Aleviler AK Parti’ye ortalama Sünni de CHP’ye yüz vermez!
Geçen hafta muhafazakâr kitlenin daha doğrusu Türkiye’nin ortalama Sünni-Türk-Kürt seçmeninin neden Sol-Kemalist-Marksist çizgiden uzak durduğunun bir çözümlemesini yapmaya çalışmış, bu uzak durmanın bu kitlenin tutuculuğu ya da körlüğünden değil asıl bu üstenci çevrelerin bağnazlığı ve tutuculuğundan kaynaklandığını göstermeye çalışmıştım. Ancak gelen eleştiriler ve bazı eş dost ve arkadaşların eleştirisi bana bir kez daha İsmet Özel’in şiirlerinden bir mısra hatırlattı: “İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse, diğerine sağır.”
Yazdıklarımdan yola çıkarak AK Parti’nin doğruları ile beraber her türlü yanlışını da meşrulaştırdığımı düşünenlerden, AK Parti’nin gizli ajandası olduğunu bilerek görmezden geldiğim iddiasına kadar her türlü iddia ile karşılaştım. Ama üzülerek gördüğüm şey özellikle eleştirimin muhataplarınca anlaşılamadığı; dahası yazıyı okuduklarından dahi beni şüphelendirmeleri idi.
***
Gerçekten de Türkiye’nin sığ siyasi havası içinde analiz yapmak çok tehlikeli. Bu tehlikeyi bilerek bir de işin tersine, AK Partili muhafazakârların Alevilik ve Aleviler konusundaki çifte standardını değerlendirmek istiyorum.
Daha önce de yazmıştım, AK Parti sürekli olarak tek parti devri olaylarından yola çıkarak Alevilerin neden CHP’ye oy verdiklerini anlamadığını ifade ediyor. Bu eleştirinin haklı-haksızlığı başka bir konu, ben işin güncel boyutuna bakacağım.
Öncelikle şu soru cevaplanmalı: AK Parti 2002’den beri Alevilere ne verdi?
Devlet adına edilmiş, o da “Dersim” için edilmiş bir özür var. Yakın dönemdeki olaylarla ilgili ise hâlâ yasaklar devam ediyor. Hâlâ valilerimiz Maraş’ın, Sivas’ın, Çorum’un, Madımak’ın anılmasını tehlikeli görüyor ve anmak için gelenler engellenebiliyorsa Aleviler için çok da fazla bir şeyin değiştiği söylenemez. Yani kimsenin Stokholm Sendromu falan yaşadığı yok, hayat reel çizgide akıp gidiyor.
Hadi bunlar zor mevzu diyelim. Peki ya bu kadar yılda Alevilerin kamu kaynaklarından faydalanma durumu nedir? Bunca yılda bir tane bile valinin olmaması anormal değil mi? Her halde birileri -çünkü bunu çok kişi diyor- “geçmiş dönemde oldukları yeter!” gözü ile bakıyor.
Alevilerin hakim, savcı, genel müdür, şube müdürü vs. olamamaları oldukça normal bir durumsa siyasetimizin güleç yüzü Sayın Binali Yıldırım’ın “Benim adımı Alevi komşum koydu, adımda Ali var” demesinin Aleviler nezdinde istihza ile karşılanması çok da şaşırtıcı olmaz.
Alevi çalıştaylarının önemli isimlerinden birisi -süreç artık rafa kaldırıldıktan sonra- geçmişin değerlendirildiği bir toplantıda “Vali argümanına” şu şekilde cevap vermişti: “Şimdi 3 tane Alevi vali var desek Aleviler mutlu mu olacak, ben bunu ayıp sayarım!” minvali bir cevap vermişti. Keşke AK Parti ilaç için 1-2 Alevi vali, 3-5 kaymakam, 5-10 hakim-savcı-genel müdür-şube müdürü vs. vs. atasaydı da Aleviler bu ayıp ile yaşasaydı!
***
Hal böyle iken, Alevileri kimse CHP’den kurtaramaz, kurtaramaz derken yanlış anlaşılmasın, bugün nasıl Sünni-Muhafazakar kitle beğenip-beğenmemekten bağımsız hiçbir partiyi AK Parti’ye eş tutmuyorsa Alevilerde el-mecbur CHP’de tutunmaya çalışmakta.
İnsanlığın en büyük problemi her çağda iaşe sorunu olmuştur ve Aleviler de, ne acıdır ki kendilerine üç beş kuruşluk ekmek kapısını ancak CHP’de görmektedir.
Her zaman yazdım ve söyledim Gezi’nin iki yüzü vardı birinci yüzünde eski Türkiye’nin statükocu-vesayetçi yüzleri varsa diğer yüzünde de Aleviler vardı. Ve Alevilerin Gezi’de sokağa çıkışları ekonomik, sosyal ve kültürel sıkışmışlığın, siyaseten ötekileştirilmenin getirdiği bir tepkiydi ama bir tane bile yetkili çıkıp da bu tepkiselliğin sebeplerini anlamaya çalışmadı. Aleviler kayıpları ile baş başa kaldı.
Fazla sıkmadan sadede geleyim, Aleviler AK Parti’ye ve türevlerine bu siyasetlerine devam ettikleri sürece oy vermezler, bu da haklarıdır. Alevileri anlamıyoruz demek sadece laf ola beri geleden öte bir durum olamaz. Nasıl ortalama bir Sünni vatandaş CHP’yi içine sindiremiyorsa Alevilerin durumu da budur. Kızsanız da durum bu!