Konut meselesi

2002 yılından bu yana inşaat sektörü ülkenin en temel sektörü haline geldi. Büyüme modeli üretimden ziyade büyük ölçüde inşaata dayalı olarak ilerledi. Ancak bu model -kaçınılmaz olarak- artık son dönemde tökezliyor.

Özellikle bir-iki senedir biraz da Türk Lirası’nın değer kaybetmesine paralel olarak halkın alım gücü son derece azalmış durumda. Pahalılık çok ciddi boyutlara ulaştı. Bütün bunlara bir de yabancılara mülk alım izninin iyice genişletilmiş olması eklenince konut fiyatları hem satılık hem de kiralık olarak yüksek bir artış gösterdi.

Bazı şehirlerde şehrin en dışında, varoş olarak nitelenebilecek yerler de bile kiralar son iki senenin öncesine göre neredeyse ikiye katlanmış durumda. O kadar ki bu şehirlere yeni tayin olmuş devlet memurları için barınma çok ciddi bir sorun olmaya başladı.

Bazı uyanık ev sahipleri de yeni kira artışı dalgasından istifade edebilmek için kiracılarını çeşitli bahanelerle evden çıkarmak istiyorlar. Bunun da yol açtığı bir mahkeme-dava furyası var. 2021’in kira artışı konusu ciddi ciddi sosyal bir soruna dönmüş durumda.

Gelelim konut satışı kısmına. Hemen belirtelim; konut satışından kastettiğimiz birinci el, ilk satış. Yıllar önce yapılıp satılmış konutların bugün el değiştirmesini satış değil devir olarak değerlendiriyoruz. Zira inşaat sektörünü asıl yaşatan, arzı, istihdamı ve yan sanayisini besleyen satışlar birinci el satışlardır.

2021’in Ocak-Ağustos dönemine göre ilk el satış rakamı 243 bin adet ile 2013’ten bu yana en düşük seviyeye indi. 2017-2018’lerde bu rakam 407 bin dolaylarında idi. İkinci el ipotekli satışlarda da benzer bir düşüş var. Onlar da 2021’de 558 bin seviyesinde. Bu da geçen sene aynı dönemki 710 bin rakamına göre ciddi bir düşüşü ifade ediyor.

Burada bir başka nokta faizler. Konut faizleri bir dönem 0,65’lere kadar düşmüştü. Bugün ise bu rakamlar 1,35 seviyelerinde. Nerede ise iki katı bir artış var…

İnşaat maliyetleri de müteahhitleri zorlayan, fiyatı arttıran ve talebi baskılayan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Merkez Bankası’na göre konut fiyatları bir sene içerisinde yaklaşık yüzde 30 dolayında artmış görünüyor. Ancak sektörden konuştuğumuz uzmanlar henüz fiyatlara yansıtılmamış maliyetlerin de olduğunu söyledi. Yani yeni konut fiyatı artışları kapıda diyebiliriz.

TÜİK verilerini baz aldığımızda inşaat maliyetleri temmuz ayı itibarıyla son bir yıla oranla yüzde 45 kadar bir yükseliş gösterdi. Yani son bir yılda konut maliyetine ilişkin artış yüzde 45 iken konut fiyatlarındaki artış oranı 30’larda görünüyor. Arada ciddi bir fark var ve bu fark eninde sonunda kapanacaktır. O kapanma da fiyat artışı ve daha pahalı konutlar olarak karşımıza çıkacaktır.

Müteahhitlerin son dönemde çimento fiyatlarındaki artıştan dolayı boykot kararı almasının, kentsel dönüşüm için yıkılmış bir çok binanın yenisinin inşaatının başlayamamasının bir nedeni de bu.

Hemen belirtelim yurtdışından, örneğin İran, Kuveyt, BAE, hatta ABD ülkelerden konut talebi ülkemize yönelik olarak ciddi şekilde devam ediyor. Zira o yurtdışı talebi dolar ya da euro kazandığı için TL bazlı fiyatlar onlara ucuz geliyor.

Burada canı yanan TL kazanan bizim insanımız. Özellikle de orta ve dar gelirli kesim. Hele ki yeni mezun, hayata yeni atılmış kişiler için sabit gelirle, maaşla, ev almak şu an için hayal oldu diyebiliriz.

YORUMLAR (10)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
10 Yorum