Birleşmenin görünmez duvarları
İki Almanya’nın birleşmesinin 27. yılı sessiz sedasız kutlandı. İki Almanya 3 Ekim 1990’da birleşmişti. Birleşmenin parlak ekonomik sonuçları var. Ancak sosyal sonuçlarının o denli parlak olduğunu söylemek güç. Eski Demokratik Alman Cumhuriyeti vatandaşları birleşmenin ağır sosyal bedelini ödemek zorunda kaldı. Doğu Almanya’nın ayrıcalıklı orta ve üst sınıfı birleşmeden sonra sosyal statülerini kaybetti. Ekonomik olarak başarılı olduğu söylenemeyecek bir sistem tamamen ortadan kaldırıldı. Bu sosyal değişimin sonuçları bugün yaşanılan toplumsal ayrışmayı da beraberinde getirdi.
En son seçimlerde yaşanan AFD sıçraması ayrışmanın yansımalarından sadece birisi. İki Almanya’nın birleşmesi sürecinde batının kendilerine adil davranmadığı hissiyatı sadece AFD seçmenlerinde yok. Eski Doğu Almanya’nın devlet partisi SED’nin devamı olarak görülen Sol Parti de bu ayrışmanın siyasi ayağını temsil ediyor. Seçim sonuçları iki Almanya’nın birleşmesinin tam olarak gerçekleşmediğini gösteriyor. Aşır sağcı AFD gerçi batıda da oy aldı (yüzde 10.7) ancak doğuda 21.6 oranına çıktı. Protesto oyları ile yaşayan Sol Parti, batıda yüzde 7.4 oranında oy alırken doğuda bu oran yüzde 17.8 oldu.
Batı doğuda eksikliğini gördüğü ulusal bilincin aşırı sağ gruplar aracılığı ile telafi edilmesine sesini çıkarmadı. Almanya’nın farklı yerlerinde 8 Türk bir Yunan ve bir Alman’ı katleden NSU örgütü Doğu Almanya’da kuruldu, eylem yaptı ve yıllarca yakalanmadan yaşayabildi. Alman kamuoyu bu örgütün ortaya çıkmasıyla aşır sağın Doğu Almanya’da ne denli büyük bir ağı olduğunu ve çoğu kez güvenlik güçlerinin bu yapılanmalara göz yumduğunu öğrenmiş oldu.
İki Almanya’nın birleşmesi kutlamalarında Mainz’da konuşan Alman Cumhurbaşkanı Walter Steinmeier 27 yılın bilançosunu çıkardığı konuşmasında bu acı gerçeği şu sözlerle ifade ediyor: ‘’Almanya’yı bölen duvarın düşmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Ancak 24 Eylül seçim sonuçları başka duvarlar ortaya çıktığını gösteriyor. Görülmeyen, dikenli telleri olmayan, mayın alanları olmayan duvarlar. Yabancılaşmadan, hayal kırıklığından ve öfkeden oluşan duvarlar bazılarında o kadar güçlüydü ki hiç bir argüman bu duvarları delemedi. Bu duvarların arkasında demokrasiye ve onların temsilcilerine karşı ağır bir güvensizlik oluştu.’’
Birleşmenin bir diğer mağduru ise batıda yaşan Türkler oldu. İki Almanya’yı birleştirmek ve eski Sovyetler Birliği’nden gelen yaklaşık 5 milyon Alman kökenli insanı iş piyasasına sokmak Almanya’nın önceliği oldu. Bu yıllarda Türkler arasındaki işsizlik oranları ikiye hatta üçe katlandı. Türkler, yapısal reformlarla iş ve sosyal hayata dahil edilmeleri bir yana, birleşmeyle gelen sosyal gerilimin günah keçisi haline geldi. Ve bu durum hala devam ediyor. Belki de birleşmesinin mutlu sonla bitmesi Alman toplumunun Türkler ile arasındaki‚ “Gizli duvarların’’ kaldırılmasından geçiyor.
Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi, Almanya’da yaşayan Türklerin işsizliğini ikiye katladı.