Jaguar’ı ile tur attıran adam!..

Hayatınızda bazen öyle şeyler olur ki mizahtan başka sığınacak kapı bulmazsınız. İzahı olmayanın şeyin mizahı olur derler ya öyle bir süreçten geçiyoruz maalesef.

Düşünsenize ülkemiz ne kadar şanslı; sayın bakanımız sanırım köy ve kasaba merkezlerini de hesaba katarak 1261 TL ortalama kira tespit etmiş. Bizim köyde Afgan kökenli çobanımız bedavaya kalıyordu, umarım onu da hesaba katmıştır sayın bakanım. Unutmadan söyleyeyim çobanımız seneye gelmeyecekmiş, “paranız kuşa döndü bu paraya çalışılmaz” deyip helalleşip yola çıkmış…

Ama ben eminim sayın bakanımız büyük bir hayırseverlik ve Allah rızasını göstererek tüm mülklerinin kirasını bu ortalama rakam üzerinden alıyordur. Yoksa böyle bir açıklamayı herhalde kendisine zül addederdi. Halbuki fırsatçı ve de rantçı gecekondu ahalisi bile 1000 TL’den aşağı evini kiraya vermiyor. Kesin ortalamayı da bunlar yükseltiyordur…

Bu durumda, Allah’tan hayırsever bakanımızdan milletimize bol bol nasip etmesini dilememiz gerekiyor. Onlar kazansın ki fakir fukara 1261 TL ortalama ile dairelerde oturabilsin.

***

Bir de Jaguar’dan aşağısına binmeyen, Almanya’da yaşayan yiğitoğlu yiğit bir sosyal medya fenomenimiz var. O’nun da maşallahı var. Bir vatan evladı olarak gerekirse bırakın 650 TL’yi 65 TL, 6,5 TL ile bile geçinilebileceği ile ilgili halkımız adına racon kesiyor. Nasıl olsa Euro 20 TL’ye dayandı…

Bizim bu yiğitoğlu yiğit geçmiş zaman takva erlerinden eksiği değil fazlası olduğu için iki ekmeği lokmalara bölerek ve bir şişe suyu da yudum yudum içerek yılın 365 gününü oruçla süsleyip rahatlıkla ayın sonunu getirebildiği için hiçbir sorunu yok. Bir ekmek ve bir şişe su olmuş 2,5 TL. Yiğidimizin ikinci ekmeğe ve ikinci suya parası kalmasa da o idare eder.

Elbette böyle imanlı bir kulunu Allah kudretten beseleyip, Jaguara binmeyi de nasip edecektir. Onun gibi güçlü imana sahip ol(a)mayan aç gözlü ülkem insanı da bir dönüp kendine bakıversin artık, “Neyimiz yanlış” diye.

Hem canım Jaguarını bir köşe başına çekip bir turu 50 TL dese akşama kadar asgari ücretin beş-on katını kazanır, eminim millet de kuyruk olur. Birden çocukluğumu hatırladım. Mahallenin uyanık çocuğu bisikleti ile 5 paraya millete tur attırıp köşelik olurdu.

Ya harbiden Yiğitoğlu yiğit yapsana millete böyle bir kıyak, 50 TL’den tur attırsan da yumuşak yerlerimize bir Jaguar koltuğuna oturmak nasip olsa! Olmaz mı? Hem söz ben 100 TL vereceğim 50 değil… Siftah benden bereket Allahtan!

***

Marketler alev alev yanıyor. Bak yine çocukluğumu hatırladım. Bakkal, kasap, manav veresiye defterine fiyat değil malın miktarını, adını yazardı. Yine öyle olduk, parayı verdin verdin, aldın aldın saatinde fiyatlar değişiveriyor artık.

Rahmetli Özal geçmişte böyle bir vakitte “Et bulamıyorsanız yeşil mercimek yiyin” demişti. Gelin görün ki yeşil mercimeğin kilosu da 13,5 TL’ye dayanmış durumda ama bizler tasarruflu milletiz, suyu bol katarak günü kurtarırız; eskiden çorbayı ekmeğe katık yapıyorduk şimdi çorbayı ekmeğe katık yapacağız başka çare yok…

Şimdi de öğrencilik yıllarımı hatırladım, akşamları çorba içmek için yurdun karşısındaki benzinliğin lokantasına giderdik; lokantanın sahibi ile aramız iyiydi. Bir gün hesap öderken bir arkadaşımıza bir tas çorba ile koca bir sepet dolusu ekmeği yediği için “çorba bizden olsun sen ekmek parasını ver yeter” demişti de gülmekten yarılmıştık.

***

Dede Korkut hikayelerimizin meşhur Deli Dumrul’unu bilmeyenimiz yoktur herhalde; hani şu küçük kuru bir dere üzerine köprü kurup gelenden geçenden haraç kesen var ya!.. Maşallah bizim halka hizmet için bedava yaptık zannettiğimiz ama yine muhterem bir bakanımızın sözü ile “parası olmayan geçmesin” dediği yap-işlet devret köprü ve otobanlarını Deli Dumrul görse eminim gıpta ederdi. Yahu biz geçmesek iyiydi de geç(e)mediğimiz köprünün ücretinin bizim cebimizden pardon hazineden çıkması biraz adamı yoruyor hani…

Dolarla verdiğimiz geçiş garantisine bir de Amerika’daki enflasyona göre zam yaptığımızı öğrenince aslında bir an şaşırıp çok sevindim. Amma velakin işin sadece patronlar için olduğunu öğrenince hevesim kursağımda kaldı. Ve yine sevgili bir bakanımızı hatırladım ve kendi kendime “dolarla mı maaş alıyorsun, sana ne?” deyivermiş bulundum.

Bakın bu iyi fikir işte; sene başındaki maaşlarımızı o günkü kurdan dolara endeksleseler ve 2-3 yıl hiç zam yapmasalar kim kabul etmez?..

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum