Hoş geldin Ramazan

Ramazan sözcüğünün kök anlamı ‘ağır sıcaklık ve yanma’ ile ilgilidir. Bu ayda oruç tutan Müslüman açlık ve susuzluktan dolayı fizyolojik sıkıntı ve güçlük çeker. Bunun yanında, Allah rızası ve ibadet niyetiyle bu sıkıntıya gönüllü katlanarak oruç tutar ve böylece bazı bedensel arzu ve eğilimlerini dizginleyip terbiye eder. Yorumlara göre bu sayede günahları da yanıp yok olur. Bunlar Müslümanın bu ayda sergilediği zorlu çabalarla gerçekleştiği için bu aya ‘Ramazan’ denmiştir.

Her geleni karşılarken ve her gideni uğurlarken hayırlı dualar etmek güzel adetlerimizdendir. Onun için ben de değerli Karar okuyucularının Ramazanlarını tebrik ediyor, herkese Ramazanlar hayırlı dilerek başlıyorum bu yazıma. Bu mübarek ayın sizlere, tüm vatandaşlarımıza, âlem-i İslam’a ve dünyamıza barış ve huzur vesilesi olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Özellikle masum ve mağdur Gazze halkına zalimlerin zulmünden kurtuluş ve zafer diliyorum.

İnşallah dualarımız hâlis ve samimi bulunur. Peygamber Efendimiz, “Allah’ım! Faydası olmayan bilgiden, samimiyeti olmayan kalpten, doymayan nefisten, kabul olunmayacak duadan sana sığınırım” diye yakarmış Allah’a.

Bu hadise göre, bilgisi çok olup da insanlara ve çevresindeki diğer varlıklara faydası dokunmayan, gönül dünyasını herkese karşı iyi niyet, samimiyet ve dostluk yerine, ikiyüzlülük ve riya ile, kin ve düşmanlıkla dolduran, nefisleri paraya pula ve makama mevkiye doymayanların duaları da kabul olunmaz.

Peygamberimiz gibi biz de böyle kötülüklerle kirlenmekten Allah’a sığınmalıyız.

***

Bilindiği gibi İslâm’ın doğduğu devirde ve coğrafyada ay takvimi kullanılıyordu. İşte bu takvimde dokuzuncu ayın adı Ramazan’dır; şimdi hicrî 1446 yılının Ramazan ayındayız.

Kur’ân-ı Kerîm’de sadece Ramazan ayı kendi özel adıyla anılmıştır (Bakara 2/185). Bu anılma Ramazan’a ilâhî bir iltifat, bu ayın ne büyük bir değer ve şeref taşıdığına, müminler için nasıl bir arınma vesilesi olduğuna işaret olarak yorumlanır.

Ramazan ayına bu ismin verilmesinin sebebi kaynaklarda kısaca şöyle izah edilir:

Ramazan sözcüğünün kök anlamı ‘ağır sıcaklık ve yanma’ ile ilgilidir. Bu ayda oruç tutan Müslüman açlık ve susuzluktan dolayı fizyolojik sıkıntı ve güçlük çeker. Bunun yanında, Allah rızası ve ibadet niyetiyle bu sıkıntıya gönüllü katlanarak oruç tutar ve böylece bazı bedensel arzu ve eğilimlerini dizginleyip terbiye eder. Eski kaynaklarımızdaki yorumlara göre bu sayede günahları da yanıp yok olur. Bunlar Müslümanın bu ayda sergilediği zorlu çabalarla gerçekleştiği için bu aya ‘Ramazan’ denmiştir.

***

Ramazan ibadet ayıdır. Ramazan denilince özellikle dört türlü ibadet akla gelir:

1. Oruç: Bilindiği gibi oruç; “kulun, Allah emrettiği için günün belli bir vaktinde bazı zevklerinden uzak durması” demektir.

2. Teravih namazı: Bu namazı Peygamber Efendimiz başlatmıştır. Bu sebeple yerine getirilmesi sünnet olan bir ibadettir. Bunun anlamı şudur: Farz namazların aksine, teravih namazlarını kılmayan günahkâr olmaz; fakat kılarsa sevap kazandırır; diğer sünnetler gibi teravih de Allah’ın rızasını ve Peygamber’in şefaatini kazanmaya vesile olur.

3. Zekât: Aslında zekât Ramazan’a mahsus bir ibadet olmayıp, zekâta konu olan malın üzerinden ne zaman bir yıl geçerse o zaman verilmesi gerekir. Fakat birçok Müslümanın, Ramazan’da yoksullara yardım etmenin fazileti nedeniyle zekâtı bu ayda vermeyi adet haline getirdiği, ayrıca bunun uygulama bakımdan da bir kolaylık sağladığı bilinmektedir.

4. Sadaka-i fıtır (fitre): Ramazan bir sosyal dayanışma ayıdır; fitre de bu aya mahsus bir malî ibadettir ve bayram namazı kılınmadan önce verilmelidir. Ancak özürlü veya özürsüz olarak geciktirilmişse yine de uygun bir zamanda verilmesi gerekir.

Bu belirtilenler ölçüleri, kuralları belli ibadetlerdir. Ancak Ramazan ibadetleri bunlardan ibaret değildir; kulların iradesine bırakılmış olan başka dinî ve sosyal ameller de var. Ramazan boyunca bunları da sizlerle paylaşacağız inşallah.

YORUMLAR (46)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
46 Yorum
  • Muammer / 01 Mart 2025 08:20

    Siyam ne? Savm ne?
    Eyyamen madudad ne?
    Kur'andaki diğer ayetlerde geçtikleri anlamları ile lütfen yanıt..!

    Yanıtla (1) (0)
  • Veysel / 01 Mart 2025 13:21

    Tan yerinin ağarmasından, güneşin batışına kadar geçen süre. (Siyam ve Saym)
    Üç ay gece, üç ay gündüz olan yerlerde yaşayan Müslümanlara Allah kolaylık versin.

    Yanıtla (1) (0)
  • H.B. / 02 Mart 2025 00:17

    Malezyalı astronot Dr. Şeyh Muzaffer Şükür uzayda namaz kılmıştı. Allahın rızasını kazanmak ana gaye ise zorluk veya bir engel yoktur. İstisnai durumlar kabilinden bu tür coğrafyalarda Hz. Peygamberin sünnetine göre günde kaç saat oruç tutuluyorsa o kadar saat oruç tutar bu insanlar. Tabii bu "Akıl*İman Sentezi"ne göre böyledir.

    Yanıtla (1) (0)
  • H.B. / 01 Mart 2025 23:57

    Özel bir aydır Ramazan,

    Allah rızasını kazan,

    Kıymetini bil fırsattır,

    At toksinlerini insan!

    *

    Ne toksinler var, bünyevi!

    Oruç, en etkin tedavi!

    Kul, günahtan geri kalmaz,

    Ne toksinler var, manevi!

    *

    Tövbe ve istiğfar için,

    Toplumda istikrar için,

    Eşsiz bir fırsat her kula,

    Kendine ölçü ayar için...

    Yanıtla (1) (1)
  • Abdullah Özbek / 01 Mart 2025 06:31

    Sayın ÇAĞIRICI,

    Bildiğiniz gibi Ramazan Ayı, terbiye açısından çok önemlidir.

    Özellikle, stratejik bir vergi olan ZEKÂT'ın ayrı bir yeri vardır. Kur'an'ın 9. Suresi olan Tevbe 103. âyete göre, Hz. Peygamber'e bunun alınması emredilmiştir. Yani zekât bir otorite tarafından alınır. Aynı surenin 60. âyetine göre de 8 sınıfa dağıtılır. Bu sınıfların tespit işini de yine bir otorite, çeşitli uzmanları vasıtasıyla gerçekleştirir.

    Konuyu ayrıca ele alırsanız, faydalı olacağı kanaatindeyim.

    Selamlar.

    Yanıtla (1) (3)
  • HAYRETI MUCIP / 01 Mart 2025 09:50

    Abdullah kardeş , aradan tam 14 asır geçti, bu kadar yolu geri mi gidelim yani !

    Yanıtla (3) (0)
  • H.B. / 02 Mart 2025 00:58

    O kadar yolu geri gitmeğe kalkarsan eğer,
    "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker" derler!

    Demek istediğim "Akıl*İman Sentez"idir Allah rızasına göre bizi HER ZAMAN & HER MEKANda, olması gerektiği gibi müslüman, eşref-i mahlukat kılacak olan & böylece gayri müslimlere rehber/örnek teşkil edecek olan. "Monkey see, Monkey do (maymun gördüğünü yapar) modunda yıpranır dururuz.

    Diğer taraftan, Hacı Bekir'in mantığına göre dünyada her devlet zekat veriyor denebilir (mi)?

    Yanıtla (0) (0)
  • Hacı Bekir / 01 Mart 2025 20:51

    06:31 Sn. Abdullah Özbek, sizin nitelikli vergi dediğiniz zekat ödemelerini Devlet Zekat adıyla değil ama çeşitli adlarla 101 çeşit vergi ile alıyor. Aldığı vergileri de kamu hizmeti için harcıyor. Bu harcamalar arasında zekâtın harcama alanlarının tamamı var. Yani vergi veren herkes malının da zekatını veriyor. Kelimelere takılmayın.

    Yanıtla (1) (0)
  • Okur / 01 Mart 2025 23:30

    Kendini aldatma. Zorunlu vergi dışında ne veriyorsun.

    Yanıtla (0) (0)
  • Burhan Kula / 01 Mart 2025 21:24

    Hayırlı Ramazanlar, inşaallah bu ramazan Adaletin Hakkın Hukukun geri döndüğü, mazlum ve mağdurların dertlerinin bittiği bir döneme vesile olur,

    Yanıtla (0) (0)
  • İbrahim Hanif / 01 Mart 2025 20:22

    Bir belediye başkanı düşünün ki, kendi şehrindeki sokak köpekleri aç ve barınaktan yoksun ve insanları evlerine iftariye almakta zorlanirken, milletin vergileri ve alinterini Muaviye'nin camisine halı döşemekle meşgul. Bu ne iki yüzlülük, bu ne curettir? İşiniz algı, tiynetiniz haram üzerine...

    Yanıtla (2) (0)
  • Erciyes / 01 Mart 2025 14:49

    Kıymetli Hocam, iyi niyetle dua ve temennilerde bulunuyorsunuz. Ama bunların gerçekleşmeyeceğinden emin olabilirsiniz. Çünkü bugüne kadar o duaların hiç biri kabul olmadı. Zira ayların ve günlerin bir kutsallığı yoktur ve olumlu-olumsuz hiç bir şeye vesile olamazlar. Her ne oluyorsa insanın eseri.

    Yanıtla (7) (1)
  • okur / 01 Mart 2025 19:56

    Temenni denilen şey çıkar da çıkmaz da. Başka bir şey olabilir. İnsanının çabası da, kim yaparsa yapsın fiili dua, çok önemli. o doğrultuda yaratı olabilir tabi. İnsan çok kudretli değil. Yuttuktan sonrakinden haberi olmaz örneğin. Her ne düşünürsen senin de tamamen veya kısmen yanılıyor olabileceğini düşünmen gerek. Gerisini getirebilirsin. en çok kişi için önemli birşey.

    Yanıtla (0) (0)
  • Emci / 01 Mart 2025 14:20

    Değerli hocam : ''Peygamber'in şefaatini kazanmaya vesile olur'' cümlenizden ne anlamalıyız ?
    O, hesap ve ceza günün de, şefaat yetkisinin, hiç kimsede olmadığını (hatta: şefaat diye bir şeyin olmadığını) tek yetkinin, Allah'ta olduğunu, duyup öğrenmiştim. Yoksa bu bilgim yanlış mı? Selâm ve saygılarımla...

    Yanıtla (3) (0)
  • okur / 01 Mart 2025 19:44

    derin bilgim yok. bunu ben de düşünmüştüm. ama önemli bir duaya baktım. peygamberin şefaatine kavuşmak da allahtan isteniyordu. bu bence olabilir. yani allah dilemesi ile, pegamber şefaatini de kısmet edebilir. kritik olan şey, herşeyi allahtan istemektir. peygamber de bir insan, bir kul sonuçta. allahın dilemediği neye aracı olabilir ki...

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 01 Mart 2025 07:33

    "Hoş geldin Ramazan" ifadesi bence yanlış.Bu, "Hoş geldin Hasan" demek gibi oluyor."Hoş geldin ya şehr-i Ramazan" demek lazım.

    Yanıtla (2) (3)
  • Hacı Bekir / 01 Mart 2025 14:23

    07.33. Karar Okuru "Hoş geldin Ramazan" ifadesi bence yanlış.Bu, "Hoş geldin Hasan" demek gibi oluyor."Hoş geldin ya şehr-i Ramazan" demek lazım." diyor. Doğru söylüyorsunuz da , doğrudan işin Türkçesini söylesek, "Hoş geldin Ramazan ayı desek" olmaz mı? Arapça kutsal dil mi, yoksa Türkçe kullanmak caiz değil mi?

    Yanıtla (7) (0)
  • Karar okuru / 01 Mart 2025 17:12

    "Hoş geldin Ramazan ayı" dense de tabii ki olur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Mürsel / 01 Mart 2025 16:26

    Ramazanımız mübarek olsun hocam.
    https://www.yeniasya.com.tr/risale-i-nur-dan/ramazan-i-serifte-ehl-i-iman-muntazam-bir-ordu-hukmunde_606896

    Yanıtla (1) (31)
  • OkuR / 01 Mart 2025 15:56

    100 bin lira maaş alan bir vekil 5 000 000 euroluk bir yat alıyorsa ve bunu da ülkeyi yönetenler normal birşey olarak görüyorsa,gelmemiştir o ramazan..

    Yanıtla (8) (1)
  • Deli Kurt / 01 Mart 2025 14:58

    İlçe milli eğitim müdürlerinin WhatsApp gruplarına atılan mesaj;



    Okul girişinin ve koridorların yıldız ve hilallerle süslenip süslenmesi, Ramazan Sokağı köşesi oluşturulması,

    Manilerle davul çalınması koridor ve sınıflarda dolaşılması .. Camileri ziyaret, teravihe teşvik , sınıf iftarları...

    Öğrenci ve velilerle hatim okunması-Kuranı kerim okunması .vs ..Bütün bu tavsiyeler güzel ve faydalı..bir de şayet bir gün büyüyüp de ihale komisyonu üyesi olursanız, fesat karıştırmamaları da ogretilse…

    Yanıtla (5) (1)
  • karar okuru / 01 Mart 2025 12:12

    Yanlış anlaşılmak istemem ama oruçla nefsini terbiye eden adam hiç görmedim. yani amaç nefis terbiyesi ise bu amaç oluşmuyor. tabi her insan inancının gereğini yapabilmeli. bunu istemeleri hakkı müminlerin. başkalarının da haklarına saygılı olmaları şartıyla.

    Yanıtla (0) (2)
  • Hacı Bekir / 01 Mart 2025 12:03

    Geçen yaz memlekette köşede oturmuş bir ihtiyar gördüm. Yanına oturdum, hal hatır sordum, anlattı: Kimimim kimsem yok, yalnızım, çiftçiydim, emekli değilim dedi. Kim bakıyor nasıl geçiniyorsun dedim anlattı; Devlet ihtiyarlık aylığı veriyor, hastane bedava, yemeğimi pişirip getiriyorlar, her hafta gelip yuyup yıkıyorlar, çok şükür, Allah Devlete Millete zeval vermesin dedi. Şimdi soru: Bu kişiye zekat düşer mi? Kazancının %35’ini, tükettiğim üründen %20 vergi veren bir kişiye zekat düşer mi?

    Yanıtla (2) (1)
  • Dogru Söyler / 01 Mart 2025 11:30

    Bence son Ramazanlar hicte hosgelmez oldulae, tabi dini bütün siyasetciler sayesinde, cünkü Ramazanlar sadece onlara hos geliyorlar

    Yanıtla (3) (0)
  • Cenk Cemil / 01 Mart 2025 10:56

    Bütün İslâm Alminin Ramazana kavuşmasını kutluyorum. Ve bu ay munasebetiylülkemezi de Rabbimizden, iki hayırdan birini ihsan etmesini niyaz ediyorum.

    Yanıtla (0) (1)
  • o aslan / 01 Mart 2025 10:56

    teşekkürler hocam,da gel gör ki insanlar tam tersine ramazan ayında nefsini terbiye edecek yerde daha çok yeme içme harcama hırsına düşüyor ,bunlari da ha ziyade de tasarufu savurganligi telkin edenlerin sofralarinda gɔruyoruz.

    Yanıtla (0) (0)
  • Dedem Korkut / 01 Mart 2025 10:47

    Ramazan'ın hususiyetlerini 1400 senedir nesilden nesile yaşayarak öğreniyor müslümanlar ... Oruç teravih zekât sadaka gibi ... Lâkin bir türlü vuzûha kavuşmayan bir husus var ki 1400 yıldır cevapsız kaldı, kalmaya da devam ediyor.. sual şu; " haram ve rüşvet yemek, orucu bozar mı bozmaz mı ?"... şayet bozar ise yöneticilerin kaçta kaçının orucu makbul olur ? bozmazsa mesele yok!..

    Yanıtla (1) (0)
  • canpolat / 01 Mart 2025 10:41

    Sen kalk saat 5 de 7 de yola çık o soğukta, aç sıkış tepiş, 8 saat çalış durmadan dinlenmeden, akşam eve gel akşam sekizde, yolda oruç aç, zeytinle metroda. Zaten bir yıl her ay açız, ramazanda aç olsak ne yazar, aç olmasak ne yazar.

    Yanıtla (5) (0)
  • Eylül / 01 Mart 2025 10:37

    Eyyam en Madudat. Sayıllı gün 3_9 gün arası Ramazân ay değil.ay olarak çevirmişler. Bu oruç varsa 3_9 arası. Ramazan meşhur sıcaklar.çevirin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Eylül / 01 Mart 2025 10:32

    Âyette siyam diyor. Toplu yapılması gereken bir eylemmi. Tutulan oruç kime ne faydası var. Allah'ın ihtiyacı yok. Yeme e içmeme değil gibi geliyor.

    Yanıtla (0) (0)
  • İnsan / 01 Mart 2025 00:43

    İnşallah bu yıl tv deki hocalar kul hakkının önemine dikkat çeken konuşmalar yaparlar.Namaz,oruç gibi ibadetler kişinin kendisini ilgilendirir.Ama kul hakkına girmek başka kişileri de ilgilendirir.Başkasının namazı,orucu bizi ilgilendirmez.Saygı ve hoşgörü dolu bir ramazan geçirmek umuduyla...

    Yanıtla (6) (0)
  • M.D. Edep.Edep.. / 01 Mart 2025 10:27

    Arkadaş olayı kul hakkına indirgemeyin.. Konu ve problem Adalet ve liyakati tesis etmektir.. Kul hakkı deyince milletin algısı sınırlı değerlendirmesi de yüzeyel kalıyor.. Kul hakkı dediğiniz şey adaletin küçük bir nüvesidir. Selam..

    Yanıtla (5) (2)
  • HAYRETI MUCIP / 01 Mart 2025 09:46

    Hocam , biz orucu , güneş battıktan bir kaç dakika sonra açıyoruz ; bulundugumuz yerdeki batı ufkunun yüksekliğine göre bu 10-15 dakikayı geçmez, güneş ufuk yüksekliğini aşıp bulundugumuz yatay düzlemi aştıktan sonra orucu açıyoruz.
    Buna göre oruca başlama zamanının da bunun tam
    simetriği olarak hesaplanması gerekirken çok farklı bir yöntem kullanılmakta , güneşin doğmasından 1,5 saat önce yeme içme kesilerek, oruca başlanmaktadır.
    Ben bunu doğru ve mantıklı bulmuyorum .

    Yanıtla (3) (0)
  • Erciyes / 01 Mart 2025 05:20

    Kıymetli Hocam, verdiğiniz bilgiler ve Orucun h. 2. yılda farz olduğu gerçeği ışığında şu soru akla geliyor: Ramazan ayının ismi İslam’dan önce farklı mıydı? Yoksa oruç, İslam öncesinde de Ramazan ayında tutulan bir ibadet miydi? Bilvesile ben de sizlere iyi Ramazanlar dilerim.

    Yanıtla (0) (0)
  • KARAR OKURU / 01 Mart 2025 04:50

    AİHM Yalçınkaya kararında kanunsuz suç olmaz dedi madde 7. Yalçınkaya gibi binlerce kişiye kanunsuz suç olmaz denilen gerekçelerle ceza verildi. Cuma günleri hutbede Nahl 90 derki "şüphesiz Allah adaleti iyiliği ve akrabaya bakmayı emreder." Anayasa 90 derki AİHM kararları bağlayıcıdır.

    Yanıtla (1) (0)
  • Ergün / 01 Mart 2025 00:43

    Başı rahmet,ortası mağfiret sonu günahlardan kurtuluş olan Ramazan ayı hoş geldi sefa getirdi.

    Yanıtla (4) (3)