Doksanüç!
Bütün politik sözlerin, vaatlerin, hedeflerin yahut yüksek sesli nutukların nihayetinde bir hedefi vardır ya da olmalıdır. İnsanlara, topluma iyi bir hayat, refah ve huzur içinde yaşanması gereken bir hayatı temin etmek. Bugünü endişe duymadan yaşatabilmek, geleceğinden de emin olmasını mümkün kılmak. Adalet, kanun önünde eşitlik, fırsat eşitliği sunmak, en önemlisi de herhangi bir etnik, dini, fikri özelliğinden dolayı eşitsiz muamele görmemek; yani ayrımcılığa muhatap olmamak. Vatandaş olmanın herkesi kanunlar ve uygulamalar önünde aynı seviyede tutacağı duygusunu kaybetmemek…
Türkiye, iddialı sözlerin rüzgarıyla yıllar geçirmektedir ve insanlar gerçekte olmadıkları bir hayalin peşindedir. Kâh bütün dünya güçleriyle mücadele duygusuyla, kâh şanlı tarih hikayeleriyle ne zaman geleceği belli olmayan güzel ve şaşaalı günleri beklemektedir. Beklenti yönetimi o kadar başarılı ki yirmi yıl boyunca güzel günlerin 2023’te geleceği vaadediliyor, 2023 kapıya dayandığında ise tarih birdenbire 2053 veya 2071 olabiliyor. Yahut aynı süre sloganlarla, nutuklarla “dünyanın en büyük on ekonomisi olmak” iddiasıyla geçtikten sonra, ülke gerçekte ilk 20’den de düşmesine rağmen aynı hedef “eli kulağında” vadesiyle tekrarlanmaya devam ediyor. Çok yakında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacağız! Nasıl olacağız veya ne yapacağız da listede üzerimizde olan ülkeler bizden geriye düşecekler belli değil. Esasen bunu izah etmek gerekli de değil. Zira zaten ortada böyle bir hedef yoktur; inananı olduğu sadece sadece lafı vardır.
Gerçek ne peki? Küresel refah endeksi önceki gün açıklandı. Türkiye, 167 ülke arasında 93. Sıraya kadar geriledi. 93! Hangi kriterlere göre geriledi? Emniyet ve güvenlik, kişisel özgürlük, yönetim, sosyal sermaye, yatırım ortamı, girişimcilik şartları, pazara erişim ve altyapı, ekonomik kalite, yaşam koşulları, sağlık, eğitim ve doğal çevreye göre. Bu alanlarda 300 gösterge inceleniyor ve ülkelerin refah sıralaması belirleniyor.
Sadece “küresel refah” değil; ülkelerin hukuk, şeffaflık, ifade özgürlüğü, eğitim vesaire gibi temel alanlardaki kapasitesini ölçen diğer endekslerde de Türkiye en sonlara demir atmış bulunuyor. Tamamında yüzüncü sıradan aşağıda ve giderek gerilemeye devam ediyor. Hamasetin, sloganın, komplo teorisinin dozu arttıkça işler kötüleşiyor. Ya da işler kötüleştikçe hamaset artıyor. Ama her durumda Türkiye’nin ve Türkiye’de yaşayan insanların gerçeği değişmiyor. Daha kötü ekonomi, daha bozuk hayat şartları, daha zayıf hukuk duygusu, daha çok genç ve yetişmiş insanın geleceğini gelişmiş ülkelerde arama çabası… Hamaset, hayatın dinamiğine işlemiyor.
Türkiye’nin bugün olduğu gibi hukuk, demokrasi, liyakat olmadan, kanun önünde eşitsizlikle ve iktidarın ötekisi olana baskıyla yönetilebiliyor olması da iktidarı gerçeklerden uzaklaştırıyor. Dünyada böyle kötü yönetilen çok ülke var ve bir tanesinin de Türkiye olması iktidar için tekerlek döndüğü müddetçe sorun teşkil etmiyor. Zaten, kötü giden her iş için yeterince taraftarı olan güçlü hikayeleri bulunuyor. Yerli ve milli ve de her durumda dünyaya kafa tutan hikayeler. Dünya gerçeğine direnmek de böyle mümkün oluyor. Elbette o hikayelere inanan kesimlerin sağladığı sınırsız meşruiyetle.
Biz böyle yol yürürken sadece bugünü değil, bugün gerçek anlamda hedefler sahibi olamadığımız için, bugünleri boş lafla geçirdiğimiz için ve herkes koşar adım gelişmeye devam ederken yerimizde saydığımız için geleceği de kaybediyoruz. Yakın geçmişte 83’ü görmek umursanmadığı için bugün 93’ü gördük, yarın 103, 113 kader oluyor.
Hak ettiğinden azına razı olan, zamanını ve kaynaklarını boşa geçirmeye ses çıkarmayan bir milletin hikayesi böyle yazılıyor. Millet tarih yazdığını zannederken…















Doksanüçten tek parti dönemi sorumludur. Şapka devrimi olmasaydı birinci sırada olurduk
Yanıtla (1) (7)90 yılda ülkeyi kemalistler G20'ye katmıştı!, 10 yılda bunlar geriletti! Şapka çıktı kel göründü :)
Yanıtla (9) (2)1960 yılında 12 inci sıradaydı. 2001 krizinde bile 19 üncü sıradaydık. Demekki başörtüsü devrimi ekonomiye yaramamış.
Yanıtla (1) (1)Japonya yerine türkiye g8 e girecekti! ama emperyalistler! japonyayı kayırınca! iranın bile gerisine düşüldü:) Emparyalistler! yazı tura atar, bir iranla bir türkiye ile uğraşırlar!, g20. sırada şu an iran ,türkiye ise g21 ama değişir yazı turayla! :) İngiliz kralı M.kemalin elini öpünce! ,Abd kızıp aydaki türk bayrağını indirip abd bayrağı dikmedi! sanki:) Uçuyoruzzz hayallerdeee:)
Yanıtla (0) (0)Abdülhamitle uçuruma gidiliyordu, düzeltcez diyen ittihatçılar ve kemalistlerle tersine dolu dizgin uçuruma gidildi, final heralde yeşilkemalistlerin elinde olucak
Yanıtla (1) (1)Kemalistler bile hdp ile kol kola girdiler, bakanlık vereceklerini duyan hdp kılıçdaroğlunu destekleriz diyor. Kemalistler hdp li savunma bakanı olmasını da devrim sanıyor heralde. Öcalanın mesajını okutan iktidarı olan ülkeye ancak böyle muhalafet yakışır zaten.Oy pusulasında hiçbiri seçeneği olsa ve en yüksek oy bu seçeneğe çıksa belki düzelme umudu olur.
Yanıtla (1) (8)Bu yorumunla Türkiyenin uçacağınımı sanıyorsun.
Yanıtla (2) (2)Akp 2002 de islamcılığı terkederek muhafazakar demokrat olduğunu ilan etti, 2011 den sonrada adım adım avrasyacı kemalistler,ulusalcılar, milliyetçiler ile "yeşilkemalist" ittifakı kurdu.Akp ,1909 dan beri kendini bişey sanan bürokratik oligarşiyi tasfiye etti ama sonra maalasef kendide dönüştü
Yanıtla (5) (6)20 yil izleyip mi karar verdiniz ? Madem siyasetcisi boyle oldu, bari muhafazakar camiia dan biri, bakarayla makara olmaz diyeydi. Sizin icineze es zamanli yesil kemalist kacti da lal mi oldunuz ? Zekeriya ozler, baransular, adil oksuzlerle kolkola adalet dagitirken mi demokrattiniz? Muhafazakar ahlak, kendi tepkisizligi ve ikiyuzlulugu icinde cokmustur, sen siyasetciye ister yesil irlandali de, ister kemalist de. Coken sizin ahlaki anlayisiniz. Topu taca atma cabanizin skora katkisi yok..
Yanıtla (6) (3)Abd yi kurtardın sıra türkiyede mi rambo:) Akp artık sizden oldu kemalist rambo:)
Yanıtla (1) (4)Bu ardamarsızlara anlatamazsın Rambo.İnsanlık değer ve yargılarının dip yaptığı bir toplumda dişi deveye erkek diyenler her zaman olacaktır.Asıl önemli olan bunlarla nasıl başa çıkılacağını araştırıp çök çalışmak ve her bireyi teker teker bilinçlendirmek gerekir.
Yanıtla (2) (3)La fontane'in en iyi fabl hikayesidir: Çök çalışan ardamarsız sürüngen önüne gelenin önünde çöker ama kimsenin önünde çökmeyenlere kızar :)
Yanıtla (1) (1)Nolcak bu ülkenin hali.Ben hastayım ama ilaçlarımı, fitillerimi bile alamıyorum, halk tv yi A haber diye izliyorum,ekranda kılıçdaroğlu sanıp erdoğanı dinliyorum
Yanıtla (1) (1)Nihal atsızın "Z vitamini" nden kullan özellikle "Dalkavuk gecesi" nde:) Geçmiş olsun
Yanıtla (2) (0)İslam'ın ahlakı ile kurallarını uygulamaya çalışan Müslüman, tek başına kalsa da bir devlettir... Yaşarken devlet gibi yaşar. Ölünce bir devlet yok olmuş olur. Müslüman'a gör devlet, ebedi hayatını kazanmak için geldiği bu dünyada bu maksadının önündeki engelleri kaldıran organize yapının adıdır. Ölçü budur. Bunu başaran devlet, 93. değil, hep 1 numara olur. Not: Bir asırdır bu maksadı reddeden Türkiye'de, AKP'den yola çıkarak İslam Devleti eleştirisi yapılmasın. Komik oluyor...
Yanıtla (1) (14)Insan olmazsa devlet olmaz.Kutsal olan Allahin yarattigi insandir .Insanin yarattigi devlet ise bir hizmet orgutudur insanlara.Devleti yonetenlerde maasli elamanlardir . Lider dediklerinde senin gibi dogmuslardir
Yanıtla (6) (0)16.18, Tabi ki devlet insan içindir. Devletle insan mukayese bile kabul etmez... Ancak her düşüncenin devlete yüklediği mana farklı, farklıdır. Şahsen ben Müslümana göre devleti anlatmaya çalıştım. Müslüman için böyle bir devlet, doksanüç değil hep bir numaradır... Müslüman, suçlu suçsuz, asker, sivil ayırmadan Hiroşima'ya atom bombası atıp bütün canlılara ait hayatı yok eden bir devletle övünemez...
Yanıtla (0) (2)Siyasette başarının %90 i güzel konuşma, %10 u iş yapmadir.
Yanıtla (4) (1)İş yapan insanların güzel konuşması gerekmez. Gerçek siyasette bunu gerektirir.
Yanıtla (1) (0)Vay be litakatsizlik ufuksuzluk böyle birşey.demek Kamyonlar vızır vızır otobüsler traktörler taksiler tıkır tıkır.adalet eğitim ülke refah seviyesi,demokrasi hukuk düzeyi endeksi en geri dip, enflasyon birinciyiz eyy Erdoğan birde onlardan söz et
Yanıtla (3) (0)Parti içi demokrasi belli ki bizim Millete iki beden büyük geliyor. Bir önceki yorumumu dislike edenlerin sayısı bana bunu çok güzel gösterdi.
Yanıtla (3) (1)Demokrasilerde devleti kimin yöneteceğini millet seçer. Ama milletin kimin seçeceğine ekseriyetle başkaları karar veriri... Bu karar vericiler bu işte başarılı olmazsa darbeler veya ekonomik baskılar devreye girer. Misal: Türkiye...
Yanıtla (1) (1)Giderler,, bir Partinin kuyruğuna holiganizm ile yapışır, Sonra da Almanyada SEÇİMLER hic belli olmuyor, Sokaklarda bağırti,gürültü yok..Biraz reklam tabelalari hepsi o..Herkes isinde,gucunde pek takan da yok oralarda..diye cemkirirler üstüne..Aynaya da bakma cesareti yok..Sözüm ona Akil satar ona,buna ufuk gösterir..ama Burnunun ucunu goremez..
Yanıtla (0) (2)Demokrasi, belli bir azınlığın diktatörlüğüdür. (Burjuva demokrasisi)
Yanıtla (4) (4)İbo tek adamlık nedir onu da yazda bilelim.
Yanıtla (3) (3)M.kemal ve İnönü
Yanıtla (1) (3)İnönünün başbakanlıktan atılmasını yerine Bayar ın gelmesini ,Menderes gibi isimlerin milletvekili yapılmasını içime sindiremiyorum.Benim gibi partizanlar partileri için ölürler ama gericilerin kişi seçimini bilmeyenler yüzünden partime doluştuğunu görmek ben kahrediyor.
Yanıtla (2) (1)Sen Ataturk e kişi seçimini bilmiyor mu diyorsun be hey partizan
Yanıtla (2) (2)''Hak ettiğinden azına razı olan, zamanını ve kaynaklarını boşa geçirmeye ses çıkarmayan bir milletin hikayesi böyle yazılıyor. Millet tarih yazdığını zannederken…'' Yazınızın tam özeti bu işte.Nice 20 yıllar bu şekilde heba ediliyor ve edilecek.Ne zaman millet kendi kaderini kendi çizmeye karar verir o zaman iyi bir başlangıç yaparız.
Yanıtla (8) (3)90 yıl kemalistlerin,10 yıl yeşilkemalistlerin safsatalarıyla geçti, doğru yöntemlerle japonya ise G8 de.Akp ve hdp gibi partileri var eden ,toplumu kamplara ayıran kemalist travmalar yerine japon modernleşmesi örnek alınsa bugün başka olabilirdi.Terakkiperver veya serbest fırka ile türkiye japonya gibi olabilirdi, boş işlerle enerjisi tükendi.Akp de uzun süre kirli sistemle içli dışlı olunca onlara benzedi, yeşilkemalist oldu.
Yanıtla (2) (11)Siyasetcisinden, atanmisina, basinindan, feslisine , kanaat onderlerine, bu camiaa kendine islamci diyor. Siz masal anlatiyorsunuz. Basarisizligi kemalismzle adlandirmak istiyorsunuz. Algi yapiyorsunuz. Peki Hocam ne olursun don derken, devlete fetoyle ortak operasyon yaparken neciydi bunlar ? Sorulari o gun bugun calanlar kim? Sen istedigin kadar yesil kemalist de, muhafazakar camiaa, haksizliga sustu. Icinizden cesareti olan 1 adam bile cikmadi. Gururlandiginiz 1 kisi kaldi mi?
Yanıtla (3) (2)Voltaire filozof, bilge ve 1789 Fransız devriminin savaşçılarından! Ya siz? sade suya tirit yorum. Ya hesap bilmez ya ilkokul terksiniz. 1950 den sonra 72 yıl dinci, gerici, bağnaz politikacılar vardı (var). Son 20 yılımız ve özelde son 10 yıl islamcı oligarşi devleti ele geçirdi. Siz buna yeşil kemalist demektesiniz ki size bisiklet ehliyeti bile vermezler! Yahu yeşili, siyahı ayırt edemiyorsunuz! Sizinki kör cahillik ki, burda yorum yazma cesaretiniz var. Biraz bilgi toplasanız, fena mı olur?
Yanıtla (5) (2)Ruhi bey adamların işi bu :Algı ile toplumu kamplara ayırıp manüple etmek.O şahsın kelime dağarcığını ölçsen 3-4 kelime anca çıkar.gelir burda papağan gibi -kemalist- kelimesini tekrarlar durur.Aslında karşı olduklrı Atatürk değil getirdiği devrimlrdir.Kinleri bunlaradır.70 yıldır da kinlerini gösteriyorlar çünkü ortam müsait.
Yanıtla (2) (3)Ruh gibi yaşayan cahillerin en bilindik huyu herkesi kendi gibi sanmalarıdır. Celal bayar ,Atatürk ün son başbakanı; Menderes ve arkadaşları da milletvekilleri olmasına rağmen, bu isimleri Chp den ayrıldılar diye gerici! diye suçlayan şarlatan partizanlar ve mankurtlar eskiden beri olagelmiştir. İnönüyü başbakanlık görevinden atmasından dolayı hâla Atatürk e kin duyanlar, kişi seçmeyi bilmiyordu diye açıkca içlerindeki söyleyemediklerinden ikiyüzlüce demagojiye başvuruyorlar.
Yanıtla (2) (1)Sayın yazar sizden alıntı ile ve tersten "Millet tarih yazdığını zannederken, hamaset hayatın dinamiğine işlemiyor," Adil, şeffaf, denetlenebilir ve sorgulanabilir günler görmek umuduyla.
Yanıtla (4) (1)Demokrasi rejimlerin en kötüsüdür, daha iyisi bulununcaya kadar. (Winston Churchill)
Yanıtla (3) (3)%5 I gecen tum partiler aldiklari oy oranlarina uygun hukumet sistemi kurulsun ki otokontrol saglanip su pis ahlaksizliklar son bulsun
Yanıtla (1) (1)değerli mustafa bey sizin bu sonuncusu da dahil makalalerinizi okudukça aklıma hep şu özlü söz geliyor hayatın en ağır bedeli akıllı olmandır.zira o halkı sefada seni de cefada kılar.
Yanıtla (3) (1)Çok teşekkürler Sn Karaalioğlu. İşin özü ve doğrusu bu.Anlamayıp kafasını kuma gömmeye devam eden deve kuşları kıçlarına avcının tüfek saçmalarını yiyince anlayacaklar ne olduğunu ama o zaman da iş işten geçmiş olacak.
Yanıtla (3) (1)93 . sıra bence gayet olumlu karşılanır ülkemizi idare edenlerce...Niye mi ? Hayruha Ortasuha diyen fetvacıları var...167 min ortası 83 tür...93 de oraya yakın bir rakamdır.(!)
Yanıtla (1) (1)12.47, Türkiye 163. olacak korkusu ile Biden Erdoğan'ı değiştirmek istiyor. Bu Biden'i yanlış tanımışız. Meğerse acayip Türk dostu imiş... :))
Yanıtla (0) (2)Millet öyle beyinsel olarak uyusturulmus ki ne kulağı duyuyor ne aklı alıyor ne düşünebiliyor biz neden bu haldeyiz diye halbuki bir asırdır güçlü olanın kendine ideal bir toplum oluşturmak içi farklı olanları hep öteki görülmüş yapmadığı zulüm yok her gün tek tek tek denilerek bu günlere geldik hele kurtler söz konusu olunca akan sular duruyor kimse demiyor biz neden on milyonlarca kurdu turklestirmek aleviyi sunnilestirmek için ülke kaynaklarını buna harcıyoruz
Yanıtla (2) (1)Türkler de sözde ""Türkleştirme"nin mağduru da ondan.
Yanıtla (0) (1)Ölümüne iktidarı destekleyenler, tamda Sn Karaalioğlunun dedigi tabaka. Sistemin çimentosu az gelirli ve kültür düzeyi düşük tabakadır. Bu tabaka sosyal yardımlarla ve din söylemleri ile aldatılmakta! G.. kılı olayım dahil hepsi içinde! Önüne Milletim lafını koyunca; hukuk, adalet, şeffaflık, özgürlük, mahkeme kararları, ondan yana! Bak, son yılda GSYH`dan ücretlilerin aldığı pay %25 lerde, yıllık 8500 $ karşılığı! Tiyatromuzda aynı anda hem Putin yanlısı hem Putin karşıtlığı oyunu bile var!
Yanıtla (4) (2)Masal anlatmada ve korku pompalayıp onu yönetmede kimse bu iktidarın eline su dökemez. Bir de bu masalları dinlemeye ve inanmaya amade epey de bir insan mevcut.
Yanıtla (2) (1)Insanoğlunun bu güne kadar bulabildiği en iyi yönetim şekli demokrasidir. Bu sistemi yürüten ana unsurlar ise siyaset ve siyasi partiler'dir. Bu nedenle demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi için siyasetin temiz olması , bunun için de toplumun bilinçli ve temiz olması şarttır. Bizde maalesef demokrasi ve onun temel kriteri olan seçim , secenle seçilen arasında hep bir rüşvet aracı olmuştur. Bu kısır döngü de bir türlü katılamadığı
Yanıtla (7) (2)Kaldığımız yerden devam : Evet , bu kısır döngü bir türlü kırilamadığı için de bizim iki yakamız bir türlü bir araya gelmez , gelmiyor ve geleceği de yok ! Ben 1960 dan bu yana olan biteni bizzat , ondan öncesini de okuduğum kadarıyla biliyorum . Buna göre bizdeki siyasetin ne derece seviyesiz , şahsiyetsiz ve ahlaksız olduğu ayan beyan görülecektir! Ve maalesef elimizde de sihirli bir değnek yok !
Yanıtla (3) (1)Bir kişinin yalan konusunda sabıkası var ise onun şahitliğine, tanıklığına çok da itibar edilmez miş. Biz yalanı seviyoruz Yalancıyı da iş başına getiriyoruz. Bu arada aydın geçinenler toplumun diğer yarısını neden aydınlatamıyorlar bir sebep olması gerekir
Yanıtla (3) (1)Trafik ışıklarında YESIL,,,yanar yanmaz ve salise gecer,,arkadan hemen dattt diye korna sesi ..Bu kadar duyarlı olsak İlimde uyuyanlari uyandirmak icin sanırım Mars'ta Ciftlik kurmuştuk..Politikaci atar,tutar...Kalem esnafi ise kim reklam,tanıtım (fonlama ayri) verir ve vaatleri iyiyse cogu gundeme göre ÇALIŞIR...Dilin kemiği yok,,yarin da başka tarafa döner..
Yanıtla (1) (2)20 yilin aci tecrubeleri biz vatandaslara cok sey ogretti, biri de su: Islamci Camianin Beseri/Sosyal Sermaye sayilabilecek hic bir birikimi, donanimi, becerisi (Avanta haric) yokmus. Din denilen olgu dogasi geregi geriye donuktur, butun referanslari gecmistedir, hatta BinYil oncesindedir. Okuma Yazma aliskanligi olanlar bunu idrak ediyorlardi, fakat bir kisim aydinlarimiz bile bile lades dediler, Uyanip Amerkayi yeniden kesfedinceye kadar 20 yil gecti, gelecek 20 yilda ipotek edildi...
Yanıtla (16) (1)Sayın Karaalioğlu; İktidarı ayakta tutanlar sadece "Hak ettiğinden azına razı olan dar gelirliler" değil ki? Laf dönüp dolaşıp hep dar gelirlilere geliyor. AKP nin haksız kazanç düzeninde refah seviyesi yükselen bir orta üst tabaka var ve bunlar da ölümüne iktidarı destekliyor. Kaybetmekten korktukları şey de, din değil paraları!
Yanıtla (12) (1)Türkiye mir Rus ödeme sisteminde. Rusya'ya ambargoya katılmıyor Ama Ukrayna'nın yanındaymışız. Dünya sersem ahmak ve buna inanacak
Yanıtla (7) (1)FAVÖK kar marjları en fazla yüzde 5 olduğu halde pahalılığı zincir marketlere yıkan bir ekonomi yönetimi ve buna peşin peşin inanan milyonlar olduğu sürece……
Yanıtla (3) (1)hak ettiği...
Yanıtla (1) (1)2.Dunya Savası.Sovyet Ordusu KIZILORDU Berlin kapılarına varmis. Alman Halkı kendi Ordusunun Moskava kapilarinda oldugunu zannediyor. Iyi bir propagandanin yapamayacagi sey yoktur. Ayda 10 kg Et tuketemiyenler, Almanya Ingiltere Fransa ABD Kanada Avustralya kiskaniyor diyor.
Yanıtla (8) (1)Maalesef bu ülkede "Ay'a dört şeritli yol yapıldığına ve yola çıktığına inanan bir kitle var!" biz de bu kitle arasında nefes almaya çalışıyoruz. Onlar rüyalar aleminde yaşarken millet de pazar artıkları arasında çocuklarına yedirecek bir şeyler bulmaya çalışıyor.
Yanıtla (26) (5)Merak etme arkadas.yakinda toki cennetten arsa satiyor denirse inananlar sirada bekliyor..
Yanıtla (5) (1)7 düveli yendigine inananlar da epey kalabalık:)
Yanıtla (6) (1)32 yasinda iki kiz cocugu annesi bir kadinim. Iranli kadinlari desteklemek icin bugun saclarimi sifir numara kazitacagim. Esim ve cocuklarim da destek veriyor. Iranli kadinlar despotluga karsi mucadelelerinde yalniz birakilmamalidir.
Yanıtla (15) (3)Asinda durum o kadar da kotu degil. Iktidar yalakalari ciplerle geziyor. Sagladiklari rant ve avantalarla durumlari gayet iyi. Zaten her seyin iyi oldugunun cigirtkanliginida bu mutlu azinlik yapiyor.
Yanıtla (9) (1)Öyle demeyin sayın yazar. Hakikatende İslamcı kötülüğün tarihini yazıyor arkadaşlar. Bu tarihi okuyan gençlere "İslam dürüstlüktür, ahlaktır, insanlıktır" dendiğinde dudak bükecekler, gözlerini yuvarlayacaklar. Bundan daha büyük fenalık var mı?
Yanıtla (11) (2)Kılıçdaroğlu’nun “benimle misiniz?” sözü Türk siyasetinin antidemokratik olduğunun bir kanıtıdır. Tehdit kokmaktadır. “Bana itaat ediyor musunuz” veya “bana sadık mısınız, yoksa benden habersiz bana rakip mi oluyorsun” der gibi tehdit içerir. Bizim siyasetimizde lidere rakip olmanın cezası partiden ihraçtır. Olmaz olsun böyle siyaset. Diğerleri de güya “seninleyiz” dedi biz de afiyetle yedik
Yanıtla (4) (10)Bir toplumu tavrı ile ilgili eleştirmek, bir buluta "neden biraz da yeryüzünde dolaşmıyorsun", bir taşa "neden böyle yamru yumrusun" demeye benziyor. Toplumlar insanlardan oluşur ancak tavrı hareketi insana benzemez. Belli sosyal kaideler çerçevesinde hareket eder, aynı fizik kaidelerine göre hareket eden bulutlar ve taş toprak gibi. Toplumu eleştirmek yerine onu anlamaya çalışan, onu analiz eden toplumlar, hem kendi toplumlarının alt kesimine, hem de diğer uluslara hükmederler...
Yanıtla (2) (1)Bizde soylemler guzel eylemler tam tersi, ozgurluk adalet, egitim, seffaflik ,denetlenebilirlik vs vs yapilan ne . Agalara beles, topluma sabredin sukredin, lokmalari kucultun, yukardakilere gelince itibardan tasarruf olmaz. Bizler buna razimiyiz degilmiyiz gorecegiz. Kendimiz etmisiz kendimiz bulmusuz adinada kader demis toplumuz.
Yanıtla (17) (3)Bir devlet adamının ‘Dünya lideri’ olmasının hiç bir önemi yok aslında. Asıl önemli olan şey temsil ettiği ülkeyi Dünya lideri yapmaktır. Bence Erdoğan, BM Genel Sekreterliğine aday olsun. O da rahat etsin biz de gurur falan duyalım işte…
Yanıtla (17) (5)Size refahımızdaki düşüşü kanıtlayayım. 2015 yılında ev aldım. Değeri 200.000 tlydi. Şu an 2 milyona alamazsın. Borç altın aldım 70 Gr. O zaman 7000 tlydi. Şu an 70 bin TL. Arabam 50.000 tlydi şu an 500 bin TL. O zamanki maaşımı söylemeyeyim ama net 5 kat arttı. Her şey on kat artarken maaş beş kat arttı. Ev ve araba alırken kredi kullanırsan farkı hiç sorma...
Yanıtla (12) (2)Sn yazar.Emeğinize sağlık.Neoribelizm.liberalizm.sosyak demokrasi.karşıtı. Kominizm.sosyalizm.doruklarında yıllarca bayraktarlık yapan Bolşevik hayranı meşhur bir sol fraksiyoncu karanlık odasında. İbretlik bir. Yazı yazmış.Sanki Türkiyede kendinden ileri sermaye karşıtı varmış gibi.İhale ve finans sistemi. Eleştiri konusu işleri. Yapan müteahhitleri milli sermaye ilan etmiş.Yani rus oligarklara eşitlemiş.Tüm sol. ibreyi şanghay.çevirdi.E.Sancak yolundalar.K.K.na içdış oprasyon hızlanıyor.
Yanıtla (3) (1)Tebrikler Sn.Karaalioğlu;güzel bir yazı,tabi ki bilirsiniz,halk arasından'bol keseden vaadler'diye bir ifade vardır.Artık bizde halk olaraktan gelişmemiz gerekiyor,bu bol keseden vaadlere prim vermememiz gerekir,Kayseriye deniz getirme vaadleri,kültürümüz rüşvet esaslı bence,insanımızın kafasında hep siysilerden ayrıcalıklı,özel fayda beklemesi,türkiyeye ne vereceğinden ziyade,ilçeme,köyüme ne verecek sorması,politikacı,adam tabi,hemen başlar bol keseden sıkmaya,olmayacak işi oldurmaya,sormayız-
Yanıtla (10) (3)Büyük resim görülmüş görülmesine de, nasıl uyuştuğunu hala daha anlayamadığımız, tv'de „seçimi kaybedersek silahları çıkarır savaşırız“ diyebilen bu efsane nesil için farklı bir evren yaratılmış. Bunun karşısında hissettiklerimizi nereye koyacağız? Sınırsız meşruiyetle başımıza gelenler „demokraside çareler tükenmiştir“ dedirtiyor.
Yanıtla (11) (3)Dünya ortalaması kişi başı gelir 10 bin dolar düzeyinde. Türkiye de kişi başı gelir ise şişirilmiş rakamlarla bile dokuz bin doların altında. Açıkça fakir ülkeler sınıfındayız. Buna rağmen dünyaya ayar verdiğimizi artık lider olduğumuzu söyleyen yöneticilerimiz var. Adamın yiyecek ekmeği yok uçtuğumuzu sanıyor.
Yanıtla (20) (5)Dünya lideri olmanın koşulları belli. Sağlam bir ekonominiz sağlam bir ordunuz sağlam gelişmiş teknolojiniz ve mutlu bir halkınız varsa dünya lideri olabilirsiniz. Bunlar yoksa dünya lideriyim demeniz fakir mutsuz insanları kandırmak için uydurulmuş bir yalandır. Masada ki fotoğraflarla lider olunmuyor ne yazı ki. Yada iki ülkeyi buğday anlaşmasına ikna etmekle de olunmuyor
Yanıtla (17) (4)Avrupalılar bizi sevmiyor diye yakınırız. Sevmiyorlarsa Türk veya Müslüman olduğumuz için değil davranışlarımızdaki kusurlar yüzündendir. Rusları yada Japonları İngilizleri sevebiliriz. Dinleri farklı ırkları farklı olsa da. Ama bir Pakistanlıyı sevemeyiz. Ya da bir Türkmenistanlıyı Nedeni açık kültürsüzlük.
Yanıtla (16) (3)devreler iyice yanmış artık kafayı resetlemek bile faydasız
Yanıtla (0) (1)M.Kemal üzerinden, düşünce üretmenin dayanılmaz basitliği !
Yanıtla (1) (1)