Türkiye’nin beş önemli sorunu…

Türkiye’nin bana göre an itibarıyla önemli beş sorunu var. İlki hukukun üstünlüğünün siyasi nedenlerle ihlali, ikincisi ekonominin hatalı politikalarla rayından çıkmış olması, üçüncüsü PKK, dördüncüsü İsrail, sonuncusuysa tabii ki Amerika ile olanlar. Bunun dışında da sorunlar var ama çoğu bu kadar acil ve risk içerir mahiyette değil.

Neyse ki son dördünün çözüm ya da yönetiminde mesafe kaydedildi. Trump Amerikası Türkiye’ye daha yapıcı yaklaşmaya, bölgesel etkinliğinden yararlanmayı düşünmeye başladı. İsrail ile geçtiğimiz hafta Bakü’de çatışma olmaması için görüşüldü. DEM heyeti nihayet Cumhurbaşkanı Erdoğan’la buluştu. Ekonomi de atlattığı tüm badirelere rağmen “normalleşmeyi” sürdürdü.

Fakat hukukun üstünlüğü kapsamına giren insan hakları ve demokrasi açığımız maalesef büyüdü. Bu açığın yakın bir gelecekte kapanması, temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması -yanılıyor olmayı çok istemekle birlikte- pek mümkün görünmüyor. Dışarıda giderek devleşen, kronik sorunlarının çoğunu çözen veya yöneten Türkiye içeride cüceleşiyor, ebadına ve ağırlığına hiç yakışmayan şeyler yapıyor.

Yine de özellikle iki alanda atılan adımlar, çatışmadan kaçınmak amacıyla yapılanlar ve ciddiye alınabilecek sorunlarımız arasında olmasa da Ermenistan’la yakınlaşma, hepsinin ötesinde de Amerika ile ilişkilerin makulleşmesi bizim için önemli ve değerli. Umarım dendiği gibi Türkiye tekrar F-35 programına dahil olur fakat oldu diye de milli muharip uçak projesinden vazgeçmez.

Unutmayalım ki İsraille çatışmasızlığı konuşabiliyorsak, Katar’dan Somali’ye üslerimiz varsa, AB ad-hoc dahi olsa işbirliğini canlandırmanın yollarını arıyorsa, Kafkaslar’da statüko sarsıldıysa, Suriye’de bize yakın unsurlar iç savaşı kazandıysa, Libya’da dengeler karşımızdaki koalisyona rağmen değiştiyse, Ege’de istikrar korunabiliyorsa bu büyük ölçüde askeri alanda gösterdiğimiz performansın ve kazandığımız üstünlüğün sonucu.

Çoğumuz idrak etmese de Türkiye dünya ve kendi tarihinin çok ciddi bir dönüm noktasında yerini tayin ediyor ve konumunu belirliyor. Durumunu sarsma potansiyeli olan iki önemli aktörle de başarılı bir müzakere stratejisi izliyor. Amerika ile yakınlaşma bariz bir şekilde ilerliyor. İster liderleri arasındaki karşılıklı hayranlıktan, ister menfaat ortaklığından olsun Amerika Türkiye’yle normalleşmenin yollarını arıyor.

CAATSA yaptırımlarının kalkmasının, Türkiye’nin yeniden F-35 programına dahil olmasının, hepsinden önce de parasını ödeyip alamadığı uçaklarının teslim edilmesinin belli ki yöntemlerini bulmaya çalışıyor. Ayrıca İsrail’in teşvikiyle Türkiye’nin Suriye üstündeki hakimiyetini sorgulamaya niyetinin olmadığı da anlaşılıyor. Trump İsrail’e sorununuz varsa ben çözerim ama talebiniz makul olsun diyor.

İsrail de anlaşılan makul olmaya çalışıyor ki Suriye’de çatışma olmasın diye muhtemelen Amerika’nın teşviki ama Azerbaycan’ın teklifiyle Bakü’ye üst düzey bir heyet gönderip geçtiğimiz hafta Türkiye’den muhataplarıyla müzakerelere başlıyor. İki tarafın açıklamalarından anlaşıldığı kadarıyla henüz ortada somut bir sonuç yoksa da konu askeri koordinasyonun ötesinde.

İsrail Türkiye’nin Suriye’ye daha çok yerleşmesinden, üsler kurup hava savunmasını sağlaması olasılığından rahatsız. Türkiye de İsrail’in aklına gelen yeri vurmasından ve Suriye’yi parçalara ayırmayı hayal etmesinden. İki taraf anlaşabilirse sadece birbirlerine saldırmama, çatışmaya sürüklenmeme konusunda değil Suriye’nin geleceği ve aslına bakarsanız kendi ilişkilerinin geleceği üstünde anlaşacak.

Ben Bakü’de iyi bir başlangıç yapıldığı kanaatindeyim. Haklısınız, Filistin sorunu var olduğu, İsrail böylesine pervasız bir şekilde insan kıyımı gerçekleştiği sürece Türkiye ile olan ilişkilerinin rayına oturması zor. Ancak, İsrail’in Suriye’deki yeni gerçekliği idrak etmek için çaba harcaması, Türkiye ile çatışma potansiyelini ciddiye alması, kararlılığını anlaması önemli...

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
23 Yorum