TRT’den ahlaki açıklama

Önceki yazılarımda sıklıkla Türkiye’de kurumların ciddiyetini kaybettiğini yazmıştım. Bakanlıklardan örnek vermiştim ama genel olarak tüm kamu kurumlarında liyakatsizlik ve yozlaşma görülebiliyor demiştim.

Bu bilgi cepte kalsın.

Geçen haftanın en çok konuşulan konularından biri dünyanın en iyi takımı olan Kadın Voleybol Milli Takımımızın ekonomi sınıfında Amerika’ya müsabaka oynamaya gittiği günlerde Ulaştırma Bakanı’nın özel jet kullanmasıydı.

Filenin Sultanları inanılmaz bir performansla Sırbistan, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri’ni mağlup ettiler. Ama maalesef Türkiye kamuoyu sportif başarıdan ziyade maç yayını esnasındaki bir taraftar çekiminde Türk bayrağı taşıyan bir kadın seyircinin memesinin görünmesini konuşmaya başladı.

Aman Allah’ım milyonların ahlakı bozuldu.

Herkes soğuk soğuk terledi. Düşünsenize TRT’de meme görünmüştü.

Devlet kurumu da hemen açıklama yapma gereği duydu.

“Dün gece, A Milli Kadın Voleybol Takımızın ev sahibi ABD ile oynadığı

karşılaşmada canlı yayınında ekranlara istenmeyen bir görüntü gelmiştir.

Bu rahatsız edici durum, farklı mecralarda kurumumuz ile ilişkilendirilmiştir. Kamuoyunun bilmesini isteriz ki, maçın çekimlerini ev sahibi ABD'li yayın kuruluşu gerçekleştirmiştir.”

Şaka gibi. Koskoca TRT meme açıklaması yapıyor.

Emeklilerin kan ağladığı, tarihin en büyük ekonomik krizinin yaşandığı dönemde yönetim kurulu üyelerinin 2.5 milyon TL huzur hakkı alması hakkında bir açıklama yapmayan TRT yanlışlıkla görünen bir kadın memesi hakkında açıklama yapma gereği duyuyor.

TRT yayın politikasında çoktan şeriata geçti de bizim mi haberimi yok?

Sevgili okuyucularım bu açıklamanın muhafazakar perspektifle de bir ilgisi yok nitekim zaten herkes görüntüdeki olayın bilinçli olarak gerçekleşmediğini ve görüntülerin bilinçli olarak yayına verilmediğinin farkında.

Bir devlet kanalı böyle bir olay için açıklama bile yapmamalı.

Daha geçtiğimiz özel bir kanala çıkan bir adamın üvey kızlarını istismar ettiğini canlı yayında öğrendik. Yeteri kadar iğrenç değilmiş gibi bu adamın Avustralya’da öz çocuklarını da istismar ettiğini sabah saatlerinde ana akım televizyon kanallarından birinde gördük.

Asıl ahlaksızlık bu gibi yayınlar. Bunlar televizyon yayını konusu değil, polisin devreye girdiği adli konular olmalı.

Ülkede çivisi çıkmayan tek şey voleybol takımımızın performansı kalmışken, bu başarıların TRT’nin kadın memesinden ibaret ahlaki normlarının gölgesinde kalmasına şahsen izin vermeyeceğim.

TRT bu ekonomik krizde 9 kişiye 2,5 milyon TL huzur hakkı verirken utanmıyor da köşe boyunca meme yazdım diye ben mi utanacağım?

JOSE MOURINHO

Yazılarımı takip edenler zaman zaman Fenerbahçe’ye olan sevgimi bilirler. Dolayısıyla Jose Mourinho’nun gelişiyle alakalı hemen bir şeyler yazacağımı düşünenler de çok oldu.

Hatta bir kaç arkadaşım, “hayırdır niye bir şey yazmadın” diye telefon açtılar.

Jose Mourinho haberlerinin tadını çıkarıyordum.

Dünya üzerinde futbolu takip eden insanlar için teknik direktör denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Jose Mourinho’nun Türkiye’ye, Fenerbahçe’ye gelmesi ülkemizin reklamı açısından inanılmaz bir olay.

Bunu kimse inkar edemez.

Dolayısıyla Mourinho kaç para alacakmış, oyun felsefesi Fenerbahçe’ye uyarmıymış gibi konuları tartışmanın şu an vakti değil bana göre.

Yalnız X platformunda ben bununla ilgili ismini vermek istemediğim bir yazarın “Mourinho’nun yıllık 20 milyon Euro maliyetine bir şey demiyorsunuz ama Diyanet İşleri Başkanı’nın Mercedes’ini ağzınızdan düşürmüyorsunuz” yazıp bir de Fener Rum Patriği’nin Mercedes’inin de bilgisini paylaşmış.

Bu isimlerin, kurumların birbiriyle alakasını anlayamadım.

Bir tarafta bir halka arz edilmiş ve taraftar gelirleri ile Türkiye şampiyonu olan bir spor kulübünün belki de sponsporlar aracılığıyla yaptığı bir transfer var.

Diğer tarafta ise emekliye açlık sınırının yarısı kadar ücret verip insanlık onuruyla oynanırken, halkın parasıyla varlığını sürdüren bir Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görgüsüzce yaptığı harcamalar var.

Bu ikisini aynı kefeye koymak kötü niyet. Halkı anlamamak, halka sırt çevirmektir. Buna karşılık “e spor kulüplerinin borçları da devlet tarafından siliniyor” diyebilirsiniz.

Silinmesin.

Spor kulüplerinin borçlarının silinmesi meselesi de desteklediğim bir konu değil.

Olaylara olduğu gibi objektif bakmadıktan sonra yorum yapmanın kimseye faydası yok.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum