Kime ne faydası var?

Yöneticilerimiz yine boş durmuyor, gerdikçe geriyorlar… Ligin havasını bozuyor, sporumuzu ciddi anlamda yoruyorlar…

Taraftarlarını tahrik ediyor, hakemler ve TFF’nin üzerine salıyorlar… Şampiyonluk uğruna her şeyi mubah görüyorlar…

Ligin sıhhatine zarar veriyor, barışı hançerliyorlar… Aslında çok da yanlış yapıyorlar…

***

Halbuki o kulüplerimiz, Pandemi sürecinde taraftarsız geçen dönemde tansiyonu düşürmüş, özellikle deprem felaketindeki büyük barışı insaa edecek ciddi adımlar atmışlardı…

Türkiye’miz bir anda sevgi ve dostluk atmosferine dönüşmüş, tarihte görülmemiş bir birlik beraberlik sürecini yaşıyordu…

Bütün başkanlar, Trabzonspor’un Avrupa maçında buluşmuş, benzeri adımlar F. Bahçe ve Beşiktaş’ın müsabakalarında da devam etmişti….

***

Yıllardır birikmiş öfkeyi boşaltmak, kini yok etmek, gerilimi tarihten silmek fırsatı yakalanmışken, geciken bütün reformları da hayata geçirmenin yolu açılmıştı…

Kulüpler Birliği ve Futbol Federasyonu’nun elele vererek Türk futbolunu geleceğe taşıyacak, borçları azaltıp gelirleri artıracak tedbirleri hayata geçirmek fırsatı doğmuştu…

Avrupa’nın en yaşlı ligini gençleştirecek, en çok yabancıyı azaltacak, en az yerli oynatan organizasyonu değiştirip gençlerimizi sahaya sürecek, kaliteyi artırıp seyir zevki yüksek bir ligi vizyona koymak mümkün hale gelecekti…

***

Çürük transferlerin yerine ışıl ışıl parlayan gençlerimizin önü açılacak, tüketen değil, üreten bir Türkiye vizyona konacaktı…

Yönetici yetiştiren, hocaları eğiten, öz kaynağı tam randımanlı işleten bir futbol ülkesi olacaktık…

Bütün bu beklentiler kursağımızda kaldı… Eski alışkanlıklar, yeni anlayışa galebe çalmış ve kavgacı tayfa yine sahneye dönmüştü…

Dostluk için felaket mi yaşamalı?

Türkiye, bırakın eski sorunları çözmeyi, sezon sonuna da, yeni halkalar ekleyerek giriyor...

Liglerin bitimine az bir süre kala, hakem tartışmaları kaldığı yerden, üstelik de artarak devam ediyor...

Milli Takım’ımızın istenen seviyede olamayışı, nispeten iyi bir sezon yaşayan Avrupa Kupaları’ndaki takımlarımızın elenişi, elbette üzüntü verici oldu…

***

Özellikle lider G. Saray ve ikinci F. Bahçe arasındaki gerilimin tırmandırılması, başkanların ve yöneticilerin demeçleri, kan davasını daha da körükleyecek gibi...

Yıllardır devam eden yanlış transfer politikasının etkisi, bütün kulüplerimizi etkiliyor ve dolu dizgin devam ediyor...

Yanlışlarda gaza basan, doğrularda freni kullanan bir yapı, Türk futbolunu uçuruma doğru götürüyor

Ne olaylardan bir ders alınıyor, ne de yaşananlardan ibret...

Son sürat şarampole doğru yuvarlanıyoruz...

G. SARAY VE F. BAHÇE YÖNETİMLERİ YANLIŞ YAPIYOR

Bugün, “Yeni bir sayfa açalım, birikmiş sorunlarımızı çözelim, sporun, özellikle de futbolun bütün unsurları bir araya gelip birlik beraberlik içinde, karşılıklı anlayışa dayalı, sevgi ve saygı sınırlarını koruyarak, hoşgörüyü en üst seviyeye çıkararak yeni bir dünya kuralım” diye çağrı yapacaktık ama kursağımızda kaldı...

***

MHK’da başkan değişikliğine gidildi ve Prof. Lale Orta ve ekibi göreve getirildi ama hiçbir şey değişmedi...

Daha ilk haftadan itibaren yine hakemlerle ilgili şikayetler, tek taraflı, çok taraflı, kaldığı yerden devam etti...

Kendi isabetsiz transferlerini ve başarısızlıklarını görmeden “Hakemler de insandır, hata yapabilir” anlayışı yerine, bütün suçu düdüklere yükleyen bir yargının devam edeceğini de gördük...

***

Ligin sonlarına gelinen haftalarda, transferlerdeki yanlışlıklar ortaya çıktığında, taraftarın protestosu yükseldiğinde, çaresiz kalan yöneticilerimiz hakemlere yüklendiğinde, tek çare sabah akşam yatıp kalkıp hakemlere yükleniyoruz…...

TFF ÇÖZÜM ÜRETMEKTE ZORLANIYOR

Halbuki en az hakemler kadar tartışmamız ve bir an önce çözmemiz icap eden o kadar çok taraf var ki, yine hiçbir sorunla yüzleşemedik, hiçbirine başlayamadık...

Her sezon durmayan demeçler savaşı, sezon sonunda yoğunlaşıyor... Birbirlerine ağır ithamlar, eleştiriler ve bombardıman, başta Futbol Federasyonu olmak üzere, pek çok kurumu hedef alıyor...

Federasyon, zamanında tedbir alsa veya ilk kıvılcımda müdahil olsa, belki karşılıklı demeçleşme olmayacak ve olaylar büyümeden önlenecek... Ancak geciken adalet, adalet değildir prensibi doğrulanıyor ve kaos bitmiyor…

Tek yapılan ise suç unsuru oluşunca disipline sevk etmek, cezalandırma yöntemini benimsemek... Onun da çözüm olmadığı tecrübelerle sabit...

2023-24 SEZONUNU PLANLAYIN

Hala düzeltilemeyen ve muhtemelen de 2023-24 sezonunda da aynen devam edecek transfer politikasına bakın Allah aşkına... Ne ellerde bir kriter var, ne de zamanı kullanma becerisi...

Önce bütçe onaylanır, eksik mevkiler tespit edilir, alınacak isimler önceden alternatifli olarak belirlenir, kamp başlamadan transferler yapılır...

Kadrolar şekillenir, sakatlık veya olağanüstü bir durum olursa da transferin bitiş tarihine kadar giderilir...

Adalet duygusu zedelenmez, hoca ve yönetimlerin haksızlıkları sorgulanmaz...

***

Yurt dışına giden dövizlere mi yanarsın, alınan üçüncü sınıf oyuncuya ödenen birinci sınıf paralara mı yanarsın, kulüplerin bozulan mali yapısına mı, milli servetin çarçur edilmesine mi, forma şansı bulamayan Türk gençlerinin fırsat bulamamasına ve heba olmasına mı...

Ne umuyorduk, ne bulduk, yeni bir sayfa açmayı beklerken, kavga ve kaosun hüküm sürdüğü, şiddeti çağrıştıran demeçlerin kirlettiği sayfalarda huzur arayıp, istikrar karalıyoruz...

Tek takım şampiyon oluyor, diğerleri seneyi bekliyor. Futbolun kuralı bu… Anlayın artık. Size düşen iyiyi, en iyiyi yapmak…

Doğruları yapmak varken, yanlışta ısrarın kime ne faydası var?...

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum