Ahmet Suat Özyazıcı futbol sezonu
Önce Futbol Federasyonu’na çağrımızı yapalım…
Süper Lig’in kalan maçları için adı “Ahmet Suat Özyazıcı Futbol Sezonu” ilan edin… Ve bu sezonu da depremzedelere adayın…
Süleyman Seba ile başlayıp İlhan Cavcav, Turgay Şeren ile devam eden geçen yıl da Ahmet Çalık olarak tamamlanan ligin bu sezonki adı da Ahmet Suat Hoca’ya yakışır… Hiç kimse de itiraz etmez…
Kariyerse kariyer, örnek insan, büyük karakter, mütevazı duruş, her şeyiyle en layık isimlerin başında…
***
Bir adam düşünün bütün dünyanın gözleri önünde, nakış nakış işlediği ve fırtınalar estirerek lig şampiyonu yaptığı bir takımın hocası, ancak o sanki sıradan bir iş yapmış gibi soğukkanlı ve mütevazı…
Ne hava, ne gurur, ne kibir… Üstelik de evinden dükkanına, antrenmana, Trabzon Şehir Stadı’na, oradan da yeniden halkın arasına ve çay sohbetine…
“Bütün kupaları topladığı bir sezondan sonra “Alacak başka kupa kalmadığı için özür dileriz” diye de ince ince bir espri yapıyor…
***
Bir kulüp veya takımı rencide eden bir söz, sert bir demeç hiç vermemiş, hep espriyle futbol oyununa eğlence katmıştır…
Zamanın Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, danışmanlık teklif ediyor…
Gidip bir süre görev yaptıktan sonra “Bu iş bana göre değil” deyip özlediği mahallesine, dostlarına dönüyor…
İÇERİDE F.BAHÇE, DIŞARIDA LİVERPOOL
Trabzonspor’la aynı dönem İngiltere Şampiyonu olan ve Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanıncaya kadar final dahil, bütün maçlarında farklı skorlar elde eden devler karması dünyanın 1 numaralı takımı Liverpool’ü 1-0 yeniyor, sanki normal bir günmüş gibi davranıyor…
Hem milli, hem de takım maçlarında hiç yenemediğimiz İtalyanlar’ın yıldızlar topluluğu şampiyonu İnter’i 1-0 yenerken de daha maç sonu sevincini yaşamadan, oyuncularıyla sarmaş dolaş olmadan ikindi namazını yetiştirmek için kollarını sıvamış abdeste koşuyor…
Tam bir medya ordusuyla gelen İtalyan gazeteciler demeç alacağı büyük başarının mimarı hocanın namazını bitirmesini bekliyor…
***
O yıllar, Milli Takım’ın averaj takımı olduğu, diğer takımlarımızın genelde rakiplerinden iki maçta da fark yediği yıllar…
Milli Takım’ın 2 maçta 4-0 ve 3-0 yenildiği Kiev’den oluşan Sovyetler Birliği’nin şampiyonu Dinamo Kiev’i, hakem kararıyla 0-1 ve 1-1’lik skorla elinden kaçırıyor.
Zamanın Federasyon Başkanı Yılmaz Tokatlı, “Bu mücadele ruhunun Milli Takım’a da yansımasını diliyorum” diyordu…
TRABZONSPOR’U BÜYÜTEREK BÜYÜDÜLER
Şenol-Turgay, Necati, Kadir, Cemil-Ali Yavuz, Bekir, Hüseyin- Ali Kemal, Necmi, Mehmet Cemil (Ahmet)…
Trabzonspor’un İstanbul efsanesini yıkıp şampiyonluğu Anadolu’ya taşıdığı kadro bu…
Başında da Teknik Direktör Ahmet Suat Özyazıcı vardı… Tabii Kulüp Başkanı da Şamil Ekinci…
***
Ahmet Suat Özyazıcı, sadece bir teknik direktör değil, bir büyük hareketin temeltaşıdır, lideridir…
Trabzonspor’un kuruluşunun teminatı, birlik beraberliğinin öncüsü, ihtilafların çözüm odağıdır…
İdmanocağı-İdmangücü arasındaki tatlı rekabetten yansıyan çekişmeyi, daha futbolcuyken tatlı bir şekilde çözüp gidişatı belirleyen isimdir…
***
Çok teknik bir futbolcu olarak o kadar dikkat çekmesine ve Gündüz Kılıç tarafından G.Saray’a getirilmesine rağmen sanki bir büyük devin doğuşunun mimarı olacakmış gibi “Memleketimi özledim” diyerek geri dönmüş…
Ve kolları sıvayarak önce futbolcu olarak mücadelesini vermiş, sonra da eşofmanını kuşanıp sahaya inmiş…
Meğer yapacağı Anadolu İhtilali’nin hazırlıklarını yapıyormuş…
Dışardan yapılan transferlere son verip Faroz’dan Sotka’dan, mahalle ve çevre ilçelerden derlediği yetenekli gençleri göreve çağırarak sahaya sürmüş ve onlardan birer yıldızlar ordusu çıkarmış…
***
Trabzonspor kendi hikayesini yazarken aynı zamanda dünya yıldızlarıyla kıyaslanan büyük futbolcularla hem Milli Takım’ı abad etmiş, hem de Avrupa Kupaları’nda en başarılı Türk takımı Trabzonspor’u piyasaya sürmüş…
Kalesinde 1112 dakika gole geçit vermeyen Şenol Güneş, 1142 dakika ile en uzun süre dünya gol yememe rekorunu elinde bulunduran Juventus ve İtalya’nın ünlü kalecisi Dino Zoff’la kıyaslanmıştı…
***
Ali Kemal Denizci, dönemin dünyada en iyi futbolcusu seçilen Liverpool’lu, İngiliz Kevin Keegan’la mukayese edilmişti…
Her bir futbolcunun ayrı bir hikayesi vardı…
Eski futbolcu, başkan ve bakan Faruk Özak’ın anlatımıyla daha dünyada adı sanı tanımı yokken kıvrak zekasıyla Necati-Kadir ikilisini tandem oynatmıştı…
Ünlü orta saha oyuncularından Serdar Bali de “Hocamız, biraz çaba harcasa, teknik direktör olmayı denese, bu başarılarla dünyanın önemli takımlarını çalıştırabilirdi” diyor…
***
Türk sporunda bir dönem daha kapandı.
Ahmet Suat Özyazıcı’ya Allah’tan rahmet, ailesine, Trabzonspor camiasına ve Türk futboluna başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun…
MİLLİ GÖRÜŞ, DEVRİMCİ, ÜLKÜCÜ HERKESİN SESİ
Bir şeyler değil, Trabzon’da her şey oluyor… Derviş ruhlu bir filozof kurulu düzene çomak sokmuş ve bütün Türkiye’de her bölgeden her düşünceden insanı etkiliyor, Bordo-Mavili taraftar yapıyordu…
Ezilmiş, horlanmış, dışlanmış olanlar da, okumuş elitler de etkileniyor… Sağcısı da, solcusu da, İslamcısı da, Sosyalisti de, Ülkücüsü de, Laz’ı da, Kürdü de, Alevisi, Sünnisi de kendinden bir şeyler buluyordu…
Çoğu defa teknik direktörleri de, futbolcularından bazıları da yabancı olan ithalatçı zengin İstanbul büyüklerine karşı hocası da, futbolcusu da yerli olan parası az Trabzonspor, ortalığı kasıp kavuruyordu…
***
Milli Gazete Başyazarı Sadık Albayrak, her şeyi yerli Trabzonspor’u “Milli Görüş” takımı olarak vasıflandırırken, Mersin Mut doğumlu devrimci Musa Eroğlu da “Trabzonspor bir başkaldırıdır” diyordu…
Şair İsmet Özel “Trabzonspor, taşralı olmaktan gelen ezikliğin, merkez karşısında ikinci derecede veya gölgede bırakılmış olmaktan sıyrılmak isteyen kompleksli yaranma tutumunun değil, otantik inisiyatifin sembolüdür” tanımını yapıyordu.
***
Dünyanın özellikle de Avrupa’nın belli başlı ülkelerinden ünlü gazeteciler geliyor ve bu küçük şehirden çıkan büyük başarıları anlamaya, şehri ve insanını tanımaya, ülkesinde tanıtmaya çalışıyor…
Tamamen kendi yöresinden, kendi gençlerinden oluşturduğu takımla Türkiye’de kupalara ambargo koyan ve Avrupa’da da devleri deviren bu takımı anlamaya çalışıyor…
Avrupa gazete, dergi ve televizyonları Trabzon’u, Trabzonspor’u, hocası ve futbolcularını tanıtıyor…