Dindarların içi acır mı?

Başlığa bakarak ‘ülkedeki her meseleye dindarlar açısından mı bakmak gerekiyor’ gibi bir algının oluşmasını istemem elbette. Ama kabul edelim ki Türkiye dindar-muhafazakar bir iktidar tarafından yönetiliyor, doğal olarak iktidar ekseninde gelişen olumlu ya da olumsuz her olay özellikle dindar muhitleri doğrudan etkiliyor.

Bu zaviyeden bakıldığında iktidar ve çevresinde konuşlanan yapıların sergilediği çılgınlıkları ister istemez dindarlar açısından değerlendirmek bir zaruret haline geliyor. Çünkü makul akılla izah etmekte zorluk çektiğimiz öylesine olaylar yaşıyoruz ki bu kadar kirlilik karşısında dindar bir muhitte yer alıp da vicdanen rahatsız olmamak mümkün değil.

İşte tam da bu yüzden içinde yaşadığımız ve de içimiz acıyarak seyretmek zorunda kaldığımız bu ahlaki yozlaşma halini dindarlar açısından değerlendirmek zorundayız. Çünkü burası Müslüman bir ülke ve doğal olarak bu toplumun kültürel hafızası az ya da çok dinle kesişen bir iklimde oluşmuştur. Dolayısıyla dine mesafeli duranlar da dahil olmak üzere hepimiz bu kültürün bir parçasıyız.

Bir örnek olması açısından hatırlatmakta yarar var, bu kültürel birlikteliği yansıtan AK Parti’nin 2011 seçim şarkısının sözleri şöyleydi: “Aynı dağın yeliyiz biz/ halaylar bir horonlar bir aynı sazın teliyiz biz/ gönüller bir, dualar bir, aynı bağın gülüyüz biz./

Evet yeni AK Parti 2011’deki o şarkıdaki ruh ikliminin çok ama çok uzağında artık… Maalesef geçmişteki bütün pozitif icraatlarını adeta yok ederek ve de bugünkü her icraatıyla insanların içini acıtarak dramatik bir sona doğru ilerliyor.

Ve tabii ki de en çok da dindarların içini acıtarak…

Düşünün ki dindar-muhafazakar çevreler 80-90 yıldır Ayasofya’nın açılışını bekledi, meselenin şov boyutu çok şık olmasa da sonunda açıldı, iyi de oldu… Ama Ayasofya’ya öyle bir baş imam atandı ki dindarlar dahil herkesi utandırdı. Neyse ki sonunda görevden alındı ama hala bu ülkede yaşayan herkesi utandırmaya devam ediyor.

Ne yazık ki köşesine çekilip ‘dindarlık edebi’ne yakışan vakur bir tavrı bile sergileyemiyor. Eski baş imamın son kar yağışı vesilesiyle Twitter hesabından paylaştığı şu mesaj nasıl bir din anlayışının tezahürüdür doğrusu çok merak ediyorum: "Hz. Adem ve Havva annemize yapılan hakareti savunanı Allah karla çarpar; öyle elinizde balık ve rakıyla kala kalırsınız...”

Demek ki baş imam ’kar’ın bir nimet olduğunun bile farkında değil…Şimdi bütün mesele şu; bugün hepimizin içini acıtan olaylar karşısında acaba dindarların yüreğinde nasıl bir acı yaşanıyor, daha doğrusu yaşanıyor mu? Mesela 28 Şubat’ta ikna odalarına sokulan genç için yüreğimiz nasıl yandıysa, bugün özgürlükleri ellerinden alınan, haklarında suç icat edilerek AİHM kararlarına rağmen ‘adil yargılanma’ hakkı ellerinden alınarak cezaevinde tutulmaya devam edilen insanlar için de dindarların içi acır mı?

Geçmişte İmam-Hatip mezunlarının üniversiteye girişlerinin önünün kesilmesine itiraz etmek insani bir davranıştı ve iç acıtıcıydı. Peki bugün KPSS’de tam puan aldıkları halde mülakatta hakları ellerinden alınan gençler için de dindarların içi acır mı? Camiler bu ülkede yaşayan herkes için çok önemli manevi mekanlardır, bu yüzden de her türlü ayrımcı düşünceden ve özellikle de siyasi mücadele arenası olmaktan özenle korunmalıdırlar. Acaba cami mihrabında ‘dil koparma’ ifadelerinin kullanılmasından dolayı kaç dindar insanın yüreği acımıştır?

Yıllardır Bosna, Filistin ve başka mazlum coğrafyalara karşı sözde de olsa duyarlılık sergileyen dindar muhitlerin vicdanında Doğu Türkistanlılar için de acı hissi var mıdır? Biliyorum, kendilerini iktidarla çok fazla özdeşleştiren ve iktidarı dindar özelliklerinden dolayı adeta kutsallaştıran dindar camia için bu tür sorular oldukça can sıkıcı… Çünkü eleştirel düşüncenin iktidar nimetlerine zarar vereceğine inanıyorlar ve bu yüzdende dindarlık konforlarına halel gelmesini istemiyorlar…Ama bilmemiz gerekiyor ki hiçbir iktidar sonsuz değildir, dolayısıyla esas önemli olan sadece nimetler değil, aynı zamanda ahlaki erdemlerdir ve de sahici bir dindarlık bilincidir…

YORUMLAR (208)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
208 Yorum