Zararına alışlar, iflasına satışlar

Kulüplerin en büyük gider kalemi, kuşkusuz transferler… Yaz dönemindeki fütursuz harcamaların etkisi, kış transfer sezonuna kadar sürüyor…

Kesin ihtiyaç tespiti yapılmadan, neredeyse her mevkiye, tutar veya tutmaz, adam alınıyor… Sonra da ilkyarı sonuna gelindiğinde bir kaç mevki dışında gelenlerin bir işe yaramadığı anlaşılınca bu sefer yeni bir operasyon başlıyor…

Fazlalık oyuncuları elden çıkarabilmek ve belli mevkileri boşaltıp yenilerini alabilmek için büyük bir çaba harcanıyor…

***

Aslında dışarda piyasası olmadığı için gidebilecek kapısı olmayan, veya bu paraları Türk takımlarından başka verecek bir ekip bulamayan futbolcular, kalmak için direniyor….

Neticede ya yüklü bir tazminat verilerek gönderiliyor veya eldeki oyunculara vaat edilen paralar, sözleşmede yazıldığı gibi ödemeye devam edilerek başka bir kulübe kiralanıyor…

Kiralık olarak gittiği kulüp formasıyla, malı olduğu ve parasını aldığı takıma gol atıyor, puan veya puanlar kaybına sebep oluyor…

Bu da hem dikkat çekiyor, hem de taraftarının haklı tepkisine sebep oluyor…

***

Mesela geçtiğimiz sezonun şampiyonu Trabzonspor’un aldığı sayısız oyuncudan bazıları elden çıkarılamadığı için başka kulüplerde forma giyiyor…

Belki Bordo-Mavili takım onlardan yararlanamadı ama gittikleri takımlardaki performanslarıyla Trabzonspor’a karşı aslan kesiliyorlar…

Bu da doğal. Ya kendini gösterip “yeniden dönebilir miyim”in hesabını yapıyor veya, harcandığını düşünerek intikam alıyor…

***

Diyeceksiniz ki, bunlardan verim alamayan Karadeniz ekibinin, yeni gelenlerden aldığı performans daha mı iyi?…

Asla, buna da evet diyemiyoruz, gelen gideni aratıyor… Bu da gerçekten sadece Trabzonspor’un değil, pek çok kulübümüzün yanlışlıkları…

SÖRLOTH VE GELEN GİDENİ ARATIYOR DÜZENİ

Çok basit bir örnek santrfor mevkii… 3 yıl önce gelen Norveçli Alexander Sörloth, o kadar başarılı oldu ki, hala unutulamadı…

Ligde gol kralı olan ve sonra da Alman Leipzig’e giden Sörloth, cidden aranıyor…

Gerçi yerine gelen Danimarkalı Cornelius, Sörloth kadar olmasa da attığı gollerle, şampiyonlukta önemli rol oynadı…

Ancak Trabzonspor, onu da elde tutamadı, sattı…

***

Yerine de Süper Lig’in gol kralı Kasımpaşa’lı Umut Bozok, getirildi…

İlk planda itiraz edilmeyebilirdi, üstelik de yerli statüsündeydi ancak evdeki hesap çarşıya uymadı…

Umut, bekleneni henüz veremedi ve o da Cornelius’u arattı…

Şampiyonluk için “bir atan, bir tutan”ı çok iyi olması gereken takım da haliyle hücum hattında büyük zaaflar yaşıyor…

***

Sadece santrfor mevkiinde bile bu kadar eksikler yaşanınca, varın diğer mevkilerdeki aksaklıkları siz düşünün…

Gelen oyunculardan çoğu eleştiriliyor… Gidenlerden bazıları, özellikle de Nwakaeme çok aranıyor…

Belki alınanlardan bazıları sonradan formunu yükseltip takıma faydalı olabilecek…

Ancak camianın beklemeye tahammülü yok… Eleştirilerin dozu çok yükseliyor…

UĞURCAN, YUSUF VE ABDÜLKADİR’DEN SONRA…

Şampiyonlar Ligi hayalleri gerçekleşmeyince büyük yıkım yaşayan camia, bir de zirve mücadelesinde geri kalmaktan korkuyor…

Haliyle yönetim de yeniden ara transfere yönelebilir ve kulübü yeni borçlarla iyice batağa sürükleyebilir…

***

Aslında yapılması gereken öz kaynakta var olan pek çok yeteneği, A Takım’a çıkarıp şans vermek…

Uğurcan Çakır, Yusuf Yazıcı, Abdülkadir Ömür gibi yeni yıldızlar kazanabilir…

Bu oyunculardan sonra da yeni bir yıldız, piyasaya süremedi, Karadeniz ekibi…

***

Ajax’a giden Ahmetcan Kaplan’ı düşünün… Biraz da zorunluluktan verilen şansı çok iyi kullanıp Trabzonspor’a 10 milyon Euro kazandırarak bir dünya devine gitti…

Böyle futbolcular Trabzon’da oldukça fazla, yeter ki şans verilsin…

Yoksa yeniden transfere yönelmek asla çözüm değil ve bunun da sonu yok… Alın gençleri, hem takır takır futbol oynasın, hem de kulübe para kazandırsın…

***

Bütün bu değerlendirmeyi diğer kulüplerimize adapte edin, bir kaçı hariç, aynı sonucu alacaksınız…

Anlayış da aynı, uygulayış da… Sebepler de aynı, sonuçlar da…

Bakın Trabzonspor, hala gelir giderini bile SPK’ya bildirememiş, ay sonuna kadar müsaade almıştı… Nasıl bir sonuçla karşılaşacağımızı merak ediyoruz, doğrusu…

F. BAHÇE KÂRDA, YA DİĞERLERİ?

Bu sezona çok iyi başlayan ve uzun bir süre lige damgasını vuran F.Bahçe, daha sonra inişe geçmiş ve yerini 9 maçlık bir seri yakalayarak G.Saray’a kaptırmıştı…

Ancak F.Bahçe mali tabloya bakıldığında ligin gerçek lideri durumunda…

Üç Büyükler’den sadece F.Bahçe “kar” etti… G.Saray ve Beşiktaş’ın karnesinde zarar var…

***

Fenerbahçe 277 milyon 652 bin 551 TL kâr açıklarken, Galatasaray 250 milyon 529 bin 355 TL, Beşiktaş ise 52 milyon 233 bin 731 zarar etti.

Geçen sezonun aynı dönemine göre Fenerbahçe yüzde 73, Beşiktaş yüzde 15 ve Galatasaray yüzde 3 oranında faaliyet gelirini arttırdı.

Trabzonspor, bildirim yapmak için Sermaye Piyasası Kurulu’ndan 30 Ocak’a kadar ek süre almıştı….

***

Böylece Fenerbahçe, 4 büyük kulüp içinde kâr açıklayan tek kulüp olmuştu..

Bu da mali açıdan gittikçe kötüye giden kulüplerimiz içinde en iyi fotoğrafı temsil ediyor….

İnşallah kış döneminde tabloyu daha da eksiye götürecek yeni gelişmeler yaşanmaz…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum