Bedeli sokakta ödendi
15 Temmuz darbe girişimine karşı verilen cevap, sokakların, meydanların ve topyekün milletin tepkisi, dört başı mamur ve herkese açık bir demokrasi eğitimini anlatıyor. Bu geceye tanık olan, duyan, gören, o uğursuzluğun hedefi olan herkes iradesini, oy hakkıyla ülke üzerindeki söz sahipliğini ilan ediyor. Tabular, gelenekler, korkularla birlikte yıkılıyor, yerle bir oluyor.
***
Halk darbelere karşı sokağa çıkmaz geleneği o gece bitti. Kanlı oldu, acılıydı, geride büyük keder ve hüzünler bıraktı ama insanlar sokaklarda tankların önüne çıktılar. Ölümüne kendilerini darbeye siper ettiler. Erken dönemden başlatırsak, 150 yıllık Osmanlı-Cumhuriyet darbeler tarihinde bir ilk yaşandı. Millet “Hayır, bu kez olmaz, olmayacak” dedi.
Emir-komuta yoktu, erken hareket etmek zorunda kaldılar vs. Öyle ya da değil şimdiden sonra emir-komutalı ve zamanında başlatılacak bir darbenin de şansı yoktur. Sokaklarda emir de komuta da dinlemeyen, kolundaki saate asla bakmayan insanlar var çünkü.
Türkiye toplumu artık demokrasi tehlike altında olduğunda kendi göbeğini kesmenin zevkini ve lezzetini tatmış bulunuyor.
Şu halde vesayetin kalıcı olarak kitaptan silindiği bir ülkeyi ve daha fazla demokrasiyi dünyada bütün ülkelerden fazla hak ediyor. O yüzdendir ki, Türk demokrasisi kelimenin tam manasıyla hak edilmiş bir demokrasidir.
Öte yandan 15 Temmuz’da sadece bir darbe püskürtülmedi. Aynı zamanda ve bundan daha da önemli olmak üzere devletteki Paralel iskelet çökertildi. En azından daha ilk sabahtan itibaren o yapının iskeleti sökülmeye başlandı. Kamu idaresinin kritik olan olmayan bütün köşelerini kapatmış, sistematik olarak yerleşip oraları felç edebilecek bir derinlikte kök salmış yapı temizleniyor. Yani, o gece açığa çıkan, yüzeye vuran darbenin altındaki gizli ve sinsi darbe hali de püskürtülüyor.
***
Fethullahçılar, yıllardır sistematik bir şekilde kumpaslarla, operasyonlarla, sahte belgelerle, akıl almaz planlarla bürokrasideki rakiplerini boşaltmakla kalmamış, izledikleri yöntemleri benimsedikleri ve öğrendikleri eski derin devlet yapısının da yerine oturmuşlardı. Paralel yapılanma hem yüzeyde hem de derindeydi. Tehlike o yüzden büyük ve çoğu kez de görünmezdi.
Şimdi… Silahlı Kuvvetler’de, yargıda, Emniyet’te, bütün üst bürokraside on yıllardır işlenen Paralel formun kazınması Türkiye için büyük bir kazanımdır. Devletin devlet gibi işlemesi, yetki ve sorumlulukların bilinmesi gibi en temel prensibin nihayet geri geliyor olması memnuniyet vericidir.
Bundan sonra sadece darbeye teşebbüs değil, devlet içinde devlet olmaya teşebbüs de düşünülemeyecektir. Geçmişte asker ve laik elitler için kapanan, bugün de Fethullahçılar için kapanmakta olan kapının bundan sonra hiç açılmayacak, açılamayacak olması hukuk sistemi için bulunmaz bir sermaye olacaktır.
***
Bir tabu da milletin kendi iradesiyle seçtiği liderlik ve siyasi kadrolara sadakatini sahaya yansıtmasıyla yıkılmıştır. Lider riski aldığında insanlar da ondan desteği esirgemeyecektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısının halkta anında karşılık bulması son derece kıymetli ve siyasi tarihimiz açısından tamamen yeni bir tezahürdür. İnsanlar sandıkta yaptıkları tercih uğruna tanka, topa, uçağa, silaha karşı bile olsa neleri feda edebileceklerini gösterdiler.
Evet, bugünlerde küçükten büyüğe herkes açık bir demokrasi tedrisatının parçası olmuştur. Millet iradesinin kalitesi artmıştır.
Tankla, silahla, kurşunla ve kanla, canla sınanan bir mücadele demokrasiyi geri dönüşsüz kılmıştır. Çünkü bedeli ödenmiştir.