Yeni başlayanlar için Daron Acemoğlu’nun fikirleri

Daron Acemoğlu’nun Amerikalı meslektaşı James Robinson ile birlikte kaleme aldığı ve “Neden bazı milletler zenginken bazıları yoksuldur” sorusuna özgün ve ilham verici bir cevap seti sunan “Niçin Bazı Milletler Başaramıyor” (Türkçeye “Ulusların Düşüşü” başlığıyla çevrildi) kitabı çarpıcı bir mukayese tablosuyla açılır:

“Nogales şehri bir çitle tam ortadan ikiye bölünmüştür. Bu çitin olduğu yerden kuzeye doğru bakarsanız ABD’nin Arizona eyaletine bağlı Nogales şehrini görürsünüz. Burada hane başı ortalama yıllık gelir 30 bin dolar civarındadır. Gençlerin çoğu okula gitmektedir ve yetişkinlerin çoğu lise mezunudur. ABD sağlık sistemindeki eksiklere ilişkin onca şikâyete rağmen halk genel olarak sağlıklıdır. 65 yaş üzerinde olanlar şehir nüfusunun geniş bir kesimini oluşturmaktadır ve bu kişiler devletin yaşlılara sağladığı ücretsiz sağlık sigortası kapsamındadırlar. Devletin buradaki insanlara sunduğu elektrik, telefon, kanalizasyon, şehirlerarası yol şebekesi, genel sağlık sistemi gibi hizmetler arasında hukuk ve güvenlik de vardır. İnsanlar can ve mal güvenliği endişesi olmaksızın günlük işlerini sürdürürler... Demokrasi de hayatlarının sıradan bir parçasıdır. İsterlerse seçimlerde valilerini, milletvekili ve senatörlerini değiştirebilirler…”

Bir de Nogales şehrinin öbür yarısı vardır. Şehrin 150 yıl önceki sınır düzenlemesiyle Meksika sınırları içinde kalmış olan kısmındaki durum ise (özetleyerek çeviriyorum) şöyledir:

“Şehri ikiye bölen çitin birkaç metre güneyinde hayat epeyce farklıdır. Her ne kadar Meksika’nın nispeten daha müreffeh bir bölgesinde yer alıyor olsa da Nogales şehrinin bu yarısında ortalama gelir kuzey yarısındakinin üçte biri kadardır. Yetişkinlerini çoğunun lise diploması yoktur ve birçok genç okula gitmemektedir. Çocuk ölümlerindeki yüksek oranlar anneleri tedirgin etmektedir. Yetersiz sağlık hizmetleri kuzey komşuları kadar uzun yaşamalarına imkân vermemektedir. Kamu imkanlarının birçoğundan da faydalanamamaktadırlar: Çitin güneyindeki otoyollar kötü durumdadır, hukuk ve güvenlik daha da kötü durumdadır. Suç oranları yüksektir, bir işyeri açmak risklidir. Sadece soygun korkusundan dolayı değil, gerekli izinleri almak için bütün görevlilere rüşvet dağıtmak kolay bir iş değildir…”

***

Alıntı biraz uzun oldu ama kitabın girişindeki bu kısım aslında birkaç yüz sayfalık eserin özeti. Acemoğlu-Robinson’ın çalışmasından önce “neden bazı milletler zenginken bazıları yoksuldur” sorusuna cevap arayan bilim adamları ve düşünürler bu konuda ya coğrafyanın öneminin altını çizmişler ya ekonomik gelişmeyi iklim şartlarına bağlamışlar ya kültürel ve hatta etnik özelliklerin burada rol oynadığını ileri sürmüşler ya da din ve mezheple açıklamışlardır.

Oysa iki Nogales’e baktığınızda burada aynı coğrafyanın, aynı iklim şartlarının, aynı kültürel muhitin, aynı dili konuşan aynı etnik kimliğin ve aynı dinin aynı mezhebinin mensuplarının iki ayrı siyasi düzen ve hukuk sistemi içinde yaşadıklarını görüyoruz. Dolayısıyla yazarlar toplumların zenginlik ve yoksulluğunu o ülkede cari bulunan siyasi düzen ve hukuk sistemine bağlamayı öneriyorlar bize.

Bu noktada bir ülkedeki yönetim anlayışının “kapsayıcı” mı yoksa “dışlayıcı” mı olduğu önem kazanıyor yazarlara göre. Milletler arasındaki eşitsizlikleri coğrafyanın, iklimin ve kültürün belirleyiciliğinden ziyade toplumların “kapsayıcı” kurumsal yapılar oluşturabilme kabiliyetine sahip olup olmamasına bağlıyorlar.

“Why Nations Fail” (Niçin [Bazı] Milletler Başaramıyor) kitabında Nogales şehrinin iki yakası gibi başka çok sayıda örnek üzerinden savunulan bu teze göre toplumun bütününü kapsayıcı nitelikte ekonomik ve siyasi kurumlara sahip olan milletler başarıyor, kurumları kapsayıcı olmayan milletler ise başaramıyor.

Söz gelimi bir ülkede belirli alanlarda faaliyet yapma imkânı belirli bir azınlığın elindeyse, yasa ve kurallar herkes için geçerli değilse, imtiyazlı kişilerin varlığı veya ayrımcılık söz konusu ise burada siyasi yapı kapsayıcı (inclusive) değil, dışlayıcı (extractive) nitelik taşıyor demektir. Böyle bir ülkede ekonomik gelişmenin sürdürülebilir olmasını sağlamak mümkün olmaz. Çünkü bu durumda en azından toplumsal kaynaklarınızın bütününü ekonomik gelişmeye ortak etmemiş olursunuz. Ekonominiz sağlıklı bir yapıda olmayınca diğer sahalarda da güç ve etki sahibi olamazsınız.

Aslında bir devleti devlet yapan prensiplerin ifadesi “Why Nations Fail”in tezi. Atalarımızın “adalet mülkün temelidir” dedikleri, bizim “hukukun üstünlüğü” dediğimiz temel kural.

Burada siyasetin üzerine düşen görev ise rasyonel gerekçelerle oluşturulan kuralların keyfî sebeplerle dışına çıkılmamasını ve bu kuralların her durumda ve herkes için geçerliğinin temininden ibaret.

Ama belki de toplumsal kültürün de etkisiyle birçok ülkede siyaset kurumu yozlaşmanın etkisinde kalıyor. Çünkü toplumun tamamının değil, belli bir kesitinin çıkarları esas alındığında kurallar işlemiyor, kurumlar çalıştırılmıyor. Yolsuzluğu, rüşveti, adam kayırmayı bir yana bırakın. Yalnızca “liyakat bazında bir istihdam politikası” uygulanmıyorsa bile gerisi zaten çorap söküğü gibi geliyor.

NOT: Yukarıdaki yazı beş yıl önce yine bu sütunda çıkmıştı. Dünyaca ünlü ekonomi bilginimizin 2024 Nobel Ekonomi Ödülü’nü alması vesilesiyle tekrar dikkatlere sunmak istedim.

YORUMLAR (139)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
139 Yorum
  • Takipci / 17 Ekim 2024 10:00

    Neden bazi milletler basaramiyor?
    Diyanet Meali, Zumer52: "Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır"

    Yanıtla (3) (38)
  • Kararlı / 17 Ekim 2024 11:05

    Siz ne anlayıp, konuyla nasıl bağladınız bunu? Açıklayın da aydınlanalım Sn Ali Erbaş

    Yanıtla (22) (2)
  • Kurt / 17 Ekim 2024 11:44

    Ayetin sonu ibret alın diyor sen hiç almamışsın. Burada cenabı hak sizin geri kalmışlığınız açlığınız benden demiyor. Okuyun niye rızkınız az ibret alın buyuruyor. Okuduğumuz zamnda yukarıdaki yazının söyledikleri bilimin söyledikleri ortaya çıkıyor

    Yanıtla (9) (5)
  • Hakkı / 17 Ekim 2024 12:23

    Sorunuz hatalı mı? "milletlerin başaramama sebebi" denildiğinde kadere atıf var, kader zor bahistir. Başaramama hali; gayret var da mı, yoksa bekleyerek mi?Ayet baş tacı. Kur an ı Kerim in tek ayet halinde anlaşılamama olasılığı.. Ayetler hem soru hem cevap. Dolayısı ile sadece soruyu/cevabı vermek, yanlış anlama sebebi... "Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder." Şura 30.ayet

    Yanıtla (3) (4)
  • Fatih Gürbüz / 17 Ekim 2024 13:07

    Bu ayet toplumu bir bütün olarak değil de yalnızca kişiler bazında ele alıyor kanısındayım,ama doğrusunu Yüce Allah bilir.Tefsir konusunda uzman olan kişilerin açıklaması daha uygun olacaktır.

    Yanıtla (0) (1)
  • orka / 17 Ekim 2024 13:09

    Allah hak ile hükmeder. her işi hikmet iledir. rastgele ya da kuralsız değildir. “dilediği” ifadesi yanlış anlaşılıyor. keyfilik anlamında yorumlanıyor. bu tarz hatalı düşünce Allah’ı insan zaaflarına sahipmiş gibi düşünmekten kaynaklanıyor.

    Yanıtla (2) (1)
  • Ttt / 17 Ekim 2024 14:51

    “dilediği” ifadesi yanlış anlaşılıyor. keyfilik anlamında yorumlanıyor. diyorsun. Sen görmüşsün de Yaratan bunu görememiş mi. Ayetleriyle insanları yanıltmaya hakkı mı varmış. açıkça anlatamamış mı derdini. Arapça konuşma anlama sıkıntısı mı varmış.

    Yanıtla (3) (1)
  • okur / 17 Ekim 2024 17:31

    çözüm basit: yanlış anlamamaya dikkat edeceksin.

    Yanıtla (0) (0)
  • İbrahim Hanif / 17 Ekim 2024 13:35

    Necm 39'da ise, "insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır" denilerek, tembel, miskin, hırsız, arsız, yolsuz, bedavadan kazanma hayalinde olup, başkasının sırtından geçinmeye çalışanların zillet ve sefalete mahkum olacakları da belirtiliyor. Üstelik o bahsettigin ayetteki "ma yeşa" fiili aynı zamanda "dileyene/isteyene" anlamına da gelir. Ayeti bir de o gözle oku!

    Yanıtla (6) (0)
  • okur / 17 Ekim 2024 14:47

    o ayetteki "sa'y" ifadesi kişinin kesbettiği ameller anlamındadır. nitekim sonraki ayetler de bu minvaldedir. tabiiki dünya mesaisi anlamını özel olarak dışlamıyor. diğer yandan zümer 52'deki "limen yeşa" dan "dileyene" anlamı çıkmaz. bu zorlama olur. nitekim başka ayetlerde de aynı ifadeler vardır.

    Yanıtla (0) (1)
  • ercü / 17 Ekim 2024 17:02

    Artik modern toplum yasamindayiz ve sizin saydığınız şeyler yasalarda suç olarak yazılı. Bu kisiler mahkemece yargilanirlarsa suça isnat edilen cezalarını alir. Ama işi Allah'a bırakıp, durun ayette soyle yazılı, boyle gunah diyene kadar onlar DAGI asiyor. Bugün, 100 bin Tl' lik kredi kartlarina 750 TL vergi koyan iktidar, buyuk İnş.Sirketlerin milyarlarca tutan vergilerini mesela Insaatci Cengiz'inkileri sifirliyor. Affeden musluman, siz, bizde. Ama biz ayet okurken, hakkimiza el koymaktalar.

    Yanıtla (4) (0)
  • Ttt / 17 Ekim 2024 14:44

    bu ayeti öğrendikten sonra kimseye yardım etmiyorum. Allahın vermediğini ben neden vereyim. herşeye gücüm yeter demiyor mu. o layık görmüyorsa vardır bir bildiği. siz de yardım etmeyin. Allah la ters düşmeyin.

    Yanıtla (5) (1)
  • okur / 17 Ekim 2024 16:18

    o yardımı vermeye asıl ihtiyacı olan sensin, o yardımı kabul eden değil. Allah insanları sadece başka insanların hibesiyle zenginleştirmiyor. çok yanlış anlamışsın meseleyi.

    Yanıtla (2) (2)
  • Su şişesi / 17 Ekim 2024 18:41

    Bir sureye bu kadar olumsuz beğeni gelmesi çok ilginç!

    Yanıtla (0) (0)
  • TARK. / 17 Ekim 2024 23:33

    Her konuya bir ayet ile cevap vermek, ayetlere bir doktor reçetesinin içinde yazılı ilaçlar gibi davranmak, dine yapılacak en büyük haksızlıktır. Kuranı Kerimi inanç mecrasından çıkarıp, ekonomi (veya diğer bilimler) kitabı olarak dayatmak fert ve toplumlara sadece hüsran getirir. Ama bu dayatma asla bitmeyecek. Neticede din ve bilimi ayıranlar yapacak, ayıramayanlar bakacak.

    Yanıtla (1) (0)
  • Remzi Ay / 17 Ekim 2024 23:17

    Bence siyasi partiler kurumsallaşmadığı sürece,ülkemizin temel sorunları gündemden düşmeyecektir.(Nasıl aile şirketleri,kurumsallaşmaz ise,şirket sahibinin ölümü ile birlikte yok olduğu gibi.)

    Yanıtla (0) (0)
  • Cut / 17 Ekim 2024 21:17

    Acemoglu Demokrasi saldiri altinda demis..Ne anlayalim...Yapay Zeka ,gelir esitsizligi gibi sebepler gostetiyor...nasil yorumlariz..

    Yanıtla (1) (0)
  • A.Derin / 17 Ekim 2024 19:47

    Bu kadar yol gösterici ekonomist, kitaplar, örnekler varken ülke ekonomisinin bu kadar kotu yönetilmesi ne kadar acı. Sanki bilinçli yapılmış bir kötülük gibi geliyor insana.

    Yanıtla (0) (1)
  • Nuri Özdemir / 17 Ekim 2024 19:01

    Geleceği okumuşsunuz.

    Yanıtla (0) (2)
  • orcan tanyalçın / 17 Ekim 2024 18:46

    Benzer yazıları okurken neden hep aynı yurdum şahsı gözümün önüne gelir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar Okuru / 17 Ekim 2024 10:37

    Şöyle de düşünülemez mi ?
    Evet Nogales ' in daha müreffeh kedimi var ama oradaki kuralları Meksikalılar koymamış, başka coğrafyadan gelen insanların kurduğu bir sistem var...

    Yanıtla (1) (1)
  • el cevap / 17 Ekim 2024 13:12

    Negalesin güneyini de başka coğrafyadan gelmiş insanlar kurmuş. kuzey ingiliz güney ise ispanyollar tarafından kurulmuş. güney kısmı yer altı zenginlikleri bakımından daha zengin olmasına rağmen bu gün bu durumda. bunda ispanyolların yönetim tarzı ile ingilizlerin yönetim tarzı arasındaki fark ortaya çıkıyor. kitap bunu çok güzel anlatmış

    Yanıtla (4) (0)
  • Karar okuru / 17 Ekim 2024 17:45

    *kesimi

    Yanıtla (0) (0)
  • MUSTAFA ARI / 17 Ekim 2024 17:36

    nasıl bir yol izlenmeli .tenkid en kolay mesele aklıma gelmişken rahmetli Erdal inönü ye bey efendi hep ten tenkid ediyorsunuz dediklerinde rahmetli demen dersen başarırsınız demişti işte En büyüğümüzden en küçüğümüzün ahval

    Yanıtla (0) (0)
  • Feraset / 17 Ekim 2024 17:30

    Eski yazıların hâlâ geçerli olması Türkiyede sorunların yerinde durduğunu gösteriyor.

    Yanıtla (1) (1)
  • Okur / 17 Ekim 2024 17:24

    Aristo, tüm varlıklar ihtiyaçlarını karşıladıkları ölçüde/şekilde doğalarına ulaşırlar. Toplumlarda öyle. Aşiret, kabile, klan, cemaat, şeklinde yaşamak ta bir tercihtir.demiş. Modern devlet, monarşi, aristokrasi, demokrasi tarihsel gelişiminde hukukun üstünlüğü ve insan hakları deneyimleriyle bedel ödenerek oluşmuştur. Bedelini ödemediğiniz şeyin kıymetini bilmezsiniz.

    Yanıtla (5) (0)
  • Ziya Keskiner / 17 Ekim 2024 01:41

    5 yıl önce yayınladığınız bir yazıyı yeniden yayınladığına dair NOTu en başta yazsanız daha şık olmaz mıydı?

    Yanıtla (4) (14)
  • Okur / 17 Ekim 2024 07:02

    Sonunda yazınca nasıl yanlış oldu? Ya da sizi nasıl etkiledi ? Katkınızı bekliyorum.

    Yanıtla (16) (0)
  • Bir okur / 17 Ekim 2024 17:03

    Sonda belirtmesi daha güzel olmuş bence. Nobel ödülünden sonra konuyu herkes işliyor. Yazarın bu önemli konuyu beş yıl önce vurgulamış olması güçlü bir öngörü. Beni etkiledi.

    Yanıtla (4) (0)
  • M.A.BOYALI / 17 Ekim 2024 00:59

    Bu örneği bende deneyimledim. Maraşta göksun nehri kenarında yol boyunca yer alan yaşamları gördüm (30 Yıl önce),
    -Kürt köyü; ağaç yok, evler toprak, ortalıkta bir kaç erkek, tarım arpa, buğday üzerine,
    -Türk köyü; tek tük ağaç, evler taş toprak iğreti, ortalıkta üç beş erkek, tarım buğday üzerine,
    -Çerkez köyü; her yer ağaçlık, evler taş yapı, ortalıkta bir sürü kadın erkek hareket halinde, tarım meyvecilik üzerine.
    İmkanlar aynıydı ama Kültür ve görgü farklıydı. Sorun işte burada diyord

    Yanıtla (45) (1)
  • Hakkı / 17 Ekim 2024 08:43

    İletişim ve iyiye güzele eğilim, çalışkanlık ve üretim ile huzur toplumuna gidiş... Bunlar geleneklerde yer edememişse de dinimizin ciddiyetle tavsiyesi. İhmal etmeye gelmediği örneğinizden de belli. Karakter önemli de biz böyleyiz demek büyük hata. Çünkü davet var. İyiye dürüstlüğe çalışkanlığa paylaşmaya... Bunlara yüz çevrilirse, son iyi olmuyor; fakirlik, imkansızlıklar, yokluk...

    Yanıtla (1) (0)
  • karar okuru / 17 Ekim 2024 09:50

    Mesele şurada, biz dinimizi biliyor muyuz ki? Dinin yabancı bir dilin karanlığına gömüldüğü her yerde herkes kendini aynı dindar sanabilir ama din bu insanları doğruya, iyiye, güzele yöneltemez. Herkesin dini başkadır.

    Yanıtla (4) (0)
  • Ttt / 17 Ekim 2024 15:05

    şu dini bir kenara koyun artık. ben ateistim. kimsenin malına ırzına göz dikmem dikmedim de. kimseya haksızlık yapmamaya çalışırım. saygılı olamak düsturumdur.
    din insanı ahlaklı yapmaz, vijdanlı yapmaz, kültürlü yapmaz.
    din olmadan da insan olunur.

    Yanıtla (13) (1)
  • karar okuru / 17 Ekim 2024 16:48

    Ateizm de din gibi inanca dayalı bir dünya görüşü. Başlangıç önermeleri farklı sadece.

    Yanıtla (3) (4)
  • Artık Yeter / 17 Ekim 2024 15:11

    Siyasal islamcıların iktidarda olduğu, diktatörlerin, otokratların, herhangi bir görüşe aşırı bağlananların, bir dini yahut mezhebi öne çıkaranların iktidarda olduğu hiçbir ülke gün yüzü görmemiştir ve göremez. İşte Türkiye. Akp ve Erdoğan 22 yıldır iktidarlar. Perişan olduk perişan. Bıktık usandık artık. Güvenilir, özü sözü doğru, samimi, halktan yana bir yönetim istiyoruz.

    Yanıtla (11) (0)
  • orka / 17 Ekim 2024 16:11

    islamcı filan değiller. islam ile alakaları yoktur. bugüne kadar islam adına ne yapmışlar? şans oyunları at yarışları gibi necasetleri ona katlamışlar. esasen tayyip ve şürekası laiktirler. laik mahallenin çocuğudurlar. çünkü dinde seçmecilik yapıyorlar. tıpkı kemalist laikler gibi...

    Yanıtla (1) (5)
  • Libos / 17 Ekim 2024 09:05

    Acemoglu sosyal devletten yana midir, egitim, saglik parasizdir sosyal devlette. Amerika’da saglik ve egitimin parali olmasi en agir sorundur. Ancak bizde akepe tiranligi sosyal devleti kagit üzerinde birakti, her seyi ticarilestirdi. Saglik, egitim bitti. Acemoglu liberaldir, sosyal devletci degil..

    Yanıtla (6) (2)
  • Okur / 17 Ekim 2024 11:15

    Acemoğlu, bir avuç siyasiye kamu parasını gasp etmeyin adaletli olun diyor.
    Çalışma hayatını düzenleyin diyor.
    Her kuruş kazancı vergilendirin diyor.
    Sosyal devlet adı altında yan gelip yatmak yok diyor.
    Kişi başı milli geliri 30 bin dolar yapın sosyal devlet kendiliğinden oluşur kardeşim.

    Yanıtla (12) (1)
  • Hadi ordan. / 17 Ekim 2024 15:55

    Sosyal devlet, yan gelip yatmak degildir. O zaman pasa pasa parali okula çocuk yollarsin, özel hastanede tedavi olursun! Oldu mu? Utanin ! Sosyal devlet ihya edilmesi gereken en önemli yapidir! Vergini adam gibi ödersin, sosyal devletde çocugun parasiz egitim alir, asgari prim ödersin vb, kamu hastanesine gidersin. Bunlar yan gelip yatmaksa buyur özele soyulmaya.

    Yanıtla (2) (0)
  • Okur / 17 Ekim 2024 15:26

    Aşağıdaki yorumlardan büyük çoğunluğu yazı ile ilgili olmayan dini yorumlar. Ben de bir katkıda bulunayım.
    Müslümanların tamamı, dünya ve ahiret işerini kendi heva ve heveslerine göre (genellikle yanlış) yaparlar, işler ters gidince Yüce yaradanı hatırlarlar. Çözemedikleri işleri Allaha havale ederler. Kendine yardım etmeyene (aklını kullanmayana) Allah yardım etmez.

    Yanıtla (5) (0)
  • tutarsız / 17 Ekim 2024 15:14

    toplumu geliştiren müteşebbislerdir. Elon mask ın parası 7 sülalesine 700 yıl yeter. iflas ediyordu az daha. mars a gidecem vs. hamleleri ile göz dolduruyor. bizim holdinglerimiz market açmaktan öteye gidemiyor. insan kalitesi dediğimiz böyle bir şey. sokaktaki ile holding sahiplerinin hayata bakışı farklı değil, vizyon yok.
    kalitesizlik siyasette, eğitimde, sanayide, memur ve işçi kesiminde her yerde hüküm sürüyor.

    Yanıtla (8) (0)
  • orka / 17 Ekim 2024 13:06

    hakemi iyi olan maçlar güzel geçer, adil hüküm verilir. çekişmeler daha doğmadan çözülür. taraflar ister istemez futbola odaklanır. hakemi kötü ya da satılmış olan maçlar ise infialle ızdırapla doludur...hakemin var olmadığı maçlar ise kısa sürede karate judo ve kikboks maçına döner.maç devam dahi edemez. mahalle maçlarında hakem olmadığı halde niçin kavga olmuyor? hakem vardır oralarda...sözü dinlenen, güvenilir, vicdanlı, tarafsız oyuncular gizli hakem vazifesi görür. ya onlar da yoksa?

    Yanıtla (0) (0)
  • okur / 17 Ekim 2024 13:55

    bir ülkedeki tüm ekonomik sosyal ve siyasal hayatı hatta araç trafiğini, yüksek öğretime yerleşimi vb. bir maç gibi düşünebiliriz. demek ki iyi ve doğru kurallara ve o kuralları uygulatacak ve denetleyecek hatta yenileyecek her bakımdan üst düzey hakemlere ihtiyaç var. herkes o kurallarla sorumlu olsun ki hiç kimse müstekbir olamasın.

    Yanıtla (2) (0)
  • Hasan / 17 Ekim 2024 13:50

    İbrahim Bey'i kutlarım,çok önceden dikkatini çekmiş...

    Yanıtla (0) (0)
  • Bilal / 17 Ekim 2024 13:46

    Usa hukukunun toplam sonucu bu mu?
    Chicago Üniversitesi’nden Profesör John J. Mearsheimer, Serbestiyet’e konuştu: “Bugün ABD'deki sivil özgürlüklere yönelik en büyük tehdit, İsrail'in destekçilerinden geliyor. ABD’de neredeyse hiç kimse “soykırım” kelimesini kullanmıyor. Çünkü İsrail Lobisi, İsrail hakkında anaakımda “apartheid” ve “soykırım” kelimelerini kullanılmaması için büyük çaba sarf ediyor.”

    Yanıtla (2) (1)
  • dfg / 17 Ekim 2024 13:42

    takipçi yeni yarı sömürge halkının yarı aydınlarına yeni havuç hayırli olsun..takibe devam, adaletin yüce temsilcisi demokrasi havarisi amerikanın ap açık yüzünü göremeyen aptallara yeni yolları hayırlı olsun...

    Yanıtla (1) (3)
  • Ratio / 17 Ekim 2024 02:35

    Türkiye gibi çok farklı cemaatlerden oluşan ülkelerde, dışlayıcı yönetim anlayışı bir sonraki dışlayıcı yönetimin de temellerini attığı için artık iflah olmaz bir noktaya geliyor. Gerçek aydınların değil demagogların şarlatanların itibar gördüğü sonu gelmeyen kakafoni.

    Yanıtla (33) (1)
  • Hakkı / 17 Ekim 2024 08:39

    Domino taşı misali biri yapınca ötekine de caiz oluveriyor. İşte burada bireyin duruşu önemlidir. Kahramanlar onlardır. Doğru bu bu yapılmalı diyenlerdir. Peki doğru ne? Kamunun menfaati tabii ki. Kamunun imkanı eşit ve adil bir şekilde vatandaşın menfaatine kullanılıyorsa doğru birileri gözetilip birileri boşlanıyorsa kötüdür vb. İmkanımız yetmiyor bari birileri havyar yesin demek birlik bütünlük aramamak demektir.

    Yanıtla (8) (0)
  • Karar okuru / 17 Ekim 2024 09:06

    Günümüz liberal ve sol aydınlar yani.

    Yanıtla (0) (9)
  • karar okuru / 17 Ekim 2024 09:44

    Sahte aydın aydın mıdır?

    Yanıtla (1) (0)
  • orka / 17 Ekim 2024 13:19

    türkiye’de asıl sorun devletin kendisinin mafyatik yapıda olmasıdır, osmanlı da böyle idi... hukukun üstünlüğünü tanımıyor, hukuk idealizmi yoktur. hiçbir şeye gerçek anlamda inanmıyor. ahbap-çavuş-aile mantığıyla gidiyor. hukuktan muaf kurtarılmış bölgeler vardır. böylesi bir yapı ancak ahlaksız siyasetçilerle yürüyebilir. onları seçer yükseltir ve iktidara getirir, iktidarda tutar. tökezledikçe kaldırır...onlar üzerinden iktidar sürer. ahlak sahibi siyasetçiyi ise dışlar ve atar.

    Yanıtla (6) (0)
  • karar okuru - ... / 17 Ekim 2024 02:34

    yazıda belirtilmemiş ama eminim, nogalesin meksika sınırı içinde kalan kısmı diğerine göre daha dindardır ve burada kilise okuldan daha fazla önem taşıyordur.

    Yanıtla (20) (1)
  • Başka bir Karar okuru / 17 Ekim 2024 10:51

    Alakası yok. Belli bir ırkı kutsayan, devlete kutsal bir yapı muamelesi çeken bir ülkenin kapsayıcı olmasının imkanı yok. Bu ideolojiyi desteklemeyen herkesi ''hain'' ilan etme milli sporumuz var. (Bu ideolojiyi desteklemeyenlerin iktidara geldiklerinde diğerlerine aynı şekilde davranması şeklinde devam eden bir süreç) 20-25 yıl önce bir TV programında Atilla Yayla'nın Kemalist yazarlara dediği gibi; ''Siz kimsiniz, siz Tanrı mısınız? Ya bu vesayet yıkılır ve iktidar el değiştirirse...''

    Yanıtla (0) (6)
  • orka / 17 Ekim 2024 13:11

    kuzey kore halkı bildiğimiz anlamda dindar değildir ama orada fakirlik ve açlık hakimdir. güney kore zaman zaman onlara gıda yardımı yapar.

    Yanıtla (0) (0)
  • Etik bakış / 17 Ekim 2024 10:27

    Tezlerinin bir kısmı doğru olsa da büyük ölçúde yanlış tezler. Zaten burjuvazi sofralarında meşhur olan iktidatçılardan fazla birşey beklenmez. Mesela Afrika ülkelerinin birçoğunu kaynaklarını sömúrerek geri bıraktíran İngiliz ve Fransız sõmúrgecilerdir. Elbette bazı ülkelerde hurafelerin etkisi olmuştur geri kalmada. Aslında Karl Marx'ın Kapital'ini okumak yeterli olur sanırım. Ama yine de Daron Acemoğlu'nun Nobel İktisat Ödülünü alması önemlidir tabi...

    Yanıtla (4) (0)
  • Barut Osman / 17 Ekim 2024 10:51

    Afrika ülkelerinin birçoğunu kaynaklarını sömúrerek geri bıraktıran İngiliz ve Fransızlar oralarda yerli işbirlikçeleri sayesinde bunu yaparlar..

    Yanıtla (13) (0)
  • Hüdai yadigar / 17 Ekim 2024 12:26

    Afrikayi bırak, kendi ülkenin dağlarına ormanlarina bak. Her köşeye ruhsat verilmiş. 30 Yıl sonra torunlara metal ve maden kalmayacak. Tek tük orman kalırsa tahta kullanırlar. Yabancıdan öte yerli dimi ve millisi ile muhatabiz.

    Yanıtla (6) (0)
  • Murat E. / 17 Ekim 2024 12:13

    Topluma, ilk okul dahil din eğitimi diyerek biat kültürü yayıldı. 2002 de ücretliler GSYH den %40 pay alırken bugün %25 almaktayız. Yoksulken daha yoksul olduk. Porsiyonları yarılayın ricası bile geldi! Yolsuzlukla Müc. yasası çıkarılmadı. Yasaklar malumunuz. En önemlisi Hukukun Üstünlüğü yok. Sn Acemoğlu bizdeki kurumlar niye çöktü, nasıl düzeltiliri de yazsa anlamlı, yoksa yazdıkları tavsiye olarak kalır. Biz, düzelsinler diye siyasilerimize günde 3 kere inclusive ilacı versek de nafile.

    Yanıtla (6) (0)
  • Okur / 17 Ekim 2024 12:10

    O kitap damı, bir başka kitabında mı? Hoca diktatörlükle sıralar kıyaslarken her iki kore ve Kongo örneğini verir güney Kore lideri hariç diğerleri kendine çalışır ve ikisinin durumu ile Güney Kore ortada lider nasıl olmalı sorusunun cevabı ortada ve Anıtkabir ortada, yok etmek daha iyisini yapmakla oluyormuş.

    Yanıtla (0) (3)
  • Murat / 17 Ekim 2024 12:01

    “Evet, meşrûtiyet hâkimiyet-i millettir; siz dahi hâkim oldunuz.
    Umum akvamın sebeb-i saadetidir; siz de saadete gideceksiniz. Bütün şevkleri ve hissiyât-ı âliyeyi uyandırır; uyku bes, siz de uyanınız. İnsanı hayvanlıktan
    kurtarır; siz de tam insan olunuz. İslâmiyetin bahtını, Asya’nın talihini
    açacaktır. Size müjde. Bizim devleti ömrü ebedîye mazhar eder. Milletin
    bekasıyla bakileşecek; siz daha me’yus olmayınız.” 1910/ Beytüşşebap aşiretinde meşrûtiyet/ demokrasi dersi. bsNursi ra.

    Yanıtla (1) (4)
  • Erdem / 17 Ekim 2024 09:24

    Bugünkü koşullarda-Acemoğlu bağlamından uzak olarak nobel almanın hiç bir kıymet-harbiyesi yoktur. Anaokuldaki öğretmenin çocukların yüzünü yıldızlarla "palyaço" yapmasıyla benzerdir.

    Yanıtla (1) (19)
  • Erdem e cevap / 17 Ekim 2024 10:03

    Vay be. Benzetmeye bak sen. Neyin kıymeti var peki? Ne olsun istersiniz daha? Kıymetli olan sence Necip Fazıl Kısakürek kültür ödülü olabilir sana göre, değil mi?

    Yanıtla (18) (0)
  • Erdem / 17 Ekim 2024 11:57

    Keşke "emoji" atma imkanı olsaydı!

    Yanıtla (0) (0)
  • muammer / 17 Ekim 2024 11:55

    BİZ müslüman toplumların dünyası torpil-rüşvet dolu olduğu gibi ; ahireti de torpil-şefaat ile dolu.
    Hep iltimas ve kayırmacılık dünyasını-ahiretini tarafı sarmış..
    Bu toplum bu şartlarda iflah olur mu?!

    Yanıtla (5) (0)
  • Murat / 17 Ekim 2024 11:53

    “Cumhuriyet ki; adalet meşveret ve kanunda inhisar-ı kuvvetten( hukukun üstünlüğü) ibarettir”1908/ bsNursi ra.

    Yanıtla (1) (4)
  • Fethullah / 17 Ekim 2024 11:50

    Bu anlatılanlar zamanında Türkiye'ye uygulandı.Şöyleki;İsviçreden madeni kanun alındı,Ticaret kanunu başka bir ülkeden alındı,yani Türk milletine Müslümanlığa ne kadar adapte olur sorgulanmadı.Bu milletin Müslüman bir Millet olduğu göz ardı edildi.İslam hukukunu uygulayın bakın herşey ne kadar güzel olacak.

    Yanıtla (0) (6)
  • kemal demir / 17 Ekim 2024 11:24

    GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL BİR YAZI....KEŞKE 5 SENE ÖNCE YAZDIĞINIZ BU YAZIYI ,30 YIL BOYUNCA SİZİN GİBİ DÜŞÜNEN TÜM YAZARLAR HER GÜN YAZSAYDINIZ...SADECE BU YAZI BİLE BU SİYASİLERİ DÜZELTEBİLİRDİ .BİRAZ İDDALI BİR ÖNGÖRÜ OLDU BİLİYORUM AMA ÜLKENİN KANAYAN YARASI NE YAZIKKİ BU.SAYGILAR

    Yanıtla (2) (0)
  • Berberoğlu / 17 Ekim 2024 11:19

    Demek ki, beş yıl önce, beş yıl sonra değişen bir şey olmamış ve olmayacak bu ülkede...

    Yanıtla (1) (0)
  • Feyyaz / 17 Ekim 2024 11:11

    Bölünmüş Nogales.. Ya da Juarez ( Meksika) - El Paso (ABD).
    Bence Acemoğlu ve diğerleri Max Weber 'in P. Ah. Ve Kap. Ruhu kitabını kopyalamışlardır. Weber, kitapta , Bizde şunlar vardı, onlarda da vardı ama onlarda şu bu yoktu diye sıralayıp duruyo.

    Yanıtla (0) (0)
  • GALİBA / 17 Ekim 2024 10:54

    Hani, bütün uyarılara, cezalara rağmen davranışlarını değistir(e)meyen kişilere; "Alışmış kudurmuştan beterdir." denir ya...
    23 yıldır; "Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur." diyen bir Erdoğan ve "..Yalan söylüyorsa bir bildiği vardır.." diyen bir seçmen kitlesi...
    Birbirlerine öyle alışmışlar ki; "Mezara kadar." bağlılık yemini etmiş gibiler...
    Acemoğlu (adını vermeden) Erdoğan Türkiye'sini yazarak nobel ödülünü almış olmalı galiba...

    Yanıtla (7) (1)
  • antikapitalist / 17 Ekim 2024 10:51

    adalet vurgunuz önemli fakat söz konusu iktisatçının Amerika'nın sömürgeciliğini yazmadan ülkedeki refahın,sistemin övmesi,Meksika'yı yermesi işin kolaycılığı. Aynı Amerika yoksul olduğunda bunlar oluyorsa övgü ve yergi yerinde olur. Dünyayı sömüren devletin sistemini övmek şuan ayakları yere basmayan bir boş övgüdür bana göre.

    Yanıtla (2) (1)
  • Evrensel Karar / 17 Ekim 2024 10:23

    Sayın yazar, normal, bilişsel ve ahlaksal gelişim evresini tamamlamış bir insan türü varmış gibi eleştiri yaptığınız sürece yanılacaksınız. Bu canlı animal ve hüminal; biyolojik ve lojik, insan ve insanlaşma kavramaları arasındaki felsefi, sosyolojik ve zihinsel olarak olay olgu ve objeleri anlama ve algılama düzeyi ve akli melekeleri ne kadar gelişmiş bunun üzerinden yorumlamak gerekiyor. Çocukluk, ergenlik, yetişkinlik. Yıllar sonra aynı yazıyı yazmanızın nedeni budur.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali İncirci / 17 Ekim 2024 10:22

    Kurumları tüm toplumu kapsayıcı olan Komunizm başardı mı? İki ineğin varsa birini komşuna verdin. Kapitali gücü tattırılmadı. Oysa Kapitalizmde iki ineğin var, birini satıp boğa alıyordun!. Başaramayan ülkelerde bence temel sorun "Burjuvazinin" demokrasi ve serbest ekonomi konusunda elini taşın altına koymaması, hele hele de devletin çıkardığı Burjuvazi ise...Avrupayı Avrupa yapan köylüler ve işçiler değil Burjuvazi(Soylular)'dır. Başaramayan ülkelerde ise her yer "soysuzlar" ile dolu!.

    Yanıtla (2) (1)
  • Bay Kamil / 17 Ekim 2024 10:18

    Türkiye'de sürdürülebilirliği, çevre korumanın entellektüel yayıncısı Açık Radyo dün kapatıldı. Ülkemiz Acemoğlu nun Neden Uluslar Başarısız Olur sorunsalına dünyada örnek cevabı oluşturuyor. Bizim yaptığımızı yapmayan uluslar başarılı olur. Fazla kafa yormaya hacet yoktur.

    Yanıtla (4) (0)
  • Muhriç / 17 Ekim 2024 10:12

    Eklenecek bir şey yok. Alın, kitaptaki kıstaslara göre ülkemizi analiz edin, bugünkü sonucun normal olduğunu görürsünüz. Şu da bir gerçek; böyle devam edersek, bu günler bile iyi günlerimiz. Maalesef görünen bu...

    Yanıtla (4) (0)
  • Karar okurum / 17 Ekim 2024 09:18

    " Burada siyasetin üzerine düşen görev ise rasyonel gerekçelerle oluşturulan kuralların keyfi sebeplerle dışına çıkılmamasını ve bu kuralların her durumda ve herkes için geçerliliğini temininden ibaret " Daron Acemoğlu'na soralım : Bir ülkede iktidar ben mevcut anayasaya uymam diyorsa kaderimiz Amerika mı olur yoksa Meksika mı ?

    Yanıtla (14) (0)
  • natali / 17 Ekim 2024 10:09

    brezilyada buraya getirilme amacıyla istiflenmiş önemli değerde uyuşturucu bulunmuş daha dün haberini gördüm
    dolayısıyla bu tür haberlerin son yıllarda "sıradan" hale gelmesi bizim de hangi ligde olduğumuzu net bicimde gösteriyor

    Yanıtla (2) (0)
  • mustafa / 17 Ekim 2024 10:02

    Daron Acemoğlu fikirleri orjinal değil Kanun-ı Kadimin Peşinde Osmanlı'da "Çözülme" ve Gelenekçi Yorumcuları okuyunuz.
    "Hülkümdar askersiz kuvvet sahibi
    olamaz; parasız asker olmaz; tebanın refahı olmadan para olmaz ve adaIet olmadan halk müreffeh olamaz"
    Adldir mucib-i salah-ı cihan; cihan bir bağdır dıvan devlet; devletin azuru şeriattır; şeriata haris olamaz illa melik; melik zapteylemezll4 leşker; leşkeri cem' edemez illa mal; malı cem' eyleyen reayadır;
    reayayı kul eder padişah-ı Aleme

    Yanıtla (2) (9)
  • cut / 17 Ekim 2024 09:43

    Yapay Zeka ya Nobel ödülü verilir mi...Verilmiş..İdeoloji..Yapay Zeka yı pazarlama stratejisi..

    Yanıtla (0) (4)
  • Karar Okuru / 17 Ekim 2024 09:43

    Boş tartışmalar, Bomboş tartışmalar. Daron Bey doğru söyler. Ama eksik söyler. Konunun tam anlaşılması için önce Emmanuel Wallersein, sonra Daron Bey okunmalı. O "kapsayıcılığı" yaptırmazlar sana. İngiltere işgal ettiği bir Afrika bölgesinde, önce o bölgenin en büyük kabilesi ile anlaşır ve işlerini öyle yürütür. Bu bir sistemdir. Hegamonik dünya sistemi. Para ayağı: Dolar. Silah ayağı: Abd Ordusu v.d. Sistemden atılmamak için Japonya, Almanya dahi Filistin soykırımına destek olur. Anlayın.

    Yanıtla (5) (0)
  • İLHAN CENGİZ / 17 Ekim 2024 09:16

    Sn. Kiras ; Daron Acemoğlu'nun Ulusların Düşüşü kitabını 2 yıl önce okumuş, "keşke Daron Acemoğlu, her bakımdan ülkeyi
    çöküş içine sokan, tuzu dahi kokutan AKP'nin nasıl 22 yıl iktidarda kaldığının da bilimsel bir analizini yapsa!" diye düşünmüştüm. Anladığım kadarıyla bu da Size kalıyor! Saygılarımla.

    Yanıtla (20) (0)
  • Okur / 17 Ekim 2024 08:58

    Türkiye nin Acemoğlu ndan öğreneceği çok şey var. O ndan yararlanacak adam yok. Hırsızların, azılı katillerin ele geçirdiği siyasi yapımız demir yumrukla ezilerek yeniden kurulmalı. Başka çare görülmüyor!

    Yanıtla (5) (1)
  • İstanbullu bir okur / 17 Ekim 2024 01:03

    Ahhh be Sn.Kiras;toplumumuz keşke biraz daha serbest,analitik düşünse,düşünebilsek pek çok meselemizi daha kolay aşabileceğiz muhakkak.Bizdenmiyi aşıp,5 N 1 K gibi serbest sorup,kim olduğuna bakmaksızın ekarte edebilsek meselelerimizi daha hızlı ve kolay çözebileceğiz.Sn.Acemoğlu'nu tebrik ediyorum,"Dar Koridor'u okudum muhteşem bir çalışma,"Ulusların Düşüşü"nü edindim ilk fırsatta okuyacağım.Fakat göğsümüzün kabarması vede okumak yetmez,düşünüp hareket etmek gerekiyor.Bizim ekip,grubu aşmak lzm

    Yanıtla (3) (0)
  • Hakkı / 17 Ekim 2024 08:49

    Bilmek gerçekten önemli de yetmiyor. Bilginin hayata geçmesi gerekiyor; "iman ve salih amel" birlikteliğinin sağlanması gerektiği gibi. İnsanımız (nedense) bir liderin peşine düşmeye teşne. O söylesin yapılsın, yol göstersin gidilsin. Affı makbul, cezası kabul gören bu lider baştacı edilsin. Tebâ da; bilgiye, düşünmeye, sorgulamaya yönelmeden, koyun misali, çobanının peşi sıra o nereye giderse oraya gitmeye razı. Madem öyle, o halde "lider" fazlasıyla önemli hem de tahminlerin ötesinde.

    Yanıtla (1) (1)
  • Ali / 17 Ekim 2024 08:39

    Eğitimli toplumlarda insanlar itiraz ediyor kurulan düzenin yanlışlarına.

    Yanıtla (3) (0)
  • Barut Osman / 17 Ekim 2024 08:35

    bir ülkede belirli alanlarda faaliyet yapma imkânı belirli bir azınlığın elindeyse, yasa ve kurallar herkes için geçerli değilse, imtiyazlı kişilerin varlığı veya ayrımcılık söz konusu ise burada siyasi yapı kapsayıcı (inclusive) değil, dışlayıcı (extractive) nitelik taşıyor demektir. Böyle bir ülkede ekonomik gelişmenin sürdürülebilir olmasını sağlamak mümkün olmaz..Türkiye gibi...

    Yanıtla (10) (0)
  • Okur / 17 Ekim 2024 08:32

    Özet kişilerle kim olursa olsun bu iş olmuyor bakın Erdoğan bahçeli düzgün kurumsal yapı ve hukuk lazım yoksa iflas kriz yoksulluk

    Yanıtla (1) (0)
  • İbrahim Hanif / 17 Ekim 2024 08:18

    Acamoglu ve meslektaşının "gelişmişlik ve kurumların işlevi" nokta-i nazarındaki tezi gerçekten de ufuk açıcı. Adeta, gözümüzün önünden akıp giden günümüz Türkiye'sinin de bir fotoğrafı gibi. Hele son 15 yıllık AKP iktidarinin ultrasyonu gibi! Kendisini "Ömer'in adaleti" prensibiyle öne süren, kurduğu partiye "adalet ve kalkınma" adını yakıştıran birisinin hazin bir öyküsü gibi! İşin özeti: "Adamlık lafla değil, icraatla" ortaya çıkıyormuş!

    Yanıtla (3) (0)
  • Mahmut Cıngıllıoğlu / 17 Ekim 2024 07:46

    Nitelikli insanların siyaset yapmadığı veya yapamadığı bir ülkede nasıl olacak.

    Yanıtla (3) (0)
  • Mr / 17 Ekim 2024 07:35

    Bizdeki Nogoles nehri, cumhur ittifakı partilerin den birine kayıtlı veya değil. Kayıtlıysan kuzeyinde refah içinde, değilsen .,....

    Yanıtla (2) (0)
  • BirOkur / 17 Ekim 2024 06:53

    Türkiye’nin sorunu kamu kurumlarındaki liyakatsiz kişilerin yönetici konuma getirilmesi değil sadece. Siyasetin içindeki kişilerin vizyonsuzluğu, aç gözlülüğünün yanı sıra bilgi ve beceri yönünden de çok zayıf olmaları. Siyasetin içinde olup bir makama gelen kişilerin mal varlıklarındaki artışlara bir baksınlar ne olduğu görülür. Örneğin Binali bey bir akademisyendi, şimdi ise gemileri var. Bu nasıl oldu? Bunu şans ile açıklamak mümkün mü?

    Yanıtla (15) (0)
  • serdal şahiner / 17 Ekim 2024 06:08

    Faydalandık teşekür ederiz

    Yanıtla (0) (0)
  • Karar okuru / 17 Ekim 2024 05:47

    Yine çetrefilli bir soru askıda kalıyor; neden bazı toplumlar daha nitelikli bir düzen, iklim, siyaset oluşturabiliyor da, diğerleri bunu yapamıyor. Ya da nasıl bir toplum yolunu kaybedip, misal hitler Almanya’sı gibi felakete sürükleniyor. 1933-40 döneminde orada olanlar ile burada olanların ilginç benzerlikleri var. Orada da bazı akılsızlar Hitleri kontrol edebiliriz diye destek olmuştu. Burada da Bazı kesimler iktidarı kullanırız sanıp, kendi hesaplarının peşindeyken iktidar oyununa geldi.

    Yanıtla (4) (0)
  • M.NURI GOREN / 17 Ekim 2024 00:59

    Konuyla ilgili olarak,yakın zamana kadar ‘ele güne muhtaç’ Bulgaristan ve Romanya’ya bakalım mesela:AB’nin kanatları ve denetimi altına girdikten sonra hızla kalkınmaya başladılar.Aynı süreçte Türkiye tam aksi yönde geriledi.
    Demekki ‘Coğrafya Kaderdir’ kötü yönetimlerde ‘Coğrafya Kederdir’e dönüşüyor.Dar Koridor bu olsa gerek.

    Yanıtla (15) (0)
  • Etem / 17 Ekim 2024 00:30

    Bizim ülke de bu konuya güzel bir örnektir. Her alanda 22 yıl öncesinden daha geriye gitmiş olmamızın nedeni bu hükümetin kapsayıcı değil dışlayıcı politikasının sonucudur. Bırakın dışlamayı %50 muhalefet vatan haini, terörist muamelesi görmüştür. Bu yolla kendi tabanını konsolide ederek seçimler kazanmıştır ama kaybeden ülke olmuştur.

    Yanıtla (26) (0)
  • natali / 17 Ekim 2024 00:23

    2013 yılından itibaren burada ne yaşandıysa onların hepsinin 180 derece zıddını düşünün
    işte daron beyin düşüncelerinin ana teması budur

    Yanıtla (15) (0)
  • KARAR OKUR / 17 Ekim 2024 00:12

    "neden bazı milletler zenginken bazıları yoksuldur” sorusu...
    Ne diyelim, fakirin çalınca hırsız, zenginin çalınca yolsuzluk olduğu bir dünyada küçük hırsızlar hapishanelerde, büyük hırsızlar lüks şatafat, köşklerde ya da villalarda yaşıyor…

    Yanıtla (23) (0)