Sezen Aksu’nun beş yıl önce yayınlanmış şarkı sözlerinden, abartılı bir yorumla peygamberlere hakaret ettiği sonucunu çıkarmak sağlıklı bir netice değil. Bu şarkı sözleriyle Sezen Aksu’nun İslam’a ya da peygamberlere hakaret edebileceğini iddia etmek, ne sanatçının biyografisi ile uyuşur ne de kendisini sevenleri ikna edebilecek bir argüman olabilir.
Sezen Aksu hakkında yapılan tezviratın haksız olduğu zaten epeyce dile getirildi. Bunu tekrar etmeye gerek yok.
Esas üzücü olan konu Sayın Erdoğan’ın bu denli siyasi sonuçları olabilecek bir iddiayı sanki Türkiye’de her gün peygamberlere hakaret ediliyormuş gibi bir cami mihrabında dile getirmesi ve hakaret edenlerin dilini koparmaktan söz etmesi.
***
Sayın Cumhurbaşkanı’nın böyle bir konuyu camide dile getirmesini tasvip etmediğimi açıkça beyan etmek istiyorum. Bir cumhurbaşkanının hele camide böylesi sert bir üslup kullanması zannederim dindar kamuoyunun da kabul etmekte güçlük çekeceği bir tavır.
Hem içerik hem de yer itibarıyla amacını aşan bir açıklama oldu maalesef. Hele sayın Cumhurbaşkanı’nın camiden yaptığı sert açıklamalarla, bana göre hiçbir şekilde hak etmediği halde Sezen Aksu’yu, belki de istemeden, hedef haline getirmiş olma ihtimali de üzerinde düşünmemizi gereken endişe verici bir konu.
Sayın Erdoğan’a yakın muhafazakar çevrenin de bu açıklamanın yeri ve üslubunu kabul ettikleri hissiyatında değilim. Hiç kimseye fayda getirmeyecek bu yöntemden vazgeçilmesini arzu ederim.
***
Sanat dünyasında manevi değerlere karşı gerekli hassasiyetlerin gösterilmediği birçok örneğe şahit olduk. Bu anlamda duyarlı olmak anlaşılır bir şey. Ama bu duyarlılığın amacını aşan bir üsluba dönüşmesi ve haksız bir ithama evrilmesi kamu vicdanının yaralar.
Camiler hangi siyasi görüşten olursa olsun, hangi iman ve takva seviyesine sahip olursa olsun tüm ziyaretçilerinin kendisini iyi hissetmesi gereken kutsal mekanlardır. Bu mekanların ulviyetini korumak hepimizin görevidir.
