Enerji krizi...
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2019 yılında 4,8 $/mmbtu olan Avrupa doğal gaz fiyatları 2020 yılında 3,2 $/mmbtu oldu. Eylül ayında ise fiyatlar 22,8 $/mmbtu seviyesinde gerçekleşti.
Nereden bakarsanız bakın 6-7 katlık bir fiyat artışı var.
***
Uzun süre 20 dolar seviyelerinde seyreden bir petrol (Brent) fiyatı vardı. İşte o petrolde parasal genişleme sonrası 2003’lerde 20-25 dolar seviyelerinden başlayan yükseliş, 2008 yılında 147 dolara kadar sürmüştü.
Fakat o yıllarda kimse enerji krizinden bahsetmiyordu. Hatta 2008 yılında doğal gaz Avrupa fiyatı 13,4 $/mmbtu düzeyine çıkmıştı.
Bugün özellikle Avrupa merkezli bir enerji krizi yaşandığı gerçek. Mesela eylül ayında Avrupa’da 22,8 $/mmbtu olan gaz fiyatı ABD tarafında 5,1 $/mmbtu.
***
Dün Gazprom açıklama yapmış: Türkiye’ye bu yıl 25 milyar m3 gaz vereceklerini ve şu ana kadar sattıkları fiyatın ortalama 270 dolar olduğunu belirtmişler.
Geçen yıl spot piyasa, yani anlık fiyatlarda Avrupa gaz fiyatları çok düşmüştü. Bu nedenle biz 150 doların üzerinde bir fiyatla boru hattı gazı almak yerine 90 dolara yakın bir maliyetle LNG almıştık. Özellikle Rusya pazarından alışları düşürerek 16,2 milyar m3 seviyesinde bırakmıştık.
Bu yıl Rusya bize 2019 ve 2020 yılında az aldığımız gazı ekstra vermiyor ama satışı da 25 milyar m3 sınırına çıkartıyor. Hem de uzun vadeli kontrat olarak petrole bağlı bir formülle.
Bunun anlamı şu: Biz ilk kez gaz ithalatında uzun vadeli kontrat ucuzluğu yaşıyoruz. Hem ucuz fiyata gaz alıyoruz hem de 25 milyar m3 gaz alacağız.
İyi ama bunun bize krizi ne? Yani neden biz de enerji krizi yaşıyoruz?
***
Hemen söyleyeyim: Bizim krizimin tek nedeni kurlar.
Bunu özellikle ithal kömür fiyatları üzerinden vereceğim. Geçen yıl Avustralya kömür fiyatı 60,8 dolarken bu yıl eylül ayında 185,7 dolara yükselmiş durumda.
İthal kömürü dolar/TL bazında aldığınızda fiyatı 360 TL’den 1670 TL’ye çıkıyor. Oysa BOTAŞ’ın da indirimi ile gaz fiyatlarında bu kur etkisi o şekilde gelişmedi.
Mesela doğal gaz üzerinden elektrik üreten santrallere yapılan gaz satışı geçen yıl ocak ayında 1820 TL iken, bu fiyat ekim ayında son zamla 2724 liraya çıktı. Kısaca doğalgaz santralleri hammaddeyi ocak 2020’ye göre yüzde 50 zamlı alıyor. Ama ithal kömürcüler hammaddeyi artık %450 zamlı almak durumunda kaldılar. İşte bu nedenle ithal kömür santralleri piyasadan bir bir çekilmeye başladı.
Geçen yıl toplam elektrik üretiminin yüzde 20,5’ini gerçekleştiren ithal kömür santralleri artık bu paylarını yüzde 10 seviyesine kadar çektiler. 01-24 ekim arası sürede ülkemizde üretilen elektriğin yüzde 10,37’si ithal kömür santrallerince gerçekleştirildi.
Kömürcüler piyasadan çekilince ne oldu?
Geçen yıl 28,2 kuruşa elektrik satan üretim santralleri artık bu fiyatı 80-90 kuruş seviyesine çıkarttı. Yaz aylarında bile 50-60 kuruş aralığında seyreden fiyatlar artık hafta içinde 80 kuruş seviyelerine oturdu. Mesela yarın elektrik üreticileri EPİAŞ piyasasında 82,93 kuruştan elektriklerini satacaklar.
Bu fiyat YEKDEM kapsamındaki akarsu destekleme fiyatını bile geçiyor.
Üreticiden 20-30 kuruşa alınan elektrik tüketiciye yüzde 120-130 farkla satılabiliyor. Arada iletim, kayıp-kaçak, dağıtım ve vergi maliyetleri de ekleniyor. Bugün üreticide 80 kuruşu geçen elektrik tüketiciye (meskenlere) 91,7 kuruştan satılıyor. Bu sürdürülemez bir durum.
***
Yıllarca aracıların kazandığı sistemde bir bakıma üreticiler raconu kesmeye başladı. Bu piyasa bizden sorulur dediler ve fiyatta ilk kez kendi kasalarına bakarak düzey belirler oldular.
Evet, küresel bir enerji krizi var ama bizde bunun asıl yansıması kur krizi şeklinde. Şimdilik zamlar gelmedi ama kazan alttan kaynıyor. Kömürcüler piyasadan çekildikçe piyasada ana hakimiyet üreticilere geçti. Bakalım bu işin sonu nasıl bitecek... Umarım sektördeki sistemsel çöküşlerin kaynağı olan kur artışına bir çare bulunur?