İktidarlar din ve ideoloji dayatamaz...

Eğer demokratik bir ülkede böyle bir başlık koyarak yazı yazsaydım, bu dünyanın en absürt başlığı olurdu. Ama Türkiye gibi demokratik anlamda henüz demokratik anlamda rüştünü ispat etmemiş bir ülkede bu son derece makul karşılanabilir.

Çünkü demokrasi kültürünün içselleştirilemediği toplumlarda ve özellikle de Müslüman dünyada, iktidar mücadeleleri genellikle kimlik ve ideolojik aidiyetler üzerinden yapıldığı için yönetim makamında olanlar, demokratik devletlerde zaten var olan hukuki kurallara göre değil, kendi ideolojik ve kimliksel aidiyetlerine göre hareket ederler.

Meseleye hakkaniyetle baktığımızda, günümüzün Müslüman ülkeleri ile Türkiye arasında belli farklılıkların olduğunu belirtmek gerekiyor. Genellikle Müslüman ülkelerin hemen büyük bir bölümü, despotik yapılardan henüz kurtulamadığı için onları demokratik bir zeminde değerlendirmek mümkün değil. Zira bu ülkelerin bir bölümü yönettikleri halkı ‘özgür bireyler’ olarak değil, ‘kul’ olarak gördükleri için, kendileri her ne kadar uymasalar da kullarını başı boş, yani özgür bırakmak gibi bir hataya düşmeyerek onları ‘şeriat yasaları’na uymaya zorlayabilmektedirler.

Doğal olarak Müslüman ülkelerin önemli bir bölümü, henüz yeryüzüne inemedikleri için onları demokratik bir perspektiften değerlendiremeyiz. Yani onlar henüz dünyalı değiller, dolayısıyla evrensel hukuk normları onlar için geçerli değil…

Oysa Türkiye en azından şimdilik bu kategoride değil, bir kere 70-80 yıllık bir demokrasi tecrübesine sahip ve ‘hukuk devleti’ anlayışında da önemli mesafe kaydetmiş bir ülke.

Dahası, her ne kadar şimdi buzdolabına kaldırılmış olsa da Türkiye Avrupa Birliği’ne ‘tam üyelik’ müzakerelerine başlamış bir ülke… Ancak son yıllarda ‘hukuk devleti’ anlayışından o kadar uzaklaştık ki geriye dönüp bakınca, demokrasi yürüyüşüne sanki hiç başlamamış gibiyiz.

Öylesine talihsiz bir durum ki şu anda Türkiye’nin içinde bulunduğu hale demokratik dünyadan bakan bir göz, eğer bizi antidemokratik ülkelerle aynı ligde değerlendirirse doğrusu hiç şaşırmam.

Bazıları için biraz yadırgatıcı gelebilir ama iktidarın özgürlükler konusundaki baskıcı tavrı, maalesef bir kısım cemaat ve tarikat yapılarını ‘din’ ve ‘ideoloji’ dayatma konusunda cesaretlendirme riski taşıyor.

Dinin özüyle asla uyuşmayan ve toplumda tamamen hurafeci bir iklim oluşturan bu yapılar, hem din üzerinden bir ‘hurafe pazarı’ oluşturmakta hem de dinle insanlar arasındaki mesafeyi derinleştirmektedirler.

Kabul etmek gerekiyor ki genellikle iktidarın hinterlandında yer alan bu yapıların ürettiği baskıcı din anlayışı, doğal olarak AK Parti’nin de bu ‘hurafeci din’ dayatmacılarıyla aynı parantez içinde yer almasına yol açıyor. Açıkçası, şu ana kadar AK Parti de bu konuda bir rahatsızlık beyan etmiş değil…

Hiç tereddütsüz ifade etmek gerekirse, İslam din ve vicdan dayatma konusunda baskıcı anlayışa asla izin vermez. Aliya İzzet Begoviç’in ifadesiyle, bu konuda her türlü fiziksel ve psikolojik zorlamayı İslam men etmiştir.

Aliya’nın şu ifadeleri, eminim hepimiz açısından zihin açıcı olacaktır: “Her ne kadar ahlaki açıdan püritan olsa da İslam tabiata ve hazza açıklığı sebebiyle liberaldir ve tüm İslam tarihi buna şahitlik eder. Allah’ı tanıdığı için hiçbir dogma ve hiyerarşi tanımayan İslam bir diktatöryaya dönüşemez ve her türlü engizisyon ve dini/manevi terörü imkansız kılar.” (İslam Deklarasyonu, s.58)

Maalesef günümüzün Müslümanları, bireyin özgürlüğünü esas alan dinin özüyle bağlarını kopardıkları için Müslüman dünyadaki ahlaki durumun vahameti her geçen gün daha da derinleşmekte, yolsuzluk, ikiyüzlülük ve liyakatsizlik adeta bir virüs gibi yayılarak Müslüman toplumları çürütmektedir.

Müslümanların dini/ahlaki yenileşmeyi gerçekleştirmesi gerektiğini belirten Aliya İzzet Begoviç, “Bizim yolumuz iktidarı ele geçirmekten değil, gönül fethetmekten başlar” der.

YORUMLAR (81)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
81 Yorum