Öcalan’ın çağrısını nasıl okumalı?
22 Ekim 2024 tarihinde Bahçeli’nin Öcalan’a yaptığı çağrı üzerinden 4 ay geçti. Bir dizi açık, kapalı görüşme, mektuplaşma sonrasında bu kez Öcalan PKK’ya bir çağrı yaptı. Çağrıda, silahlı mücadele döneminin bittiğini, örgütün silah bırakması, kendisini feshetmesi gerektiğini söylüyor ve bunun tarihi sorumluluğunu üzerine alıyordu.
Öcalan’ın açıklamasının önemli ve tarihi olduğu muhakkak.
Gelinen noktada, Kürt hareketinin ve Kürt meselesine ilişkin Türk siyasetinin kritik bir eşiğe geldiğini söylemek gerekir.
Öne çıkan iki husus bulunuyor.
İlki Kürt meselesinde, Kürt hareketinde büyük bir pist değişikliği, “silah yerine siyasete” doğru açılan kapılardır.
İkincisi Öcalan’ın ifadesiyle Kürt hareketinin kendi olmazsa olmazı ‘siyasi irade’ talebinden cayması, bunun yerini entegrasyon, demokrasi ve birlikte yaşama vurgusunun almasıdır.
Öcalan’ın mektubu bir dönüşüm gerekliği ve hamlesinin altını çiziyor.
Uluslararası ve bölgesel dinamikler siyasi hareketlere, durumlara, gelişmelere şekil verirler.
Irak da Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin anayasal bir nitelik kazanması Körfez savaşları sonrası oldu.
2000’li yılların başında Kürt hareketi ve Türk devletinin çatışmayı bitirme çabaları, Sovyetlerin çöküşü ve Soğuk Savaş sonrası temel hak ve özgürlüklerin zemin kazanmasından bağımsız bir durum değildi.
Son gelişmeleri getiren de Ortadoğu’daki denge değişiklikleri, Suriye’deki rejimin çökmesiyle bu ülkede ortaya çıkan kaçınılmaz bir yeniden yapılanma dalgasıdır.
Yeniden yapılanma çerçevesinde, örgüt için “erime”, devlet için “özerk Kürt bölgesi” tehdidi ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yeniden yapılanma dinamikleri, iki taraf bakımından da bir fırsatlar yaratmıştır.
Türkiye örgütün silah bırakması ve kendini feshetmesiyle ilgili uygun koşullar yakalarken, Öcalan da muhtemelen Kürt hareketinin ve siyasi varoluşunun mevcudiyetini siyaset yoluyla koruyabileceğini görmüş ve bir dönüşümün işaretini vermiştir.
Öcalan’ın açıklamasını bir önceki dönemin veri ve dengelerinden Kürt talepleri ve beklentilerinden hareketle değil, bunlara oranla değerlendirilmek daha yerinde olur.
Mevcut koşullarda örgütün Öcalan’ın çağrısına direneceğini sanmıyoruz. Bu noktada ana sorun mevcut silahlı yapının ne olacağı ve siyaset imkanlarıdır. Rojava’daki dengelerde doğal olarak bunu izler.
Nitekim, Salih Müslim ise dünkü çağrıdan hemen sonra yaptığı bir açıklamada “Öcalan'ın açıklamalarına katılıyoruz. Siyasi bir grup olarak faaliyet göstermemize izin verilirse silah bırakacağız” diyordu.
Siyaset veya dönüşüm iki alanda kimi gereklilikler üretir.
İlki Türkiye’de Kürtlerin ülke kök taleplerini siyasi yollarla ifade etmesi ve bunun önündeki engellerin kalkmasıdır.
İkincisi Kürt hareketinin Rojava’da bir yaşam alanı bulmasını, bu çerçevede bir alan paylaşımına müsaade edilmesidir.
Öcalan’ın çağrısı etrafında Kürt hareketi muhtemelen yeni koşullara uyum sağlayacaktır. Şu aşamada ana soru, devletin bu koşullara uyum sağlayıp sağlamayacağı, niyeti, olup olmadığını bilmediğimiz yol haritasıdır.
Elbette Kürt sorunu esas olarak olduğu yerde durmaktadır.
İçinde bulunduğumuz aşama bu sorunun ele alınma biçimi ve araçlarıyla ilgilidir
Ülke içinde siyasetin yapmanın yavaş yavaş koşulları oluşturulur ve Suriye’de siyasi oluşumlara set çekilmezse, Türkiye, Kürt hareketi, tüm Ortadoğu’daki Kürtler yeni bir döneme girebilir.
Özgür Özel, dün geç saatlerde milliyetçi tepkileri besleyecek, yürüyen bir süreci bulandıracak bir açıklama yaparak, “İmralı’yla 1 yılı aşkın süredir bir müzakere yapıldığı, görüşmelere birisi tam yetkili 4 kişilik bir heyet eşlik ettiğini, AYM'nin bir üyesi, Yargıtay'dan üyeler, yüksek hakimlerin bulunduğu 20'nin üzerinde hukukçudan oluşan bir masa bir yerde çalışma yapıldığını” söyledi. İddialar doğruysa yukarıda yazılanlar daha somut bir anlam kazanmış olacaktır.















Umarım kalıcı bir bir barış sağlanır ve Türkiye gerçek bir hukuk devleti olur.
Yanıtla (0) (0)Saatler ilerledikçe, sözde şartsız olan açıklamanın, şartları olduğu ortaya dökülmeye başladı bile. Şimdiden talepler sıralanmaya başladı bile. İşte böyle okunacak. Bu maymunlar sirki, burada bitmiştir.
Yanıtla (0) (0)Peki bu adamlar ne istiyor. Hiç birşey istemeden tamam dediğiniz gibi olsun mu dediler. Hiç birşey vermeden Erdoğan zafer mi kazandı. Yoksa turp heybede mi
Yanıtla (0) (0)Önemli olan barış ve barışta mutabakat. Barış olmalı ve barış geniş kesimlerce sahiplenilmeli, bir kültür olmalı. Türk, Kürt kardeştir. Binlerce yıldır !
Yanıtla (0) (0)“Şimdi aynı ruh ve inançla söz konusu tarihi kazanımları yeni bir mücadele sürecine taşıyoruz. "
Yanıtla (2) (0)"...bugünden geçerli olmak üzere ateşkes ilan ediyoruz. Üzerine saldırı olmadıkça hiçbir gücümüz silahlı eylem yapmayacaktır”
Beyanatın ukdesi bu mu? Silah bırakma değil ateşkes ve şartlı; saldırı olmadıkça/ Rojova sağlamlaşıncaya kadar!
Rahmetli ÜLKÜdaşım Ozan Arif'in şiiri:"İmralı'dan o teroris çıkarsada şaşmayın./ onu meclise sokarsa da şaşmayın./Şehitlerin öcünü almaktan caydı bunlar,/Devletin kaderini elinde tutanbeyler/Hiç evlat verdiniz mi? /Bağrınız yandı mı hiç?/Askerdeki oğlunuz tabutta döndü mü hiç?/Hiç acı çektiniz mi yürekler yardıracak/Bahane de hazır analar ağlamasın/ Yahu bizim ki ağlamış, onun ki de ağlasın/Salmayın bunları asın bunları asın/38 bin..AskerPolis, Öğretmen, bebeğe kıydı bunlar.TeröredeLÂNET olsun
Yanıtla (12) (5)06 ank. Sen hiç kaygılanma bebek katili terörist başı hiç bir zaman siyaset yapamaz ve ceza evinden çıkamaz belki ev hapsi olabilir ömür boyuda siyaset yasağı olur. Senin dediğin gibi serbest olsa bile onu bir saat yaşatmazlar.
Yanıtla (1) (2)Aklı başında olanlar Ukrayna başkanına bakıp ibret olarak yeter..Türkiye Cumhuriyeti güçlü ve birlik içinde olmalı..apo'nun açıklaması yerinde ve bir an önce amasız,mamasız,lakinsiz,fakatsız Birlik olmanın sarsılmaz temelleri oluşturulmalı..Dunya iyiye gitmiyor..!.......
Yanıtla (9) (4)Sadece Ukrayna değil ortadoğu Kürt hareketine de aynı hatırlatmayı yapalım! Hatta Ermeni olaylarını da.
Yanıtla (2) (1)“ Halbuki, hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatiyle, ecnebilerin planlarıyla yükseltilebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. Tarihte, böyle bir olay yaratmaya kalkışanlar, zehirli sonuçlarla karşılaşmışlardır”
M.K. Atatürk
Bu çağrı da okunan metnin içeriği Türk toplumunda bir karşıtlık ve rahatsizlik yaratmamasi üzerine ince hazırlanmış.. ancak arka planda başka bir mutabakatin olduğu kesin..Buda karşılıklı adımların atılması ile ilerleyecek..Bu kadar politikleşen Kürtler bu saatten sonra sofradan eli boş kalkmayacaktir...Öcalanin bu tavrı Bahceliyi bir adım daha öteye götürmek ve Iktidara "ne istedinizde söylemedim, hadi sıra sizde" deyip ortadoğu Kürt politikasinda ABD ve İsrail in elini güçlendirmektir..
Yanıtla (8) (0)Öyle bir hukuk oluşturalım ki başta medeniyet cografyamizdakiler olmak üzere tüm insanlar kendilerini yurdumuzda öz vatanında hissetsin.
Yanıtla (9) (1)Yazarın kürt sorunu olduğu yerde duruyor derken bahsettiği kürt sorunu tam olarak nedir? kürtlerin nihai amacı türkiyeden toprak alarak ayrılmaları mıdır ?
Yanıtla (13) (1)PKK alacağını aldı. Beş on yıl içinde Suriye de yapılanmasını tamamlar. Onların tek derdi Fırat'ın doğusu idi. Türk Ordusu istese tüm Suriye yi bir günde işgal edebilirdi. ABD istihbaratı Kürtler adına büyük iş yaptı. Barış nutuklarının arkasında Orduyu oyalama olayı soğutma vardı istedikleri gibi oldu.
Yanıtla (11) (5)TEZKERE ye niçin HAYIR dedi peki?
Yanıtla (2) (4)Bu işlerin sonunda kabak İranın başında patlar
Yanıtla (0) (0)Bizim yazarlarımız Ankara, Çankaya’ da İstanbul, Taksime gidecek vapur beklemeyi severler. Öcalan teslim edildiği gün “yardımcı olabilirim” demişti ve daha önce de silah bırakma çağrısı yapmıştı. İşin özü şu ki iktidar siyasi menfaat, DEM de Öcalan’ın çıkarma dersinde. Bu sahneleri çok gördük Dolmabahçede de. Oysa konu top yekün bir hukuk ve demokratik zemin konusunda anlaşmaktır yoksa feodal kültürün iki tarafı arasında göstermelik al-ver görüşmesi değil ve arka planı da karanlık!
Yanıtla (11) (2)Demirtaşın mesajı daha etkiliydi. Sanırım apo liderlikten çoktan düşmüş.
Yanıtla (5) (0)