Olimpiyatlara hazırlık rehberi
Olimpiyatlara şurada ne kadar zaman kaldı ki... Avrupa Futbol Şampiyonası 14 Temmuz’da bitiyor ve spor dünyasında geliyor gelmekte olan... Sporseverlerin dört yıldır beklediği -ki 2020 Japonya olimpiyatları pandemi nedeniyle bir yıl gecikmeli yapılmış ve çok sönük geçmişti- dev spor organizasyonu 26 Temmuz’da başlayacak. Hangi ülkeler iddialı, hangi sporcular parlayacak gibi detayları bilemem, spordan o kadar da anlamam ama size şimdiden olimpiyatlarla ilgili diğer detayları verebilirim. Ortamlarda en hararetli konu olimpiyatlar olduğunda alın bu bilgileri kullanın.
Paris 2017 yılında, 2024 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunlarında ev sahibi olmayı başardığında büyük bir coşku yaşanmıştı. Metro istasyonları zaferi kutlayan mesajlarla donatıldı, haber kanallarında neredeyse başka konu konuşulmadı. 2015’te 130 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırılarının ardından gelen bu başarı ‘birlik ve beraberliğin gücü’ olarak da lanse edildi. Ne de olsa şehir son 25 yılda üç kez olimpiyat oyunları için talip olmuş ama eli boş dönmüştü.
Olimpiyat oyunlarının düzenlendiği şehirler, dev organizasyonun ardından ihya mı oluyor yoksa geride bir enkaz mı kalıyor konusuna daha sonra geleceğim. Şu günlerde Paris’te hummalı bir çalışmanın sürdüğünü biliyoruz.
Paris’in simge binalarından biri olan Notre Dame Katedrali 2019’da yıkıcı bir yangından etkilenmişti. Devam eden restorasyon çalışmaları 2024’te bitecekti ama olmadı. Ancak açılış törenine kadar dış cephenin ‘selfie’ çekmeye hazır olması bekleniyor.
Kentte inşaatlar da son hız devam ediyor. Şehrin tarihi merkezinde kalıcı yapılar inşaa edilmiyor, en büyük yeni yapılar St. Denis banliyösünde. 8 bin kişilik Adidas Arena Konser Salonu Porte de la Chapelle’de yapıldı. Konser salonunda jeotermal enerji kullanılacak, koltuklar ise geri dönüştürülmüş şişe kapaklarından...
Paris’te Louvre’un önündeki meşhur Rue de Rivoli caddesi de dahil olmak üzere bisiklet yollarının sayısı artırıldı.
11 Ağustos’a kadar devam edecek Olimpiyat Oyunları sadece Paris’te değil. Marsilya, Versailles, Paris’in Colombes Banliyösü ve sörf için de Tahiti’deki Teahupo’o’ dahil 35 mekanda olacak.
2024 Olimpiyat Oyunları’nın ilklerinden biri de breakdance’ın spor dallarına eklenmiş olması. 16 erkek ve 16 kadın önceden seçmedikleri bir müzikle doğaçlama olarak yarışacak. Sörf ve kaykay da 2020’de Tokyo’daki Olimpiyatlar’ın ardından bir kez daha öne çıkacak. Erkekler ise ilk kez artistik yüzme kategorisine dahil edildi.
EN ‘YEŞİL’ OLİMPİYAT
Paris bugüne kadarki ‘en sürdürülebilir’ olimpiyata ev sahipliği yapmayı hedefliyor. Organizatörler etkinliğin karbon ayak izini önceki olimpiyat oyunlarına göre yarıya indirme sözü verdi. 800 olimpik spor etkinliği, 15 bin sporcu, 45 bin gönüllü ve 13 milyon öğün yemekle sürdürülebilirlik hedefinin ne kadar zor olduğunu tahmin edin. Yaklaşık 15 milyon ziyaretçi de cabası...
Peki neler yapıldı? Sporcu köyü jeotermal enerji ve güneş enerjisiyle güçlendirildi, bitki bazlı yiyecek miktarı iki katına çıkartıldı. Söylenenlere göre sporcular geri dönüştürülmüş balık ağından yapılan şiltelerde uyuyacak. 2800 olimpiyat evi inşa edildi. Oyunların ardından eve dönüştürülecek yapıların çatıları biyoçeşitlilik için böcek ve kuşların barınabileceği açıklıklarla yapıldı. Farklı türleri çekmek için olimpiyat köyünün çevresine 9 bin ağaç dikildi. Şehrin geneline 200 bin ağaç dikildiği de belirtiliyor.
Şehirde çok fazla yeni yapı olmayacak. 1998’de Dünya Kupası için inşa edilen Stade de France çoğu etkinliğe ev sahipliği yapacak.
FRANSIZ MUTFAĞININ OLİMPİYATLA SINAVI
Sporcular antrenmanlarına devam ederken Fransız şefler de mutfak idmanında. Yemekleriyle pek övünen Fransızlar Olimpiyat’ta ‘lezzet oyunları’nda beş yıldız almayı hedefliyor.
Yemek hizmetleri şirketi Sodexo, ikramdan sorumlu. Mönüde 500’den fazla tarif bulunan dünyanın en büyük restoranı karşımızda. Olimpiyat Oyunları süresince 14 farklı yarışma alanında günde 45 bin öğünden fazla yemek sunulacak. Michelin yıldızlı şefler sporculara özel tarifler bile hazırladı. Fransa çevre dostu beslenme alışkanlıklarına ilham vererek mutfak konusundaki itibarını da güçlendirmeyi planlıyor. Gelgelelim meşhur patates kızartması Olimpiyat Köyü’ndeki 700 metrekarelik restoranda sporculara servis edilmeyecek. Bunun nedeni sağlıklı bir yiyecek olup olmaması değil, 7 gün 24 saat yemek servisi yapacak şekilde tasarlanmış bir alanda fritöz kullanılmasının yaratabileceği yangın riski. Yine Fransızların övündüğü bir lezzet olan kaz ciğeri ve sığır eti de mönüde olmayacak. Bu tercihin nedeni de çevresel kaygılar. Paris 2024, et içermeyen yemek seçeneklerini büyük ölçüde artırarak olimpiyatlardaki yemek hizmetlerinin karbon ayak izini yarıya indirmeyi hedefliyor.
Üretim ve ithalatının iklim üzerindeki etkisi nedeniyle avokado sunulmayacak. Yarım milyon kadar muz gemilerle Fransa’ya gelecek. Daha doğrusu yiyeceklerin hiçbiri uçakla getirilmeyecek.
ÖDÜL MÜ LANET Mİ?
Türkiye 2013 yılında, 2020 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapmak için çok iyi hazırlanmıştı. Kaybedenler kulübüne katıldığımızda da çok üzüldük ama bu görkemli organizasyonun ardından aman da aman ne diye başımızı ağrıttık diyen ülkeleri unutmayalım. Vallahi züğürt tesellisi ideğil, olimpiyatlar ev sahibi şehirleri yıkıp geçiyor. Olimpiyat Oyunlarını ağırlamak ‘şüpheli’ bir onur. 2020 Tokyo olimpiyatları öncesi Japonların yüzde 80’i buna karşı çıktığını söylemişti. Malum pandeminin devam ettiği bir dönemdi. Ancak bir salgın olmasa bile Olimpiyatların ev sahibi şehirlerin üzerinde gözardı edilemeyecek bir etkisi var. Siyaset bilimci Jules Boykoff’un söylediği gibi ‘Olimpiyatlar sizin şehrinizde yapılmadığı sürece çok popüler. Oyunlar sporcuların en iyilerini ortaya çıkarma eğilimindeyken, ev sahibi şehirlerdeki en kötüleri de ortaya çıkarma eğiliminde.”
Olimpiyatlar bugüne kadar yapıldığı şehirlerdeki binlerce sakini yerinden etti, polis müdahalesi ve kamusal alanın militarizasyonunu artırdı. 2008 Pekin Olimpiyatları öncesinde 1,5 milyon Çinli evinden tahliye edildi. Rio 2016 hazırlıkları sırasında oyunların altyapısına yer açmak için sayısız mahalle yıkıldı, tahminen 60 bin Brezilyalı evini kaybetti. Mahalleler dönüştürüldüğü için yoksul kesim bir daha oralara dönemedi.
Şimdiye kadar Olimpiyatların yapıldığı şehirlere faydaları maliyeti karşılayamadı. 2013’te 2020 oyunlarını kazanan Tokyo Olimpiyatları’nın maliyetinin başlangıçta 7 milyar dolar olması öngürülmüştü. 2018’de 30 milyar dolara ulaşmıştı bu beklenti.
Olimpiyatların olumsuz etkileri hafifletilebilir mi? Paris bunu yapmaya çalışıyor aslında ama ne kadar başarılı olacağını şimdilik bilemiyoruz
Olimpiyatların en önemli sorunu yeni inşaatlara yapılan büyük harcamalar. Yeni ulaşım altyapısına yapılan harcamalar bile çoğu zaman vatandaşların uzun vadeli ihtiyaçlarına yönelik değil. Bir öneri oyunların her zaman Olimpiyatların çıktığı yer olan Yunanistan’da yapılması. Ama bu da pek cazip bir çözüm olarak görülmüyor.
Olimpiyatların dünyayı bir araya getirme potansiyeli var ancak oyunların ışıltısı ev sahibi şehirlerde yaşanan güç suistimalleri nedeniyle gölgeleniyor. Paris’in imhitandan nasıl çıkacağını bekleyip göreceğiz.
OLİMPİYATLARI İZLEMEK KİLO ALDIRIR MI?
Haydaaa, spor izleyip bir de kilo mu alacağız? The Conversation’da okuduğum bir makale sadece olimpiyatları değil, ekranda spor karşılaşmalarını izlemenin de ‘atıştırma’ dürtüsünü tetikleyebileceğini yazıyor. Araştırma spor videoları izlemenin şeker tüketimini artırabileceğini ortaya koyuyor. Hikaye bu kadar da değil. İzlenen sporun zorluğu da bu etkide önemli bir rol oynuyor.
Araştırmada deneklerden bir spor videosu izlemeleri ve bazı şekerleri test etmeleri istendi. Sonuçlara göre nispeten “kolay” sporları izleyenler daha çok şeker tüketti. İzlenen spor türü de gıda tüketimini etkileyebiliyor yani. Çalışmada bir grup deneğe hafif koşu gibi kolay spor, bir gruba da atletizm, uzun atlama, beyzbol, ragbi gibi daha zor sporlar izletildi. Kolay spor videosu izleyenler, zor sporları izleyenlere göre daha fazla şeker tüketti (18 grama karşı 30 gr.)
Dolayısıyla kolay egzersizi izlemek daha çok yediriyor. İyi de bu neden oluyor? Bulguları açıklamak için hedef motivasyonu üzerine yapılan araştırmalara bakılmış. İnsanlar bir hedefe ulaşamadıklarını hissettiklerinde daha çok çabalıyor ancak ilerlemeyi gördüklerinde gevşeyebiliyor. Örneğin bir antrenmandan sonra formda kalmayı hedefleyenler, iyi bir ilerleme gösterdik- lerini hissedip gevşeyebilir. Yine çalışmalar daha küçük hedeflere ulaşmanın insanlara bir molayı hak ettiklerini hissettirebiliyor ve bu da fazla yemeye yol açabiliyor.
Spor aktivitelerini izlerkenki yemek tüketimi de benzer bir motivasyon olarak görülüyor. Çünkü sadece spor izlemek bile fitness hedeflerinin dolaylı olarak yerine getirildiği hissine yol açabiliyor. İnsanlar aktiviteyi izlerken kendilerinin de bu sporu yaptıklarını hayal ettiğinde bu yiyecek seçimlerini de etkileyebiliyor.
Sonuç mu? Olimpiyatları izlerken zor sporları tercih edip daha az yiyebilirsiniz. Futbol izlerken yenen cipsleri, abur cuburları bu araştırma içinde nerede koyacağız bakın bunu bilemedim işte.