Tavır Almak
Dünya hızla daralıyor. Ufkumuz ve umudumuz da öyle. Krizler her geçen gün büyürken çözümler kayboluyor. Kariyerin, kişisel gelişimin ve bireylerin çağında özne olmak imkansızlaşıyor. Olup bitenler olup bitiyor, insan edilgenleşiyor.
Güvenlikçi söylemler ve popülizm hızla yükselirken tavır almak zorlaşıyor. Lincin, düşmanlığın ve hamasetin ortasında ilkesel bir tavır takınmak cesaret istiyor.
Dijital çağ tüm dünyada zihinsel bir devrime yol açıyor. Doğu otoriterliği erirken Batı demokrasileri kilitleniyor. Son örneğini İtalya’da gördüğümüz ve Türkiye’de her geçen gün daha çok hissettiğimiz gibi aşırı sağ korkunç bir ivmeyle toplumları esir alıyor.
Türkiye’nin zor günlerden geçtiğinde ise herkes hemfikir. Ancak siyaset dışındaki alanlarda çözüm konuşulmuyor. Türkiye, krizlerin yalnızca siyasetle aşılacağı yanılgısını aşamıyor.
Hemen hemen her on yılda bir kendine has özelliklere sahip yeni kuşaklar yerel ve küresel gidişata dair bir şeyler söyler. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da sivil inisiyatiflerin azaldığı gözlemleniyor.
Türkiye’de özellikle İslâmi birikimi önemseyen çevrelerde ses getiren bir gençlik hareketi çıkmadı. Oysa Türkiye’de İslâmi birikim genellikle genç girişimlerle dergi çevrelerinde ilerlemiş, STK’larla kurumsallaşmıştı. Bugün gençliğe yönelik onlarca STK bulunuyor ancak bunların neredeyse tamamı önceki kuşakların kurduğu ve bugünün gençlerine eskilerden bir mesaj vermeye çalışıyor. Yönetim toplantılarının büyük bir kısmını gençliğe ulaşma yöntemlerini düşünerek harcıyorlar, çünkü genç değiller.
Bu meselelerde genç olmak için biraz bağımsız biraz eleştirel biraz da artist olmak gerekiyor. Biz bu koşulları birazcık sağlayabilen birkaç arkadaş olarak ne yapabiliriz diye konuştuk. Önce birkaç ay boyunca kitap okuyup üzerine tartıştık. Sonra bir sivil hareketin nasıl olması gerektiği üzerine kafa yorduk. Ölçtük biçtik ve Tavır’ı kurduk.
Bu hafta size biraz Tavır’ı anlatmak istiyorum.
Bize göre söylem üretme iddiası olan bir sivil oluşumun mutlaka bir yayın etrafında örgütlenmesi gerekiyordu. Bunun için taviryayin.com sitesini kurduk. Bu sitede hemen hemen her gün yayın yapıyoruz. Bazen gündemi değerlendiriyor bazen de gündem oluşturmaya çalışıyoruz.
Öte yandan kamusal tartışmaların derinlik kaybı hepimizi üzüyordu. Açığı kapatmak için iki ayrı program tasarladık. “Entelektüel Tavır” isimli programımızın ilk etkinliğini geçtiğimiz cumartesi günü Üsküdar Abbara Kahve’de Atasoy Müftüoğlu’nu ağırlayarak yaptık. Atasoy Müftüoğlu müthiş bir konuşma yaptı, salon doldu taştı.
Farklı görüşlerden politikacıları ve siyaset bilimcileri ağırlamayı planladığımız “Politik Tavır” programı içinse hazırlıklara devam ediyoruz.
Elbette dijital yayının imkanlarını kullansak da matbu yayından vazgeçemiyoruz. Tavır’ı özel bir baskıyla matbu hale de getirdik. 29 Eylül - 2 Ekim tarihleri arasında Sirkeci Garı’nda düzenlenecek olan 13. Uluslararası Dergi Fuarında okurlarımıza sunmayı bekliyoruz. Ayrıca 30 Eylül Cuma günü saat 11.30’da fuar alanında yapacağımız “Ya Sivil Ya Polis” başlıklı ilk söyleşimize hazırlanıyoruz.
Karar’da yazılarımı takip eden dostların heyecanımızdan haberdar olmasını ve mümkünse ilgilerini paylaşımlarını umuyorum. Bendeki haberler böyle, top sizde.