Yoğurt

Anadolu ve çevresinde sofranın bembeyaz çiçeği: Yoğurt

Sıcak sofraların serinliği, ağır yemeklerin hafif kardeşi: Yoğurt

Renkli mezelerin yumuşak dokusu; havucun, patlıcanın, biberin, lahananın, semizotunun, fesleğenin, maydanozun, marulun, salatalığın dostu: Yoğurt

Yürek ferahlatan serin çorbaların da iç ısıtan sıcak çorbaların da beyaz hammaddesi: Yoğurt

Ustalıkla mayalanan, ufacık bir kaşıktan bir tencereye dolan, her tarifte yeniden tanımlanan şef turnusolu: Yoğurt

Sütü yaratan ve bizi çeşit çeşit peynir ve yağla buluşturan Allah’ın lirik ikramı: Yoğurt

Göle çalınan, imkansızı denemeyi hatırlatan; bakteriyle kimyayı değiştirip olmazları olduran Allah’ı andıran bir nimet: Yoğurt.

Bugün bu müthiş nimetin bir kilosunun fiyatı 25 TL bandında. Bir litre sütün 15-20 TL aralığında olduğu düşünüldüğünde, süt alıp kendi yoğurdunu yapan aileler için de yoğurt maliyetinin ciddi anlamda arttığını düşünebiliriz.

Geçen hafta Gofret başlıklı yazımda market kasasında gördüğüm gofret alma zorluğunu yazmıştım. Bir temel ihtiyaç olmayan ama hayata ufacık bir tat katan bu ürünün bile pahalı olması canımı yakmıştı. Biliyorum ki bu tarz yazılar çok paylaşılmaz ve fazla tık almaz. İnsanlara yepyeni çözümler de sunmaz. Fakat kendi gündemimi meşgul eden ve çevremdeki insanların gerçekten dert edindiği şeylerden daha iyi konu bilmiyorum. Belki birkaç yönetici okur da milyonlarca insanı bunları almaktan mahrum bıraktıklarını fark edip utanır diye bunları yazmayı sürdürmeyi düşünüyorum.

Çünkü hiçbir sorumlu söze mahcubiyetle başlamıyor. Krizden bahsederken duraksamıyor. Aklımızla dalga geçercesine yollardaki araba sayılarından bahsetmeyi sürdürüyor. Kira günü ev sahibine mahcup olan, fatura gelince uzaklara dalan, market dönüşü tansiyonu fırlayan yine biz oluyoruz.

Burada yazdığım gofretten yoğurda kadar çeşitli ürünlerin bizim hiçbir zaman tadamayacağımız kalitede olanlarını tüketiyor ve bize akıl vermeyi sürdürüyorlar. Bu nimetlerin ince yanını, diğer anlamını ve fiyatlarını düşünmek yine bize kalıyor.

Düşündüklerimizi hatırlatmak ve hatta bazen bağıra çağıra ilan etmek durumunda kalıyoruz. Çünkü hiçbiri duymuyor.

Bir kase yoğurdun lüks olduğu bir hayatın kalitesinden kim bahsedebilir? İnsan onuru etiket fiyatlarının altında böylesine ezilirken bunlar olmuyor gibi nasıl davranılabilir?

Biz şimdi bir kaşıktan bir tencereyi mayalar gibi sakince çoğalıyoruz. Bembeyazlığımızı bozmamayı ve üzerimize bastırmamayı başarırsak herkesi doyuracak bir tencereyi doldurabiliriz.

Belli ki biraz daha zamana ihtiyacımız var bunun için. Sütü bozmadan, yoğurdu ekşitmeden hep beraber doyacağımız günlere… Sabır ve inatla.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum