vermiş biri olarak insanları ikna etmek ancak "belonging" ile olabilir. Yani insan ancak kendinden gördüğüne inanabilir. Altılı masa dindar insanları, dini hassasiyeti olan insanları ikna edemiyor.

    Yanıtla (6) (5)
  • İzmirli / 31 Mayıs 2023 13:42

    Bu yazdığınızın tersi de doğru. CHP'ye oy veren bir seçmen hiçbir koşulda AKP'ye oy vermez. Ali Babacan'a karşı takınılan tavır ortada. Bu da Yıldıray Oğur'un tezini doğruluyor. Türkiye'de herkesin kendini ait hissettiği tek bir millet yok, tek bir aidiyet duygusu yok. 3 ayrı sosyo-kültürel toplum var. Bunlar arasındaki farklar Hırvatistan, Sırbistan, K.Makedonya arasındaki farklardan büyük. Yugoslavya gibi olmamak için İspanya gibi olmalıyız.

    Yanıtla (8) (1)
  • Okur / 31 Mayıs 2023 13:36

    Çözüm süreci bir kerelik bir şeydi bir kereliğine fırsat verelim denildi ondan dolayı iki durumdada Erdoğan'a verdiler

    Yanıtla (0) (0)
  • Emrah / 31 Mayıs 2023 12:03

    Tayyip’in yapacağı son hamle de CHP’nin başına Baykal çizgisinde birini getirip millet ittifakını dağıtmak. Bunu yaparsa geçmiş olsun. Kılıçdaroğlu kazanacak aday değildi, bunu herkes söyledi ama dinlemediler. Memleketi bir 5 sene daha hırsızlara ikram ettiler. Benim üzüldüğüm tek şey bu 5 sene de satacakları geleceğimiz ve ülkemizin itibarı.

    Yanıtla (4) (1)
  • İzmirli / 31 Mayıs 2023 13:32

    Leviathan 90'lardan beri solda(!) ulusalcı bir parti ile sağda(!) ülkücü bir partiden oluşan iki-partili bir sistem kurmaya çalışıyor. Böylece demokrasi görüntüsü verip meşruiyet alacaklar ama ipler Leviathan'ın elinde olmaya devam edecek. Erdoğan'ı devşirip sağ cenahı hallettiler. Kılıçdaroğlu'yu tasfiye edip solu da halletmeye çalışıyorlar. Bence evdeki hesap çarşıya uymayacak. Uluslararası konjonktür, teknoloji, şehirlileşme bu hesaba izin vermez. Ama süreç uzun sürer ve sıkıntılı olur.

    Yanıtla (1) (1)
  • Zekeriya / 31 Mayıs 2023 13:26

    Muhalefetin en büyük hatasi, AKP'ye oy veren kitleyi ikna etmeye calismak. Oysa bu iki grup cok farkli sosyolojik yapiya sahip iki grup. Muhalefet mümkün oldugunca farkliliklara yönelerek, AKP'lileri kendiden uzaklastirmali ve federatif bir sistemin önünü acmalidir. Bunu hemen kabul edecek 15-16 milyon Kürt var ki, bu durumda Islamci Kürtler de muhalefete oy verir. Böylece kiyi bölgeleri garanti altina alinir. Bu yapilmazsa vatandaslik alan Afgan, Paki vs. ile muhalefet tamamen yok olabilir.

    Yanıtla (3) (2)
  • Hüseyin Şenel / 31 Mayıs 2023 13:23

    İlk tur Sn.Kılıçdaroğlu ve Erdoğan’nın birbirlerine karşı yüzdeye taşınmış oranları:Erdoğan=49,52x100/94,4=%52.46/Kılıçdaroğlu=44.88x100/94,4=%47.54 2.tur Seçim Sonuçları:%52,18,%47,82 Çoğunluğun düşündüğü gibi düşünmez:Sn.Oğan’a giden oylar ikiye bölünmedi,1milyon oy Sn.Kılıçdaroğlu’na gitti,kahir ekseriyeti sandığa gitmedi dersem zaten 1.turrakamları ile bile kazanmış,oyunu maksimuma getirmiş Sn.Erdoğan,kararsızların kalmadığı ortamda yaklaşık 700bin artı oyu nereden buldu?diye sorarım.

    Yanıtla (3) (0)
  • La Havle / 31 Mayıs 2023 13:19

    eski akıncıların reisi olduğunu biliyorsunuzdur sanırım.

    Yanıtla (1) (3)
  • Murat / 31 Mayıs 2023 13:11

    Dinler uzun zamanda toplumda kabul görür. Hz İsa; yaşarken 12 havarisi oldu. 300 yıldan sonra Roma; Hıristiyanlığı kabul etti. Türkiye; 1923/ 1950 arasında dini bağları sökmek için çabaladı. 1950/ 2002 arasında Akp nin gemi yüzdüreceği dini bir deniz oluşturulabildi. 21 yıldır dini sınrsız enerji gibi kullanan reisçi iktidar, dine resmi sayısal bişeyler katsa da; özünü tahrip ediyor ve tamiri en az 40/ 50 yıl alır..

    Yanıtla (8) (1)
  • Kırlangıç / 31 Mayıs 2023 11:57

    Kendini babanın nüfusundan sildirip kılıçdaroğlunun nüfusuna da yazdırsan hatta babanı inkar da etsen kaybettin. Kaybettiniz.

    Yanıtla (8) (23)
  • İnsanoğlu / 31 Mayıs 2023 12:28

    Peki siz neleri kaybettiniz, bunu hiç düşündün mü?

    Yanıtla (8) (0)
  • elifer / 31 Mayıs 2023 12:40

    Ne demek babanı da inkar etsen filan. Çok ayıp ve seviyesiz! Aslını inkar edenleri gayet iyi görüyoruz.. ve kırlangıç, biz kış gelincede vatanımızda olmaya devem edeceğiz, seninle de gelecek yaza görüşürüz....

    Yanıtla (7) (1)
  • Özet / 31 Mayıs 2023 12:36

    İş bilmeyenin bahanesi çok olurmuş… Beyin yaktın

    Yanıtla (3) (2)
  • elifer / 31 Mayıs 2023 12:24

    Millet ittifakı kurulduğundan beri tüm siyasal seçimlerini ittifak üzerinden yapmış biri olarak size çok teşekkür ederim. Bir de "Türkiye'yi yönetecek bir liderden çok müslümanları temsil eden bir lider seçiyoruz " düşüncesini ya da amiyane tabiriyle "kafasını" analiziniz çok değerli. Seküler, laik bir vatansever olarak 2018de SP logosuyla bu seçimdede İP adına çalıştım. Millet ittifakı ideolojinin değil milletin yararına kurulmuştur. Kesinlikle desteklenmeli ve kaybedilmemelidir.

    Yanıtla (5) (1)
  • Ömer kartal / 31 Mayıs 2023 12:18

    Bu kafayla gitmeye devam et 8 ay sonra yine ayni yaziyi koyarsin. Erdoganin arkasinda duran kitleyi asagilayan, bir iki basit meseleye indirgeyen upuzun bir yazi

    Yanıtla (2) (13)
  • karar okuru / 31 Mayıs 2023 12:17

    Bu kibir sizi bitiriyor... sürü... öyle mi? Senin gibi düşünmeyenler sürü, sen birey... kainat imamı da aynen senin gibi düşünüyor... Allah kalbinize, aklınıza inşirah versin... Kılıçtaroğlu için bu kadar üzüldüğünü göstermen içindeki kazanın nasıl kaynadığını da gösteriyor...

    Yanıtla (3) (11)
  • Salman / 31 Mayıs 2023 12:16

    Erdoğan ilk kez seçimin favorisi değildi. Bunca kötü yönetim pratiğine rağmen kazandı. Ancak halkla kurduğu iletişimde cumhuriyet tarihinin bir numaralı politikacısı. O iletişim sayesinde seçmenini rasyonel tercih imkanından uzak tutup duyguya yükleniyor. Bir de tabi tamamen kötü yönetmiyor. Somut ve çok büyük, görünür eser bırakıyor ülkeye. Eser siyaseti tabirinde haklı. Halkın çoğu bu eserlerin ihale süreciyle, hazineye olan yüküyle ilgilenmez maalesef.

    Yanıtla (9) (2)
  • karar okuru / 31 Mayıs 2023 12:15

    yıldıray adama böyle koyarlar oğlum algı operasyonu yazılarını buruşturup müsait bir yere koyarsın artık

    Yanıtla (1) (19)
  • İzmirli / 31 Mayıs 2023 12:13

    Yıldıray Bey, seçimi %52 ile Kılıçdaroğlu kazansa ne fark edecek? Devlet rantı AKP+MHP kadroları yerine CHP+İYİP kadrolarına gidecek. Başka? Sosyo-kültürel gerçeklik orada duruyor. Sizin ortada bir mekan yaratalım öneriniz deveye hendek atlatmaktan zor. Ayrıca gerekli mi? Siyaseti kimlik savaşından çıkarıp performans ölçümüne çevirmenin bir yolu var. Benzeri meseleleri olan İspanya çözümü gösterdi: Özerk eyaletler

    Yanıtla (1) (4)
  • Salman / 31 Mayıs 2023 12:07

    Kılıçdaroğlu ilk turdan sonra sert görünmeye çalışıp aşırı sağı yanına almaya yeltendi. Daha önce deprem konutları için depremzedenin beş kuruş para vermeden konutlara gireceğini söyledi. 300 milyar dolar yatırımın kaynağını, kaç yılda geleceğini detaylı açıklamadı. Açıkça popülizm yaptı. Bol keseden attı. 14 Mayıs öncesine göre tutarsız bir söylem üretti ikinci turda. Ümit Özdağ gibi Zafer Partisi seçmeni dışında herkesin rahatsız olduğu biriyle protokol yaptı. Zayıf siyasetçi.

    Yanıtla (2) (3)
  • fizyolog / 31 Mayıs 2023 11:58

    Yıldıray Bey kaleminize sağlık. Fikirlerimin sizde makes bulması en azından "ben yalnız değilim" dememi ve benim gibilerin hayli fazla olduğunu düşündürdü. Son beş yılı görüp vicdanlı bir çok kişi Millet ittifakına mahalle ve geçmişine rağmen oy verdi... Olmadı ama olacak İnşaallah eğer ittifakı bozmalarsa...

    Yanıtla (8) (1)